Yemen Genelkurmay Başkanlığı, çeşitli bölgelerdeki lojistik faaliyetleri inceliyor

Genelkurmay Başkanı, Marib’de Yemen askeri liderleriyle bir araya geldi (SABA)
Genelkurmay Başkanı, Marib’de Yemen askeri liderleriyle bir araya geldi (SABA)
TT

Yemen Genelkurmay Başkanlığı, çeşitli bölgelerdeki lojistik faaliyetleri inceliyor

Genelkurmay Başkanı, Marib’de Yemen askeri liderleriyle bir araya geldi (SABA)
Genelkurmay Başkanı, Marib’de Yemen askeri liderleriyle bir araya geldi (SABA)

Yemen’deki yerel kaynaklar, el-Beyda vilayetinde Husilerin savaşı tırmandırmak üzere hazırlık yaptığını duyurdu. Öte yandan Yemen’de yayın yapan SABA haber ajansına göre Yemen Genelkurmay Başkanı ve ortak operasyonlar komutanı Sağir Hammud bin Aziz, geçtiğimiz Perşembe günü ortak operasyon liderliyle yaptığı bir toplantı sırasında, savaş cephelerine katılan tüm güçlerin lojistik faaliyetlerinin geliştirilmesi gerektiğini ifade etti.
Bin Aziz, toplantıda ‘eksenler ve askeri bölgeler düzeyinde devam eden çatışmaların seyri, el-Beyda, Sirvah, Nihmi ve Cevf cephelerinde, farklı savaş alanlarında, kurtarılmış bölgelerde, halk direnişiyle desteklenen silahlı kuvvetlerin başarısı’ hakkında liderlere bilgi verdi.
El-Beyda’nın kuzeyindeki Kaniyye cephesinde de Yemen ordusu ve Husiler arasında çatışmalar yaşanırken çok sayıda milis öldü ve yaralandı. Ülkenin batısındaki Hudeyde’nin güneyinde de Husilerin saldırılarında 3 sivil yaralandı. Husiler, Hudeyde, el-Beyda, Cevf, Marib ve Nihm’de askeri operasyonlarını artırırken, Birleşmiş Milletler (BM) Yemen Özel Temsilcisi’nin çabalarını desteklemek üzere Yemen meşruiyetini destekleyen koalisyonun ilan ettiği ateşkesi de ihlal etti.
Askeri kaynaklara göre silahlı kuvvetlere bağlı savaş medyası bölümü, ulusal ordu ve direnişin Kaniyye cephesinde Husilerin başlattığı saldırıyı geri püskürttüğünü, çok sayıda milisin öldüğünü ve yaralandığını ifade etti. Ulusal ordu topçularının, Husilerin takviyelerini hedef aldığı, 3 zırhlı aracı imha ettiği ve araçtaki tüm milisleri öldürdüğü belirtildi.
Öte yandan el-Beyda cephesi komutanı Tuğgeneral Abdurrab el-Ashabi, “El-Beyda operasyon alanına konuşlandırılan ordu güçleri, Husilere ağır dersler verdi. Milisler, son günlerde meydana gelen çatışmalarda acı verici yenilgiler yaşadı” dedi. Ashabi, “Kaniyye cephesindeki cesur kuvvetlerimiz, İran destekli Husi milislere bir haftadır farklı yenilgiler yaşattı. Husi milis liderliği Saada, Amran, Hacca, İbb ve Zamar’dan seferber ettiği büyük grupları geri püskürttü” dedi. Yemen ordusuna ait ‘September Net’ sitesinde yer alan habere göre Ashabi, Husi milislerin Kaniyye cephesinde ordu mevziilerini kontrol etme amacıyla çeşitli saldırılar başlattığını, ancak ordu kuvvetlerinin cesaret ve kararlılığının milislere yenilgi yaşattığını vurguladı.
Tuğgeneral Abdurrab el-Ashabi, “Bu savaşta düşman (Husiler), büyük kayıplar yaşadı. Art arda gelen en az yedi saldırıları karşısında ordunun inanç ve kararlılığı sonrasında milisler, beklemedikleri bir darbeyle karşılaştı” dedi. Ashabi, savaş uçaklarının da bir hafta boyunca 20’den fazla uçuş gerçekleştirdiğini söylerken, el-Beyda halkına da Husilerin karşısında ve ordu saflarının yanında durma çağrısında bulundu.
Geçtiğimiz Perşembe günü aynı aileden 2 kişi, Hudeyde’nin güneyindeki Hays ve Havha kasabaları arasındaki bağlantı hattını geçtikleri sırada Husilerin saldırısı sonrası yaralandı. Yaralıların yakınları, 40 yaşındaki baba Hasan Ahmed Haşim Abdullah’ın, Husiler tarafından sağ omzundan ve 20 yaşındaki yeğeni Ali Hasan Salah Abdullah’ın da boynundan vurulduğunu belirtti.
Tıbbi kaynaklar, el-Havha’daki saha hastanesinde yaralılara ilk yardımın sağlandığını ve daha sonra tedavinin tamamlanması için el-Maha’da hastaneye sevk edildiklerini ifade etti. 40 yaşındaki Sadık Muhammed Ali Abdullah, Hudeyde’nin güneyindeki Beyt Fakih kasabasında bulunan el-Cah hattında Husi milislerin döşedikleri bir mayının patlaması sonrasında vücudunun farklı yerlerinden ciddi şekilde yaralandı. Yaralının ilk tedavisini Havha Hastanesi’nde gördüğü ve daha sonra el-Maha’daki hastaneye sevk edildiği aktarıldı.
Öte yandan Husiler, 15 Mayıs’ta çeşitli silahlarla Hudeyde’nin güneyindeki et-Tuhayta kasabasının dağlık bir bölgesinde vatandaşların tarlalarını hedef aldı. Saldırı, vatandaşlar arasında panik yaşanmasına neden oldu. Yerel kaynaklara göre milisler, gün boyunca vatandaşların tarlalarına saldırı düzenledi. Kaynaklar, can kaybından ise söz etmedi.
Ortak kuvvetler, Hudeyde’nin güneyindeki Hays kasabasında vatandaşların evlerinin hedef alınması sonrasında Husilerin saldırılarına yanıt verdi. Yaşanan çatışmalarda Husilerin saflarında önemli kayıpların yaşandığı belirtildi. 



Bankalar, petrol ve izolasyon: Washington'un Bağdat'taki İran kilidini açma anahtarları

Görsel: Sarah Padavan
Görsel: Sarah Padavan
TT

Bankalar, petrol ve izolasyon: Washington'un Bağdat'taki İran kilidini açma anahtarları

Görsel: Sarah Padavan
Görsel: Sarah Padavan

Tarihin kritik bir anında, Tahran destekli Iraklı milisler yakın geçmişlerinden bir hayalet gibi göründüler. Bir yanda İran, diğer yanda ABD ve İsrail arasındaki son savaşta kenarda kaldılar. Çatışmadaki bu belirgin yoklukları yalnızca taktiksel bir karar değildi; İran'ın Irak içindeki nüfuz yapısındaki derin bir çatırdamayı, banka kasalarından Bağdat'taki siyasi ve güvenlik karar alma merkezlerine kadar uzanan ince ipler üzerinden uygulanan Amerikan baskısının artan etkinliğini yansıtıyordu.

200'den fazla İsrail savaş uçağı ve yaklaşık 300 balistik füze, İran içindeki hedeflerini vurmak için Irak semalarından geçti, ancak Iraklı milisler yine de müttefiklerini savunmak için karşılık vermediler. Buna karşılık küçük Yemenli Husi milis grubu, kimsenin beklemediği garip bir sahneyle gemilere saldırmaya ve İsrail'e füze fırlatmaya devam etti.

Onlarca yıldır milisler, İran'ın bölgedeki en önemli kollarından birini oluşturdu. Bu gruplar, 2003'ten sonra ABD'nin Irak işgali altında kuruldular ve finansman, eğitim ve danışmanlık yoluyla gelişerek bölgesel çatışmalarda ileri roller oynadılar. Suriye, Yemen ve Irak'taki çatışmalar, bu grupların Velayet-i Fakih’e mutlak sadakatlerini gösterdikleri ve “direniş ekseni"nin merkezi bir unsuru haline geldikleri arenalardı.

Ancak dönüm noktası, Hamas'ın 7 Ekim 2023'te İsrail'e düzenlediği saldırı sonrasında yaşandı. O dönemde, Hizbullah Tugayları ve Asaib Ehli’l Hak da dahil olmak üzere Iraklı milis gruplar, ABD'nin İsrail'in yanında savaşa girmesi halinde askeri müdahalede bulunacaklarını duyurdular. Washington'un fiilen dahil olmasıyla birlikte de bu milisler, insansız hava araçlarıyla Amerikan ve İsrail üslerini hedef almaya başladılar. Ancak, çok geçmeden liderlerini ve silah depolarını hedef alan yoğun ve ölümcül Amerikan saldırılarına maruz kaldılar ve bu da onların net bir şekilde gerilemelerine ve Mart 2024'te saldırılarını durdurmalarına neden oldu.

İran'ın bölgesel nüfuzundaki azalmaya rağmen, Irak'taki grupların etkisi “kolayca azalmayacak”, dahası önümüzdeki yıllarda etkili bir rolleri olmaya devam edecektir

Sessizlik konuşuyor

Son savaşta, tüm beklentilerin aksine, Iraklı milisler harekete geçmediler. Füze fırlatmadılar veya misilleme eylemleri düzenlemediler, bunun yerine kendilerini kelimelerden ibaret ateşli açıklamalarla sınırladılar. Bu geri adım, askeri güç eksikliğinin değil, başta akıllı Amerikan baskısının yoğunlaşması olmak üzere iç ve dış değişikliklerin dayattığı zorunlu bir yeniden konumlandırmanın sonucuydu.

Nitekim Temsilciler Meclisi Başkanvekili Muhsin el-Mendelavi, “İran nüfuzunun azalmasının Irak'a zarar vermeyeceğini” vurguladı. Bağdat’ın, İran ile tarihi ve coğrafi bağlarını korurken, bağımsız bir dış politika oluşturmayı ve İran yanlısı silahlı grupların gücünü sınırlamayı hedeflediğini belirtti. Ayrıca, gücün sadece devletin kontrolünde olmasının önemine dikkat çekti ve devlet dışı silahların ortadan kaldırılması için uzun vadeli bir adımın atılmasını beklediğini ifade etti.

Milislere sempati duyan bir analist olan Kazım el-Fartuşi ise “çocukların artık büyüdüğünü” ve İran yanlısı grupların artık yerel ağlara sahip olduğunu, artık Tahran'a körü körüne itaat etmek zorunda olmadıklarını belirtti. Öte yandan, siyaset bilimi profesörü Anmar el-Saray, İran'ın bölgesel nüfuzundaki azalmaya rağmen, Irak'taki milis grupların etkisinin “kolayca azalmayacağına”, dahası önümüzdeki yıllarda etkili bir rolleri olmaya devam edeceğine inanıyor.

İran, Irak içinde hâlâ nüfuz ağlarına sahip olsa da, askeri ve siyasi araçlarını kullanma gücü açık bir ivmeyle azalıyor.

Amerikan baskı araçları

Şarku’l Avsat’ın Al Majalla’dan aktardığı analize göre Washington'un Irak'taki kara gücü küçük olsa da, yeni stratejisi etkili ve can yakıcı araçların bir karışımına dayanıyor. Bu araçlar, milis grupları finanse eden petrol kaçakçısı şebekeleri hedef alan mali yaptırımlar, silah satın almak için kullanılan banka havalelerine getirilen kısıtlamalar ve bu milislerin birinci kademe liderlerine yönelik can yakıcı nokta saldırılardır.

Baskılar askeri boyutla sınırlı kalmadı; Irak devletinin tüm kılcal damarlarına kadar uzandı. Nitekim 29 Haziran 2025'te, İran destekli Federal Mahkeme Başyargıcı Casim Muhammed Abbud, ulusal bir yargı komitesinin kararıyla emekliye ayrıldı. Bu eşi benzeri görülmemiş adım, İran'ın geçmişteki hegemonyası altında tamamen başarısız olurdu, ancak sessizce gerçekleşti ve bu İran'ın Irak devlet kurumları içindeki etkisinin zayıfladığının açık bir göstergesi.

Siyasi araştırmacı Hamza Mustafa, İran yanlısı milislerin son çatışma sırasındaki sessizliğinin güç dengesinde bir değişimi yansıttığı ve belki de Tahran'ın gerilimi azaltma sinyali verdiği değerlendirmesinde bulundu. Hükümetin “kriz yönetiminin tüm iplerini elinde tuttuğunu kanıtladığını” ve kendisini uzak tutma politikasını benimsediğini, bunun da  kriz yönetimi için eşi benzeri görülmemiş bir alan sağladığını belirtti.

Irak halkının ruh halinin değişmesi

Irak'ı saran siyasi ve mezhepsel bölünmelere rağmen, birçok Iraklı tek bir temel talepte birleşiyor; Irak'ın, İran'ın uluslararası rakipleriyle hesaplaşacağı bir arenaya dönüştürülmesini reddetmek. Bu eğilim artık yalnızca popüler bir görüş değil; giderek daha dengeli dış politikalara ve bağımsız ulusal egemenliğe yönelen Bağdat'taki karar vericilerin yönelimlerine de yansıyor.

İran, Irak içinde hâlâ nüfuz ağlarına sahip olsa da, askeri ve siyasi araçlarını harekete geçirme kabiliyeti açıkça azalıyor. Washington'un milis grupların hareketini kısıtlamadaki başarısıyla birlikte, bir sonraki aşamada, özellikle petrol sektörü ile yönetimde İran nüfuzunun kalan kısmını zayıflatmaya yönelik Amerikan çabalarının daha da artması muhtemel.

Amerikan varlığının meşruiyet kaynağı, ABD'nin resmen varlığını sürdürmesine ve askeri ve istihbarat faaliyetlerini meşrulaştırmasına olanak tanıyan uluslararası koalisyondur

Latif el-Mahdavi ise “İran desteğinin yokluğunun, Irak'taki müttefiklerinin siyasi ve güvenlik nüfuzunun azalmasına yol açacağını, çünkü bunların Tahran'ın eseri olduğunu” düşünüyor. Ancak, bu olasılığın İran nüfuzunun tamamen sona ermesi anlamına gelmediğini, aksine mekanizmalarında niteliksel bir değişim anlamına geldiğini de sözlerine ekliyor.

Bugün tanık olduğumuz yalnızca “geçici bir sakinlik” değil, belki de Bağdat ve Tahran arasındaki ilişkinin yeniden tanımlandığı ve etki sınırlarının Irak'ın yüksek çıkarlarıyla uyumlu bir şekilde silahlar, egemenlik ve parayla çizildiği yeni bir dönemin başlangıcıdır.

ABD'nin etki araçları

Dolar, bankalar ve para transferleri:

En büyük silah, petrol satış gelirlerinin dolar cinsinden yatırıldığı New York Federal Rezerv Bankası'dır. Washington, Bağdat'a para transferini geciktirme veya engelleme yetkisine sahip ve bu da ona hükümet üzerinde güçlü bir baskı aracı sağlamaktadır

ABD Yabancı Hesaplar Vergi Uyum Yasası (FATCA)

Uluslararası finansal transferleri kontrol eden ve dolarla bağlantılı Irak bankalarının faaliyetlerini etkileyen bir yasadır.

SWIFT aracılığıyla para transferlerini kontrol etme silahı

ABD, dolar transferlerini izleyerek İran bağlantılı milislere fon akışının önlenmesine yardımcı olmuştur.

İran ile iş birliği yapan bankaların yasaklanması

Washington, 2023-2024 yıllarında 14 Irak bankasına, İran ve Suriye'ye dolar kaçakçılığı yapmakla suçlayarak kısıtlamalar getirmiştir.

Askeri silahlar: Silahlar ve üsler

Ayn el-Esed Hava Üssü (Anbar), ABD kuvvetleri için bir operasyon ve kalıcı bir mevcudiyet merkezidir. ABD tarafından İran yanlısı grupların hareketlerini izlemek için kullanılmaktadır.

ABD üslerinde konuşlandırılmış ve İran veya milislerinden gelebilecek herhangi bir tehdide karşı caydırıcılık görevi gören hava savunma sistemleri (Patriot/THAAD) bulunmaktadır.

Milislere karşı nokta saldırılar

Washington, Tahran tarafından desteklenen Şii grupların önde gelen liderlerini hedef alan birkaç hassas hava saldırısı (2020-2021-2023-2024) gerçekleştirmiştir.

Irak, Amerikalıları sınır dışı edebilir mi?

ABD varlığının meşruiyet kaynağı, ABD'nin resmen varlığını sürdürmesine ve askeri ve istihbarat faaliyetlerini meşrulaştırmasına olanak tanıyan uluslararası koalisyondur.