Suudi Arabistan terör suçları dahil 18 yaşın altındakilere idam cezasını kaldırdı

İnsan Hakları Komisyonu, Suudi Arabistan hükümetinin çocuk adaletine büyük önem verdiğinin tekrar altını çizdi (Şarku’l Avsat)
İnsan Hakları Komisyonu, Suudi Arabistan hükümetinin çocuk adaletine büyük önem verdiğinin tekrar altını çizdi (Şarku’l Avsat)
TT

Suudi Arabistan terör suçları dahil 18 yaşın altındakilere idam cezasını kaldırdı

İnsan Hakları Komisyonu, Suudi Arabistan hükümetinin çocuk adaletine büyük önem verdiğinin tekrar altını çizdi (Şarku’l Avsat)
İnsan Hakları Komisyonu, Suudi Arabistan hükümetinin çocuk adaletine büyük önem verdiğinin tekrar altını çizdi (Şarku’l Avsat)

Suudi Arabistan’da reform uygulamaları peş peşe geliyor. Suudi Arabistan İnsan Hakları Komisyonu, 18 yaşın altındakilere uygulanan idam cezasının kaldırılmasına ilişkin bir Kraliyet kararnamesinin çıkarıldığını duyurdu. Söz konusu karar geçtiğimiz günlerde ‘kırbaçlama cezasının’ caydırıcı bir ceza olarak kaldırılıp yerine hapis, para ya da her ikisinin birden uygulanabileceğinin duyurulmasının ardından geldi.
İnsan Hakları Komisyonu tarafından yapılan açıklamada, “Caydırıcı bir ceza olarak 18 yaş altı kişilere uygulanan idam cezası ile ilgili nihai yargı hükümlerinin uygulanmasının askıya alınmasına ilişkin Kraliyet kararı, terör suçlarından idam cezasına çarptırılan kişiler de dahil olmak üzere suç işlediklerinde 18 yaşına girmemiş tüm bireyleri kapsıyor” ifadeleri yer aldı.
Kraliyet kararnamesine göre 2018 yılında çıkarılan Çocuk Adalet Yönetmeliği, (yayınlanmadan önce hakkında nihai idam cezası verilen kişilere için de geçerlidir) bir çocuk, 15 ila 18 yaş arasında idam cezası gerektirecek bir suç işlemişse, 10 yıldan fazla olmamak koşuluyla ıslah evine yatırılması yeterli olacaktır” ifadeleri yer alıyordu.
Komisyon “Kraliyet kararnamesi, on yılı aşkın bir süre için ıslah evi cezasına çarptırılan kişiler de dahil olmak üzere 18 yaş altı kişilere uygulanan idam cezasının, ıslah evlerine yatırılma cezasıyla değiştirilmesine ilişkin tüm icra meselelerini düzenledi. Söz konusu prosedürlerin hiçbiri bu emrin uygulanmasına bir istisna teşkil etmez” şeklinde açıklamalarını sürdürdü.
Komisyon kırbaçlama cezasının caydırıcı cezalar arasından kaldırılıp yerine hapis, para, hapis ve para ya da başka bir alternatif ceza uygulanmasına ilişkin Yüksek Yargı Kurulu’nun kararını memnuniyetle karşılamıştı.
Komisyon 2018 yılında çıkarılan Çocuk Adalet Yönetmeliği ve alınan bu Kraliyet kararını örnek göstererek Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman bin Abdulaziz’in çocuk hukukuna verdikleri büyük önemi gösterdiğini tekrar teyit etti.



Abbas: Suudi Arabistan'ın çabaları, Fransa'nın Filistin devletini tanımasına katkıda bulundu

Kral Selman bin Abdulaziz, 12 Şubat 2019'da Riyad'da Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile bir araya geldi. (SPA)
Kral Selman bin Abdulaziz, 12 Şubat 2019'da Riyad'da Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile bir araya geldi. (SPA)
TT

Abbas: Suudi Arabistan'ın çabaları, Fransa'nın Filistin devletini tanımasına katkıda bulundu

Kral Selman bin Abdulaziz, 12 Şubat 2019'da Riyad'da Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile bir araya geldi. (SPA)
Kral Selman bin Abdulaziz, 12 Şubat 2019'da Riyad'da Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile bir araya geldi. (SPA)

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas dün yaptığı açıklamada, İki Kutsal Caminin Hizmetkârı Kral Selman bin Abdulaziz ile Veliaht Prens ve Başbakan Muhammed bin Selman'a, Fransa'nın Filistin devletini tanıma yönündeki tarihi taahhüdüne katkıda bulunan çabaları ve onurlu duruşları için derin şükran ve takdirlerini sundu.

Filistin Devlet Başkanı, Fransız mevkidaşı Emmanuel Macron'un, eylül ayında yapılacak Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu sırasında ülkesinin Filistin devletini tanıma kararlılığını teyit eden mektubunu memnuniyetle karşıladı ve uluslararası meşruiyet ve uluslararası hukuk hükümlerine uygun olarak iki devletli çözüm temelinde barışın tesis edilmesine katkıda bulunacak bu cesur adımı takdir etti.

Abbas, Macron'un açıklamasının Filistinlilerin haklarının zaferi olduğunu ve Fransa'nın Filistin halkını ve onların toprakları ve vatanları üzerindeki sabit ve meşru haklarını destekleme konusundaki kararlılığını ve uluslararası hukuka bağlılığını yansıttığını vurguladı. Abbas, dünya ülkelerini benzer adımlar atmaya ve uluslararası meşruiyet kararlarına dayalı olarak, uluslararası alanda tanınan iki devletli çözüm temelinde Filistin devletini tanımaya çağırdı.

 Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, 21 Eylül 2021'de Paris'te Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ı karşıladı. (AFP)Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, 21 Eylül 2021'de Paris'te Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ı karşıladı. (AFP)

Filistin meselesi, çeşitli uluslararası platformlarda onu savunmaktan çekinmeyen Suudi Arabistan'ın büyük ilgisini çekiyor. Suudi Arabistan, bu meselenin kendileri için en önemli mesele olduğunu defalarca vurgulamış ve Filistin halkının 1967 sınırları içinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir devlet kurma hakkını destekleyen sabit bir tutum benimsemiştir.

Suudi Arabistan, BM Güvenlik Konseyi'nin hiçbir bahaneyle sorumluluklarından kaçamayacağını vurgulayarak, Filistin halkının mahrum bırakıldığı haklarını güvence altına alacak cesur kararlar alması çağrısında bulundu.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı tarafından dün yapılan açıklamada, Macron'un açıklaması ‘tarihi bir karar’ olarak nitelendirildi ve uluslararası toplumun Filistin halkının kendi kaderini tayin etme ve bağımsız devlet kurma hakkına ilişkin mutabakatını teyit ettiği belirtildi. Açıklamada, Filistin’i henüz tanımayan diğer ülkelere de barış ve Filistinlilerin haklarını destekleyen bu tür olumlu adımlar ve ciddi tutumlar sergilemeleri çağrısı yinelendi.

Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, 11 Kasım 2024 tarihinde Riyad'da Filistin Devlet Başkan Mahmud Abbas ile bir araya geldi. (SPA)Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, 11 Kasım 2024 tarihinde Riyad'da Filistin Devlet Başkan Mahmud Abbas ile bir araya geldi. (SPA)

Suudi Arabistan'ın rolü sadece siyasi duruşlarla sınırlı kalmadı; aynı zamanda Filistin halkına destek sağlayan bağışçı ülkeler arasında başı çekti ve çeşitli kalkınma ve insani yardım sektörlerinde 306 projeye toplam 5,5 milyar dolarlık yardım sağladı.