​Kuveyt’te 24 saatte bin 48 yeni koronavirüs vakası, 5 ölüm

Kuveytli yetkililer, kapsamlı yasaklama döneminde insanların sadece iki saat dışarı çıkmalarına izin verdi (AFP)
Kuveytli yetkililer, kapsamlı yasaklama döneminde insanların sadece iki saat dışarı çıkmalarına izin verdi (AFP)
TT

​Kuveyt’te 24 saatte bin 48 yeni koronavirüs vakası, 5 ölüm

Kuveytli yetkililer, kapsamlı yasaklama döneminde insanların sadece iki saat dışarı çıkmalarına izin verdi (AFP)
Kuveytli yetkililer, kapsamlı yasaklama döneminde insanların sadece iki saat dışarı çıkmalarına izin verdi (AFP)

Kuveyt Sağlık Bakanlığı, son 24 saat içerisinde bin 48 kişide daha yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tespit edilmesiyle ülkedeki toplam vaka sayısının 14 bin 850’ye yükseldiğini açıkladı.
Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Dr. Abdullah es-Sened, bugün düzenlediği günlük basın toplantısında, yeni vakalardan 242’sinin Kuveyt, 242’sinin Hindistan, 238’inin Mısır ve 58’inin Bangladeş vatandaşı olduğunu, geri kalanını ise farklı milletlerin oluştuğunu dile getirdi.
Dr. es-Sened, son 24 saat içerisinde yaşanan 5 can kaybı ile ülkedeki toplam ölü sayısının 112’ye ulaştığını bildirdi.
Sözcü,  168’si yoğun bakımda olmak üzere aktif vaka sayısının 10 bin 645 olduğunu ifade etti.
Dr. es-Sened, son 24 saat içinde 3 bin test yapıldığını ancak şu ana kadar ülke genelinde toplam test sayısının 244 bin 476’ya ulaştığı bilgisini verdi.
Bakanlık Sözcüsü, son 24 saat içerisinde enfekte olan 250 kişinin daha iyileşmesiyle ülkede iyileşen kişi sayısının 4 bin 93 olduğunu da söyledi.
Vatandaşlar ve ülkede yaşayan yabancılara tüm önleyici tedbirlere uyma, başkalarıyla temastan kaçınma ve sosyal mesafe kuralına dikkat etme çağrısını yenileyen Dr. es-Sened, koronavirüsün yayılmasını önleyecek gerekli talimat ve önerilerin Sağlık Bakanlığı'nın resmi hesaplarından takip edilebileceğini sözlerine ekledi.



Kuveyt Emiri Şeyh Nevvaf'ın ölümü üzerine ülkesinde 40 günlük yas ilan edildi

Kuveyt Emiri Şeyh Nevvaf, Ulusal Meclis oturumunda (KUNA)
Kuveyt Emiri Şeyh Nevvaf, Ulusal Meclis oturumunda (KUNA)
TT

Kuveyt Emiri Şeyh Nevvaf'ın ölümü üzerine ülkesinde 40 günlük yas ilan edildi

Kuveyt Emiri Şeyh Nevvaf, Ulusal Meclis oturumunda (KUNA)
Kuveyt Emiri Şeyh Nevvaf, Ulusal Meclis oturumunda (KUNA)

Kuveyt Emiri Şeyh Nevvaf el-Ahmed el-Cabir es-Sabah'ın vefatı nedeniyle ülkesinde 40 günlük yas ilan edildi.

Kuveyt hükümetinden konuya ilişkin yapılan açıklamada, resmi dairelerin 3 gün süreyle kapatılacağı belirtildi.

Açıklamada Emir Şeyh Nevvaf'ın ölümü nedeniyle 40 gün yas ilan edildiği kaydedildi.

Emirlik Divanı Bakanı Şeyh Muhammed el-Abdullah el-Mubarek es-Sabah, Şeyh Nevvaf'ın bugün öğlen vakti vefat ettiğini duyurmuştu.

Şeyh Nevvaf, 14 yıl Veliaht Prenslik yaptıktan sonra, kendinden önceki Emir kardeşi Sabah el-Ahmed el-Cabir es-Sabah'ın 29 Eylül 2020'de vefat etmesinin ardından Kuveyt Emiri olmuştu.


Trabzon’da turiste yönelik saldırı Kuveyt’te büyük öfkeye neden oldu

Trabzon’da Kuveyt vatandaşına düzenlenen saldırıdan bir an
Trabzon’da Kuveyt vatandaşına düzenlenen saldırıdan bir an
TT

Trabzon’da turiste yönelik saldırı Kuveyt’te büyük öfkeye neden oldu

Trabzon’da Kuveyt vatandaşına düzenlenen saldırıdan bir an
Trabzon’da Kuveyt vatandaşına düzenlenen saldırıdan bir an

Trabzon’da Kuveytli bir turisti darbettiği gerekçesiyle gözaltına alınan kişi soruşturma sonucu tutuklandı.

Bu olay Kuveyt’te büyük öfkeye neden olurken, Kuveyt’in Ankara Büyükelçisi Wael Yusuf Alenzi, Trabzon’a giderek konuyla ilgili açıklamalarda bulundu.

Türk yetkililerin şüpheliyi birkaç saat sonra yakalayarak gözaltına aldığını dile getiren Büyükelçi, “Hem büyükelçilik hem de Türkiye’den gerekli makamlar prosedürleri takip ediyor” dedi.

Olay sonrası hastaneye kaldırılan turistin sağlık durumunun iyi olduğunu dile getiren Alenzi, saldırganın gözaltına alınması nedeniyle Türkiye’ye teşekkür etti.

Alenzi ayrıca, büyükelçilik avukatının konu hakkındaki tüm özel prosedürleri takip ettiğini sözlerine ekledi.

Olay Kuveyt’te sosyal medyada büyük tepki çekerken, milletvekilleri Dışişleri Bakanlığı’nı harekete geçmeye çağırdı.

Milletvekili Usame ez-Zaid, Kuveytli bir turiste eşi ve çocuklarının gözü önünde ‘barbar’ saldırıyı düzenleyenlerin hesap vermesi için Kuveyt’in Ankara Büyükelçiliği’nin bir an önce harekete geçmesi gerektiğini vurguladı.

Bir diğer milletvekili Muhannad Es-Sayer ise, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada, Dışişleri Bakanlığı’na hızlı ve kararlı adım atması çağrısında bulunarak şu ifadeleri kullandı:

Diplomasinin amacı vatandaşları korumak ve haklarını savunmak değilse hiçbir işe yaramaz. Dışişleri Bakanlığı, vatandaşları korumak için alınan tedbirlere ilişkin bir an önce açıklama yapmalı ve vatandaşlarının sağlık durumu konusunda güvence vermelidir.

Milletvekili Abdullah El-Mudhaf da, X üzerinden yaptığı paylaşımda, “Dışişleri Bakanlığı’nın haksız sessizliği nedeniyle yurtdışındaki Kuveytlilerin onurunun zedelenmesine izin vermeyeceğiz. Trabzon’daki saldırı ve hukuki prosedürleri hakkında derhal bir açıklama yapılmalı. Kuveyt Büyükelçiliği, vatandaşlarını koruma, ailesinin güvenliğini sağlamadaki rolünü netleştirmelidir” diye yazdı.


Kuveyt’te tartışmalara neden olan avukat Aric Hamada, Şarku’l Avsat’a konuştu: ‘Özel hayatlarımıza müdahale ettikleri için içtiğimiz bardaktan onların da içmelerini istedim’

Ticaret Bakanı ve beraberindekilerin Güney Afrika’da, diğeri Milletvekili Muhammed Hayef’in Türkiye’de çekilmiş fotoğrafı (alt sağ) (Şarku’l Avsat)
Ticaret Bakanı ve beraberindekilerin Güney Afrika’da, diğeri Milletvekili Muhammed Hayef’in Türkiye’de çekilmiş fotoğrafı (alt sağ) (Şarku’l Avsat)
TT

Kuveyt’te tartışmalara neden olan avukat Aric Hamada, Şarku’l Avsat’a konuştu: ‘Özel hayatlarımıza müdahale ettikleri için içtiğimiz bardaktan onların da içmelerini istedim’

Ticaret Bakanı ve beraberindekilerin Güney Afrika’da, diğeri Milletvekili Muhammed Hayef’in Türkiye’de çekilmiş fotoğrafı (alt sağ) (Şarku’l Avsat)
Ticaret Bakanı ve beraberindekilerin Güney Afrika’da, diğeri Milletvekili Muhammed Hayef’in Türkiye’de çekilmiş fotoğrafı (alt sağ) (Şarku’l Avsat)

Ebu Nuvas’ın ifadesiyle; “Beni tedavi eden, hastalıktı..” Kuveytli bir avukat 30 Ağustos’ta, Ulusal Meclis üyelerinin ve Bakanların özel hayatlarını düzenleyen bir yasanın çıkarılması için Ulusal Meclis’e bir teklif sundu. Önerilen yasa, Ulusal Meclis üyelerinin ve bakanların, Kuveyt gelenek ve göreneklerini ihlal eden ve İslam hukukunu uygulamayan ülkelere seyahat etmesini yasaklamayı hedefliyor.

Avukat Aric Abdurrahman Hamada, söz konusu öneriyi kanunen sunduğunu, teklifin kamuya açık kayıtlardan alınıp Etik Kurul’a yönlendirildiğini ve yasayı ihlal edenlerin beş yıl hapis ve 20 bin dinar para cezasıyla cezalandırılacağı hükmü içerdiğini açıkladı.

Bir hukuk uzmanı, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, bu teklifin bir tavır gösterme niyetinde olduğunu ve herhangi bir etkiye sahip olmadığını söylerken, “Bu tür öneriler, alay etme veya sert eleştiri amacıyla ortaya koyulmaktadır” dedi.

Ulusal Meclis üyelerinin ve bakanların özel hayatlarının düzenlenmesine ilişkin Avukat Aric Hamada tarafından sunulan yasa tasarısının kopyası (üst). Ticaret Bakanı ve beraberindekilerin Güney Afrika’da, diğeri Milletvekili Muhammed Hayef’in Türkiye’de çekilmiş fotoğrafı (alt sağ) (Şarku’l Avsat)
Ulusal Meclis üyelerinin ve bakanların özel hayatlarının düzenlenmesine ilişkin Avukat Aric Hamada tarafından sunulan yasa tasarısının kopyası (üst). Ticaret Bakanı ve beraberindekilerin Güney Afrika’da, diğeri Milletvekili Muhammed Hayef’in Türkiye’de çekilmiş fotoğrafı (alt sağ) (Şarku’l Avsat)

Aynı şekilde, tartışmalara neden olan avukat Aric Hamada da Şarku’l Avsat’a şu açıklamalarda bulundu:

“Bizim içtiğimiz bardaktan, onların da içmesini istedim. Onların özel özgürlüklerini kısıtlayan, özel hayatlarına müdahale eden bir yasa sunarak siyasi bir mesaj vermek istedim ki yaptıklarının anayasaya aykırı olduğu bilinciyle, bizim özel hayatımıza müdahale ettiklerinde ne kadar acı çektiğimizi onlara hissettirebileyim.”

Değerler Belgesi’nin sahipleriyle eski bir husumeti olan Hamada, bu belgeyi eleştirdikten sonra 7 Mayıs 2023’te polis merkezinde tutuklanmıştı. X (eski adıyla Twitter) platformu üzerinden o dönemde “Değerler Belgesi’ni eleştirdiğim için tutuklandım ve bir gözlük taktım” açıklaması yapmıştı.

Hamada’nın sunduğu yasa teklifinde şu ifadelere yer verildi:

“Meclis Başkanı, vekili, tüm Ulusal Meclis üyeleri, danışmanları, katipleri, ikinci dereceden aileleri, bakanlar, danışmanları ve ailelerinin turizm, iş veya eğitim açısından sistemi İslam hukukuna ve Kuveyt gelenek ve göreneklerine uymayan Müslüman veya gayrimüslim ülkelere seyahatleri yasaktır.”

Yasa teklifinde ayrıca, İslam hukukuna, Kuveyt gelenek ve göreneklerine uymayan kıyafet giymelerinin de yasak olduğu belirtiliyor.

Yasa, bu sistemi ihlal edenlerin beş yılı aşmamak üzere hapis ve 20 bin dinardan az olmamak üzere para cezası ile cezalandırılmasını öngörüyor.

Avukat, mektubunu Kuveyt Ulusal Meclisi Etik Komitesi Başkanı Milletvekili Muhammed Hayef el-Mutayri’ye gönderirken şunları söyledi:

“Kuveyt Ulusal Meclisi'nin, Kuveyt Devleti’ni sivil bir devletten İslam devletine dönüştürme kararı doğrultusunda, Ulusal Meclis üyelerinin, bakanların, danışmanlarının ve ailelerinin topluma rol model oldukları kaydederek, bu teklifi sunmaktan onur duyuyorum.”

X platformu üzerinden söz konusu teklif yayınlanırken, Ticaret Bakanı ve birkaç danışmanının (Güney Afrika olduğu sanılan) Kuveyt dışına seyahat ederken ve Etik Komisyonu Başkanı Milletvekili Muhammed Hayef’in birkaç gün önce Türkiye’de çekilmiş fotoğraflarına yer verildi.

Kanunların İslamileştirilmesi

Avukat Hamada, pek çok Kuveytli aktivist gibi Kuveyt’te Yüksek Seçim Komisyonu Yasası’nın yürürlüğe girmesi sırasında doruğa ulaşan ‘yasaların İslamlaştırılması’ durumunun etkilerinden şikayetçi. Seçim Komisyonu Yasası çerçevesinde kadınların oy verme ve göreve aday olma haklarını kullanırken açıkça İslami usullere uygun kıyafetler giymeye zorlanması çağrısı yapılıyor. Ayrıca ilk metinde, ‘seçme ve seçilme hakkının kullanılmasında anayasa, hukuk ve İslam hukuku hükümlerine uyulması’ çağrısı da yapılırken, bu durum kadınlarda hoşnutsuzluk yarattı. Çünkü kadınlara daha fazla kısıtlama getirdiğine ve siyasi katılımlarını engellediğine inanılıyor.

Daha önce, 21 Temmuz 2023’te, Ulusal Meclis’in beş üyesi tarafından plastik cerrahi ve dövmelerin yasaklanması yönünde sunulan bir öneri ortaya koyulmuştu. Aynı şekilde yüz ve parmaklarda yapılan estetik ameliyatlar öncesinde ve sonrasında İçişleri Bakanlığı’na bilgi verilmesinin, ihlalde bulunan kişinin beş yılı geçmemek üzere hapis ve bin dinardan az olmamak üzere para cezasıyla cezalandırılmasının önemli olduğu belirtiliyordu.

Milletvekilleri Muhammad Hayef, Hamdan el-Azmi, Fahd Al-Masud, Muhammed el-Matir ve Hamad el-Ubeyd, plastik cerrahi prosedürünü düzenleyen bir yasa önerisi sundu.

Ayrıca yerel basında çıkan haberlere göre teklifte, plastik cerrahi başvurularını incelemek üzere özel komisyonun onayı olmadan ameliyatın yapılamayacağı ve Sağlık Bakanlığı’nda plastik cerrahi başvurularını incelemek üzere bir komisyon kurulacağı da vurgulanıyor.

23 Temmuz 2023’te 5 milletvekili, yurt dışından ithal edilen kitap ve yayınlara yönelik ön sansürün yeniden uygulamaya konması yönünde öneri sundu. Bu, yazarların talepleri üzerine Ulusal Meclis’in üç yıl önce ön sansürü kaldırmasıyla geriye doğru atılan bir adım olarak değerlendiriliyor.

Açıklayıcı notta öneriye destek veren milletvekilleri Hamad el-Ubeyd, Mubarak et-Taşa, Muhammed el-Huvayla, Muhammed Hayef ve Muhammed el-Mahan, “Ön sansür, insanların onurunun zedelenmemesini veya karalanmamasını sağlar. Deneyimler, sonradan sansürün etkisizliğini kanıtlamıştır” açıklamasında bulunuyor.

Kuveyt Ulusal Meclisi, 19 Ağustos 2020’de kitaplara uygulanan ön sansürün iptal edilmesini kabul etmişti.

Benzeri görülmemiş bir proje

Kendisini bağımsız olarak tanımlayan ve kişisel kanaatlerini dile getiren hukuk bürosu sahibi avukat Aric Hamada, yaklaşık 25 yıldır medeni hukuk ve ticaret hukuku ile idare ve iş hukuku alanlarında çalışıyor. İnternet sitesinde Yasal Zorluklar Grubu'nun başkanı olduğu belirtiliyor.

Aric Hamada, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada mesajın amacının siyasi olduğunu belirterek şunları söyledi:

“Kuveyt’te son zamanlarda gerçek bir krizden mustarip olduğumuzu, bunun Ulusal Meclis’in bazı üyelerinin temel ve anayasal rollerinden sapmasından kaynaklandığını fark ettim. Onların rolleri, halkın ve ülkenin çıkarlarına hizmet eden kanunlar çıkarmak ve hükümeti denetlemekti. Ancak bazı milletvekilleri Kuveyt halkının koruyucusu olmaya karar verdiler. Anayasanın pek çok maddesine aykırı olarak bireylerin özgürlüklerini kısıtlayan, kadınların haklarını kısıtlayan fikir ve inançlardan oluşan birtakım kanunlar çıkararak vesayetini onun üzerinde dayatmaya başladılar. Bazı liberal milletvekillerinin, maalesef İslami akım temsilcilerinin kanun önerilerini destekler hale geldiklerini gördüm. Seçim kurallarının, kendilerini bu tür kanunlara oy vermekten sorumlu tutmamasından yararlandılar. Durumu daha da kötüleştiren ise hükümetin siyasi kazanımlar elde etmek amacıyla bu önerilere destek vermesiydi.”

Avukat, bu tür yasaların çıkarılması konusunda Ulusal Meclis üyelerini eleştirirken, hükümeti de eleştirmekten geri durmadı. Hükümet önlemlerinin iki örneğine işaret eden Aric Hamada şunları söyledi:

“Enformasyon Bakanlığı, Kuveyt’te gösterilen filmlerin İslam hukuku ile örf ve geleneklere uygun olması gerektiğine dair bir karar yayınladı. Ticaret Bakanlığı ise ticaret unvanı seçiminin İslam hukukuna, örf ve adetlerine uygun olması gerektiğine dair bir karar yayınladı.”

Hamada, muhafazakâr akımların çelişkisine de işaret etti:

“Kuveyt üniversitelerinde cinsiyet ayrımı yapılması ve karma eğitimin önlenmesi için bir yasa önerilirken, Eğitim Bakanı’nın Mısır ve Ürdün’deki üniversite burslarını durdurma kararı almasına, bu üniversiteler karma olmasına rağmen kendilerinin de kızdığını görüyoruz. Aynı şekilde kendi dedikleri değerleri uygulama konusunda katı olan milletvekilleri de sıklıkla alkol üreten ve satan ülkelere turizm amaçlı seyahat ediyor.”

Hamada, bu teklifin hukuki dayanağına ilişkin şu açıklamada bulundu:

“Bu teklifin hukuki dayanağı, İslami hareketin temsilcilerinin sunduğu, toplumun özgürlüklerinin kısıtlanması ve vesayet altına alınması yönündeki önerilerinin hukuki dayanağıyla tamamen aynıdır.”

Böyle bir teklifin başka bir örneği yok. Avukat Hamada, bu fikrin türünün yeni olduğunu ve halkın gözetimi altında Ulusal Meclis üyelerinin performansına tabi olduğunu dile getirdi.

Aric Hamada, Değerler Belgesi ile mücadelesine ilişkin olarak da şu ifadeleri kullandı:

“Bu belgenin hükümleri, onu imzalayan milletvekilleri tarafından kanun tekliflerine dönüştürüldü. Halktan biri itiraz edince de tebligat sunmakla karşı karşıya kalıyor. Çok sayıda tebligat sunuldu. Sanıyorum ki 300’ü buldu. Bu tebligatlar arasında İslami hareketin temsilcileri tarafından tweetim nedeniyle hakkımda yapılan altı tebligat da vardı. Bu da amacın, dalavere olduğunu gösteriyor.”

Kendisinin tutuklanarak kefaletle serbest bırakılmasının istendiğini aktaran avukat sözlerine şöyle devam etti:

“50 dinar olan kefaleti ödemeyi reddettim. Kefaleti ödemeyi reddetmenin, kefalet ödenene kadar beni tutuklayıp alıkoyma kararı verileceği anlamına geldiğini kesinlikle biliyorum. Zaten tam gün cezaevinde tutuldum, ardından kefaletsiz serbest bırakıldım. Bu vesileyle, tavrımı anladığı için başsavcıya çok teşekkür ediyorum. Bizzat kendisine, tavrımdan dolayı özür dilediğimi söyledim. Ayrıca Kuveyt halkına, İçişleri Bakanı’na ve içişleri yetkililerine de anlayışları dolayısıyla teşekkür ediyorum.”

Milletvekili Muhammed Hayef', Değerler Belgesi’ni imzalarken. (Şarku’l Avsat)
Milletvekili Muhammed Hayef', Değerler Belgesi’ni imzalarken. (Şarku’l Avsat)

Değerler Belgesi

Değerler Belgesi, her ne kadar Eylül 2022’deki Ulusal Meclis seçimleri öncesinde ortaya çıkmış olsa da etkileri ve hedefleri, hâlâ bazı İslamcı milletvekillerinin siyasi programını oluşturuyor.

Şu an mecliste milletvekili olan adaylar tarafından imzalanan belgede, adaylar İslami şeriat yasalarının uygulanmasına uyma ve ülkede hukuk ihlali olarak gördükleri koşulları önleme sözü verdi.

Ancak bu belgeyi eleştirenler, eski Enformasyon Bakanı ve Kuveytli yazar Dr. Saad bin Tefla’nın da belirttiği gibi, ‘dini akım ülkedeki siyasi hayata hâkim oldu ve DEAŞ yasalarını dayattı’. Bin Tefla, o dönemde X’ten yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

“Sözde Değerler Belgesi mükemmel bir DEAŞ belgesidir. Hukukun üstünlüğünden, anayasadan, kamusal ve özel özgürlüklerden yana olan herkesin bu belgeyi tereddüt etmeden reddetmesi gerekir. Bu belge, Kandehar belgesidir.”

Bu belgeye göre bir kısmı mevcut konseyde milletvekili olan imzacılar, milletvekilleri tarafından sunulan İslami kanunları desteklemek, otellerdeki karma yüzme havuzları ve kulüpleri reddetmek için çalışacaklarını ve üniversitede tesettür kıyafet kanunu yasasını aktif hale getirmek için çalışacaklarını taahhüt ettiler.

Belgede, karma durumunu engelleyen yasada oynama yapmanın ve içeriğinin boşaltılmasının reddedilmesi, yasanın üniversitelerde erkek öğrencilerin binalarının kız öğrencilerin binalarından ayrılmasını sağlayacak şekilde uygulanmasının talep edilmesi, karma festival ve dans partilerinin reddedilmesi, otellerde ve diğer alanlarda yüzme havuzlarının ve karma kulüplerin yasaklanması ve masaj salonları üzerindeki denetimin sıkılaştırılması, üniversitede tesettür kıyafet kanununun aktif hale getirilmesi için çalışmalar yapılması ve bunların kız ve erkek öğrenciler için uygulanması, hurafe ve pagan uygulamalarıyla ilgili oturum ve faaliyetlerin durdurulması için çalışılması gerektiği belirtiliyor.

Belgede ayrıca enerji programlarının durdurulması, ahlaksızlığın bitirilmesi ve bedenlerin gerçekte ve sosyal medya sitelerinde teşhir edilmesinin önlenmesi, karşı cinse benzeme yasasında değişiklik yapılması ve vücutta görünen dövmelerin suç sayılmasına yönelik bir yasanın çıkarılması çağrısı yapılıyor.


Kuveyt ve İngiltere’den yatırım ortaklığı alanında mutabakat zaptı

Kuveyt Veliaht Prensi Ahmed Meşal el-Ahmed es-Sabah dün İngiltere’nin başkenti Londra’daki başbakanlık binasında İngiltere Başbakanı Rishi Sunak ile bir araya geldi. (KUNA)
Kuveyt Veliaht Prensi Ahmed Meşal el-Ahmed es-Sabah dün İngiltere’nin başkenti Londra’daki başbakanlık binasında İngiltere Başbakanı Rishi Sunak ile bir araya geldi. (KUNA)
TT

Kuveyt ve İngiltere’den yatırım ortaklığı alanında mutabakat zaptı

Kuveyt Veliaht Prensi Ahmed Meşal el-Ahmed es-Sabah dün İngiltere’nin başkenti Londra’daki başbakanlık binasında İngiltere Başbakanı Rishi Sunak ile bir araya geldi. (KUNA)
Kuveyt Veliaht Prensi Ahmed Meşal el-Ahmed es-Sabah dün İngiltere’nin başkenti Londra’daki başbakanlık binasında İngiltere Başbakanı Rishi Sunak ile bir araya geldi. (KUNA)

Kuveyt ve İngiltere dün, iki ülke arasında yatırım ortaklığına ilişkin bir mutabakat zaptı imzaladı.

Mutabakat zaptına imzalar İngiltere’nin başkenti Londra’daki başbakanlık ofisinde, Kuveyt Veliaht Prensi Ahmed Meşal el-Ahmed es-Sabah ve İngiltere Başbakanı Rishi Sunak huzurunda atıldı.

Anlaşma, Kuveyt Hükümeti adına Başbakan Yardımcısı, Petrol Bakanı, Ekonomik İşler ve Yatırımdan Sorumlu Devlet Bakanı ve Maliye Bakan Vekili Saad Hamad el-Barrak ve İngiltere hükümeti adına ise Yatırım Bakanı Lord Dominic Johnson tarafından imzalandı.

İki taraf arasındaki görüşmelere ilişkin olarak Kuveyt Haber Ajansı (KUNA), İngiltere Başbakanı’nın Şeyh Meşal el-Ahmed’i kabul ettiğini belirterek, görüşme sırasında iki halk ve iki dost ülke arasındaki yakın tarihi ilişkilerin derinliğini yansıtacak şekilde, tüm alanlarda Kuveyt ile dost İngiltere arasındaki seçkin ilişkilerin ele alındığını aktardı. Ajans haberinde “Ayrıca bir dizi ortak öneme sahip konu ile bölgesel ve uluslararası arenadaki en son gelişmeler de ele alındı” ifadesine yer verdi.

Görüşmede İngiltere Başbakanı Rishi Sunak, Kuveyt Veliaht Prensi’nin ziyaretinden duyduğu mutluluğu dile getirirken, iki ülke arasında 100 yılı aşkın süredir devam eden tarihi ilişkilerin gücüne dikkat çekti. Ayrıca Kuveyt ile İngiltere arasında daha fazla ortak iş birliği arzusunu dile getirdi.

Fotoğraf Altı: Kuveyt Veliaht Prensi Ahmed Meşal el-Ahmed es-Sabah dün İngiltere Başbakanı Rishi Sunak ile İngiltere’nin başkenti Londra’daki başbakanlık ofisinde, Kuveyt ile İngiltere arasındaki yatırım ortaklığına ilişkin mutabakat zaptını imzaladı. (KUNA)
Kuveyt Veliaht Prensi Ahmed Meşal el-Ahmed es-Sabah dün İngiltere Başbakanı Rishi Sunak ile İngiltere’nin başkenti Londra’daki başbakanlık ofisinde, Kuveyt ile İngiltere arasındaki yatırım ortaklığına ilişkin mutabakat zaptını imzaladı. (KUNA)

Kuveyt Veliaht Prensi, İngiltere ziyareti sırasında İngiliz yetkililerle görüşmesinin yanı sıra, İngiltere’deki Kuveyt Yatırım Ofisi’nin kuruluşunun 70’inci yıl dönümü kutlamalarını da himaye etti. Kuveyt ile İngiltere arasındaki ticari ilişkiler, 200 yılı aşkın bir süredir devam ediyor. Kuveyt, özellikle Londra’daki Kuveyt yatırım ofisinin geçmişi 1953’e dayandığı için, özellikle finans ve emlak sektörlerinde İngiltere’deki en büyük yatırımcılardan biri konumunda.

İngiltere, Körfez ülkeleriyle ticaret alışverişini geliştirmeyi hedefliyor. Londra yönetimi geçen yıl haziran ayında İngiliz hükümeti, karşılıklı ticaret hacminin 33,1 milyar sterline ulaştığı Körfez ülkeleriyle bir ticaret anlaşmasına varmak için Riyad’da görüşmelere başlamıştı. Anlaşmanın Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ülkelerindeki tüketicilere İngiliz mal ve hizmetleri için daha fazla seçenek sunabileceği belirtiliyor.

Kuveyt ve İngiltere, yakın askeri ilişkilere de sahip. Bunun en önemli göstergelerinden biri, Kuveyt’in İngiliz askeri teçhizatı satın almasını ve Kuveyt kuvvetleri için ortak manevralar ve eğitim operasyonları yürütmesini gerektiren, Kuveyt’in özgürleştirilmesinin ardından Şubat 1992’de iki ülke arasında imzalanan savunma mutabakat zaptıydı.

Diğer yandan Kuveyt’in İngiltere ve Kuzey İrlanda Büyükelçisi Bedr el-Avadi, Veliaht Prens Şeyh Meşal el-Ahmed es-Sabah’ın İngiltere ziyaretinin iki ülke arasındaki mevcut stratejik iş birliği ilişkilerini geliştireceğini açıkladı.

Avadi, yaptığı açıklamada, Veliaht Prens’in ziyaretinin ekonomik, güvenlik ve kültürel alanlarda ikili iş birliği için yeni ufuklar açacağını ve Kuveyt ile üst düzey siyasi liderliği İngiltere ve Kuzey İrlanda ile bağlayan stratejik ilişkilerin gerçekliğini yansıtacağını söyledi.

Londra Şehri Lord Belediye Başkanı Alderman Nicholas Lyons da dün yaptığı açıklamada, Kuveyt ile İngiltere arasındaki güçlü bağların ‘halen daha da güçlenmeye doğru ilerlediğini’ dile getirdi. Nicholas Lyons, “Bu bağlar, aynı zamanda Londra’daki Kuveyt Yatırım Ofisi’nin kuruluşunun 70’inci yıl dönümünün kutlanmasıyla da kanıtlanıyor” dedi.

Bu vesileyle, Kuveyt Yatırım Ofisi’nin İngiltere’nin başkentindeki şubesi aracılığıyla çeşitli sektörlerde yatırım yaptığını vurgulayan yetkili, Kuveyt’in İngiltere’ye yönelik uzun vadeli taahhüdünün, Londra’nın küresel yatırımcılar nezdindeki çekiciliğinin gücünü ve küresel ekonomik pazarlar arasındaki benzersiz yerini gösterdiğine dikkat çekti.


Kuveyt’te yeni medya düzenleme yasası siyasette hareketlenmelere neden oldu

Kuveyt Enformasyon Bakanı Abdurrahman Beddah el-Muteyri. (KUNA)
Kuveyt Enformasyon Bakanı Abdurrahman Beddah el-Muteyri. (KUNA)
TT

Kuveyt’te yeni medya düzenleme yasası siyasette hareketlenmelere neden oldu

Kuveyt Enformasyon Bakanı Abdurrahman Beddah el-Muteyri. (KUNA)
Kuveyt Enformasyon Bakanı Abdurrahman Beddah el-Muteyri. (KUNA)

Kuveyt'te hükümet yeni medya düzenleme yasasını meclise sunmaya hazırlanıyor. Bazı milletvekilleri bunu, özgürlükleri kısıtlayıcı, medyayı tahakküm altına alan ve ifade özgürlüğüne yönelik cezaların alanını genişleten bir yasa olarak görüyor.

Enformasyon Bakanlığı tarafından hazırlanan yeni medya düzenleme yasasının taslağı, ilgili tüm resmi prosedürlerin tamamlanması ve tüm not ve önerilerin alınması için ilgili devlet kurumlarına sunuldu. Yasa tasarısı önceki toplantıda komite üyeleriyle mutabakata varıldığı gibi önümüzdeki ekim ayı başında Ulusal Meclis Eğitim Komitesine havale edilmek üzere Ulusal Meclis'e sevk edilmeye hazırlanıyor.

Henüz onaylanmayan yeni yasanın, milletvekillerini de eleştiren vatandaşlara yönelik ağır cezalar öngördüğü öğrenildi. Yeni yasa aynı zamanda yayın, yayım, görsel ve işitsel medyaya ilişkin mevcut yasalarda öngörülen hapis ve mali para cezalarının artırılmasını ve elektronik medyanın düzenlenmesini öngörüyor.

Kuveyt İlerleme Hareketi, basın ve yayın kanununda, görsel-işitsel medya kanununda ve elektronik medya düzenleme kanununda yer alanların ötesinde yeni yasada ‘medyanın kontrolü, vesayeti ve kısıtlanması’ kapsamının genişletildiğini belirtti. Hareket bu vesayet ve kısıtlamaların sinemalar, halka açık partiler ve otel salonlarında müzik çalınması da dahil olmak üzere tüm alanları kapsayacağını kaydetti.

Yasa milletvekillerine yanlış söz veya eylem atfetmeyi yasaklamak ve özel hayatlarını etkilememek bahanesiyle siyasi ve medya eleştirilerine karşı abartılı bir dokunulmazlık öngörüyor. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre yayınlanması yasaklanan konular arasında ‘toplumun ahlakını bozan ve ekonomik duruma olan güveni sarsıcı’ gibi somut olarak tanımlanması zor, muğlak ifadeler yer aldı. Yasa yayın, yayım, görsel ve işitsel medya ile elektronik medyanın düzenlenmesine ilişkin mevcut yasalarda yer alan hapis cezası sayılarının ve mali para cezalarının miktarlarının artırılmasını öngörüyor.

Enformasyon Bakanlığı: Anayasal ve yasal çerçeveleri takip edeceğiz

Enformasyon Bakanlığı dün yaptığı açıklamada medyanın özgürlükler düzeyinin yükseltilmesine ve Kuveyt medyasının gelişimini garanti altına alacak şekilde düzenlenmesine ilişkin yasa tasarısı ile ilgili tüm anayasal ve yasal çerçeveleri takip etme kararlılığına vurgu yaptı. Bakanlık, yaptığı basın açıklamasında, yakın zamanda hazırladığı medya düzenlemesine ilişkin yasa tasarısı hakkında gündeme getirilen hususlara dikkat çekti. Enformasyon Bakanlığı tarafından hazırlanan yeni medya düzenleme yasasının taslağı, ilgili tüm resmi prosedürlerin tamamlanması ve tüm not ve önerilerin alınması için ilgili devlet kurumlarına sunuldu. Yasa tasarısı önceki toplantıda komite üyeleriyle mutabakata varıldığı gibi önümüzdeki ekim ayı başında Ulusal Meclis Eğitim Komitesi’ne havale edilmek üzere Ulusal Meclis'e sevk edilmeye hazırlanıyor. Bakanlık, Kuveyt medyasına hizmet eden ve özgürlükleri destekleyen konularda yasama ve yürütme makamlarıyla ortak iş birliği ve sürekli koordinasyona vurgu yaptı.

Parlamento reddi

Yeni yasanın gündeme gelmesinin ardından bazı Kuveytli milletvekilleri, yasayı anayasanın ve bireysel özgürlüklerin ihlali olarak tanımlayarak ilga çağrısında bulundu.

Kuveytli Milletvekili Dr.Hasan Cevher, hükümetin liderlerin atanmasını düzenleyen, kamu parasını koruyan, gelir kaynaklarını çeşitlendiren, kamu özgürlüklerini destekleyen, çalışanların ve emeklilerin maaşlarının artırılmasını öngören yasalarla dolu yasa haritasını reddettiğini ve eylem programında bile yer almayan ‘Özgürlüklerin Bastırılması Yasası’na yöneldiğini söyledi.

Cevher, “Bu, Kuveyt halkının teveccühünün karşılığı mı? İktidar siyasi olarak kendi kendini bitirmeye başladı” diye konuştu.

Kuveytli Milletvekili Dr. Mübarek et-Taşa ise şunları söyledi:

“Herkesin yeni bir sayfa açılması, halk katılımının ve kamuoyu üzerindeki denetiminin güçlendirilmesi çağrısında bulunduğu bir dönemde popüler sansürü kısıtlayan ve cezaları sıkılaştıran bir hükümet yasa tasarısının hazırlandığını duyuyoruz. Bu tür kötü niyetli uygulamaları kabul edemeyiz.”

Fotoğraf Altı: Milletvekillerinin bazıları, yeni medya düzenleme yasa tasarısına karşı. (Şarku'l Avsat)
Milletvekillerinin bazıları, yeni medya düzenleme yasa tasarısına karşı. (Şarku'l Avsat)

Milletvekili Dr. Cenan Buşehri yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Daha önce medya yasası ile ilgili Enformasyon Bakanı ile görüştüm. Yasanın daha fazla özgürlükler için olması gerektiğini vurguladım. Biz kaosun savunucusu ya da insanların onuruna saldırının destekçisi değiliz, ancak hükümetin medyayı düzenleme projesi hakkında yayınlananlar, eğer doğruysa, medyanın özgürlüklerini geliştirme, örgütleme ve destekleme kavramıyla çelişiyor. Bunu Enformasyon Bakanı kardeşime tüm içtenliğimle söylüyorum; yasa taslağını yayınlanmış şekliyle sunmanız, ki bu sizin anayasal hakkınızdır, demokrasinin özüne aykırıdır ve siyasi geleceğinizin sonudur.”

Milletvekili Mutab er-Rasan da şu değerlendirmelerde bulundu:

“Yerel gazetelerde yayınlanan bilgiler doğruysa bu, siyasi bir dönekliktir ve özgürlüklerin kısıtlanması yönündeki kabul edilemez kötü yaklaşımın devamıdır. Kamu özgürlükleri tartışılamaz bir kırmızı çizgidir. Özgürlükleri ve farklı görüşleri destekleyeceğiz."

Milletvekili Saud el-Asfur’un açıklaması ise şöyle oldu:

“Yayın, medya ve siber suç yasalarındaki esnek ve belirtilmemiş ifadeler nedeniyle Kuveyt halkının yaşadığı zorlu deneyimleri dikkate almayan herhangi bir yasa, reddedilmeye mahkum bir yasadır. Düşünce özgürlüğünü kısıtlayan kötü yasalar nedeniyle Kuveyt gençliğinin hayatından yıllar kaybedildi. Bu yasaların herhangi bir şekilde çoğaltılması kabul edilemez. Bir görüşe katılsak da katılmasak da kimse görüşü nedeniyle hapis cezası alamaz.”

Milletvekili Hani Şems, mevcut görsel-işitsel yasanın daha fazla özgürlük sağlayacak şekilde değiştirilmesi çağrısında bulundu. Şems konuya ilişkin açıklamasında şunları söyledi:

“Medyayı düzenleme bahanesiyle, ağızları susturacak, vatandaşların düşüncelerini ifade etme haklarını kısıtlayacak ve onları hapse atacak her yasa tasarısını ve teklifini reddediyoruz.”

Milletvekili Hamed el-Medlec, X (eski adıyla Twitter) platformundaki bir paylaşımında şu ifadeleri kullandı:

“Medya düzenleme yasasıyla ilgili iddiaların kabul edilmesi kesinlikle mümkün değil. Yolsuzluk yapan veya kusurları olan kişileri eleştirmek konusunda kamuoyunu korkutmak için hazırlanan bu ağızları susturma yetkisini kabul etmeyeceğiz. Siyasi eleştiriyi istemeyen evinde otursun.”

Milletvekili Davud Marifi de "Keyfi kanunlar yoluyla anayasanın maddelerine zarar verilmesini kabul etmeyeceğiz" dedi.

Marifi Başbakana hitaben şunları söyledi:

"Halkla çatışmanın başlangıcı, onların özgürlüklerinin yasallaşmasıdır. Halkın iradesiyle sizden önceki hükümet başkanları gitti, halk isterse siz de gidersiniz."

Milletvekili Abdullah Fahd ise X platformundan şu paylaşımı yaptı:

"Biz milletvekilleri olarak anayasa ve kurumlarda özgürlükleri kısıtlayan yasalar çıkarmaya gelmedik ve bu bağlamda sunulan her yasa tamamen reddedilir. Biz önce anayasayı koruyacağımıza ve halkın özgürlüklerini savunacağımıza yemin ettik ve bu nedenle hükümeti medyayı düzenleyen yasayı çıkarmaya çalışmaması konusunda uyarıyoruz."

Milletvekili Cerrah el-Fevzan’ın açıklaması da şöyle oldu:

“Hükümetin siyasi gidişatı düzeltmesi ve son on yılda Kuveytli gençlerin ülkeyi terk etmesine neden olan her şeyi değiştirmesi gerekirdi. Özgürlük yasalarından herhangi bir geri adım veya bu yönde bir vurgu kesinlikle reddedilir ve bireysel özgürlüklerin ihlali işbirliğini koparmanın ilk adımıdır.”

Milletvekili Muhelhel el-Mudaf da yeni yasaya ilişkin şu değerlendirmede bulundu:

“Yeni medyayı düzenleme yasası anayasaya ve ilkelerine, içeriklerine ve maddelerine karşı bir darbedir. Bu, Kuveyt ve halkının iyiliğini istemeyen ve kasıtlı olarak özgürlükleri düzenlemeyi, özgürlükleri suç saymakla karıştıran kişilerin işidir.”

Milletvekili Usame ez-Zeyd’in X platformunda yaptığı açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

“Herkese düşünce özgürlüğünü ve bunu sözlü, yazılı veya başka şekilde ifade etme ve yayınlama hakkını garanti eden anayasanın 36’ıncı maddesine ve Uluslararası Sözleşme'nin 19’uncu maddesine dayanarak söylüyorum; herkes dışarıdan müdahale olmaksızın ve onurlu Kuveyt halkıyla yapılan yemin ve sözleşmeye uygun olarak bir düşünceye sahip olma hakkını taşır. Özgürlükleri kısıtlamayı amaçlayan her türlü yasayı prensip olarak reddediyoruz. Daha fazla hakkın onaylanması ve özgürlükleri kısıtlayan yasaların, özellikle de bireylerin özgürlüklerini kısıtlayan yasaların ve müebbet hapis cezalarının kaldırılması yönünde çaba göstermeye devam edeceğiz.”

Milletvekili Hamed el-Ulyan, hükümetin medya düzenlemesine ilişkin sunacağı yasa tasarısının ‘mevcut haliyle kesin bir şekilde reddedileceğini’ söyledi.

Ulyan açıklamasında "Milletvekili olarak özgürlükleri desteklemek, insanların düşüncelerini ifade etme hakkını korumak ve bireyleri kısıtlayan yasaları kaldırmak için geldik" ifadesini kullandı.

Milletvekili Şuayp Şaban’ın değerlendirmesi ise şöyle oldu:

“İfade ve kamu özgürlüklerini ve doğuştan gelen insani ve anayasal hakları kısıtlama ve ağızları susturmaya yönelik her türlü girişimle kararlı bir şekilde yüzleşeceğiz. Yapıcı eleştiri gelişimin temelidir ve reddedilmesi ilerlemeyi engeller. Tüm mevzuatın özgürlükleri destekleyen anayasal çerçevelere uyması gerekir.”


Kuveyt Emirlik Divanı: Emir es-Sabah’ın sağlık durumu iyi

Kuveyt Emiri Şeyh Nevvaf el-Ahmed el-Cabir es-Sabah (KUNA)
Kuveyt Emiri Şeyh Nevvaf el-Ahmed el-Cabir es-Sabah (KUNA)
TT

Kuveyt Emirlik Divanı: Emir es-Sabah’ın sağlık durumu iyi

Kuveyt Emiri Şeyh Nevvaf el-Ahmed el-Cabir es-Sabah (KUNA)
Kuveyt Emiri Şeyh Nevvaf el-Ahmed el-Cabir es-Sabah (KUNA)

Kuveyt Emirlik Divanı, Kuveyt Emiri Şeyh Nevvaf el-Ahmed el-Cabir es-Sabah’ın sağlık sorunları nedeniyle hastaneye kaldırıldığına ve durumunun kötü olduğuna dair sosyal medyada yer alan haberleri yalanladı.

Şarku’l Avsat’ın Kuveyt Haber Ajansı KUNA’dan aktardığına göre Emirlik Divanı yaptığı açıklamada, bu tür yanlış haberlere kesinlikle inanılmaması gerektiğinin altını çizdi. Es-Sabah’ın sağlık durumunun iyi olduğunu belirtti. Emirlik Divanı tarafından onaylanmayan haberlere inanılmaması gerektiğini vurguladı. Allah’tan es-Sabah için sağlık ve esenlik diledi.


Lübnan hükümeti Suudi Arabistan ve Kuveyt'in uyarıları üzerine bazı diplomatik ve güvenlik önlemleri almaya başladı

Lübnan Başbakanı Necib Mikati (NNA)
Lübnan Başbakanı Necib Mikati (NNA)
TT

Lübnan hükümeti Suudi Arabistan ve Kuveyt'in uyarıları üzerine bazı diplomatik ve güvenlik önlemleri almaya başladı

Lübnan Başbakanı Necib Mikati (NNA)
Lübnan Başbakanı Necib Mikati (NNA)

Lübnan hükümeti, Suudi Arabistan’ın ve Kuveyt’in Beyrut büyükelçilikleri tarafından güvenlik gerekçesiyle bu ülkelerin Lübnan'daki vatandaşlarına yapılan uyarı ve derhal ülkeden ayrılmaları çağrısı yapmaları üzerine, Arap ülkelerini rahatlatmak amacıyla bazı diplomatik ve güvenlik önlemleri almaya başladı. Lübnan'ın geçici başbakanı Necip Mikati, Arap ülkelerine vatandaşlarının güvenliğiyle ilgili birtakım garantiler vermek amacıyla uygun kararlar almak üzere Dışişleri Bakanı Abdullah Buhabib ve İçişleri Bakanı Bessam Mevlevi'yi görevlendirdi.

Suudi Arabistan’ın Beyrut Büyükelçiliği tarafından cuma günü güvenlik gerekçesiyle Suudi Arabistan vatandaşlarına silahlı çatışmaların yaşandığı bölgelere yaklaşmamaları konusunda uyarıda bulunulurken, ivedilikle ülkeyi terk etmeleri ve Lübnan’a seyahat etmemeleri uyarısına uymaları istendi.

Suudi Arabistan vatandaşlarına acil durumlarda Büyükelçiliğin 009611762711 ve 009611762722 nolu numaralarından ya da Suudi Arabistan İçişleri Bakanlığının 0096178803388 ve 0096176026555 nolu numaralarından yahut Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığının 00966920033334 nolu numarasından ulaşmalarını veya eski adı Twitter olan X sosyal medya platformundaki @KSAembassyLB adlı Büyükelçilik hesabından iletişim kurmalarını istedi.

Kuveyt ise cumartesi sabahı Lübnan'daki vatandaşlarını dikkatli olmaya çağıran bir bildiri yayınladı. Kuveyt’in Beyrut Büyükelçiliği, Dışişleri Bakanlığının X hesabı üzerinden yapılan açıklamada, “Beyrut Büyükelçiliği, Lübnan’da bulunan Kuveyt vatandaşlarını tedbirli olmaya, güvenlik zafiyeti olan bölgelerden uzak durmaya ve yetkili yerel makamlar tarafından verilen talimatlara uymaya çağırıyor” denildi.

Lübnan hükümeti, cumartesi günü, Lübnan'da son 13 yılın en iyi turizm sezonunun yaşandığı bir dönemde kardeş Arap ülkelerine hiç vakit kaybetmeden Lübnan'daki durumla ilgili garantiler vermeye ve bunun yansımalarını kontrol altına almaya çalıştı. Lübnan Başbakanlığı tarafından, Başbakan Mikati'nin Suudi Arabistan, Kuveyt ve (daha sonra başka bir uyarıda daha bulunmayan) Almanya büyükelçiliklerinin yaptığı uyarılara ilişkin gelişmeleri Dışişleri Bakanı Abdullah Buhabib ve İçişleri Bakanı Bessam Mevlevi ile takip ettiğini bildirilen bir açıklama yapıldı. Açıklamaya göre ordu ve güvenlik kurumlarının yetkilileriyle yapılan görüşmeler sonucunda, mevcut veriler genel olarak güvenlik durumunda ‘endişe ve panik için bir sebep olmadığı’ görüldü.

Lübnan'ın güneyindeki Sayda kentinde Filistinlilerin kaldığı Ayn el-Helva Mülteci Kampı'ndaki olaylarla ilgili siyasiler ve güvenlik yetkilileriyle yapılan görüşmelerde ileriye yönelik adımlar atıldığı belirtilen açıklamada, genel istikrarı sağlamak ve güvenliğin bozulmasını ya da Arap ve yabancı ülkelerin vatandaşlarının, ülke sakinlerinin ve turistlerin hedef alınmasını önlemek için durumun yakından takip edildiği kaydedildi.

Başbakan Mikati, Dışişleri Bakanı Buhabib'i Lübnan’daki vatandaşlarının güvenliği konusunda kendilerine garantiler vermek üzere kardeş Arap ülkeleriyle iletişim kurması için görevlendirdi. Başbakan Mikati, İçişleri Bakanı Mevlevi'den, Lübnan'ın bu gergin bölgesel koşullarda karşılaşabileceği zorlukların ele alınması ve tüm bölgelerde güvenliği sağlayacak uygun kararların verilmesi amacıyla Merkezi Güvenlik Konseyi'ni toplantıya çağırmasını istedi.

Başbakanlık açıklamasında, Almanya’nın Beyrut Büyükelçiliği'nin Lübnan'daki vatandaşlarına yaptığı uyarıya değinildi. Ancak Başbakanlığın açıklamasının ardından Almanya’nın Beyrut Büyükelçiliği'nden yapılan açıklamada, söylentilerin aksine Almanya'nın şu an vatandaşlarından Lübnan’dan ayrılmalarını istemediği belirtilerek, “Almanya vatandaşlarını Lübnan’a seyahat tavsiyelerine uymaya davet ediyoruz” denildi.

Lübnan'ın güneyindeki Sayda kentinde Filistinlilerin kaldığı Ayn el-Helva Mülteci Kampı'ndaki El Fetih üyeleri ile içlerinde radikallerin de olduğu İslamcı gruplar arasında günlerce süren silahlı çatışmaların ardından bazı ülkeler Lübnan’daki vatandaşlarına ülkeyi terk etmeleri ve Lübnan’a seyahat etmemeleri uyarısında bulunmuştu. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre ateşkes ilan edilen ve bu ateşkese uyulduğu görülen Ayn el-Helva Mülteci Kampı’nda göreli bir sakinlik hâkim.

Öte yandan Lübnan Genelkurmay Başkanlığı tarafından yapılan açıklamada, Ayn el-Helva Mülteci Kampı’na askeri operasyon başlatmaya hazırlanıldığı iddiaları yalanlanırken, ordunun ‘kamptaki güvenlik durumunu yakından takip ettiği’ vurgulandı.


Kuveyt Ulusal Meclisi, seçimlere ilişkin yasa tasarısını onayladı

Genel Seçim Komisyonu kurulmasını öngören yasa tasarısı milletvekilleri tarafından onaylandı. (KUNA)
Genel Seçim Komisyonu kurulmasını öngören yasa tasarısı milletvekilleri tarafından onaylandı. (KUNA)
TT

Kuveyt Ulusal Meclisi, seçimlere ilişkin yasa tasarısını onayladı

Genel Seçim Komisyonu kurulmasını öngören yasa tasarısı milletvekilleri tarafından onaylandı. (KUNA)
Genel Seçim Komisyonu kurulmasını öngören yasa tasarısı milletvekilleri tarafından onaylandı. (KUNA)

Kuveyt Ulusal Meclisi bugün yapılan özel oturumda ‘Genel Seçim Komisyonu’ kurulmasını öngören yasa tasarısını onayladı.

Söz konusu yasa tasarısının başlıca hükümleri arasında, Kasım 2011’de Ulusal Meclis’e zorla girme davasında prense hakaret etmekten suçlu bulunduktan sonra eski bir muhalefet liderlerinin siyasi çalışma yapmasını yasaklayan ‘taciz yasasının’ etkilerini fiilen sona erdiren 17’inci maddede yer alıyor.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre yeni yasa, taciz yasası nedeniyle hüküm giymiş olanların ‘rehabilite edildikten sonra’ seçimlere katılmalarına kapı açıyor.

Ancak yeni yasa, 16’ıncı maddenin ikinci fıkrasında, aday olurken ve aday gösterilirken İslam hukukunu uygulamalarını şart koşarak, kadınların siyasi faaliyette bulunmasına ek kısıtlamalar getiriyor.

Destekçilerine göre yeni yasa, seçim süreci prosedürlerinde bulunması gereken daha fazla şeffaflık ve bütünlüğün olduğu demokratik ve yasal sisteme ulaşmayı amaçlıyor.

İhtilaflar

Bugünkü oturum, önceki günlerde olduğu gibi Genel Seçim Komisyonu’nun üye seçimlerine ilişkin yasa tasarısı siyasi tartışmalara sahne oldu.

Kadınların siyasi çalışmaları (adaylık) yerine getirirken İslam hukukunun uygulanmasına bağlı kalmalarını zorunlu kılan 16’ıncı maddeye, başta milletvekili Canan Buşehri olmak üzere birçok milletvekilleri karşı çıktı.

Buşehri, 16’ıncı maddenin ikinci fıkra metninin iptalini isterken, bunu dokuz milletvekili destekledi.

Fotoğraf Altı: Genel Seçim Komisyonu kurulmasını öngören yasa tasarısı mecliste oylandı. (KUNA)
Genel Seçim Komisyonu kurulmasını öngören yasa tasarısı mecliste oylandı. (KUNA)

Diğer yandan, Başbakan Yardımcısı, Kabine İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı ve Ulusal Meclis İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı İsa Ahmed el-Kandari, Kuveyt halkının umutlarını ve özlemlerini gerçekleştirmek için hükümet ile Ulusal Meclis arasındaki verimli iş birliğinin sürdürülmesi yönündeki arzusunu dile getirdi.


Kuveyt, Irak işgalinin yıldönümünü anıyor

Eski Kuveyt Veliaht Prensi Şeyh Said Abdullah es-Sabah, Kuveyt’in kurtarılmasından sonra ortak güçlerle (KUNA)
Eski Kuveyt Veliaht Prensi Şeyh Said Abdullah es-Sabah, Kuveyt’in kurtarılmasından sonra ortak güçlerle (KUNA)
TT

Kuveyt, Irak işgalinin yıldönümünü anıyor

Eski Kuveyt Veliaht Prensi Şeyh Said Abdullah es-Sabah, Kuveyt’in kurtarılmasından sonra ortak güçlerle (KUNA)
Eski Kuveyt Veliaht Prensi Şeyh Said Abdullah es-Sabah, Kuveyt’in kurtarılmasından sonra ortak güçlerle (KUNA)

Kuveyt hükümeti önümüzdeki Irak’ın Kuveyt’i işgalinin 33’üncü yıldönümünde, Irak ordusunun 2 Ağustos 1990 şafağında işlediği ihanet suçunu tüm acı ve ıstırabı ile anacak.

2 Ağustos 1990’da Irak, Kuveyt’i işgal ederek Arap dünyasını sarsan büyük bir depreme neden oldu ve Orta Doğu’daki güç dengesinde bir değişikliğe yol açtı.

Geçtiğimiz Pazartesi günü Bakanlar Kurulu toplantısından sonra Başbakan Yardımcısı, Kabine İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı ve Ulusal Meclis İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı İsa Ahmed el-Kandari, Kuveyt Emiri Şeyh Ahmed Nevaf el-Ahmed es-Sabah başkanlığında es-Seyf Sarayı’nda Kuveyt Bakanlar Konseyi’yle bir araya geldi. Görüşmede merhum Şeyh Cabir el-Ahmed el-Cabir es-Sabah ve merhum Şeyh Said Abdullah es-Salim es-Sabah’ın oynadığı önemli rol takdir edildi.

Bakanlar Kurulu’ndan yapılan açıklamada “Kuveyt halkının kararlılığını ve ulusal birlik modeli olan hain saldırganlık karşısında kahramanca fedakarlıklarına” vurgu yapıldı.

Kabine ayrıca değerli kanlarını Kuveyt için fidye olarak veren Kuveyt’in şehitlerinin yaptığı büyük fedakarlıkları hatırlattığını da sözlerine ekledi.

Şarku’l Avsat’ın Kuveyt Haber Ajansı’ndan (KUNA) aktardığı habere göre Bakanlar Kurulu açıklamasında, Kuveyt’in kurtuluşunda kardeş ve dost ülkelerden katkı sağlayan herkese derin şükran ve takdirlerini yineledi.

Bakanlar Kurulu ayrıca en son Salı, Çarşamba ve Perşembe günleri yapılan bazı tekliflerin bir yasa tasarısı ile onaylandığı Ulusal Meclis oturumlarının gözden geçirdiği Ulusal Meclis’in işlerini de görüştü. Bu bağlamda Bakanlar Kurulu, verimli ortak çalışmaların güçlendirilmesi ve koordinasyonun sürdürülmesi gereğini vurguladı. Hükümet ile Millet Meclisi arasındaki samimi ve yapıcı iş birliği konusundaki kararlılığını vurgulayarak, bir sonraki aşamanın Kuveyt’in ilerlemesi için iki kurum arasında daha yapıcı iş birliğine tanık olacağına dair umudunu dile getirdi.

Hükümet’ten yapılan açıklamada, Millet Meclisi Başkanı Ahmed Abdulaziz es-Sadoun’un mektubunun gözden geçirildiği belirtildi; Millet Meclisi üyelerinin hükümetin 4 yıllık çalışma programına ilişkin sözlerine (2023-2027) de atıf yapıldı. Başbakan yardımcısı, Petrol Bakanı, Ekonomik İşler ve Yatırımdan Sorumlu Devlet Bakanı ve Maliye Bakanı Vekili Sad Hamad el-Berrak’ı bu konuda görevlendirdi.

Bakanlar Kurulu Ulusal Meclis’in gelecek Çarşamba günü yapılması planlanan özel oturumunun sona ermesinin ardından, Ulusal Meclis’in 17’inci yasama döneminin ilk olağan oturumunun feshine ilişkin bir karar tasarısını da onayladı.


Kuveyt, İran'la deniz sınırı belirlenmeden Durra Gaz Sahası'nda faaliyetlerine başlayacak

Kuveyt Başbakan Yardımcısı ve Petrol Bakanı Saad el-Barak (KUNA)
Kuveyt Başbakan Yardımcısı ve Petrol Bakanı Saad el-Barak (KUNA)
TT

Kuveyt, İran'la deniz sınırı belirlenmeden Durra Gaz Sahası'nda faaliyetlerine başlayacak

Kuveyt Başbakan Yardımcısı ve Petrol Bakanı Saad el-Barak (KUNA)
Kuveyt Başbakan Yardımcısı ve Petrol Bakanı Saad el-Barak (KUNA)

Kuveyt, İran ile deniz sınırının çizilmesini beklemeden Durra Gaz Sahası'nda petrol çıkarma faaliyetlerine başlayacağını duyurdu.

Kuveyt Petrol Bakanı Saad el-Barak, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) merkezli "Sky News Arabia" televizyonuna açıklamalarda bulundu.

Barak, "Kuveyt, İran ile sınırın çizilmesini beklemeden Durra Gaz Sahası'nda arama ve üretim faaliyetlerine başlayacak." dedi.

İran ise konuya ilişkin herhangi bir açıklamada bulunmadı.

Durra Gaz Sahası

Basra Körfezi'nde yer alan ve 1967'de keşfedilen Araş/Durra Gaz Sahası, yıllardır İran ile Kuveyt arasında soruna neden oluyor. Gaz sahasının İran tarafında yer alan kısmına "Araş" adı verilirken, Kuveyt tarafındaki ise "Durra" olarak biliniyor.

Suudi Arabistan ve Kuveyt, Mart 2022'de Durra Gaz Sahası'nı geliştirmek için anlaşma imzalamıştı.

İran ise söz konusu anlaşmanın "yasa dışı" olduğunu savunarak bölgede sondaj çalışmalarına başlayacağını duyurmuştu.

Kuveyt, 3 Temmuz'da bölgede deniz sınırının belirlenmesi için İran'ı müzakereye çağırmış, Tahran yönetimi ise konuya ilişkin açıklamada bulunmamıştı.