Evden çalışan NASA ekibi, Mars’taki keşif aracını takip edebilmek için 50'lerden kalma 3D gözlük kullanıyor

NASA, Curiosity aracının evden kumanda edilmesine imkan tanıyan çarpıcı derecede basit bir yöntem buldu: Eski tarz 3 boyutlu gözlükler (NASA)
NASA, Curiosity aracının evden kumanda edilmesine imkan tanıyan çarpıcı derecede basit bir yöntem buldu: Eski tarz 3 boyutlu gözlükler (NASA)
TT

Evden çalışan NASA ekibi, Mars’taki keşif aracını takip edebilmek için 50'lerden kalma 3D gözlük kullanıyor

NASA, Curiosity aracının evden kumanda edilmesine imkan tanıyan çarpıcı derecede basit bir yöntem buldu: Eski tarz 3 boyutlu gözlükler (NASA)
NASA, Curiosity aracının evden kumanda edilmesine imkan tanıyan çarpıcı derecede basit bir yöntem buldu: Eski tarz 3 boyutlu gözlükler (NASA)

Koronavirüs sebebiyle dünya genelinde insanlar uzaktan çalışmanın zorluklarına uyum sağlamak zorunda kaldı.
Uzaktan kontrollü operasyonları Güneş Sistemi'nin en uzak köşelerine ve ötesine uzanan NASA, yeni koşullara uyum sorunu yaşamayacağını düşünebileceğiniz bir kurum.
Ancak çalışmalarına Kaliforniya'daki son teknoloji ürünü Jet İtiş Laboratuvarı ('Jet Propulsion Laboratory', JPT) yerine evlerinden sürdüren Mars Curiosity aracının kontrolünden sorumlu bilim ekipleri görünüşe göre aracı kızıl gezegen yüzeyinde kontrol etmeye devam edebilmek için düşük teknolojili ancak işe yarar çözümlere başvurmak zorunda kalmış.
Curiosity ekibi Mars yüzeyinin görüntülenmesi ve araca yön verilmesinde alışılageldik yüksek teknoloji ürünü gözlükler yerine 1950'ler tarzı kırmızı-yeşil 3 boyutlu gözlükleri kullanıyor.
NASA durumun nasıl gerçekleştiğini açıkladı.

Uzay ajansı, internet sitesinde yayımladığı yazıda şunları kaydetti:
"Ekibin (koronavirüs tecridinden) birkaç hafta önce tamamen evde çalışma ihtiyacı doğacağını öngörmesi, onları nasıl çalışılacağı üzerinde tekrar düşünmeye sevk etti. Mikrofonlu kulaklıklar, monitörler ve diğer ekipmanlar dağıtıldı (tüm çalışanlar sosyal mesafe önlemlerine uyduğu için ekipmanlar evlerin önünden alındı). Ancak JPL'de çalışırken kullandıkları her şey eve gönderilemezdi: Mars'ın 3 boyutlu görüntülerine ihtiyaç duyan planlayıcılar genelde bunları gözün sağ-sol görüşleri arasında hızlı geçiş yaparak arazi yükseltilerini daha iyi açığa çıkaran özel gözlüklerle çalışıyordu. Bu, Curiosity'nin nereye sürüleceği ve robotik kolunun ne kadar uzağa erişebileceğini anlamalarına yardımcı oluyor. Fakat bu gözlükler JPL'de bulunan yüksek performanslı bilgisayarlardaki gelişmiş grafik kartlarına ihtiyaç duyuyor (bu bilgisayarlar esasen Mars sürüşü için yeniden tasarlanmış oyun bilgisayarlarından oluşuyor). Böylece, araç operatörlerinin 3 boyutlu görüntüleri sıradan dizüstü bilgisayarlarda görüntüleyebilmesi için çalışanlar 3 boyutlu basit kırmızı-mavi gözlüklere geçiş yaptı."
Uzay ajansının açıklaması, "Gelişmiş gözlükler kadar kapsamlı veya rahat olmasa da, sürüş planlaması ve kol hareketleri için işe yarıyor" diye devam etti.
Görünüşe göre birçok eşzamanlı internet üzerinden gerçekleştirilen video konferans grubunu gerektiren uzaktan operasyon sisteminin başarıyla kurulmasının ardından, ekip Mars'ta planlı kazı görevini çoktan başarıyla gerçekleştirdi.
Independent Türkçe'de yer alan habere göre, Curiosity bilim operasyonları ekibinin şefi Carrie Bridge, "Bu klasik, tipik bir NASA örneği" dedi.
"Bir sorunla karşılaştık ve işlerin nasıl yürüyeceğini çözdük. Mars öylece durup bizi beklemiyor, hala araştırıyoruz."



Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
TT

Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Yeni bir araştırmaya göre, çığır açan bir gen tedavisi tek bir enjeksiyonla insanlardaki işitme kaybını birkaç hafta içinde tersine çevirebiliyor.

İsveç'in Karolinska Enstitüsü'nden araştırmacılar son teknoloji tedavinin, doğuştan sağırlığı veya ileri derecede işitme bozukluğu olan çocuk ve yetişkinlerin işitme yetisini iyileştirdiğini ve klinik bir deneyde 7 yaşındaki bir çocuğun duyma becerisini neredeyse tamamen geri kazandığını açıkladı.

Hakemli dergi Nature Medicine'da detaylandırılan klinik çalışma, OTOF geninin sağlıklı bir kopyasının iç kulağa enjekte edilmesiyle 10 katılımcının tümünün işitmesinin gelişme gösterdiğini ortaya koydu.

Küçük ölçekli deney, OTOF adı verilen bir gendeki mutasyonlar sonucu genetik sağırlık veya ileri seviye işitme bozukluğundan muzdarip kişileri içeriyordu.

Bu mutasyonlar, ses sinyallerinin kulaktan beyne iletilmesinde kilit rol oynayan otoferlin proteininin eksikliğine neden oluyor.

Araştırmacılar tedavinin en çok çocuklarda işe yaradığını belirtse de yetişkinlere de fayda sağlayabileceğini söylüyor.

Deneyde adeno ilişkili virüsün sentetik ve zararsız bir versiyonu kullanılarak düzgün işleyen bir OTOF geni tek bir enjeksiyonla iç kulağa verildi.

Tedavinin etkileri hastaların çoğunda belirgin biçimde görülürken, işitme yetisi sadece bir ay sonra hızla iyileşti.

Araştırmacılar 6 ay sonra tüm katılımcılarda işitmede önemli ölçüde iyileşme kaydedildiğini ve algılanabilir ortalama ses seviyesinin 106 desibelden 52 desibele düştüğünü belirtiyor.

Çalışmada tedaviye en iyi yanıt verenlerin 5 ila 8 yaşındakiler olduğu tespit edildi.

7 yaşındaki bir kız çocuğu işitme yetisini neredeyse tamamen hızla geri kazandı ve 4 ay sonra annesiyle günlük konuşmalar yapabilmeye başladı.

Karolinska Enstitüsü'nden çalışmanın ortak yazarı Maoli Duan, "Bu yöntem ilk kez ergenler ve yetişkinlerde test edildi" diyor.

Katılımcıların çoğunda işitme duyusunun büyük ölçüde iyileşmesi, yaşam kaliteleri üzerinde derin bir etki yaratabilir. Şimdi bu etkinin ne kadar kalıcı olduğunu görmek için bu hastaları takip edeceğiz.

Araştırmacılar ayrıca tedavinin güvenli olduğunu ve iyi tolere edildiğini de saptadı. Katılımcılar 6-12 aylık takip süresinde herhangi bir ciddi yan etki bildirmedi.

En yaygın reaksiyon, bir tür akyuvar olan bağışıklık sistemi nötrofillerinin sayısındaki azalmaydı.

"OTOF sadece başlangıç" diyen Dr. Duan, araştırmacıların GJB2 ve TMC1 gibi diğer yaygın sağırlık genleri üzerinde de çalıştığını ekliyor.

Bunların tedavisi daha karmaşık ancak bugüne kadarki hayvan deneyleri umut verici sonuçlar ortaya koyuyor. Farklı genetik sağırlık türlerinden muzdarip hastaların bir gün tedavi görebileceğine güvenimiz tam.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news