Tunus’un Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Kabtani: Eğer uzlaşıda başarısız olursak BMGK koronadan önce ve sonra olmak üzere ikiye ayrılacak

Tunus’un Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Kabtani: Eğer uzlaşıda başarısız olursak BMGK koronadan önce ve sonra olmak üzere ikiye ayrılacak
TT

Tunus’un Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Kabtani: Eğer uzlaşıda başarısız olursak BMGK koronadan önce ve sonra olmak üzere ikiye ayrılacak

Tunus’un Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Kabtani: Eğer uzlaşıda başarısız olursak BMGK koronadan önce ve sonra olmak üzere ikiye ayrılacak

Tunus’un Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Kays Kabtani, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada ülkesinin ‘küresel ateşkes talebinde bulunmak ve Kovid-19 ile mücadelede iş birliğini güçlendirmek için’ Fransa’yla ortaklaşa hazırladığı karar taslağının Güvenlik Konseyi’ndeki (BMGK) tek karar olduğunu söyledi. Kabtani, diplomatik çabaların sürdüğünü ve Cumhurbaşkanı Kays Said’in söz konusu çabalara ‘kişisel ve günlük olarak’ dahil olduğunu belirtti. Daimi Temsilci, ülkesinin Arap gruplarıyla ve Suudi Arabistan ile ‘kalıcı şekilde’ koordinasyon sağladığını belirtti. Tüm tarafları Körfez girişimi de dahil olmak üzere uluslararası kararlara ve Yemen’deki siyasi çözüm kriterlerine uymaya çağıran yetkili, İran’ın Arap ülkelerinin iç işlerine yönelik her türlü müdahalesine karşı olduklarını vurguladı.
Kabtani, Şarku’l Avsat’ın ülkesinin ‘küresel bir ateşkes çağrısı yapmak ve pandemi karşısında uluslararası çabaları koordine etmek için’ yaklaşık yedi hafta önce Fransa ile sunduğu ve son günlerde Almanya ile Estonya’nın da üzerinde çalıştığı karar taslağı hakkındaki sorusuna ‘şu anda masadaki tek projenin Tunus projesi olduğu ve bir başka projenin mevcut olmadığı’ cevabını verdi. Estonya’nın ve Almanya’nın ‘ateşkes çağrısıyla ve sadece insani yardım sağlanmasıyla’ sınırlı, Tunus projesini 2- 3 paragrafla özetleyen iki yolda ilerlediği biliniyor. Bu çerçevede “Bu rakip ya da benzer bir proje değil” diyen Kays Kabtani şu ifadeleri kullandı:
“Üye ülkeler, ABD, Çin, Rusya ve diğerleriyle istişarelerimizi resmi olarak sürdürüyoruz. Yeni uzlaşılar için fikir alışverişi yaptığımız bazı fikirleri sunma sürecindeyiz.”
Kabtani, Almanya ve Estonya ile koordinasyona ilişkin de şunları söyledi:
“Mesele uzun. Ama sadece birkaç saatle sınırlı kaldığı için neredeyse ölü olarak doğdu. Bu öneriye bir yanıt yok. Herkes Tunus metni üzerinde çalışmayı sürdürmemizi ve uzlaşıya açık olmamızı istiyor.”
Kabtani açıklamalarında başlıca anlaşmazlık noktaları hakkında da bilgi verdi:
“Mesele, Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) rolüyle ilgilidir. WHO sorununun, Kovid-19’un dünya güvenliği ve barışı üzerindeki etkilerine ilişkin kararın merkezinde olmadığını söyleyenler var. Sağlık konusu, Dünya Sağlık Örgütü’nde ve Genel Kurul’da görülmektedir. Metodolojik ve ilkeli bir bakış açısıyla, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana en zoru olan bu tarihi karara BMGK ve BM’nin genel olarak karşı karşıya kaldığı en büyük ve en zor kriz çerçevesinde itimat göstermeyeceğimizi söyleyen bir diğer kesim daha var.”
Kabtani, iki taraf arasında ortak bir zemin bulmanın mümkün olup olmadığı sorusuna şu yanıtı verdi:
“Bugün insanlığın karşı karşıya olduğu şey o kadar tehlikeli ki hepimizin bu anlaşmazlıkları aşmamızı gerektiriyor. Bu proje, Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said’in kararıdır. Meseleyi kişisel olarak ve günlük şekilde büyük bir istekle takip ediyor. Çünkü mevcut durumun tutarlı, güçlü ve sağlam bir tepki gerektirdiğine inanıyor. Bizler bu tür pazarlıklara izin verecek normal bir konumda değiliz. BMGK, tam sorumluluğunu üstlenmelidir. Bu kriz, insanlığın vicdanının ve mevcut uluslararası sistemin bir yansımasıdır. Yeniden düşünmemiz, kolektif çalışmalarla yeni mekanizmalar ortaya koymamız ve böylece şu veya bunun arzusuna hapsolmamamız gerekiyor.”
Daimi Temsilci, bir fikir birliğine ulaşmak için Tunus tarafından belirlenen zaman sınırına ilişkin de şunları söyledi:
 “Mesele, uyum ve uyumsuzluk sorunları olan tarafların isteğine bağlı. Kimseyi bir köşeye koymak istemiyoruz. BMGK birlik olmalı. Bazı şeyleri beklememizin bir zararı olmaz. Eğer uzlaşıda başarısız olursak BMGK koronadan önce ve sonra olmak üzere ikiye ayrılacak. Cumhurbaşkanı Kays Said, günlük olarak temaslarını sürdürüyor. Aynı şekilde Dışişleri Bakanı, uluslararası taraflar ve BMGK üyeleriyle anlaşmaya varmaya çalışıyor.”
BMGK’nın 5 daimi üyesinin liderleri arasında Kovid-19 hakkındaki karar taslağı da dahil olmak üzere dünyanın karşılaştığı sorunlara çözüm bulmak amacıyla bir zirve düzenlenmesi gerektiğini belirten temsilci, “Her türlü çaba, övgüye değer olacaktır. Bu meselede kalem sahipleri olarak uzlaşı sağlamamıza yardımcı olabilecek her türlü çabayı memnuniyetle karşılıyoruz” dedi.
Tunus’un Arap ve Afrika birlikleriyle koordinasyonu hakkında da konuşan Kays Kabtani sözlerini şöyle sürdürdü:
“Tunus, seçimlerden bu yana BMGK’da Arap ve Afrika’nın sesi olacağını belirtiyor. Bunu gurur ve coşku ile yapıyoruz. Tunus, hepimizi ya da bazı bireyleri ilgilendiren konularda olsun tüm Arap gruplarıyla tam ve sürekli şekilde temas halindedir. Başta Filistin meselesinin çözümü olmak üzere tüm Arap meselelerinde onlarla sürekli olarak koordinasyon sağlıyoruz.”
İsrail’in Batı Şeria’yı ilhak adımının tehlikesine ilişkin de uyarıda bulunan Kabtani “Arap girişiminin derinliğine ve iki devletli çözüme darbe indiriyor ve uluslararası yasalara açık bir ihlal teşkil ediyor” değrlendirmesinde bulundu.
Kays Kabtani, Yemen gibi meselelerde Suudi Arabistan başta olmak üzere Arap Birliği’yle yürütülen koordinasyona da dikkat çekti. “Tabii ki Yemen meselesinde kardeşlerimizle kalıcı bir koordinasyon halindeyiz. Konumumuz herkes tarafından biliniyor” ifadesini kullandı. Tunus’un ‘Yemen’in egemenliğini ve toprak bütünlüğünü koruma’ çağrısı yaptığını hatırlatan temsilci, “BM tarafından denetlenen bir diyalog aracılığıyla Yemen’deki siyasi çözüm yolunu ilerletmek için sarf edilen tüm bölgesel ve uluslararası çabaları destekliyoruz” diyerek herkese ‘başta BMGK kararları ve Körfez girişimi olmak üzere uzlaşı sağlanmış kriterlere uyma’ çağrısında bulundu. Kays Kabtani sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yemen’in birliğini korumak ve güvenliğini sağlamak için meşruiyetin yeniden sağlanması ve devlet kurumlarının korunması çabalarını destekliyoruz. Tabii ki Yemen’deki durumu takip ediyoruz ve oradaki trajik insani durumdan çok rahatsızız.”
Suriye meselesine dair de değerlendirmelerde bulunan Kabtani, “10 Temmuz tarihinde sona eren insani mekanizma da dahil olmak üzere geçişler ve anlaşmazlıklar konusunda, insani yardım sağlanmasıyla ilgili BMGK’ya sunulan meseleler var” dedi. Yetkili, kuzeybatısındaki 2,7 milyon kişi de dahil 4 milyon kişinin bulunduğu Suriye’nin kuzeyinde gerçek bir krizin yaşandığını belirterek ülkesinin yardımları belirli bir taraf veya ülkeyle sınırlı tutmadığını vurguladı. Daimi Temsilci, sınır ötesi yardım faaliyetlerinin sonlandırılmasının da aşamalı ve sorunsuz bir yaklaşım gerektirdiğinin altını çizdi.
Kays Kabtani, İran meselesi ve ABD’nin silah ambargosunu genişletme çabaları hakkında da “Silahların yayılması konusundaki tavrımız herkes tarafından biliniyor. Balistik ve geleneksel olmayan silahların yayılmasına yol açan koşulları kabul etmiyoruz. Bu ilkeli bir konumdur. Tunus, dış politikası temelinde İran ile ilişkili” değerlendirmesinde bulundu.
Tunus’un Arap ülkelerinin içişlerine her türlü dış müdahaleyi reddettiğini hatırlatan Kabtani, Körfez ülkelerinin ve genel olarak bölgenin güvenliğini ve istikrarını desteklediklerini söyledi. Temsilci konuya dair şu değerlendirmede bulundu:
“Ülkeler arasında iyi komşuluk ve bir arada yaşama ilkesinin benimsenmesi, askıdaki meseleleri çözmek için diyalog ve anlayışa ulaşılması çağrısı yapıyoruz.”



Lübnan Ordusu: Güneyde bir UNIFIL devriyesine saldıran altı kişi yakalandı

Birleşmiş Milletler barış gücü güçleri, Marjeyoun'un Bouayda bölgesinde UNIFIL gücüne ait araçlarla devriye geziyor (AFP)
Birleşmiş Milletler barış gücü güçleri, Marjeyoun'un Bouayda bölgesinde UNIFIL gücüne ait araçlarla devriye geziyor (AFP)
TT

Lübnan Ordusu: Güneyde bir UNIFIL devriyesine saldıran altı kişi yakalandı

Birleşmiş Milletler barış gücü güçleri, Marjeyoun'un Bouayda bölgesinde UNIFIL gücüne ait araçlarla devriye geziyor (AFP)
Birleşmiş Milletler barış gücü güçleri, Marjeyoun'un Bouayda bölgesinde UNIFIL gücüne ait araçlarla devriye geziyor (AFP)

Lübnan Ordusu bugün, Lübnan'ın güneyindeki el-Tayri-Bint Cebeli yolunda Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü'ne (UNIFIL) ait bir devriyeye saldıran altı kişinin yakalandığını duyurdu.

Ordu "X" platformunda yayınlanan bir açıklamasında, UNIFIL gücüne yönelik saldırıda bir UNIFIL aracının hasar gördüğünü, ancak personel arasında herhangi bir yaralanma bildirilmediğini ifade etti.

Ordu, UNIFIL'e yönelik herhangi bir saldırının ciddiyetini vurgulayarak, olaya karışanların cezalandırılmasında hiçbir hoşgörü ve müsamaha gösterilmeyeceğini belirtti.

Ayrıca, UNIFIL'in Litani Nehri'nin güneyinde bulunan bölgedeki temel rolünü, ordu ile yakın koordinasyonunu ve istikrarın yeniden sağlanmasına aktif katkısını vurguladı.

UNIFIL dün yaptığı açıklamada, Güney Lübnan'daki devriyelerinden birine ateş açıldığını, ancak herhangi bir yaralanma bildirilmediğini duyurdu.

Bint Cubeyl yakınlarında devriye gezen üç motosikletli altı kişinin barış gücüne yaklaştığını ve içlerinden birinin aracın arkasına yaklaşık üç el ateş ettiğini açıkladı. Olayda yaralanan olmadı.


Arap ve İslam dünyası, İsrail'in Gazzelileri Mısır'a sürme niyetinden endişe duyuyor

Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)
Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)
TT

Arap ve İslam dünyası, İsrail'in Gazzelileri Mısır'a sürme niyetinden endişe duyuyor

Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)
Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)

Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri, Endonezya, Pakistan, Türkiye ve Katar, İsrail'in Gazze Şeridi sakinlerinin Mısır'a geçişine olanak sağlamak için Refah sınır kapısını tek yönlü açacağı yönündeki açıklamalarından derin endişe duyduklarını belirtti.

Sekiz ülkenin dışişleri bakanları yaptıkları açıklamada, Filistin halkını topraklarından çıkarma girişimlerini tamamen reddettiklerini vurgulayarak, ABD Başkanı Donald Trump'ın Refah sınır kapısının her iki yönde de açılması, bölge sakinlerine hareket özgürlüğünün garanti altına alınması, Gazze Şeridi halkından hiçbirinin ayrılmaya zorlanmaması, aksine topraklarında kalmaları ve vatanlarının inşasına katılmaları için uygun koşulların yaratılması, istikrarın yeniden sağlanması ve insani koşulların iyileştirilmesine yönelik bütünleşik bir vizyonun oluşturulması planına tam bağlılık gösterilmesi gerektiğini vurguladı.

Bakanlar, Başkan Trump'ın bölgede barışı sağlama konusundaki kararlılığına ilişkin takdirlerini yineleyerek, güvenlik ve barışın sağlanması ve bölgesel istikrarın temellerinin sağlamlaştırılması amacıyla, planının tüm yönleriyle, gecikme veya aksama olmaksızın uygulanmasının önemini vurguladılar.

Ateşkesin tam olarak sağlanması, sivillerin çektiği acılara son verilmesi, Gazze'ye insani yardımların kısıtlama veya engel olmaksızın ulaştırılmasının sağlanması, iyileştirme ve yeniden yapılanma çalışmalarına erken başlanması ve Filistin Yönetimi'nin sektördeki sorumluluklarını yeniden üstlenmesi için gerekli koşulların oluşturulması ve böylece bölgede yeni bir güvenlik ve istikrar aşamasının başlatılması gerektiğini vurguladılar.

Bakanlar, ülkelerinin, Güvenlik Konseyi'nin 2803 sayılı Kararı ve ilgili tüm Konsey kararlarının tam olarak uygulanmasını sağlamak ve uluslararası hukuk kararları ve iki devletli çözüm ilkesi uyarınca adil, kapsamlı ve sürdürülebilir bir barışa ulaşmak için elverişli bir ortam sağlamak amacıyla Amerika ve tüm ilgili bölgesel ve uluslararası taraflarla çalışmaya ve eşgüdüm sağlamaya hazır olduğunu teyit ettiler. Bu, işgal altındaki Gazze ve Batı Şeria toprakları da dahil olmak üzere 4 Haziran 1967 sınırlarında, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasıyla sonuçlanacaktır.


Katar: Gazze savaşını sona erdirme müzakereleri kritik bir aşamada

Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)
Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)
TT

Katar: Gazze savaşını sona erdirme müzakereleri kritik bir aşamada

Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)
Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)

Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani bugün yaptığı açıklamada, Gazze savaşıyla ilgili müzakerelerin kritik bir aşamada olduğunu açıkladı.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre Katar'daki Doha Forumu'nda düzenlenen bir panelde konuşan el Sani, arabulucuların ateşkesin bir sonraki aşamasına geçmek için birlikte çalıştıklarını ifade etti.

Başbakan, Gazze'de ateşkesin, İsrail'in Gazze Şeridi'nden tamamen çekilmesi olmadan tamamlanmayacağını açıkladı.

"Şu anda kritik bir noktadayız... Ateşkes olduğunu düşünemeyiz; ateşkes ancak İsrail'in tamamen çekilmesi ve Gazze'ye istikrarın geri dönmesiyle tamamlanır" ifadelerini kullandı.

Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Gazze'ye istikrar gücü kurulmasına ilişkin müzakerelerin sürdüğünü, gücün yetki ve angajman kurallarının da ele alındığını açıkladı.

Katar'daki Doha Forumu'nda konuşan Fidan, gücün temel amacının sınır boyunca İsrailliler ve Filistinliler arasında ayrım yapmak olduğunu belirtti.

Bugün Gazze'nin kuzeyinde, İsrail İHA'sının hedef alması sonucu bir Filistinli hayatını kaybetti, üç kişi de yaralandı. Filistin Bilgi Merkezi yerel kaynaklara dayanarak, "Gazze'nin kuzeyindeki el Atatra kavşağında İsrail'e ait bir İHA tarafından hedef alınanlardan bir şehit ve üç yaralının eş Şifa Hastanesi'ne getirildiğini" bildirdi.

Merkezden yapılan açıklamada, "10 Ekim'de ateşkes anlaşmasının başlamasından bu yana çoğunluğu çocuk, kadın ve yaşlılardan oluşan 369 vatandaşımız hayatını kaybetti, 920'den fazla kişi de yaralandı" denildi.