Ali Yahi
Cezayir’de anayasa değişikliği taslağı kapsamında ‘orduya yurt dışındaki askeri operasyonlara katılma izni verilmesi’ önerisi birçok kesim tarafından askeri kuruluşun yaklaşımına ve dış politika ilkelerine karşı bir darbe olarak yorumlandı. Öneri, bu söz konusu kararın sebeplerine ilişkin de tartışmaya neden oldu.
Sürpriz anayasa önerisi
Cumhurbaşkanlığı tarafından görüşülmesi için önerilen yeni anayasa taslağı, metne ordu birliklerinin sınır dışına gönderilmesine izin veren bir önerinin dahil edilmesiyle birlikte sokaklarda şaşkınlığa neden oldu. Zira Cezayir’in daha önce defalarca, özellikle Libya ve Mali’den gelen dış güvenlik tehditlerine yanıt vermeyi kabul etmediği biliniyor.
Mevcut anayasada konuya dair şu ifadeler yer alıyor:
“Devlet, Halk Ulusal Ordusu’nun profesyonelleşmesini ve modernizasyonunu, ulusal bağımsızlığı korumak, ulusal egemenliği, ülkenin birliğini ve toprak bütünlüğünü savunmak, topraklarını, hava ve deniz sahasını himaye etmek için gerekli yeteneklere sahip olacak şekilde sağlar.”
Aynı şekilde anayasanın 29’uncu maddesinde de ‘Cezayir’in, diğer halkların meşru egemenliğine ve özgürlüğüne dokunan savaşlara girmekten kaçınacağı ve uluslararası anlaşmazlıkların barışçıl yollarla çözülmesi için çaba sarf edeceği’ belirtiliyor.
Kayid Salih’in yönelimleri
Peki, Cezayir ordusunu yaklaşımını değiştirmeye iten durum ne? Bu düşüncenin askeri kuruluş içerisinde ‘eski’ olmasına rağmen birçok taraf bu soruyu gündeme getiriyor. Zira bu durum, eski Genelkurmay Başkanı Kayid Salih’in bir açıklamasında da dile getirilmişti. Genelkurmay Başkanı Salih açıklamasında şunları söylemişti:
“Askeri yaklaşım, genel olarak nesilden nesle aktarılan entelektüel, kültürel ve medeni derinliğin ürünüdür. İlkeleri, ülkenin tarihi, halkın mücadeleci mirasına ve sömürgeciliğe karşı mücadelesine dayanır. Dini ve ahlaki değerlerinden, devletin ideallerinden ve mevzuatından doğar.”
Aynı şekilde Genelkurmay Başkanı Said Şangariha da Cezayir’in güneyinde, Mali sınırındaki Tamanrasset bölgesinde askeri kışlaları hedef alan terör saldırıları sonrasında ordunun faillere doğru zamanda ve doğru mekanda cevap vereceğini vurgulamıştı.
Söz konusu teröristlerin Mali’nin kuzeyinden sızdığı göz önüne alındığında ülkede askeri güçlerin sınır dışına gönderilmesine yönelik öneri sunulması şaşırtıcı değil.
Stratejik çıkarlar zarar görüyor
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığına göre siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler profesörü Muhammed Başuşi, son yıllarda Kuzey Afrika ve Sahel’deki gelişmelerin Mali, Nijer, Libya ve Tunus gibi birçok ülkede Cezayir’in stratejik çıkarlarına ve güvenlik derinliğine zarar verdiğini belirtti. Başuşi, bu durumun da askeri liderliği ve Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun’u anayasayı ‘ordunun sınır dışına çıkmasına izin verecek şekilde’ değiştirmeye ittiğini vurguladı. Profesör, ordunun sınır dışındaki varlığının ilgili ülkelerin yetkilileriyle koordineli olarak teröristlerin kovuşturulmasına olanak tanıyacağını kaydetti.
Ülkenin iç güvenliğinin, proaktif süreçlerden geçtiğini belirten Muhammed Başuşi bu nedenle askeri liderliğin değişikliklere ayak uydurmak ve bu yönde çalışmak istediğine dikkat çekti.
Parlamento lehine kısıtlama
Yeni anayasa taslağında Cezayir güçlerini sınır dışına gönderme fikrinin parlamentonun onayını gerektirdiği belirtilirken 95’inci maddede, ‘Cumhurbaşkanının, üyelerinin üçte iki çoğunluğuyla, parlamento tarafından onaylanmasından sonra yurt dışına ordu birlikleri gönderilmesi kararı aldığı’ belirtiliyor. Bu durum, askeri birlikleri seferber etme ve yurt dışına gönderme yetkilerine sahip olan Savunma Bakanlığı’na yeni bir kısıtlama getirildiği, yani cumhurbaşkanının yetkileri parlamentoya bıraktığı ve ordunun artık karar alamadığı anlamına geliyor.
BM’nin Afrika’daki görevleri
Öte yandan Albay Mutegaid bin Ömer bin Canna, Independent Arabia’ya yaptığı açıklamada ordu birliklerine sınır dışındaki operasyonlara katılma izni verilmesinin bölgedeki değişikliklere ayak uydurma amacı taşıdığını söyledi. Bin Canna, kastedilenin savaşa katılma olmadığını, aksine Birleşmiş Milletler (BM) ve Afrika Birliği çatısı altında çatışmaları çözme ve barış sağlama faaliyetlerine katılım olduğunu vurguladı. Albay, dolayısıyla Cezayir ordusunun ideolojisinde bir değişiklik olduğunun söylenemeyeceğini kaydetti.
Bin Canna, uluslararası sistemin de bu yaklaşımı uyguladığına dikkat çektiği açıklamasının devamında şunları söyledi:
“Ülkeler, belirli görevleri yerine getirmekle yükümlüdür. Bu nedenle Cezayir köşeye çekilmekle suçlanmamak için bu görevlere entegre oldu. Cezayir'in bu kararla askeri ittifaklara katılacağını sanmıyorum. Ancak BM’nin Afrika’daki görevlerine dahil olacaktır.”
Yetkili ayrıca Libya’ya ve diğer bölgelere yapılan askeri müdahalenin ciddi bir kaymaya yol açacağını da vurguladı.