Eli Cohen olayı hakkında yeni bilgi: Bir Mossad ajanı, yakalanmasına yardım etti

İsrail ajanı Eli Cohen, Suriye’nin başkenti Şam’da (İsrail Başbakanlık sitesi)
İsrail ajanı Eli Cohen, Suriye’nin başkenti Şam’da (İsrail Başbakanlık sitesi)
TT

Eli Cohen olayı hakkında yeni bilgi: Bir Mossad ajanı, yakalanmasına yardım etti

İsrail ajanı Eli Cohen, Suriye’nin başkenti Şam’da (İsrail Başbakanlık sitesi)
İsrail ajanı Eli Cohen, Suriye’nin başkenti Şam’da (İsrail Başbakanlık sitesi)

Amal Şehade
İsrail ajanı Kemal Emin Sabit olarak da bilinen Eli Cohen’in Suriye’de idam edilmesinden bu yana 55 yıl geçmiş olmasına rağmen İsrail, Cohen’in ailesinin kalıntıları alması için yürüttüğü çabalar kapsamında bu konuya önem göstermeye devam ediyor. İsrail’in elde ettiği bilgiler, Cohen’in bilinmeyen bir yere gömüldüğünü ve doğa kaynaklı nedenlerin mezarın yok olmasına neden olduğunu ortaya koydu.
Cohen ailesi, Eli Cohen’in gömüldüğü yer hakkında bilgi edinmek için 10 yıldan uzun bir süredir yerel ve uluslararası kampanyalar yürütüyor. Aynı zamanda Mossad istihbarat servisi ve İsrail otoritesine karşı hem ülke içinde hem de dışında popüler bir kampanya yürütülürken, İsrailli yetkililer ‘konuyu ihmal etmek, Eli Cohen’in akıbetinden sorumlu olmak ve onu kaderine terk etmekle’ suçlanıyor. Bununla birlikte İsrail’in Kan kuruluşu, Eli Cohen’e dair bir film aracılığıyla yeni bilgiler açığa çıkarırken, bir Mossad üyesinin Suriyeli yetkililerle ilişki kurmuş ve yetkililere İsrailli casus hakkında, yakalanmasına yardım eden bilgiler vermiş olabilme ihtimaline değindi. Film, Cohen’in tutuklanmasından kısa bir süre önce İsraillilerle iletişim kurmak üzere kullandığı bir cihaz aracılığıyla Mossad’a bir mesaj gönderdiğini de gösterdi. Filme göre Mossad dışında kimsede bu mesajın asli kopyası mevcut değil.

İhtimallerle suçlanıyor
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia kaynaklı haberine göre, film, Mossad ve İsrail istihbarat teşkilatından unsurlarla, erkek ve kız kardeşleri de dahil Cohen ailesi bireyleriyle görüşmeleri ve ölmeden önceki eşi ile yapılan bir röportajı da içeriyor. Mossad yetkilileri ise Eli Cohen’i, ‘ihmal, dikkatsizlik ve gerekli önlemleri almaması’ nedeniyle kimliğini açığa çıkarmakla suçluyor. Aile bireyleri de dahil bazı kesimler, Suriye mahkemesinin duruşma sırasında dinlediği mesajın, bir Mossad ajanı tarafından Suriyelilere ulaştırıldığını düşünüyor.
İsrail’de 55 yıldan uzun bir süredir, bu mesele etrafında dönen benzeri görülmemiş bir tartışma yaşanıyor. Aile, açığa çıkanlar hakkında sessiz kalmayacaklarını ve İsrail’e ulaşan bilgilerin gerçekliğine boyun eğmeyeceklerini açıkladı. Söz konusu bilgiler ise ‘Suriye’de idam edilmesinden sonra Cohen’in cesedinin gömüldüğü yere ilişkin Suriye organlarından herhangi bir bilgi sağlanamadığını’ ortaya koyuyor.
Eski Mossad direktörü Meir Amit, İsrail’in Cohen’i suçladığı söylentilerini kabul etti. Amit, yakalanmasının, aşırı güven dolayısıyla olduğunu belirtti. Meir Amit, ancak bu başarısızlıktan çok fazla söz etmeksizin, Mossad tarafından da başarısızlıkların yaşandığına dikkati çekti.

1967 savaşına katkıda bulundu
İsrail ajanı Eli Cohen, yaklaşık 4 yıllık casusluk dönemi sonrasında 18 Mayıs 1965 tarihinde idam edildi. Casusluk dönemi boyunca Suriye rejimindeki ve ordu komutanlığındaki çeşitli isimlerle kişisel ve samimi ilişkiler kurdu. Bu dönemde başta Suriye ordusu ve Golan Tepeleri olmak üzere birçok önemli bilgiler edindi. Bu bilgiler ise 1967 savaşında İsrail’in üstünlüğüne katkı sağladı. Bu durum da adının, Mossad’ın Lübnan, Mısır ve Suriye başta olmak üzere Arap ülkelerine gönderdiği (İsrail devletinin kuruluşunun ilk 20 yılındaki) en önemli İsrailli ajanlar listesine dahil olmasına yol açtı.
İdamından yıllar sonra eşi, cesedini geri almak amacıyla geniş çaplı bir kampanya başlattı, ancak çabaları başarısız oldu. Suriye devriminden sonra bu çabaları devam etti ve Avrupa ülkelerine ulaşan Suriyelilerden bilgi almaya çalıştı. Nisan 2019 itibariyle cesedinin nerede gömüldüğü hakkında spekülasyonlar içeren raporlar yazıldı. Bunların en sonuncusu ise Lazkiye’deki el-Kardaha şehri yakınlarında bulunan dağdaki bir mağaraya gömülü olduğu yönündeydi. İsrail merkezli Maariv gazetesinin yayınladığı bu raporda, Arap bir kaynağa göre “Ceset, Mossad’ın Ürdün- Suriye sınırına doğru hayali bir operasyon başlatması sonrasında, 1977 yılında Devlet Başkanı Hafız Esed’in emriyle taşındı. Mossad’a bağlı bir başka istihbarat ekibi, Şam’da Cohen’in cesedinin olduğu düşünülen bir alanı kazdı” ifadelerine yer verildi. İsrail gazetesinin aktardığı bilgilere göre Esed’in güvendiği ve cesedi gömen üç asker, mezarın nerede olduğunu biliyor. Aynı şekilde Suriye’nin eski Savunma Bakanı Mustafa Tlass (2017 yılında öldü) ve Suriyeli General Muhammed Süleyman (2008 yılında öldü) da cesedin nereye gömüldüğünü biliyordu.
Cohen, 1957 yılında Mısır’dan İsrail’e geldi. 2 yıl sonra Arap ülkelerinde muhbirlik yapması için İsraillileri orduya alan, İsrail İstihbarat Teşkilatı’na bağlı ‘188’inci Birim’e katıldı. Cohen’in kalıntılarını geri alma meselesi, 1990’larda Suriye ve İsrail arasındaki gizli müzakerelerde de gündeme getirilmişti. Benzer şekilde eski İsrail Başbakanı Ehud Olmert döneminde gerçekleşen ve 2008 yılında kadar devam eden müzakerelerde de bu mesele masadaydı.



İran, ABD ile müzakerelerin üçüncü turu öncesinde Avrupa troykası ile görüşmek üzere harekete geçti

ABD ile İran arasındaki müzakerelerin ikinci turunun yapıldığı Umman’ın Roma'daki büyükelçiliğinin giriş kapısındaki polis memurları ve gazeteciler, 19 Nisan 2025 (AP)
ABD ile İran arasındaki müzakerelerin ikinci turunun yapıldığı Umman’ın Roma'daki büyükelçiliğinin giriş kapısındaki polis memurları ve gazeteciler, 19 Nisan 2025 (AP)
TT

İran, ABD ile müzakerelerin üçüncü turu öncesinde Avrupa troykası ile görüşmek üzere harekete geçti

ABD ile İran arasındaki müzakerelerin ikinci turunun yapıldığı Umman’ın Roma'daki büyükelçiliğinin giriş kapısındaki polis memurları ve gazeteciler, 19 Nisan 2025 (AP)
ABD ile İran arasındaki müzakerelerin ikinci turunun yapıldığı Umman’ın Roma'daki büyükelçiliğinin giriş kapısındaki polis memurları ve gazeteciler, 19 Nisan 2025 (AP)

Dört diplomat dün yaptıkları açıklamada, İran’ın ABD ile müzakerelerin yeniden başlaması halinde 2015 yılında imzalanan nükleer anlaşmanın Avrupalı taraflarıyla Roma'da bir toplantı yapmayı önerdiğini belirtti. Diplomatlara göre toplantının cuma günü yapılması bekleniyor.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'ten aktardığı habere göre Avrupa troykasından bu öneriye şimdiye kadar herhangi bir yanıt gelmedi. İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi, dün düzenlediği olağan basın toplantısında, Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi tarafından geçtiğimiz hafta gönderilen mektuba Avrupalıların yanıt verip vermediğini bilmediğini söyledi.

İran, ABD ile cumartesi günü Umman'da yeniden başlayan nükleer programına ilişkin müzakerelerdeki ve geçtiğimiz hafta Rusya ve Çin ile yapılan görüşmelerdeki ivmeden faydalanmaya çalışıyor.

Ummanlı yetkililer, ABD-İran görüşmelerinin yeni turunun 3 Mayıs'ta Avrupa'da yapılabileceğini açıkladı. Ancak henüz resmi karara ilişkin bir duyuru yapılmadı. İran medyası, Tahran'ın yeni turun İngiltere'nin başkenti Londra'da yapılmasını reddettiğini bildirdi.

İran'ın Avrupa Troykası olarak bilinen İngiltere, Fransa ve Almanya'ya ulaşması Tahran'ın seçeneklerini açık tuttuğunu gösteriyor. Ancak Avrupalıların, 2015 tarihli nükleer anlaşmanın sona ereceği ekim ayından önce Birleşmiş Milletler (BM) yaptırımlarını yeniden uygulamak üzere snapback mekanizmasını devreye sokma konusundaki tutumunu da değerlendirmek istiyor.

Avrupalı güçlerin (Fransa, Almanya ve İngiltere) müzakerelerde yer almamasını yorumlayan Bekayi, Avrupalıların bu turun dışında kalmalarının kendi kararlarının bir sonucu olduğunu belirterek, “Avrupalıların bir sonraki aşamada olumlu bir rol oynayacaklarını ve yapıcı bir seçim yapacaklarını umuyoruz” diye konuştu.

Avrupa troykasından iki diplomat ve Batılı bir diplomat, geçtiğimiz cumartesi günü ABD ile yapılan görüşmelerin ardından İran'ın Roma'da toplantı yapılması için bir teklif gönderdiğini ve toplantının muhtemelen cuma günü yapılacağını söylediler.

Bu teklifin gerçekleşmemesi halinde İran'ın görüşmelerin bu tarihten önce Tahran'da yapılmasını da önerdiğini belirten diplomatlar, Washington ve Tahran arasındaki müzakerelerin ikinci turunun Roma'da yapıldığını ifade ettiler. İran tarafından yapılan açıklamada bu turda da önemli anlaşmazlıkların devam ettiği belirtilmişti.

İranlı bir yetkili, böyle bir teklifin sunulduğunu doğruladı, ancak Avrupa troykasının henüz yanıt vermediğini belirti. Diplomatlar, İran'la şimdi mi görüşmenin yoksa Washington'la görüşmelerin nasıl gelişeceğini görmeyi mi beklemenin kendi çıkarlarına olacağını değerlendirdiklerini, fakat Tahran'da bir toplantı yapılmasını ihtimal dışı bıraktıklarını ifade ettiler.

2015 tarihli nükleer anlaşmanın tüm taraflarıyla uzlaşıya varmanın önemli olduğunu söyleyen İranlı yetkili, bu yüzden Amerikalılarla yapılacak bir sonraki tur müzakerelerinden önce bu hafta Avrupa troykası ile bir araya gelmenin faydalı olacağını ifade etti.

BM yaptırımları için son tarih

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, perşembe günü yaptığı açıklamada, görüşmeler için Avrupa'ya gitmeye hazır olduğunu ifade etti. Ancak iki taraf arasındaki ilişkilerin bozulmasının ardından topun Avrupa'da olduğunun sinyalini verdi.

Tahran ve Avrupalı güçler geçtiğimiz eylül ayından bu yana aralarındaki ilişkileri ve nükleer meseleyi görüşmek üzere üç kez bir araya geldi. En son mart ayında, yaptırımların kaldırılması karşılığında İran'ın nükleer programının geri çekilmesini garanti altına alacak gelecekteki bir anlaşmanın parametrelerini araştırmak üzere teknik düzeyde bir toplantı yapıldı.

ABD Başkanı Donald Trump, İran'ın nükleer silah geliştirmesini engelleyecek yeni bir anlaşmaya hızla varılmaması halinde, İran’a saldırmakla tehdit etti. Trump, İran ile dünya güçleri arasında 2015 yılında varılan anlaşmadan 2018 yılındaki ilk başkanlık döneminde tek taraflı olarak çekilmişti.

Batı, İran'ın nükleer silah edinmenin peşinde olduğundan şüphelense de İran bunu reddediyor. Diplomatlar, yaptırımların yeniden başlatılması tehdidinin Tahran'a taviz vermesi için baskı yapmak üzere tasarlandığını ve Amerikalılar ile Avrupalılar arasındaki ayrıntılı görüşmeleri hayati hale getirdiğini söylüyor.

ABD, İran ile 2015 yılında imzalanan nükleer anlaşmadan 2018 yılında tek taraflı olarak çekildi. Bundan dolayı BM Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) anlaşmada yer alan yaptırımları yeniden uygulama mekanizmasını harekete geçiremiyor. Bu durumda anlaşmaya taraf olan üç Avrupa ülkesi, yaptırımların yeniden uygulanması için harekete geçebilecek tek alternatif olarak kalıyor.

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, Avrupalılarla görüşme önerisinin yaptırımların yeniden başlatılması konusuyla ilgili olup olmadığı sorulduğunda, bunun toplantının amacının bir parçası olduğunu belirterek “ABD ile görüşmeler, özellikle de nükleer adımlar konusunda hızlı ilerlemiyor, daha fazla zamana ihtiyacımız olduğu açık ve Tahran, ABD tarafına olan güven eksikliği nedeniyle geçici bir anlaşmadan yana değil” ifadelerini kullandı.

Bekayi, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ya biz geçici bir anlaşma kapsamında adımımızı uygularsak ve diğer taraf bunu yapmazsa ne olacak?! Avrupalıların yeni bir anlaşma istediğimizi ve uranyum zenginleştirmemizi sınırlandırmak için adım atmaya hazır olduğumuzu anlamalarını istiyoruz, ancak zamana ihtiyacımız var.”

İngiltere ve Almanya dışişleri bakanlıkları, İran'ın bu hafta içinde bir toplantı teklif edip etmediği konusunda yorum yapmaktan kaçınırken, Fransa Dışişleri Bakanlığı, yorum talebine henüz yanıt vermedi.