​İran'da muhafazakârlar ile reformcular arasında iktidar kavgası

İran Parlamentosu. (AFP)
İran Parlamentosu. (AFP)
TT

​İran'da muhafazakârlar ile reformcular arasında iktidar kavgası

İran Parlamentosu. (AFP)
İran Parlamentosu. (AFP)

Hasan Fahs
İran’da muhafazakâr akımının parlamento seçimlerinde reformist ve ılımlı kesimler karşısında elde ettiği zaferden faydalanacağının tahmin edildiği bir zamanda, akım içerisinde öne çıkan isimler arasında patlak veren güç çatışması büyük anlaşmazlıklara sebep olarak adeta açık bir savaşa dönüştü.
İranlı muhafazakâr siyasetçi eski Tahran Belediye Başkanı Muhammed Bakır Galibaf’ı destekleyenler ile eski Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad'ın kanadı, meclis başkanlığı için kimin aday olacağına dair açıktan bir rekabete girdiler. Galibaf’ı destekleyenler geleneksel muhafazakâr akımı, Ahmedinejad'ın grubu ise ‘Kararlılık Cephesi’ adı altında radikal tarafı ve yeni muhafazakâr akımı temsil ediyorlar.
Geleneksel ve radikal kanatlarıyla muhafazakâr akım içerisinde yaşanan bu çatışma, eski cumhurbaşkanının ve ekibinin bu görevi üstlendiği sekiz yıl içerisinde yaptığı yatırımın boyutunu gün yüzüne çıkardı. Ayrıca bu durum rejimin karar alma merciine dair bir provokasyona sebep olmaksızın ona bağlılık borçlu olan derin bir devlet kurmaya çalıştığını da kanıtlıyor. Diğer taraftan kendisine ve yönetimine ilişkin yaşanan çatışmalara rağmen belirlemiş olduğu hedeften vazgeçmediğini ortaya koyuyor.
Parlamento seçimlerinin sonuçları -her ne kadar muhafazakâr hareket için bir zafer olsa da- kendisinin yeni mecliste yaklaşık 250 sandalyeyi kontrol ettiğini iddia etmesine izin veriyor. Bununla birlikte sonuçlar, Ahmedinejad'ın öncülüğündeki radikal kanadın geleneksel kanat karşısında zafer kazandığına işaret ediyor. Aynı zamanda durum bu  kanadın yasama hiyerarşisinde pozisyonların dağılımına ilişkin yönelimlerde son sözü elinde bulundurduğunu gösteriyor.
Ahmedinejad’ın grubunun yasama organının kontrolüne yönelik çatışma bağlamında böylesine bir hızla geri dönmesi ve muhafazakâr akım içerisindeki etkisinin boyutu, meseleyi var olan çatışmanın ötesine taşıyor. Cumhurbaşkanlığı için 2021 yılında yaşanması beklenen mücadeleye dek uzanıyor. Söz konusu grup, yaklaşmakta olan cumhurbaşkanlığı seçimlerine girmeme ve meclis başkanının yetkilerinde bazı düzenlemelere gitme taahhüdü karşılığında Galibaf’ı destekleyeceğini bildirdi. Diğer taraftan yasama, yürütme ve yargı makamlarının başkanlarını bir araya getiren üçlü komitede cumhurbaşkanının yetkilerinin güçlendirilmesine ilişkin olan bu durum, anayasal olarak stratejik ve politik kararları elinde bulunduran Devrim Rehberi’yle olası bir çatışmaya dahil olmaksızın bir sonraki cumhurbaşkanın çok geniş bir yetki alanında hareket etmesine izin veriyor. Bütün bu şartlar ve düzenlemeler, Devrim Rehberi’nin Ahmedinejad’ın cumhurbaşkanlığı adaylığı karşısında koyduğu ‘yasağı’ kırmak için bu grubun sarf etmiş olduğu çabaları besleyen hususlar olarak ön plana çıkıyor.
Bu karşılık olarak reformist kanat, bir sonraki aşamaya ilişkin üzerinde ittifak edilen birleşik bir vizyona sahip olmamakla birlikte son parlamento seçimlerinin sonuçlarıyla ortaya çıkan yaraları sarmaya çalışıyor. Reformist hareket içindeki ana güç odakları uzaklaşmaya başladı ve Yüksek Koordinasyon Komitesi'nden ayrılma kararı aldı.
Eski Cumhurbaşkanı Haşim Rafsancani’nin yönetimindeki yapım-onarım kadrolarının (Kargozaran-ı Sazendegi) merkezi komitesinin başkanlığını yapan Gulam Hüseyin Kerbasçi’nin sözleri de söz konusu konjonktürde ve bu bağlamda geldi. Reformist akımın merkezi figürü olan eski Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi’yi eleştirilerinin merkezine alan Kerbasçi, reformist güçlerin ‘devlet kurumlarının yanı sıra yasama ve yürütme organlarının karar alma pozisyonlarındaki temsilindeki düşüşten’ Hatemi’yi sorumlu tuttu.
Diğer taraftan önemli reformist isimlerden olan teorisyen Abbas Abdi’nin ifadeleri, rejimin karar merkezleri ile uzlaşı sağlandığını ortaya koyuyor. Zira Abdi, Hatemi’nin iktidara katılımını güçlendirmede reformist hareketin önünde bir engel haline geldiği değerlendirmesinde bulundu. Abdi, reformist akımın zayıflığının sebebinin Hatemi’nin tereddüdünden ve akım içerisindeki güçlere liderlik etmek ile tarafsız bir tutum takınmak arasında karar verememesinden kaynaklandığını dile getirdi. Zira bu durum, akımın performansına olumsuz olarak yansıdı. Aynı zamanda liderlik, devletin ve yönetimin reform projesini temsil eden açık ve spesifik bir vizyon veya strateji sunma, böylece akımın zedelenmiş olan güvenilirliğini yeniden onarma yönünde bir girişimde bulunamadı.
İran'ın başta ekonomi olmak üzere içeride ve dışarıda karşı karşıya kaldığı sorunlar bir kenara mevcut siyasi sahne, muhafazakar akım içindeki çatışmalar, başarısızlıktan kimin sorumluğu olduğuna ilişkin suçlamalar ve reformist hareket içerisindeki gerileme arasında bölünmüş durumda.
*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevrilmiştir.



Paris, İran'da kaybolan genç Fransız turistin izini kaybetmesinden endişeli

Bir kadın, 7 Mayıs 2025'te Paris'teki Ulusal Meclis önünde düzenlenen destek mitingi sırasında, İran'da gözaltına alınan Cécile Koller ve Jacques Barry'nin posterlerinin önünden geçiyor. (Reuters)
Bir kadın, 7 Mayıs 2025'te Paris'teki Ulusal Meclis önünde düzenlenen destek mitingi sırasında, İran'da gözaltına alınan Cécile Koller ve Jacques Barry'nin posterlerinin önünden geçiyor. (Reuters)
TT

Paris, İran'da kaybolan genç Fransız turistin izini kaybetmesinden endişeli

Bir kadın, 7 Mayıs 2025'te Paris'teki Ulusal Meclis önünde düzenlenen destek mitingi sırasında, İran'da gözaltına alınan Cécile Koller ve Jacques Barry'nin posterlerinin önünden geçiyor. (Reuters)
Bir kadın, 7 Mayıs 2025'te Paris'teki Ulusal Meclis önünde düzenlenen destek mitingi sırasında, İran'da gözaltına alınan Cécile Koller ve Jacques Barry'nin posterlerinin önünden geçiyor. (Reuters)

Fransız bir diplomatik kaynak dün, İran'da bisikletle turistik gezi yapan bir Fransız gencin 16 Haziran'dan beri ailesiyle iletişime geçmediğini ve bu durumun “endişe verici” olduğunu söyledi.

Sosyal medyada yayınlanan bir kayıp ihbarıyla ilgili soruya yanıt veren kaynak, “Bu kayıp endişe verici. Aileyle bu konuda temas halindeyiz” dedi. Dışişleri Bakanlığı'nın Fransız vatandaşlarına İran'a seyahat etmemeleri konusunda tavsiyede bulunduğunu, çünkü Tahran'ın "Batılıları rehin tutma konusunda kasıtlı bir politika" izlediğini belirtti.

Instagram'da yayınlanan bildiride, 18 yaşındaki Linart Monterlos'un Alman vatandaşı da olduğu belirtildi.

Kaynak, Fransız gencin İran'da İsrail adına casusluk yaptığı iddiasıyla son zamanlarda gözaltına alınan Avrupalılar arasında olup olmadığını açıklamadı.

Diplomatik kaynak, İran'ın “Fransız vatandaşlarını geçiş sırasında hedef aldığını, casuslukla suçlayarak korkunç koşullarda gözaltında tuttuğunu, bazılarının uluslararası hukukta işkence olarak tanımlanan muameleye maruz kaldığını” vurguladı.

Kaynak, “Fransız vatandaşlarına İran'a seyahat etmemeleri tavsiye ediliyor” ve “İran'da bulunanların, tutuklanma ve keyfi gözaltı tehlikesi nedeniyle İran topraklarını derhal terk etmeleri tavsiye ediliyor” dedi.

Paris perşembe günü, üç yıldır tutuklu bulunan ve idam cezasıyla karşı karşıya olan Fransız vatandaşlarının serbest bırakılmaması halinde, İran'a uluslararası yaptırımları yeniden uygulayacağı tehdidinde bulundu.

İranlı yetkililer, Mayıs 2022'de bir turistik gezi sırasında Cecile Koller ve Jacques Barry'i gözaltına aldı ve onları “Mossad için casusluk yapmak”, “rejimi devirmek için komplo kurmak” ve “ülkeyi yozlaştırmak” ile suçladı. Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre bu üç suçun cezası idamdır. İran'ın resmi basın organlarında bu konuyla ilgili herhangi bir haber yer almadı.

Fransız Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron perşembe günü yaptığı açıklamada, İran'ın Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ile bu konuyu görüşeceğini ve karşı önlemler almayı da göz ardı etmediğini belirtti.

Macron, gazetecilere verdiği demeçte, bunun “Fransa'ya yönelik bir provokasyon, saldırganlık” ve “Fransa için kabul edilemez” olduğunu ifade etti.

Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noël Barrot, perşembe günü Paris'te gazetecilere yaptığı açıklamada, "Derhal serbest bırakılmalarını talep ediyoruz. Bu bizim en büyük önceliğimizdir" dedi.

AFP’nin haberine atıfta bulunarak, bakan, "Eğer bu suçlamalarla karşı karşıya oldukları doğrulanırsa, bu suçlamaları haksız ve temelsiz olarak değerlendiriyoruz." dedi.

İran Devrim Muhafızları, son birkaç yılda çoğu casuslukla ilgili suçlamalarla onlarca yabancı uyruklu ve çifte vatandaşı gözaltına aldı.

İnsan hakları grupları ve Batılı ülkeler, Tahran'ı yabancı tutukluları pazarlık kozu olarak kullanmakla suçluyor, İran ise bu suçlamayı reddediyor.

Fransa, son aylarda İran'a yönelik söylemini sertleştirdi; özellikle de İran'ın nükleer programı, Rusya'ya verdiği destek ve Avrupa vatandaşlarını gözaltına alması konusunda.