​Yemen Merkez Bankası, koronavirüs ve Husi eylemleri nedeniyle ekonomik krizin en büyüğünü bekliyor

Yemen Merkez Bankası Başkanı Ahmed Ubeyd el-Fadli
Yemen Merkez Bankası Başkanı Ahmed Ubeyd el-Fadli
TT

​Yemen Merkez Bankası, koronavirüs ve Husi eylemleri nedeniyle ekonomik krizin en büyüğünü bekliyor

Yemen Merkez Bankası Başkanı Ahmed Ubeyd el-Fadli
Yemen Merkez Bankası Başkanı Ahmed Ubeyd el-Fadli

Yemen Merkez Bankası Başkanı Ahmed Ubeyd el-Fadli, mevcut çatışmalar ve yeni tip koronavirüs salgınının verdiği durgunluğun devam etmesi halinde Yemen’in en kötüsü sayılabilecek kadar zor bir aşamayla karşı karşıya kalacağını söyledi.
Şarku’l Avsat ile yaptığı telefon görüşmesinde açıklamalarda bulunan Fadli, “Yemen ekonomisi, petrol fiyatlarının dünya piyasalarında çöküşüyle ​​kritik bir aşamadan geçecek. Bunun ciddi neticeleri olacak; gelir ve giderler arasındaki fark açılacak, bu da 2021 bütçesine yansıyacak. Nitekim mevcut durum önümüzdeki birkaç ay içerisinde düzelmezse Yemen tarihindeki en kötüsü yaşanacak” dedi.
Fadli, Yemen kaynaklarının meşru hükümete yapılan darbe operasyonundan bu yana sınırlı kaldığını, bu nedenle petrol üretiminin genel bütçenin ancak yüzde 70’ini karşılayabildiğini belirtti. Ancak bu aşamada Yemen tarlalarından petrol çıkarmanın maliyetinin küresel piyasadaki satış değerine eşit olduğunu; yani kaynaklar ile harcamalar arasında bir açık oluştuğunu vurguladı. Diğer yandan Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) Yemen’in ödemesi gereken borcu altı ay boyunca ertelediğini söyleyen Fadli, Yemen’in borcunun ödenmesi noktasında belirlenen sürenin iki yıl uzatılması için IMF’ye başvurduğunu, IMF’nin bu talebi dikkate alacağını ifade etti.
Merkez Bankası Başkanı Fadli, milislerin birçok iş insanının mülklerine el koyup vatandaşlara vergi dayatarak ülke ekonomisine karşı yasadışı prosedürler yürüttüğünü dile getirdi. Milislerin yeni para biriminin kullanılmasını engellemesinin riyalin Aden’deki değerinin devalüasyonu artırdığını, para tedavülü sürecini dengesizleştirdiğini, yerel piyasalarda tedavülde olan likidite hacmini zayıflattığını, yeni riyal banknotlarının eski riyale mukabil değeri üzerinde spekülasyona teşvik ettiğini, böylece Sana ve kurtarılmış bölgelerdeki döviz kurlarındaki açığın genişlediğini belirtti. Yemen ekonomisini vuran hususlardan birinin de petrolün dünya piyasalarındaki düşüşü olduğunu ifade eden Merkez Bankası Başkanı, zira öncesinde hükümetin petrol üretimini ilk çeyreğin sonuna kadar yaklaşık 80 bin varile yükseltmek için uğraşmakta olduğunu vurguladı. Fadli, bu yüzden, düşüşün öncesinde, petrol ve gaz sektörünün ülkenin bu yılki gelirinin yaklaşık yüzde 60'ını karşılayacağı, böylece hem işçilerin ücretlerinin ödeneceği hem de hizmet sektörlerinin destekleneceğinin beklendiğini ifade etti.
Yemen para biriminin değer kaybedişinden de bahseden Ahmed Ubeyd el-Fadli, “Ülke ekonomisinin neredeyse durma noktasına gelmesinden dolayı bu normal bir durum. Ancak Yemen’in para biriminin beş yıl önceki darbeden bu yana tamamen çökmediği hesaplanmakta. Suudi Arabistan’ın ekonomik, mali ve nakit desteği ve yardımıyla bu durumu düzeltmek için çalışıyoruz” dedi.
Merkez Bankası’ndaki mevcut likiditenin devletin ve bankanın yükümlülüklerini karşıladığına değinen Fadli, kurtarılmış bölgelerdeki Merkez Bankası şubelerine mali kaynakların aktarıldığını bildirdi. Son olarak, darbecilerin ekonomiyi vurma eylemleri hakkında ise “Darbecilerin özellikle de yeni para biriminin tedavülünü engellemek konusundaki prosedürleri, tedavülü ve piyasada sunulan miktarı etkiledi. Diğer yandan, milisler başarısız olunan elektronik para birimini açıkladı. Nitekim darbeci milislerin tüm bu adımları yasadışı” ifadelerini kullandı.



Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?

Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?
TT

Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?

Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?

Colin P. Clarke

Lübnan ve Suriye’nin bazı bölgelerinde salı günü gerçekleştirilen eş zamanlı bir saldırıda, Lübnan’daki Hizbullah Hareketi tarafından kullanılan yüzlerce çağrı cihazı peş peşe patladı. Saldırıda en az 10 kişi öldü, binlerce kişi yaralandı.

Birçok kişi saldırının neden şimdi düzenlendiğini ve saldırının zamanlamasının daha geniş bir anlamı olup olmadığını merak ediyor.

İsrail, ABD'nin daha geniş çaplı bir operasyonun, bölgede topyekûn bir savaşa yol açabileceği yönündeki uyarılarına rağmen, Hizbullah’ın saldırılarını önlemenin savaştaki hedeflerinden biri olduğunu açıkladı. Çağrı cihazı saldırısı İsrail'in Lübnan'da Hizbullah'a karşı yürüteceği uzun vadeli bir askeri harekatın başlangıcı olabileceği gibi, İsrail ile İran'ın vekilleri arasında uzun süredir devam eden gölge savaşının son gizli operasyonu da olabilir. İsrail, saldırıyı fark edilmeden gerçekleştirilebileceği zaman aralığı sınırlı olduğu için de böyle bir saldırı düzenlemiş olabilir.

İsrail'in istihbarat servisi Mossad için bu saldırı, 7 Ekim 2023 tarihinde Hamas'ın İsrail'e yönelik saldırısında yaşanan başarısızlıklar nedeniyle ciddi şekilde zedelenen itibarını iyileştirme yolunda atılan sağlam bir adım olabilir. Saldırı aynı zamanda bir casus romanından fırlamış gibi görünüyor. Mossad'ın böylesine büyük ve dramatik bir operasyonu nasıl gerçekleştirebildiğine dair çok sayıda hipotez ortaya atıldı. Patlayıcıların çağrı cihazlarına üretim aşamasında mı yoksa tedarik süreci sırasında mı yerleştirilmiş olabileceğini henüz bilmiyoruz.

Hizbullah, İsrail'in siber saldırılarına karşı önlem amacıyla çağrı cihazları gibi eski iletişim araçlarını kullanıyordu. Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah’ın alternatif iletişim araçları kullanmaya çağırdığı Hizbullah üyeleri 7 Ekim saldırısının ardından cep telefonu kullanmaktan büyük ölçüde kaçındılar.

Bazı kişiler cihazlara sızan kötü amaçlı yazılımın pillerin aşırı ısınmasına ve sonunda patlamasına neden olduğunu düşünüyor. Oysa saldırı titiz bir planlama ve ayrıntılara gösterilen özenle dikkatlice organize edildi. Saldırının anlık etkisi ne olursa olsun, ortaya çıkan tablo Hizbullah'ın paranoyasını arttıracak ve Mossad'ın gelecekte yapabileceklerine karşı daha fazla temkinli olmasına yol açacak. Hizbullah'ın bu saldırının ardından iç güvenlik aygıtında bir revizyona gidebilir, operasyonel güvenliğindeki boşlukları gözden geçirebilir ve üyelerinin yeteneklerini arttırmaya çalışabilir. Tüm bunlar aynı zamanda Hizbullah içinde kan dökülmesine yol açabilir ve içeride bir casus avı başlayabilir. Bu da İsrail istihbaratı için bir başka kazanç olacaktır.

Saldırı, titiz bir planlama ve ayrıntılara gösterilen özenle dikkatlice organize edildi.

Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye’ye geçtiğimiz temmuz ayı sonlarında Tahran'da düzenlenen suikastta olduğu gibi çağrı cihazı saldırısının arkasındaki nedenlerden biri de Mossad'ın prestijini yeniden kazanma konusundaki kararlılığıydı. İsrail istihbaratı 7 Ekim 2023 saldırısından önce her şeye gücünün yetebileceği yönünde güçlü bir imaja sahipti. Mossad efsaneleri, Steven Spielberg yönettiği Münih ve Netflix yapımı Kaos gibi popüler casusluk filmleriyle ekranlara taşınmıştı.

İsrail'in hedef odaklı suikastlarında, geçtiğimiz ocak ayında Beyrut'ta Hamas'ın Siyasi Büro Başkan Yardımcı Salih el-Aruri, temmuz ayı sonlarında yine Beyrut'ta Hizbullah’ın üst düzey komutanlarından Fuad Şükür ve Şükür’den kısa bir süre sonra da İsmail Heniyye öldürüldü.

dfv fdev
Patlayan çağrı cihazlarından birinden geri kalanlar Beyrut'ta sergilendi, 18 Eylül (AFP)

İsrail'in gizli operasyonlarının Mossad'ın imajını iyileştirmenin yanı sıra daha pratik bir etkisi de var. Saldırı büyük olasılıkla Hizbullah'ın komuta ve kontrol merkezini yok etti. Bu da öngörülebilir gelecekte Hizbullah için büyük iletişim sorunlarına yol açacak. Dahası, salı günü gerçekleşen saldırıda yüzlerce Hizbullah üyesi yaralandı. Bazılarının parmaklarının ya da ellerinin koptuğu ya da geçici de olsa sahadan uzaklaşmalarına neden olan başka yaralanmalar gibi fiziksel bozukluklara sebep olduğu şüphesiz.

Yemen'deki Husiler, Irak ve Suriye'deki milisler ve İran'ın diğer vekilleri daha fazla önlem almaya başlayacaktır. Bu durum söz konusu grupların birbirleriyle iletişim kurma şekillerinde değişikliklere yol açarak koordinasyon düzeylerini doğrudan etkileyebilir ve saldırı düzenleme kabiliyetlerini engelleyebilir.