Türkiye’nin Libya’ya yönelik tıbbi yardım uçağı Tunus’ta tartışma yarattı

Türkiye’nin Libya’ya yönelik tıbbi yardım uçağı Tunus’ta tartışma yarattı
TT

Türkiye’nin Libya’ya yönelik tıbbi yardım uçağı Tunus’ta tartışma yarattı

Türkiye’nin Libya’ya yönelik tıbbi yardım uçağı Tunus’ta tartışma yarattı

Türkiye’nin tıbbi malzeme taşıyan uçağının dün sabah Tunus’un güneyindeki Cerbe Havalimanı’na inişi, Tunus’taki siyasi çevrelerde Türkiye'nin bölgedeki rolü ve Libya’da çatışan taraflarından birine destek sağlama olasılığı hakkında geniş bir tartışma başlattı.
Bu durum, Raşid Gannuşi liderliğindeki Nahda Hareketi ve Türkiye ile Katar'ın yerel ve bölgesel siyaset üzerindeki etkisini kabul etmeyen bazı muhalif partiler arasındaki sorunu da yeniden gün yüzüne çıkarttı.
Libya’daki bazı haber sitelerinde, Türkiye’nin yeni tip koronavirüse (Kovid-19) karşı Libya'ya tıbbi yardım taşıyan uçağı, doğrudan Libya’daki Mitiga Havaalanı veya Misrata kentindeki Hava Kuvvetleri Koleji yerine Tunus üzerinden göndermesine ilişkin çıkan haberler tartışma yarattı.
Anadolu Ajansı’na (AA) göre Milli Savunma Bakanlığı’nın (MSB), “Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatlarıyla Bakanlığımız tarafından hazırlanan ve Kovid-19 ile mücadelede kullanılacak tıbbi yardım malzemeleri Tunus'a gönderildi” şeklindeki açıklamasında bu yardımların Libya’ya yönelik olduğundan bahsetmemesi de şüphe uyandırdı.
Tunus Cumhurbaşkanlığı Ofisi’nden yapılan açıklamada, tıbbi yardım taşıyan Türk uçağının, Tunus’un güneyindeki Cerbe Havalimanı’na inişine, ‘denetim ve yardımları kendisi ulaştırma şartıyla' izin verildiği bildirildi.
Ayrıca ‘Libyalı kardeşlere’ yönelik tıbbi yardımın gümrük ve güvenlik güçlerine teslim edildiği ve Tunus ile Libya arasındaki Ras Cedir Sınır Kapısı’na gönderileceği de ifade edildi.
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said’in kardeşi Nevfel Said, Türk uçağının inişi ve beraberinde getirdiği tartışmalar hakkında şu yorumu yaptı:
“Tunus 4 Mayıs 1957'de imzaladığı ‘Savaş Zamanında Sivil Kişilerin Korunmasına İlişkin  Dördüncü Cenevre Konvansiyonu’na dayanarak, insancıl hukuku uygular. Bundan fazlası ya da azını değil.”
Muhalif Özgür Anayasa Partisi, daha önce Parlamento'ya Libya'ya yapılacak herhangi bir yabancı müdahaleye karşı çıkmayı amaçlayan bir yasa tasarısı önermişti.
Özgür Anayasa Partisi Genel Başkanı Abir Musa, yasa tasarısına ilişkin kararın Parlamento Başkanı olan Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan ile kendilerinden habersiz toplantılar düzenlemesinin ardından alındığını bildirmişti.
Abir Musa, Gannuşi’ye Libya’daki Müslüman Kardeşler (İhvan) ile iletişimde olma suçlaması yönelterek, “Parlamento, Müslüman Kardeşler’in Mağrib’teki (Tunus, Cezayir, Fas ve Batı Sahra) gündemini uygulaması için Gannuşi’nin elindeki bir araç haline geldi” demişti.
Parti liderleri ayrıca, ‘bazı kuruluşların Tunus topraklarını Libya'da dış müdahale operasyonlarını kolaylaştıran bir lojistik üs haline getirme konusundaki gizli iradeleri’ olduğu konusundaki ciddi endişelerini de dile getirmişti.
Öte yandan, Parlamento Başkanlık Ofisi, Özgür Anayasa Partisi’nin, Gannuşi’yi ifade vermek üzere kamuya açık bir oturum düzenleme talebinin ‘herhangi bir yasal dayanağı olmaması’ nedeniyle reddedildiğini açıkladı.
Açıklamada, Gannuşi’nin yurt dışındaki temaslarının, ‘Tunus'un çıkarlarını gözetmek için Parlamento Başkanlığı tarafından yürütülen parlamento diplomasisi’ çerçevesinde gerçekleştiğine vurgu yapıldı.



Tetteh: Libyalı liderler "yol haritasını" uygulamakta başarısız oluyorlar

Tetteh'in Libya kriziyle ilgili Güvenlik Konseyine verdiği brifingden, (Konsey)
Tetteh'in Libya kriziyle ilgili Güvenlik Konseyine verdiği brifingden, (Konsey)
TT

Tetteh: Libyalı liderler "yol haritasını" uygulamakta başarısız oluyorlar

Tetteh'in Libya kriziyle ilgili Güvenlik Konseyine verdiği brifingden, (Konsey)
Tetteh'in Libya kriziyle ilgili Güvenlik Konseyine verdiği brifingden, (Konsey)

Birleşmiş Milletler Libya Destek Misyonu (UNSMIL) Başkanı ve Genel Sekreter Antonio Guterres Özel Temsilcisi Hanna Tetteh, ülkedeki başlıca siyasi paydaşları, uluslararası örgüt tarafından belirlenen siyasi sürecin gereklerini yerine getirmede "başarısız olmakla" suçladı.

Tetteh, dün Güvenlik Konseyi'ne verdiği brifingde, yol haritasının uygulanması için ilgili Libyalı paydaşlarla yapılan çabaların, özellikle Yüksek Ulusal Seçim Komisyonu'nun yeniden yapılandırılması ve seçimlere ilişkin anayasal ve yasal çerçevede önerilen değişikliklerin değerlendirilmesi konusunda önemli bir zorluk teşkil ettiğini belirtti. Ayrıca, Temsilciler Meclisi ve Yüksek Devlet Konseyi'ndeki egemenlik pozisyonları komiteleriyle devam eden çabaların henüz Yüksek Ulusal Seçim Komisyonu'nun yeniden yapılandırılmasıyla sonuçlanmadığını vurguladı. Tetteh, bu gecikmelerin iki kurum arasındaki güven eksikliğini gösterdiğini savundu.


"Sarı hat" Gazzeliler için bir ölüm tuzağı

Şiddetli yetersiz beslenmeden muzdarip Gazzeli kız Acvan, dün Han Yunus'taki el-Nasır Hastanesi'nde annesinden yiyecek alıyor (Reuters)
Şiddetli yetersiz beslenmeden muzdarip Gazzeli kız Acvan, dün Han Yunus'taki el-Nasır Hastanesi'nde annesinden yiyecek alıyor (Reuters)
TT

"Sarı hat" Gazzeliler için bir ölüm tuzağı

Şiddetli yetersiz beslenmeden muzdarip Gazzeli kız Acvan, dün Han Yunus'taki el-Nasır Hastanesi'nde annesinden yiyecek alıyor (Reuters)
Şiddetli yetersiz beslenmeden muzdarip Gazzeli kız Acvan, dün Han Yunus'taki el-Nasır Hastanesi'nde annesinden yiyecek alıyor (Reuters)

İsrail, Gazze Şeridi'nden çekilme haritasında işaretlenen "sarı hat’ı", yaklaşan herkesi öldüren, ancak "ölüm tuzağı" olarak tanımlanabilecek bir yere dönüştürdü. Son 24 saat içinde, 10 Ekim'de imzalanan barış planına göre Gazze Şeridi'ni ikiye bölen "sarı hata" yaklaşık 200 metre mesafede bulunan Han Yunus'un doğusundaki Beni Suheyla kasabasında dört Filistinli öldürüldü.

Filistin kaynakları Şarku’l Avsat’a, İsrail'in "sarı hattı" fiilen "ölüm tuzağına" çevirdiğini ve orada Gazzelileri soğukkanlılıkla öldürdüğünü söylüyor.

Birleşmiş Milletler Gazze'deki kıtlığın sona erdiğini ilan etti, ancak Şeritteki nüfusun büyük çoğunluğu hala yüksek düzeyde gıda güvensizliğiyle karşı karşıya.


Suriye Cumhurbaşkanı, Sezar Yasası kapsamındaki yaptırımların kaldırılması nedeniyle halkını tebrik etti ve yeniden inşa aşamasının başladığını duyurdu

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara (AFP)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara (AFP)
TT

Suriye Cumhurbaşkanı, Sezar Yasası kapsamındaki yaptırımların kaldırılması nedeniyle halkını tebrik etti ve yeniden inşa aşamasının başladığını duyurdu

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara (AFP)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara (AFP)

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara dün yaptığı açıklamada, ABD’nin Suriye’ye uyguladığı yaptırımları tamamen kaldırmasını memnuniyetle karşıladığını belirterek, bu adımın yıllar süren savaşın ardından ülkeye yatırımların geri dönmesinin önünü açacağını söyledi.

Şara, sosyal medya platformu X üzerinden yayımladığı ve bu platformdaki ilk paylaşımı olan görüntülü mesajında, “Bugün Allah’ın izniyle, ardından sizlerin 14 yıl süren çabası ve sabrı sayesinde Suriye yaptırımsız ilk gününe uyanıyor” ifadesini kullandı.

ABD Başkanı Donald Trump’a teşekkür eden Şara, “Suriye halkının çağrısına yanıt veren ABD Başkanı Donald Trump’a, Suriye halkının fedakârlıklarını takdir eden ve yaptırımların kaldırılması yönündeki talebine olumlu yaklaşan Kongre üyelerine özel teşekkürlerimi sunuyorum” dedi.

Şara, konuşmasında, “Suriye devrimi sürecinde fedakârlık yapan ve sabreden herkese, kimyasal silahlara maruz kalanlara, ülkesini terk etmek zorunda kalanlara, denizlerde hayatını kaybedenlere ve bu toprakları kanlarıyla sulayan şehitlere teşekkür ediyorum. Bu büyük zafer, Suriye üzerindeki kısıtlamaların tamamen kaldırılmasıyla taçlandı” ifadelerine yer verdi.

Şara ayrıca, Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’a, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ve Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al Sani’ye de teşekkür etti.

Suriye Dışişleri Bakanlığı daha önce yaptığı açıklamada, yaptırımların kaldırılmasını ‘yeniden inşa ve kalkınma sürecine giriş kapısı’ olarak nitelendirmiş, ülke içinde ve dışında yaşayan tüm Suriyelileri ulusal toparlanma çabalarına katkı sunmaya çağırmıştı.

ABD Başkanı Donald Trump, Suudi Arabistan ve Türkiye’den gelen talepler doğrultusunda Suriye’ye yönelik yaptırımların uygulanmasını iki kez askıya almıştı. Ancak Şera, yaptırımların ABD’deki hukuki sonuçlarından çekinen yatırımcıların Suriye’den uzak durmasını önlemek amacıyla, bu yaptırımların tamamen sona erdirilmesi için çaba göstermişti.

ABD Kongresi, çarşamba günü, Beşşar Esed döneminde Sezar Yasası kapsamında uygulamaya konulan yaptırımların nihai olarak kaldırılmasını onayladı.