İnsanların ormanları ve vahşi yaşamı yok etmesi koronavirüsten daha ölümcül salgınlara yol açabilir

​Ağaçların aşırı kesilmesi Amazon'daki ormansızlaşmanın arkasındaki ana faktörlerden biri (Reuters-Arşiv)
​Ağaçların aşırı kesilmesi Amazon'daki ormansızlaşmanın arkasındaki ana faktörlerden biri (Reuters-Arşiv)
TT

İnsanların ormanları ve vahşi yaşamı yok etmesi koronavirüsten daha ölümcül salgınlara yol açabilir

​Ağaçların aşırı kesilmesi Amazon'daki ormansızlaşmanın arkasındaki ana faktörlerden biri (Reuters-Arşiv)
​Ağaçların aşırı kesilmesi Amazon'daki ormansızlaşmanın arkasındaki ana faktörlerden biri (Reuters-Arşiv)

Bilim insanları, ormanların yok edilmesi ve vahşi hayvanların yaşamaya alışkın olduğu yerlerin azalmasının yeni tip koronavirüsten (Kovid-19) daha ölümcül salgınlara yol açabileceği konusunda uyardı.
ABD merkezli CNBC kanalına konuşan uzmanlara göre ormanların yok edilmesi, hastalığı ileten vahşi hayvanları insanlara yaklaşmaya zorlayacak ve bu da yeni bulaşıcı hastalıkların ortaya çıkmasına zemin hazırlayacak.
Bilim insanları, koronavirüs salgınının vahşi yaşamdaki habitatların insan tarafından yok edilmesinin bulaşıcı hastalıkların yayılmasıyla bağlantılı olduğuna dair en son örnek olduğuna dikkat çekerek, bazı araştırmalara göre virüsün bir yarasadan kaynaklanmış olabileceğini hatırlattı.
Araştırmacılar, yarasalarda 3 binden fazla virüs türünün bulunabileceğine ve bunların insanlara bulaşabileceğine inanıyor.
Fransa’daki Montpellier Üniversitesi’nde bulaşıcı hastalıklar konusunda araştırmacı olan Roger Frutos, yarasaların doğal ortamlarında virüsleri insanlara bulaştırmasının mümkün olmadığını ancak ortamının değişmesiyle daha fazla insana maruz kalıp, virüsü bulaştırma fırsatlarının artacağını belirtti.
Bilim insanları, iklim değişikliğinin dünyadaki salgın hastalıklardaki artışa katkıda bulunduğu ve mevcut biyolojik çeşitlilikteki kayıp oranlarının koronavirüs gibi ölümcül salgınlara yol açacağı konusunda da uyardı.
1980'lerden bu yana her on yılda bir salgın sayısının üç kat arttığına dikkat çeken bilim insanları, bu hastalıkların üçte ikisinden fazlasının hayvanlardan kaynaklandığını ve çoğunun doğrudan vahşi hayvanlardan insanlara bulaştığını bildirerek, ormanların yok edilmesinin bu hastalıkları taşıyan hayvanları insanlara yaklaşmaya zorlayarak yeni bulaşıcı hastalık türlerine izin vereceğini ifade etti.
CNBC’nin haberine göre Dünya Kaynakları Enstitüsü (WRI), ağaçların kesilmesi ve yangınların ardından dünyadaki ormanların sadece yüzde 15'i bozulmadan kaldığını, milyonlarca hayvan ve bitki türünün doğal yaşam alanlarının tahrip olması nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu açıkladı.
Güney Amerika, Amazon ormanlarının hızlı bir şekilde yok olması nedeniyle bulaşıcı hastalıkların yayılması konusunda bilim insanlarını endişelendiriyor.
Sivrisinekler tarafından bulaşan Batı Nil virüsü sıcak iklimlerde daha hızlı bulaşırken, araştırmacılara göre iklim değişikliği virüslerin insanları enfekte edecek olan yabani kuşlara daha fazla yayılmasına izin veriyor.
Teksas Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Scott Weaver,  ormanların yok edilmesinin tropik bölgelerde özellikle Latin Amerika ve Güneydoğu Asya'da sivrisinek kaynaklı virüs riskini artıracağına dikkat çekti.
İklim değişikliği nedeniyle yaşanacak hastalıklardan en çok yoksul ülkelerin etkileneceğini dile getiren Weaver, sıcakların artmasıyla insanların klima satın alamayacağı ve hastalıktan koruma önlemleri alamayacağı yerlerde dang humması gibi virüslerin yayılmasının artacağına vurgu yaptı.
Scott Weaver, “Koronavirüs krizi nedeniyle sıkıntı yaşıyoruz. Çünkü halk sağlığına daha az yatırım yapıyor ve siyasi kararlar verirken bilimsel bilgileri dikkate almıyoruz” dedi.



Yaşlılıkta hastalıklardan koruyan beslenme biçimleri açıklandı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Yaşlılıkta hastalıklardan koruyan beslenme biçimleri açıklandı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Bilim insanları, yediklerimizin hayatımızın ilerleyen dönemlerinde yakalanacağımız kronik hastalıkların miktarını belirleyebileceği konusunda uyarıyor.

Araştırma sebze-meyve, balık ve doymamış yağlar bakımından zengin Akdeniz diyeti gibi sağlıklı bir beslenme düzeninin yaşlılarda demans da dahil olmak üzere kronik hastalıkların gelişimini yavaşlatabileceğini ortaya koydu. İşlenmiş et ve şeker açısından zengin, iltihabı artıran diyetlerse bu süreci hızlandırabilir.

İsveç'teki Karolinska Enstitüsü'nden araştırmacılar, 4 diyetin yaşlılardaki kronik hastalıklar üzerindeki etkilerini inceledi.

İncelenen diyetlerden üçü sağlıklı ve sebze, meyve, tam tahıl, kuruyemiş, baklagiller ve doymamış yağların alımına; şekerli yiyecekler, kırmızı et, işlenmiş et ve tereyağı/margarin tüketimininse azaltılmasına odaklanıyor.

Diğer yandan dördüncü diyet iltihaplanmaya yol açıyor ve daha az sebze, çay ve kahve; daha çok kırmızı ve işlenmiş et, rafine tahıllar ve şekerli içecek tüketimini içeriyor.

Araştırmacılar İsveç'teki 60 yaş ve üstü 2400 yetişkinin beslenmelerini 15 yıl boyunca izleyip kronik hastalıklarını takip etti.

Alınan besinleri, gıda sıklığı anketleri ve şu 4 diyet örüntüsüne bağlılıkla ölçtü: Ampirik Diyet İnflamatuar İndeksi (EDII), AHEI, Alternatif Akdeniz Diyeti (AMED) ve MIND (Nörodejeneratif Gecikme için Akdeniz - Dash Müdahalesi).

Multimorbidite, kronik hastalıkların sayısıyla tanımlanıp organ sistemlerine göre (kas-iskelet, kardiyovasküler ve nöropsikiyatrik) gruplandırıldı.

Nature Aging adlı bilimsel dergide yayımlanan sonuçlar, sağlıklı diyetleri benimseyenlerde kronik hastalıkların daha yavaş geliştiğini ortaya koydu.

Örneğin, başta AMED, AHEI ve MIND olmak üzere sağlıklı beslenme örüntülerine uzun süreli bağlılık, yaşlılarda kronik hastalıkların daha yavaş gelişmesiyle bağlantılı çıktı.

Bu, kardiyovasküler hastalıklar ve demans için geçerli olsa da kas ve kemiklerle ilgili hastalıklarda böyle bir bağlantı görülmedi.

Ancak iltihaplanma oluşturan diyeti benimseyenlerde kronik hastalık riski arttı.

Karolinska Enstitüsü'ndeki Yaşlanma Araştırma Merkezi, Nörobiyoloji, Bakım Bilimleri ve Toplum Bölümü'nde doktora sonrası araştırmacı olan ortak birinci yazar Adrián Carballo-Casla, "Sonuçlarımız, yaşlanan popülasyonlarda multimorbiditenin gelişimini diyetin ne kadar önemli ölçüde etkilediğini gösteriyor" diyor.

Diyetin koruyucu etkileri, yaşlanmaya bağlı hastalıklarda kilit önem taşıyan bir faktör olan iltihaplanmanın azalmasıyla açıklanabilir.

Araştırma makalesinin yazarları, uzun ömür üzerinde en büyük etkiye sahip olabilecek diyet önerilerini ve yaşlarına, cinsiyetlerine, psikososyal geçmişlerine ve kronik hastalıklarına göre bunlardan en fazla yararlanabilecek yaşlı gruplarını belirleyerek araştırmalarını ilerletmek istiyor.

Independent Türkçe