Filistinlilerin nüfusu Nekbe'den bu yana 9 kat arttı

Batı Şeria'daki Nablus yakınındaki İsrail güçleriyle çatışmalar sırasında Filistinli göstericiler (EPA)
Batı Şeria'daki Nablus yakınındaki İsrail güçleriyle çatışmalar sırasında Filistinli göstericiler (EPA)
TT

Filistinlilerin nüfusu Nekbe'den bu yana 9 kat arttı

Batı Şeria'daki Nablus yakınındaki İsrail güçleriyle çatışmalar sırasında Filistinli göstericiler (EPA)
Batı Şeria'daki Nablus yakınındaki İsrail güçleriyle çatışmalar sırasında Filistinli göstericiler (EPA)

Filistin Merkezi İstatistik Bürosu, 1948'deki Nekbe sırasında 1 milyon 400 bin olan nüfusun 2019 itibarıyla yaklaşık 9 kat artarak 13 milyon 400 bine çıktığını duyurdu.
Reuters haber ajansına göre, Filistin Merkezi İstatistik Bürosu, Nekbe'nin 72. yılı dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, 1948'deki Nekbe sırasında Filistinlilerin nüfusunun 1 milyon 400 bin civarında olduğunu ve yaklaşık 800 bin Filistinlinin topraklarından zorla çıkartıldığını hatırlattı.
Açıklamada, Nekbe döneminde İsrailli işgalcilerin Filistinlilere ait 531 köy ve kasabayı tamamen yok ettiği, 774 köyün ise kontrolünü eline geçirdiği kaydedildi. İşgalci çeteler bölgede 70'ten fazla katliam gerçekleştirirken, 15 binden fazla Filistinli ise yaşamını yitirdi.
Açıklamada, topraklarından sürülerek mülteci durumuna düşen Filistinlilerin yüzde 28,4'ünün Birleşmiş Milletler Filistin Mülteciler Yardım Ajansına (UNRWA) bağlı 58 kampta yaşadığı, bu kampların 10'unun Ürdün'de, 9'unun Suriye'de, 12'sinin Lübnan'da, 19'unun Batı Şeria'da ve 8'inin Gazze'de bulunduğu ifade edildi.
Batı Şeria’da ise 2018 yılının sonunda yaklaşık 671 bin yerleşimci olduğu kaydedildi.
Açıklamada, aynı yılın sonunda Batı Şeria’daki İsrail askeri üssü sayısının 448’e ulaştığı vurgulandı.
1993 yılında İsrail ve Filistin Kurtuluş Örgütü, İsrail-Filistin çatışmasının barışçıl çözümünü amaçlayan bir deklarasyon imzaladı.
İsrail, Filistinli mültecilerin geri dönüşünü ve Batı Şeria'dan tamamen çekilmeyi reddederken, egemenliğini orada inşa edilen yerleşimlerle pekiştirmeye çalışıyor.
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ise, Batı Şeria'nın herhangi bir kısmının ilhak edilmesi halinde İsrail ile imzalanan anlaşmaları iptal edeceklerini açıklamıştı.



Şara: Prens Muhammed bin Selman sözünü tuttu

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, ABD Başkanı Donald Trump'ın huzurunda Suriye Devlet Başkanı Ahmed Şerif ile tokalaşıyor (AP)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, ABD Başkanı Donald Trump'ın huzurunda Suriye Devlet Başkanı Ahmed Şerif ile tokalaşıyor (AP)
TT

Şara: Prens Muhammed bin Selman sözünü tuttu

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, ABD Başkanı Donald Trump'ın huzurunda Suriye Devlet Başkanı Ahmed Şerif ile tokalaşıyor (AP)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, ABD Başkanı Donald Trump'ın huzurunda Suriye Devlet Başkanı Ahmed Şerif ile tokalaşıyor (AP)

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara, Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakan Muhammed bin Selman'ın Suriye'ye yönelik yaptırımları kaldırma yönündeki çabalarını överek, Suudi Veliaht Prensi'nin "sözünü yerine getirdiğini" vurguladı.

Şara, dün Riyad'da ABD Başkanı Donald Trump ile yaptığı görüşmeden saatler sonra televizyonda yaptığı açıklamada, Trump'ın Prens Muhammed bin Selman'ın talebine yanıt verdiğini belirterek, Suudi Veliaht Prensi'nin aylar önce kendisine, devrik Başkan Beşşar Esed'in yönetimi sırasında Şam'a uygulanan yaptırımları kaldırma sözü verdiğini söyledi.

Resim  Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara televizyonda yayınlanan bir konuşmasında (Arşiv-EPA)

Trump'ın Riyad'daki "cesur ve tarihi" kararını memnuniyetle karşılayan Şara, "Yaptırımların kaldırılması kararı, halkın acılarını hafifleten, yeniden doğuşlarına yardımcı olan ve bölgede istikrarın temellerini atan cesur ve tarihi bir karardı" ifadelerini kullandı.

Trump, Prens Muhammed bin Selman'ın daveti ve himayesinde Şara ile bir araya geldi. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre bu, ABD ve Suriye başkanları arasında 25 yıl aradan sonra gerçekleşen ilk görüşme oldu.

Trump, bu görüşme öncesinde gazetecilere, Suriye'ye yaptırımları kaldırarak “yeni bir başlangıç” sunmak istediğini açıkladı. Bu yaptırımlar, Suriye'yi küresel finans sisteminden izole etmiş ve 14 yıllık savaşın ardından ekonomik toparlanmayı engellemişti.