ABD İsrail’in ilhak kararına yönelik tavrını değiştirecek mi?

İsrail güçleri, Cenin’in batısındaki Ya’bad kasabası girişini çimentolarla kapattı (WAFA haber ajansı)
İsrail güçleri, Cenin’in batısındaki Ya’bad kasabası girişini çimentolarla kapattı (WAFA haber ajansı)
TT

ABD İsrail’in ilhak kararına yönelik tavrını değiştirecek mi?

İsrail güçleri, Cenin’in batısındaki Ya’bad kasabası girişini çimentolarla kapattı (WAFA haber ajansı)
İsrail güçleri, Cenin’in batısındaki Ya’bad kasabası girişini çimentolarla kapattı (WAFA haber ajansı)

Halil Musa
Filistin liderliği İsrail’in ‘Batı Şeria’nın bazı bölgelerini ilhak etme’ planına yanıt olarak düzenleyeceği ‘ayrıntılı ve tarihi’ olarak nitelendirilen toplantısını, İsrail hükümetinin kurulması ve ABD’nin ilhak planına karşı tavrındaki değişiklik çerçevesinde ‘bir sonraki işarete kadar’ erteledi.
Bir haftada üçüncü kez Filistin liderliği, geçen perşembe günü yapılması planlanan genişletilmiş toplantısını, yeni İsrail hükümetinin ilanından sonraya erteledi.
İlk erteleme kararı, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun İsrail ziyareti dolayısıyla, ikincisi ise Likud Partisi içerisinde bakanlık pozisyonlarının dağılımına ilişkin yaşanan anlaşmazlıklar nedeniyle yaşanmıştı.
Öte yandan Hamas ve İslami Cihad hareketleri, toplantıya katılmayı kabul etmemiş, ‘her ciddi toplantıya katılmaya hazır olduklarını ve gerekli değişiklikleri yapabileceklerini’ belirtmişti.
 
Trump’ın varlığı fırsatından yararlanma
İkinci toplantı tarihi olarak belirlenen 16 Mayıs’tan sonra, yeni İsrail hükümetinin kurulması ve ‘gelecek Temmuz ayında ilhak sürecine başlanmasını engellemek için Arap devletlerinin ve Avrupa Birliği ülkelerinin Washington ve Tel Aviv’e yönelik baskılarının sonuçlarının açıklanması’ beklentisiyle bir sonraki işarete kadar toplantı bir kez daha ertelendi.
Bu çerçevede Filistin siyasi arenasına ‘İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun ilhak sürecini uygulamaya kararlı olduğu, ABD Başkanı Donald Trump’ın Beyaz Saray’da bulunuyor olma fırsatını kaçırmayacağı ve Kasım ayında yapılacak ABD başkanlık seçimleri öncesinde gelecek ayların belirleyici olacağı’ inancı hakim.
Filistin Bakanlar Kurulu’nda Stratejik İşler Birimi Başkanı Ahmed Cemil Azim’e göre Filistinli yetkililer, Pompeo’nun geçen hafta sonu İsrail’e yönelik ziyaretine tanık oldu. Pompeo, ziyaret sırasında ‘Washington’un ilhak planını savunmaktan ihtiyata ve bekleyişe dönüşen tutumuna’ dair bazı açıklamalarda bulunmuştu
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığına göre Azim, bu değişikliğin taktiksel olduğunu ve Tel Aviv’i, ilhak planına dair ısrarından caydırmayacağını ifade etti. Ahmed Cemil Azim, “Washington, ilhakı hemen tanımayabilir. Ama Netanyahu, Trump’ın Beyaz Saray’da olma fırsatından yararlanmak istiyor” dedi.

Dolaylı temaslar
Filistin liderliğinin, ‘ilhaka desteğinden vazgeçirmek amacıyla’ Mavi- Beyaz İttifak lideri Benny Gantz ile dolaylı temaslar yürüttüğünü söyleyen Azim, Gantz’ın prensip olarak Filistinlilerle tartışmayı reddettiğini açıkladı.
Öte yandan ABD’nin taktik değişikliği, Avrupa ve Arap baskısından kaynaklanıyor. Zira son olarak Ürdün Kralı II. Abdullah, ülkesi ve İsrail arasında ‘büyük bir çatışma’ olabileceği uyarısında bulunmuş ve ilhakın ilan edilmesi halinde tüm seçeneklerle yanıt verileceğini açıklamıştı.
Filistin Başbakanı Muhammed İştiyye de bir Filistin Devleti kurulma olasılığını yok etmek için ortaya koyulan sistematik sürecin son halkası olarak, ilhakın ilan edilmesi halinde İsrail ile yapılan tüm anlaşmalardan geri çekilme tehdidinde bulundu.
Aynı şekilde Filistin Devlet Başkanlığı Sözcüsü Nebil Ebu Rudeyne, Independent Arabia’ya yaptığı açıklamada, Tel Aviv ve Washington’un, ilhak durumunda ağır bir bedel ödeyeceğine dikkati çekti.
“Tüm Filistin- Arap çabalarına rağmen Washington’un tavrına güvenilemez” diyen Nebil Ebu Rudeyne, Trump’ın 2017 yılı sonlarında yapılan tüm uyarı ve baskılara rağmen Kudüs’ü İsrail'in başkenti olarak tanıdığını hatırlattı.
Filistin - İsrail Araştırmaları Merkezi Müdürü Henide Ganem, Independent Arabia’ya yaptığı açıklamada, “Bakanlık bildirisinin, yeni İsrail hükümetinin yönelimlerini beklemesi bir hatadır” dedi. Ganem ayrıca, Gantz ile Netanyahu arasındaki güç paylaşımı anlaşması çerçevesinde de gelecek Temmuz ayında ilhak tedbirlerinin başlatılacağına değindi.

‘Meseleyi akıllıca yönetme’
ABD pozisyonlarındaki değişiklik hususunda ise Henide Ganem, bunun taktiksel bir çekilme olduğunu, Washington’un ilhak planına olan desteğinde stratejik bir değişiklik olmadığını ifade etti. Ganem, bu tavrın ‘meseleyi akıllıca yönetme, Ürdün’ün öfkesini kontrol altına almaya çalışma ve barış sürecinin başarısızlığından Filistinlileri sorumlu tutma’ çerçevesinde ortaya koyulduğunu vurguladı.
Yetkili, Netanyahu’nun ilhak planında ısrar etmesine ilişkin olarak, “Bu, finansal yolsuzluk meselesinden hüküm giymiş olmasından kaynaklanmıyor. İlk olarak kişisel ve ‘Theodor Herzl ile David Ben-Gurion’dan sonra’ kendisini İsrail’in tarihi lideri olarak ilan etme girişimidir. İkinci olarak da Trump idaresinin Beyaz Saray’daki varlığı fırsatını değerlendirme ve gelecek başkanlık seçimlerinin sonuçlarını beklememe amacı taşıyor” ifadelerini kullandı.
Filistin - İsrail Araştırmaları Merkezi Müdürü, Gantz’ın, Mavi- Beyaz ittifakın dağılması sonrasında İsrail siyasi denkleminde artık eskisi gibi olmadığını vurgulayarak, “Tavrı hususunda bahis oynayamayız” dedi.



İsrail Güvenlik Kabinesi işgal altındaki Batı Şeria'da 19 yeni yerleşim birimini onayladı

İşgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Hebron'da, haftalık yerleşimci turuna katılanları korumak için nöbet tutan bir İsrail askeri (Arşiv - Reuters)
İşgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Hebron'da, haftalık yerleşimci turuna katılanları korumak için nöbet tutan bir İsrail askeri (Arşiv - Reuters)
TT

İsrail Güvenlik Kabinesi işgal altındaki Batı Şeria'da 19 yeni yerleşim birimini onayladı

İşgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Hebron'da, haftalık yerleşimci turuna katılanları korumak için nöbet tutan bir İsrail askeri (Arşiv - Reuters)
İşgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Hebron'da, haftalık yerleşimci turuna katılanları korumak için nöbet tutan bir İsrail askeri (Arşiv - Reuters)

İsrail Güvenlik Kabinesi dün  (Perşembe) geç saatlerde, Maliye Bakanı ve Savunma Bakanlığı'nda Yerleşimden Sorumlu Bakan Bezalel Smotriç tarafından sunulan, İşgal altındaki Batı Şeria’da 19 yeni yerleşim biriminin inşası ve mevcut bazı kaçak yerleşimlerin yasallaştırılmasına yönelik planı onayladı.

Aşırı sağ çizgideki Kanal 14, yeni planın onaylandığını ilk duyuran medya kuruluşu oldu. Haberde, yeni yerleşim birimlerinin kurulmasının ve daha önce kaçak statüsünde olan bazı noktaların yasallaştırılmasının yanı sıra, İsrail’in 2005’te Gazze ve Kuzey Batı Şeria’dan çekilme planı kapsamında boşalttığı yerleşimlere geri dönüşün de öngörüldüğü aktarıldı.

Söz konusu yerleşimlerin bir bölümü Batı Şeria’nın merkezinde, bir kısmı ise kuzey ve güney bölgelerinde, Kudüs çevresine kadar uzanıyor.

sddf
İsrail'in aşırı sağcı maliye bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (Arşiv - AFP)

İsrail Güvenlik Kabinesi onayıyla, daha önce boşaltılan Ganim ve Kadim yerleşimlerinin Cenin yakınlarında yeniden inşa edilmesinin yolu açıldı. Aynı bölgede aylardır devam eden süreçle birlikte Homeş ve Sanur’un da yeniden kurulması kararlaştırılmıştı. Kanal 14, bu gelişmeleri tam anlamıyla kuzeydeki eski yerleşimlere dönüşün tamamlanması şeklinde değerlendirdi ve Smotriç’in hamlesini yerleşim dünyasında gerçek bir devrim olarak nitelendirdi.

Birkaç ay önce de Güvenlik Kabinesi, Batı Şeria’da 22 yeni yerleşimin yasallaştırılması ve inşasına yönelik benzer bir planı kabul etmişti.

Yeni kararla birlikte, her bir yerleşim için hızlandırılmış teknik ve imar hazırlık sürecinin başlatılacağı bildirildi. Kanal 14’ün haberinde, adımın “2005’teki çekilme planıyla ağır darbe alan yerleşim projesinin tarihi bir şekilde düzeltilmesi” olarak görüldüğü ifade edildi.

ds
İsrailli yerleşimciler, işgal altındaki Batı Şeria'da yakınlardaki bir yerleşim karakolunun yakınlarında eşeklere binerek keçi ve koyun sürülerini otlatıyorlar (Arşiv - AFP)

Filistin tarafı karara sert tepki gösterdi.  Filistin'e bağlı Duvar ve Yerleşimlere Karşı Direniş Kurumu Başkanı Müeyyed Şaban, İsrail’in bu adımını “Filistin coğrafyasını ortadan kaldırmaya yönelik kolonyal bir proje kapsamında yürütülen yarış” olarak tanımladı. Şaban, bunun ilhak, ayrımcılık ve toprakların tamamen Yahudileştirilmesi hedeflerini açıkça ortaya koyan tehlikeli bir tırmanış olduğunu söyledi.

ssdc
Kudüs'ün doğusundaki İsrail yerleşimi Ma'ale Adumim'i gösteren bir fotoğraf  (AFP)

İsrail basını da Smotriç’in planlarının kapsamını gündeme taşıdı. Yediot Aharonot birkaç gün önce yayımladığı haberinde, bakanın Batı Şeria’daki yerleşim faaliyetlerini genişletmeyi amaçladığını, 2026 bütçesine bu doğrultuda milyarlarca şekelin ayrıldığını yazdı. Gazeteye göre bütçe, yeni yerleşimler kurulmasını, mevcutların statülerinin düzenlenmesini, altyapı projelerini, yol açmayı ve sağlık, eğitim ile kültür kurumlarının inşasını da kapsıyor.

Aynı haberde, Smotriç’in özellikle Kuzey Batı Şeria’ya yeniden yerleşimi merkez alan bir plan yürüttüğü, çekilme planı kapsamında “yeşil hattın içine” taşınan bazı askeri üslerin yeniden bölgeye taşınmasının değerlendirildiği aktarıldı. Yerleşimci liderlerin hedefinin, 2005’te boşaltılan kuzeydeki yerleşimlere tekrar nüfus yerleştirmek ve uzun vadede Batı Şeria’ya bir milyon yerleşimci taşımak olduğu ifade edildi.


Putin: İran ile ilişkilerimiz olumlu yönde gelişiyor

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova'daki görüşme sırasında İranlı mevkidaşı Mesud Pezeşkiyan ile tokalaşırken (Reuters)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova'daki görüşme sırasında İranlı mevkidaşı Mesud Pezeşkiyan ile tokalaşırken (Reuters)
TT

Putin: İran ile ilişkilerimiz olumlu yönde gelişiyor

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova'daki görüşme sırasında İranlı mevkidaşı Mesud Pezeşkiyan ile tokalaşırken (Reuters)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova'daki görüşme sırasında İranlı mevkidaşı Mesud Pezeşkiyan ile tokalaşırken (Reuters)

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin bugün Türkmenistan’da düzenlenen uluslararası bir forum kapsamında İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ile yaptığı görüşmede, Moskova ile Tahran arasındaki ilişkilerin ‘son derece olumlu bir şekilde geliştiğini’ söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Rus haber ajansı Sputnik’ten aktardığına göre Putin, görüşmede, Rusya’nın Birleşmiş Milletler’de (BM) İran’ın nükleer programı konusunda Tahran ile yakın koordinasyon içinde çalıştığını ifade etti.

dfrgt
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AFP)

Putin, iki ülkenin Buşehr Nükleer Santrali başta olmak üzere çeşitli alanlarda iş birliği yürüttüğünü, ayrıca Uluslararası Kuzey-Güney Ulaştırma Koridoru gibi altyapı projelerinde birlikte çalıştıklarını belirtti. Rus lider, gaz ve elektrik sektörlerinde ortaklık imkanlarının da değerlendirildiğini dile getirdi.

Pezeşkiyan ise görüşmede, Tahran’ın Moskova ile imzalanan kapsamlı stratejik ortaklık anlaşmasının tüm maddelerine bağlı olduğunu vurguladı.


Fildişi Sahili, El Kaide ile bağlantılı militanlara karşı koymak için ABD casus uçaklarını görevlendirmeyi planlıyor

Casus uçak
Casus uçak
TT

Fildişi Sahili, El Kaide ile bağlantılı militanlara karşı koymak için ABD casus uçaklarını görevlendirmeyi planlıyor

Casus uçak
Casus uçak

Fildişi Sahili’nden iki güvenlik yetkilisi, ülkenin ABD Başkanı Donald Trump yönetiminden, El Kaide bağlantılı militanlara karşı sınır ötesi operasyonlarda kullanılmak üzere ülkenin kuzeyine Amerikan keşif uçakları konuşlandırmasını talep ettiğini söyledi. Yetkililer, Washington’dan gelecek kararın gelecek yıl netleşmesini beklediklerini belirtti.

Terörle mücadelede görevli üst düzey bir yetkili, Abidjan ile Washington’ın bölgesel güvenlik ihtiyaçları konusunda mutabakata vardığını, ancak zamanlamanın hâlâ kesinleşmediğini ifade etti.

Beyaz Saray yorum talebine yanıt vermezken, Pentagon şu anda Fildişi Sahili’nde operasyon planı olmadığını açıkladı. ABD Dışişleri Bakanlığı ise değerlendirme yapmaktan kaçındı, ancak “Amerikan çıkarlarıyla bağlantılı olduğunda terörle mücadele hedeflerimizi sürdürmeye devam edeceğiz” açıklamasını yaptı.

Fildişi Sahili Savunma Bakanlığı da yorum talebine yanıt vermedi.

Washington, geçen yıl Batı Afrika’daki ana üssünü kaybetmişti. Nijer’in güvenlik desteği için Rusya’ya yönelmesi üzerine ABD, 100 milyon dolar değerindeki insansız hava aracı (İHA) üssünden çıkarılmıştı.

Bu üs, Sahel bölgesinde El Kaide ve DEAŞ bağlantılı gruplara ilişkin kritik istihbarat sağlıyordu. Küresel Terörizm Endeksi’ne göre, geçen yıl bölgede bu gruplarla bağlantılı faaliyetler nedeniyle 3 bin 885 kişi hayatını kaybetti. Bu sayı, dünya genelindeki terör kaynaklı ölümlerin yarısına denk geliyor.