Koronavirüs tedbirleri Lübnan-Suriye kaçakçılığını vurdu

2 Mayıs’ta Lübnan’ın güneyindeki Sayda şehrinde bir telefon satıcısı (Reuters)
2 Mayıs’ta Lübnan’ın güneyindeki Sayda şehrinde bir telefon satıcısı (Reuters)
TT

Koronavirüs tedbirleri Lübnan-Suriye kaçakçılığını vurdu

2 Mayıs’ta Lübnan’ın güneyindeki Sayda şehrinde bir telefon satıcısı (Reuters)
2 Mayıs’ta Lübnan’ın güneyindeki Sayda şehrinde bir telefon satıcısı (Reuters)

Lübnan’da koronavirüs tedbirleri, Suriye sınırındaki kaçakçılık faaliyetlerini baltaladı.
Lübnan - Suriye sınırında kaçakçılık oranı, Bekaa’nın kuzeyindeki en aktif geçitte yüzde 90’ın altına düştü. Lübnan hükümeti ise güvenlik önlemlerinin sıkılaştırılmasıyla birlikte koronavirüs salgınının yayılmasını önlemek için halkı seferber etmeye başladı.
Bu güvenlik önlemleri, günlük kaydedilen koronavirüs vakalarının oranının da azalmasına katkı sağladı. Sağlık Bakanlığı, 4 yeni vakanın ve 1 ölümün kaydedildiğini açıklayarak, vaka sayısının 737 ve ölü sayısının da 25 olduğunu açıkladı.
Ülke içerisinde 40 gün boyunca sıkılaştırılan güvenlik önlemlerinin yanı sıra trafik hareketliliğinin kısıtlanması ve karantina uygulanması kararı alındı. Yetkililer, yasadışı kaçakçılığın görüldüğü Lübnan’ın Suriye sınırına ilişkin de prosedürleri sıkılaştırdı.
Lübnan ordusuna bağlı Kara Sınırı Taburu, sınır geçişlerine takviyelerde bulunurken, Lübnan sınırındaki 13 geçidin çoğu da Suriye topraklarına uzanan bariyerlerin sayısının artırılmasıyla kapatıldı. Aynı şekilde bölgeye kontrol devriyeleri konuşlandırıldı.
Sınırın Lübnan tarafındaki önlemler sıkılaştırılırken, Suriye kuvvetleri de askeri güvenliğin desteğiyle Suriye ordusuna bağlı 4’üncü tugay unsurlarının ve el-Hacane Piyade Muhafızlarının yürüttüğü devriyeleri ve bariyerleri artırdı. Her iki tarafın ilan ettiği prosedürler uyarınca doğudaki Jusiyah bölgesinden batıdaki Huş el-Seyyid geçidine kadar, Suriye’deki Lübnanlıların ikamet ettiği köyleri kapsayan 22 km boyunca 13 kaçak geçiş kapatıldı. Bu köyleri Lübnan tarafına bağlayan yasal bir geçişin olmadığı ve ürünlerin Lübnan’da satılması bahanesiyle söz konusu geçişlerde yoğun kaçakçılık faaliyetleri yaşanıyordu.
Güvenlik kaynaklarının Şarku’l Avsat’a aktardığına göre sınırların kapatılmasıyla, suç eylemlerinde de bir azalma yaşandı ve kaçakçıların nüfuzunda bir gerileme görüldü. Nitekim son 3 ayda yalnızca 4 araç hırsızlığı yaşandı.
Kaçakçılık operasyonları, her iki tarafta da sınırlandırıldı. Öyle ki bölgede yalnızca bazı gıda malzemelerinin, deterjanların, süt ve tereyağı gibi gıda malzemelerinin Suriye’den Lübnan’a kaçakçılığı kaydedildi.
Lübnan’ın doğusundaki geçişler için geçerli olan tedbirler, kuzey vilayetlerdeki geçişler ve Bekaa’daki geleneksel kaçakçılık alanlarında da uygulandı. Gelişmeyle eş zamanlı olarak Afet Yönetimi Ulusal Operasyonlar Departmanı, yeni tip koronavirüs salgınıyla ilgili günlük raporunu yayınladı. Rapor, Lübnan’da toplam vaka sayısının 737, iyileşen sayısının 200 ve ölü sayısının da 25 olduğunu gösterdi. Son yapılan testlerde, 4 yeni vakanın kaydedildiği belirtildi.
Öte yandan Departman, öğleden sonra ise Lübnan’ın doğusundaki Baalbek’te bulunan el-Celil Filistinli mülteciler kampında da 1 kişinin testinin pozitif olduğuna dikkati çekti.



Tunus mahkemesi, cumhurbaşkanı adayı el-Ayaşi Zemal'e 1 yıl 8 ay hapis cezası verdi

Tunuslu işadamı, eski milletvekili ve cumhurbaşkanı adayı el-Ayaşi Zemal (videodan alınan ekran görüntüsü)
Tunuslu işadamı, eski milletvekili ve cumhurbaşkanı adayı el-Ayaşi Zemal (videodan alınan ekran görüntüsü)
TT

Tunus mahkemesi, cumhurbaşkanı adayı el-Ayaşi Zemal'e 1 yıl 8 ay hapis cezası verdi

Tunuslu işadamı, eski milletvekili ve cumhurbaşkanı adayı el-Ayaşi Zemal (videodan alınan ekran görüntüsü)
Tunuslu işadamı, eski milletvekili ve cumhurbaşkanı adayı el-Ayaşi Zemal (videodan alınan ekran görüntüsü)

Tunus cumhurbaşkanı adayı el-Ayaşi Zemal’in avukatı, Cendube Mahkemesi’nin dün (Çarşamba) Zemal'i bir yıl sekiz ay hapis cezasına çarptırdığını ve bunun muhalefetin Cumhurbaşkanı Kays Said'in yeniden seçilmesini amaçlayan adil olmayan seçimlere ilişkin korkularını güçlendiren son hamle olduğunu söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığı habere göre, 6 Ekim'de yapılması planlanan cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde, Tunus Bağımsız Yüksek Seçim Kurulu’nun bu ay üç önemli adayı diskalifiye etmesinin ardından tansiyon yükseldi. Bu hareket bir eleştiri seline yol açtı.

Binlerce Tunuslu geçen hafta muhalefetin ve sivil toplum örgütlerinin çağrısıyla sokaklara dökülerek Tunus Bağımsız Yüksek Seçim Kurulu’nun muhalifleri ve adayları baskı altına almamasını talep etti.

Seçim Kurulu sadece Said, Zuheyr el-Mağzavi ve el-Ayaşi Zemal'in adaylıklarını onaylayarak seçim anlaşmazlıklarını karara bağlayan en yüksek yargı organı olan İdare Mahkemesi'nin kararına meydan okudu.

Dün alınan kararı yorumlayan Zemal'in avukatı Abdussettar el-Mesudi Reuters'e şunları söyledi: “Karar siyasi amaçlıdır; adil değildir. Zemal’in cumhurbaşkanlığı yarışındaki şansını baltalamayı ve onu Tunuslulara dürüst olmayan biri olarak göstermeyi amaçlamaktadır.”

Zemal iki hafta önce ‘belge uydurmak ve halk desteğini tahrif etmek’ suçlamasıyla gözaltına alınmıştı.

Said'in muhalifleri, üyelerini kendisinin atadığı Tunus Bağımsız Yüksek Seçim Kurulu’nu rekabeti bastırmak ve adayları sindirmek suretiyle yeniden seçilmesini sağlamak için kullandığını söylüyor.

Said ise hainlerle, paralı askerlerle, yolsuzluk yapanlarla savaştığını ve diktatör olmayacağını söyleyerek suçlamaları reddediyor.

Özgür Anayasa Partisi lideri Abir Musi kamu güvenliğine zarar vermek suçlamasıyla geçen yıldan bu yana hapiste. Önde gelen siyasetçi Lutfi el-Merahi de 2019 seçimlerinde hile yapmak suçlamasıyla bu yıl hapse atıldı.

Her iki isim de seçimlere katılma niyetlerini açıklamış, ancak hapsedilmiş ve adaylıklarını sunmaları engellenmişti.

Geçtiğimiz ay bir başka mahkeme de cumhurbaşkanlığı seçimlerine aday olan dört siyasetçiyi hapis cezasına çarptırdı ve ömür boyu adaylıktan menetti.

Said 2019 yılında demokratik yollarla seçildi. Ancak zamanla iktidar üzerindeki kontrolünü sıkılaştırdı ve 2021 yılında muhalefetin ‘darbe’ olarak nitelendirdiği bir kararname yayınladı. Söz konusu kararnameyle Said yasama yetkisini kendisine devrederek ülkeyi yönetmeye başladı.