Mısır’da ‘Kıdemli Alimler Kurulu’ bayram namazlarının hutbe okunmadan evlerde kılınabileceğini açıkladı

Hüseyin Meydanı’nda alışveriş yapan Mısırlılar (AFP)
Hüseyin Meydanı’nda alışveriş yapan Mısırlılar (AFP)
TT

Mısır’da ‘Kıdemli Alimler Kurulu’ bayram namazlarının hutbe okunmadan evlerde kılınabileceğini açıkladı

Hüseyin Meydanı’nda alışveriş yapan Mısırlılar (AFP)
Hüseyin Meydanı’nda alışveriş yapan Mısırlılar (AFP)

Ezher Şeyhi Dr. Ahmed et-Tayyib’in başkanlık yaptığı El-Ezher Kıdemli Alimler Kurulu tarafından dün yapılan açıklamada, koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla mücadele etmek için alınan önlemlerin bir parçası olarak bayram namazlarının evde kılınabileceği duyuruldu.
Kurul şer’i sorumlulukları ve dini görevlerinden hareketle, yeni tip koronavirüs salgını devam ettiği için bayram namazıyla ilgili hükümler hakkında bir açıklama yayınladı. Söz konusu açıklamada, Kovid-19 salgınının devam etmesi, topluluk halinde bulunmanın bu salgının yayılmasının ana sebebi olduğuyla ilgili tıbbi uyarıların sürekli tekrarlanması, şer’i hukukun insanların dünyada ve ahirette menfaatlerinin gözetilmesi ve onlardan kötülüğün uzaklaştırılmasını temel alması, İslam’ın en büyük amaçlarından birinin canları korumak, himaye etmek ve gelebilecek tüm olası zararlardan sakınmak olması, insanlığın sınandığı genel salgının bazı şer'i görevler için birtakım cevazlar verilmesini zorunlu kılması, salgının getirdiği tehlikelere karşı önlem alınması ve bayram namazının eda edilmesinde bu zorunlu hükümlerin uygulanması göz önüne alındığında, camilerin geçici olarak kapatılması ve toplu şekilde yapılan etkinliklerin yasaklanması, açık sayılabilecek alanlarda ve namaz kılınan yerlerde önlemlere uyulamaması ve bunlarla birlikte tehlikenin hala var olması sebebiyle Kıdemli Alimler Kurulu yetkilileri, mübarek Ramazan Bayramı namazının mevcut şartlar altında camilerde kılınamamasından dolayı evlerde kılınmasına cevaz verdi.
 
Kurul bir Müslümanın, tek başına bayram namazını kılabileceği gibi ev halkıyla birlikte toplu bir şekilde kılabileceğini de söyleyerek, Beyhakî’nin Ubeydullah bin Ebi Bekir bin Enes bin Malik’ten (Rasulullah’ın hizmetçisi) rivayet ettiği hadisi örnek gösterdi: “Enes bayram namazını imamla birlikte kılmayı kaçırırsa, aile halkını toplar ve onlara imamın bayram namazı gibi namaz kıldırırdı.”
Kurul bayram namazının vaktinin kuşluk vaktine denk geldiğini, güneş doğduktan 20 dakika sonra başlayıp öğle ezanından 20 dakika önceye kadar sürdüğünü ve öğle vakti girdiğinde vakit geçtiği için namazın artık kılınamayacağını belirtti. Bu kapsamda En-Nevevi, “Bayram namazını imamla kaçırırsa, tek başına namaz kılardı. Bayram günü namazın vakti güneş kaybolmayana kadardır. Ancak güneş kaybolunca namaz kılınmazsa vakit geçmiş olur” ifadelerini kullandı.
Kurul, “Müslümanlar bayram namazını tek başına ya da ailesiyle birlikte evinde cemaatle kılarken, zevaid tekbirleri ile birlikte iki rekat kılsın. İftitah (ihram) tekbirinin ardından ilk rekatta 7 defa zevaid tekbiri getirilir. İkinci rekatta kıyam tekbirinin ardından beş zevaid tekbiri daha getirilir. Bu, Ebu Davud’un Hz. Aişe’den (r.a) rivayet ettiği hadise dayanıyor; ‘Rasulullah (s.a) Ramazan ve kurban bayramında ilk rekatta yedi ikinci rekatta beş tekbir getirirdi’. Bayram namazında hutbe şart değildir. Bir erkek evinde ailesiyle birlikte bayram namazı kıldığında namazını hutbe olmadan bitirsin” açıklamalarında bulundu.
Kıdemli Alimler Kurumu insanları, bu mübarek günlerde güneşin doğuşu ve batışı sırasında insanların sıkınıtlarını gidermesi için Allah’a dua etmeye çağırdı. Aynı zamanda kurul salgının etkilerini azaltmak adına hayırlar yapmak için acele etmeye, sadakaları artırmaya ve hasta ve yoksullara yardım etmeye ve insanlığın üzerinden bu belayı kaldırması, ülkemizi ve insanlarımızı bu salgına ve diğer bütün hastalıklara karşı koruması için Allah’a yalvarıp yakarmaya çağırdı.



Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden oluşan bir ekip, Yemen'in doğusunda istikrarı sağlamak amacıyla Aden'de

Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)
Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)
TT

Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden oluşan bir ekip, Yemen'in doğusunda istikrarı sağlamak amacıyla Aden'de

Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)
Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)

Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden oluşan bir askeri ekip, Yemen'in geçici başkenti Aden'e, Güney Geçiş Konseyi'ne bağlı güçlerin Hadramut ve Al-Mahra vilayetlerinden çekilmesi ve meşru yönetimi destekleyen Suudi liderliğindeki koalisyonun doğrudan gözetimi altında önceki konumlarına geri dönmeleri için yürütme mekanizmalarını kurmayı amaçlayan acil bir görevle geldi.

Ekip ayrıca, statüko öncesine dönüşü sağlamak amacıyla koordineli prosedürlere göre, bölgelerin "Vatan Kalkanı" güçlerine devredilmesi için düzenlemeler üzerinde de çalışıyor. Bu adım, Suudi Arabistan'ın Doğu Yemen'deki gerilimi sona erdirmek için yoğun çabalarının ve koalisyon liderliğinin Hadramut'taki Güney Geçiş Konseyi'nin tek taraflı eylemlerini reddetmesinin bir devamı niteliğinde. Koalisyon liderliği bu eylemleri, zorla yeni bir gerçeklik dayatma veya vilayeti barış ve istikrarı tehdit eden iç çatışmalara sürükleme girişimi olarak değerlendirmektedir.

Şarku’l Avsat'a konuşan özel kaynaklara göre askeri birliğin gelişi, Riyad'ın Yemen'deki meşru kurumlar içinde güvensizlik ortamı yaratacak veya bölünmeyi derinleştirecek adımları reddetme tutumunu güçlendiriyor.


Lübnan, İsrail'den gelecek büyük çaplı bir saldırı endişesi ile yaşıyor

 İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)
İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)
TT

Lübnan, İsrail'den gelecek büyük çaplı bir saldırı endişesi ile yaşıyor

 İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)
İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)

İsrail’in geniş çaplı bir saldırı hazırlığında olduğu yönündeki iddiaların gölgesinde yaşayan Lübnan’da, Mısır gerilimi düşürmek ve ülkenin İsrail kaynaklı herhangi bir askeri tırmanıştan korunmasını sağlamak amacıyla diplomatik girişimlerini yoğunlaştırdı. Bu çerçevede Mısır Başbakanı Mustafa Medbuli’nin gelecek hafta Beyrut’u ziyaret etmesi öngörülüyor.

Mısır’ın Beyrut Büyükelçisi Ala Musa, Cumhurbaşkanı Joseph Avn ile görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada, “Üzerinde çalıştığımız konu, gerilimin azaltılması ve Lübnan’ın saldırıların şiddetinde herhangi bir artıştan korunmasıdır. Asıl hedef budur. Sürecin, birçok engelin aşılmasında kullanılabilecek bir ivme yaratmak için adım adım ilerlemesi gerekiyor” dedi.

Öte yandan İsrail, diplomatik çabalara sahadaki gerilim ve geniş çaplı savaş tehditleriyle karşılık verdi. İsrail medyası, Lübnan hükümeti ve ordusunun yıl sonuna kadar belirlenen süre içinde Hizbullah’ın silahsızlandırılmasında başarısız olması halinde, İsrail ordusunun Lübnan genelinde Hizbullah hedeflerine yönelik kapsamlı bir saldırı planladığını yazdı.

Aynı zamanda İsrail, Lübnan’ın güneyindeki askeri gerilimi artırdı. İsrail güçleri, sivil müzakerelerin iki hafta önce başlamasından bu yana ilk kez, sınırdan yaklaşık 40 kilometre uzaklıktaki Zahrani bölgesinin de aralarında bulunduğu Litani Nehri’nin kuzeyindeki bölgeleri hedef aldı.


BM raporu: Batı Şeria'daki yerleşim faaliyetleri 2017'den bu yana en yüksek seviyesine ulaştı

İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)
İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)
TT

BM raporu: Batı Şeria'daki yerleşim faaliyetleri 2017'den bu yana en yüksek seviyesine ulaştı

İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)
İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)

AFP'nin dün gördüğü BM Genel Sekreteri'nin raporuna göre, İsrail'in işgal altında bulunan Batı Şeria'daki yerleşim genişlemesi, BM'nin 2017'de izlemeye başlamasından bu yana 2025'te rekor seviyeye ulaştı.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Güvenlik Konseyi üyelerine gönderdiği belgede, "İşgal altındaki Batı Şeria'da, Doğu Kudüs de dahil olmak üzere, İsrail yerleşimlerinin devam eden genişlemesini kınıyorum. Bu durum gerilimleri körüklemeye, Filistinlilerin topraklarına erişimini engellemeye ve bağımsız, demokratik, bütünleşik ve tam egemen bir Filistin devletinin kurulma olasılığını tehdit etmeye devam ediyor" ifadelerini kullandı.

İsrail'in 1967'de işgal edip ilhak ettiği Doğu Kudüs'te yaklaşık üç milyon Filistinli yaşıyor; bunların yanı sıra Birleşmiş Milletler'in uluslararası hukuka göre yasadışı saydığı yerleşim yerlerinde de yaklaşık 500 bin İsrailli bulunuyor.

Batı Şeria'daki yerleşim faaliyetleri hem sağcı hem de solcu çeşitli İsrail hükümetleri döneminde devam etmiştir.

Bu yerleşim faaliyetleri, özellikle 7 Ekim 2013'te Hamas'ın güney İsrail'de gerçekleştirdiği benzeri görülmemiş saldırının ardından Gazze'de savaşın başlamasından bu yana, mevcut hükümetin döneminde önemli ölçüde yoğunlaştı.