Konsolosun açıklanmaları Fas ile Cezayir arasında kriz çıkarttı

Konsolosun açıklanmaları Fas ile Cezayir arasında kriz çıkarttı
TT

Konsolosun açıklanmaları Fas ile Cezayir arasında kriz çıkarttı

Konsolosun açıklanmaları Fas ile Cezayir arasında kriz çıkarttı

Fas’ın Cezayir’de görev yapan diplomatik misyonundan bir konsolosun açıklamalarının sosyal medyaya sızması iki ülke arasında krize neden oldu.
Fas’ın Vahran Konsolosu Ahradan Butahir’in Cezayir’i “düşman ülke” olarak nitelendirdiği bir videonun sosyal medyada yayınlanması sonrasında yaşanan tartışmaların ardından Fas - Cezayir ilişkileri, daha da gerginleşmeye başladı.
Ahradan Butahir’in konsolosluk binası önünde bir grup Faslıyla konuşurken çekilen görüntüleri geçen çarşamba günü sosyal medya kanallarında yayımlanmıştı.
Görüntülerde Faslılara konsolosluğun önünden ayrılmaları çağrısı yapan Butahir’in, “Biliyorsunuz, düşman ülkenin toprağında bulunuyoruz” demesi dikkati çekmişti.
Vahran’daki Fas Konsolosu Butahir ise ‘Alyaoum24’ internet sitesine yaptığı açıklamada, Cezayir’i ‘düşman ülke’ olarak nitelendirdiği iddialarını yalanlayarak, konuşmasının montajlandığını savunmuştu.
Bu çerçevede Cezayir Temsilciler Meclisi Başkanı Süleyman Şenin, 14 Mayıs’ta “Cezayir, barış ve kardeşliğin savunucusudur. Egemenliğinin ve dinamiklerinin hedef alınmasını kabul etmemektedir” ifadelerini kullandı. Şarku’l Avsat’ın Alman Haber Ajansı’ndan (DPA) aktardığı habere göre ise Vahran konsolosunun görevine son verilebilir.
Şenin, 14 Mayıs’ta parlamentoda düzenlenen sözlü bir oturum sırasında, “Cezayirliler, gurur sahibidir. Konuklarını memnuniyetle karşılarlar. Ancak egemenliğimizin ve dinamiklerimizin hedef alınmasını kabul etmiyoruz. Ancak Cezayir her zaman barışsever bir ülke olmuştur ve olmaya devam edecektir, barış için çabalayacaktır. Fakat diğer bir taraftan ne yazık ki Ramazan ayının son 10 orucunu tutarken, Cezayirlilerin havasını neyin bozabileceğine de tanık olduk” değerlendirmesinde bulundu.
Şenin, Cezayir Halkçı Hareketi Başkanı Hac Şeyh Barbara’nın ‘Fas konsolosunun Vahran’dan kovulması’ talebine de yanıt verirken, “Biz barış savunucularıyız, düşmanımız yok. Fas, kardeş bir ülkedir ve Batı Sahra sorunu da uluslararası hukukun sorunudur. Birleşmiş Milletler’in (BM) kararlarına saygı duyulmasını destekleyeceğiz. Bu konsolosun Cezayir’den geri çağrılacağını umuyorum” dedi.
Cezayir’de sosyal medya organlarında geniş çaplı tepkilere neden olan, Fas Konsolosuna atfedilmiş ifadelere ilk yanıt Süleyman Şenin’den geldi.
‘Bölgedeki nüfuz mücadelesinin yanı sıra, Sahra çatışması ve Cezayir'in ayrılıkçı Polisario’ya desteğine’ atıfla, Cezayir ve Faslı yetkililerden gelen bir ifadenin ‘iki komşu ülke arasındaki gerginliği tırmandırdığı ve krizi derinleştirdiği’ bu durum, ilk kez yaşanmıyor.
Bu çerçevede Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun, birkaç gün önce Tarafsız Ülkeler Hareket Temas Grubu’nun video konferans aracılığıyla gerçekleştirdiği bir zirvesi sırasında, Fas’a sözlü saldırıda bulunarak, Filistin meselesinde olduğu gibi Sahra’nın da işgal altında olduğuna dikkat çekti.
Rabat, yeni bir cumhurbaşkanının seçilmesinden sonra ‘iki komşu ülke arasında karşılıklı güven ve yapıcı diyalog temelinde yeni bir sayfa açılacağına’ dair umutlarını dile getirmiş ve bu, Fas Kralı 6. Muhammed tarafından Abdulmecid Tebbun’a gönderilen bir tebrik mesajında da görülmüştü. Fas Kralı, daha önce ise Cezayir’e, aralarındaki ilişkileri canlandırmak için ‘siyasi bir diyalog ve istişare mekanizması’ önerisinde bulunmuştu. Ancak Cezayir tarafından herhangi bir yanıt almamıştı.
Yeni Cezayir Cumhurbaşkanı, Fas ile olan ilişkisinin ‘karşılıklı saygıya dayandığını ve kimsenin Cezayir üzerinde vesayetini iddia edemeyeceğini’ söylemesi sonrasında, geçen Aralık ayında Fas’a yönelik suçlamalarını sürdürdü. Bu ifadeler, Tebbun’un cumhurbaşkanlığı seçimlerinde zafer ilan etmesi sonrasında bir gazetecinin ‘Fas Krallığı ile dış politika tasviri’ hususundaki sorusuna yanıt olarak gelmişti. Abdulmecid Tebbun, seçimlerden önceki açıklamalarında ise Fas Krallığı ile sınırları kapatma kararının, Sahra çatışmasından kaynaklanmadığını ifade etmiş, “Cezayir, 1994 yılında Marakeş’teki Atlas Asni Otel’e yönelik saldırıya katıldığı yönündeki hikayelerini kabul etmiyor” demişti. Tebbun, o dönemde ‘Cezayirlilere Fas’a giriş vizesi’ hususunda Fas Krallığı’nın uyguladığı tek taraflı kararlara da dikkati çekmişti.
Tebbun, Fas Krallığı’na da ‘Cezayirlilerin Fas topraklarında sıkışıp kalması sonrasında Cezayir’den resmi bir özür dilemesi’ çağrısında bulunmuştu.
Aynı şekilde geçen Şubat ayında Fransız Le Figaro gazetesine açıklamada bulunan Cezayir Cumhurbaşkanı, Fransa’daki ‘Fas Lobisini’ Fransa- Cezayir ilişkilerini bozmaya çalışmakla suçlamıştı. Eski Cezayir Dışişleri Bakanı Abdulkadir Mesahil’in iki yıl önce Fas’ın Afrika’ya artan yatırımlarına dair başkent Cezayir’de düzenlenen bir üniversite forumunda, ‘Fas şirketlerini Afrika’da hint keneviri parası aklamakla’ suçlaması, iki ülke arasındaki ilişkinin daha da kötüleşmesine yol açmıştı.
Mesahil, “Fas Krallığı (havacılık şirketleri), yolcular dışında başka şeyler taşıyor ve bu durum, herkes tarafından biliniyor. Biz Fas değiliz. Biz Cezayiriz. İmkanlarımız ve bir geleceğimiz var. Biz istikrarlı bir ülkeyiz” ifadelerini kullanmıştı.
Daha sonra Rabat, Cezayir Büyükelçisini istişare etmeye çağırmış, Dışişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan bir bildiri aracılığıyla da Mesahil’in ifadelerini ‘tehlikeli, sorumsuz ve çocukça’ olarak nitelendirmişti.
Aynı şekilde Rabat, Cezayir’in sadece siyasi değil, aynı zamanda ticari olarak da Fas karşıtı bir strateji yürüttüğünü belirtmişti.



Husiler, Kızıldeniz'i kasıp kavuruyor: Tamamen yalnızsınız

Husiler, Magic Seas'in batırılma görüntülerini de paylaşmıştı (Reuters)
Husiler, Magic Seas'in batırılma görüntülerini de paylaşmıştı (Reuters)
TT

Husiler, Kızıldeniz'i kasıp kavuruyor: Tamamen yalnızsınız

Husiler, Magic Seas'in batırılma görüntülerini de paylaşmıştı (Reuters)
Husiler, Magic Seas'in batırılma görüntülerini de paylaşmıştı (Reuters)

İran destekli Husilerin, Kızıldeniz'deki iki ticari gemiyi batırmasının yankıları sürüyor. 

Husilerin askeri sözcüsü Yahya Seri, 7 Temmuz'da yaptığı açıklamada Magic Seas isimli gemiyi, iki insansız deniz aracının yanı sıra üç drone ve 5 balistik füzeyle vurduklarını duyurmuştu. 

Sözcü, 9 Temmuz’daki açıklamasında da Eternity C adlı geminin vurulduğunu söylemişti. 

Wall Street Journal’ın (WSJ) haberinde, Liberya bandıralı iki geminin de Yunan şirketlerine ait olduğu belirtiliyor.

Haberde yardım çağrısı yapılmasına rağmen ABD ya da müttefiklerinin bölgedeki hiçbir gemisinin olaya müdahale etmediği aktarılıyor.

Pazar günü düzenlenen saldırıda Magic Seas mürettebatının gemiyi terk ettiği belirtiliyor. 

Ancak pazartesi gecesi düzenlenen ikinci saldırıda Eternity C mürettebatının Husilerle çatışmaya girdiği, bazı kişilerin Şii örgüt tarafından rehin alındığı aktarılıyor. En az üç kişinin gemide ölü bulunduğu, 15 kişinin kayıp olduğu, 10 kişininse kurtarıldığı yazılıyor. 

Britanyalı denizcilik teknolojisi firması VanguardTech’ten Ellie Shafik, "Bu, Husilerin 48 saat içinde yarattığı en ciddi hasar" diyor. 

Eski Birleşik Krallık Donanması Subayı Christopher Long da Husi militanlarının kontrolündeki bölgelerde askeri varlığın çok zayıf olduğunu, bunun da ticari gemileri savunmasız bıraktığını söylüyor. Long, "Oradaysanız, tamamen yalnızsınız" ifadelerini kullanıyor.

ABD Başkanı Donald Trump’ın talimatıyla Husilere ait hedeflere 15 Mart’ta saldırı başlatılmıştı. 6 Mayıs’ta örgütle ateşkes yapıldığı ve operasyonun sonlandırıldığı duyurulmuştu. 

WSJ’nin aktardığına göre ABD, Husiler Amerikan gemilerine saldırmadıkça ateşkesi geçerli sayıyor. Pentagon’un bölgedeki askeri duruşunu değiştirmediği aktarılıyor. 

Diğer yandan Husilerin saldırıları, Gazze’de yeni bir ateşkes anlaşması için görüşmelerin yoğunlaştığı bir dönemde meydana geldi. 

Katar’ın başkenti Doha’da süren müzakerelerde Tel Aviv yönetimi ve Hamas arasındaki anlaşmazlıkların büyük ölçüde çözüldüğü fakat İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah ve Han Yunus kentlerini ayıran Morag Koridoru'nda işgali sürdürme ısrarının henüz aşılamadığı kaydedilmişti.

Husiler, Kızıldeniz’deki saldırıları Hamas’ın 7 Ekim 2023’teki Aksa Tufanı operasyonuna destek olarak başlatmıştı.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, AP