Suriye’yi ön plana çıkartan 7 gelişme ve sürpriz

Suriye’yi ön plana çıkartan 7 gelişme ve sürpriz
TT

Suriye’yi ön plana çıkartan 7 gelişme ve sürpriz

Suriye’yi ön plana çıkartan 7 gelişme ve sürpriz

Suriye dosyası, 2012’deki atmosfere göre nispeten hatırı sayılır ölçüde Batı ve Arap düşünce kuruluşlarının gündemine yeniden oturdu. Medya ve sosyal medya platformları, ülkenin geleceği hakkındaki siyasi ve askeri senaryolardan bahsetmeye başladı. Suriyeli mevcut ve eski yetkililer ile ekonomistler, çeşitli portallardan ‘güven mektuplarını’ sundu. Batılı yetkililer de ülkenin geleceği hakkındaki tutumlarını ve umutlarını belirttiler. Diğer yandan askerler de Suriye atmosferine, topraklarına ve üç nüfuz alanındaki jeopolitik konuşlanmaya odaklandı.
Yoğun olarak koronavirüsle meşgul olan dünyada Suriye dosyasının da ön plana çıkması 7 gelişmeden kaynaklanıyor:

1- Rami Mahluf
Rami Mahluf, 20 yıl boyunca Suriye'nin ekonomi cephesinde ana karar alıcı konumundaydı. Ancak 2019 yazının ardından işler aleyhine döndü. Kendisine ait tüm iktisadi kurumları, askeri, insani ve siyasi olarak dağıtmak üzere bir kampanya başlatıldı. Zirâ Mahluf, ‘Suriye lügatinde’ bulunmayan bir davranış sergiledi. Diplomatik bir dille meydan okuyarak sosyal medya platformlarında açıklamalar yapıp görüntüler paylaştı. Ardından d sahibi olduğu telekomünikasyon şirketi Syriatel’in hükümete 185 milyon dolar ödeme yapmayacağını söyledi.
Peki; Mahluf meselesinde Rusya ve İran’ın yeri ne? Rejim bünyesinde neler olup bitiyor? Tüm bunlar neden şimdi yaşanıyor? Arkasında dış ülkelerin parmağı olabilir mi? Yoksa Suriye’de de tüm iç savaşlarda yaşandığı gibi ‘savaş beylerinin’ eylemlerini meşru hale getirmek istediğinde gerçekleşen siyasi değişimler mi meydana geliyor?

2- Rus kampanyası
Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu geçen mart ayında Şam’ı ziyaret etmiş, Devlet Başkanı Beşşar Esed’den Rusya ve Türkiye’nin İdlib ile ilgili imzaladığı anlaşmaya uymasını istemiş, aynı zamanda imar ile ilgili ekonomik dosyaları da gündeme getirmişti. Hemen ardından Kremlin yakınlarındaki araştırma ve medya platformlarından bir medya kampanyası patlak verdi. Öncelikle birkaç hafta sessiz kalan Moskova son günlerde karşı bir kampanya yürütmeye başladı. Nitekim bir Rus ordu yetkilisi, “Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Esed hakkındaki tutumunun değişmediğini” vurguladı. Rusya'nın Şam Büyükelçisi Aleksandr Yefimov dün bir Suriye gazetesine verdiği röportajda, “Moskova ile Şam arasındaki ilişkiler dostane ve stratejik niteliktedir. İş birliğini yalancı bir şekilde değerlendirmekte ısrar edenler, medya sabotajından başka bir şey yapmıyor” ifadelerini kullandı.
Moskova tutum değişikliğine gitti mi? Yoksa sessizlik kampanyası ile istediği mesajın Şam’a ulaştığına emin olduktan sonra geri adım mı attı? Peki, Moskova’daki değişimin sınırı nedir? Esed’i baskı altına almak ya da onu değiştirmek mi? Reforma gitmek mi? Rusya gerçekten de ekonomik olarak Suriye bataklığına batmak istemiyor mu? Yoksa Rusya nüfuzu çıkmaza girdi de artık sıçraması mı gerekiyor?

3- Rusya-ABD diyalogu
ABD’li yetkililer, Moskova’nın ikili diyalog sürdürme isteğinden söz ettiler. ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte ülkesinin Rusya’nın askeri olarak Suriye’de kalmasına aldırmadığını ancak İran’ı buradan çıkarmak istediğini söylemişti. Birleşmiş Milletler Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen de BM Güvenlik Konseyi’ndeki (BMGK) konuşmasında “Rusya-ABD diyalogunun önemli bir rolü olduğuna inanıyorum, bu yüzden iki tarafı da bu rolü sürdürmeye davet ediyorum” demişti.
Moskova’nın tam da şu anda diyalog istemesinin sebebi nedir? Tutumu ne kadar değişmiş olabilir? ABD seçimleri öncesinde bir anlaşmaya varılabilir mi? Gerçekten de ‘Putin, Esed’e öfkeli’ mi? Yoksa bu yeni bir ‘Çarlık’ manevrası mı?

4- İran’ın çekilmesi
ABD'li ve İsrailli yetkililer, İran'ın Suriye'den ‘taktiksel olarak çekildiğini’ doğruladı. Bu adım İsrail’in Şam, Halep ve Deyrizor’daki İran mevkilerine yoğun saldırılar düzenlemesinin ardından geldi. Ancak bu iki hususla eşzamanlıydı. İlki, İran Yüksek Rehberi Ali Hamaney ve diğer yetkililerin İran kuvvetlerinin Suriye’de kalacağını ve “Dr. Beşşar Esed’in meşru başkan olarak kalacağını” duyurmasıydı.
İkincisi de İran’ın sadık gruplarını Golan yakınlarındaki Güney Suriye’ye dönmekte acele etmeleri için teşvik etmesiydi. Diğer yandan 2018’in başlarında Rusya-ABD-Ürdün-İsrail anlaşmasında ise ‘Suriyeli olmayan kuvvetlerin’ sınır ve güney hatlarından en az 80 km uzaklaştırılması öngörülüyordu. Bu noktada Rusya, İranlıları Dera kırsalından uzaklaştırmak için son günlerde güçlerini göndermekte tereddüt etmedi. Burada dikkat çeken ise İranlı bir yetkilinin Şam’ı desteklemek için 20 ila 30 milyar dolar ödediği, şimdi de o miktarı geri istediğini bildirmesiydi.
İran’ın geri çekilmek ve yeniden mevzilenmekteki amacı nedir? Yaptırımların, koronavirüsün ya da Rus İsrail’in taleplerini karşılamak üzere baskılarının neden olduğu ekonomik krizin bu konuyla bir bağlantısı var mı? Peki, verilen borçlar neden şimdi Şam’dan geri isteniyor?  Washington ve Tel Aviv niçin İran varlığına yeniden odaklandı?

5 - İdlib ateşkesi
5 Mart'ta başlatılan İdlib ateşkesindeki birçok ihlale rağmen Rusya ve Türkiye anlaşmaya bağlı kalmaya ve ortak devriyeler düzenlemeye devam ediyor. Devriyelerden biri Lazkiye yönünde İdlib derinliklerine kadar ulaştı. Türkiye, stratejik bir nokta olan Zaviye Dağı’nda. Ankara ve Moskova; Libya dosyasında farklı tarafları desteklemelerinden ve Suriye’de destekledikleri gruplardan kaynaklanan gerginliğe rağmen, İdlib ve Doğu Fırat’ta birlikte hareket ediyor.
Bu, İdlib ateşkesinin geleceği ve kalıcılığı, Libya meselesinin Suriye üzerindeki etkisi, İdlib'deki radikallerin kaderi ve Rusya’nın sabrının ne zaman tükeneceğine dair soruları gündeme getiriyor.

6- Suriye’deki seçimler
Parlamento seçimleri koronavirüs nedeniyle temmuz ayına ertelendi, Gözler ise gelecek senenin ortalarında yapılacak olan devlet başkanlığı seçimlerine çevrildi. Batılı yetkililer, muhalif bir adayın destekleneceğine işaret ediyor. Nitekim ABD, mali olarak muhalefeti desteklemeye başladı. Bazı muhalifler adaylığa soyunuyor. Pedersen duruma dair şunları söyledi:
“Bu seçimler, mevcut anayasal düzenlemelere göre yapılacaktır. BM’nin bu konuda bir yetkisi yoktur ve kendisinden bu seçimlere dahil olması istenmemiştir. Ben BM kararlarını uygulayarak, BM gözetiminde adil ve özgür seçimler düzenlenmesi için yürüttüğü görevime odaklanıyorum.”
Kasım ayında başkanlık seçimlerine gidecek olan ABD ile Rusya, Suriye seçimlerini yeniden yapılanma, yaptırımlar, İran’ın varlığı ve siyasi süreç hakkında anlayışlara varmak üzere değişime açılan bir kapı olarak görmede bölgesel bir fikir birliğine varacaklar mı? Bu, ‘rejimin değişikliğini’ reddeden Rusya için bir çıkış yolu olabilir mi?

7 - Yaptırım ve yardımlar
Yılın başında yardımlarla ilgili bir kararı kabul eden Rusya’nın Şam'dan yardım sağlama taahhüdünü yerine getirmediğini fark eden ABD, yardımlar için Irak ile Doğu Fırat arasındaki el-Yarubiye Sınır Kapısı dosyasını açtı. Nitekim bu bağlamda BMGK’da yeni bir Rus-Batı diplomatik çatışması gerçekleşmesi bekleniyor. Moskova, Şam’ın koronavirüsle mücadele edememesi ve geçim kaynakları sağlayamamasından ABD ve Avrupa yaptırımlarını sorumlu tutuyor. Bu konuda sessizliğini bozan Washington ve Brüksel ise yaptırımların Suriye'ye tıbbi veya insani yardım araçlarının gönderilmesini engellemediğine dair bir medya kampanyası başlattı. Peki, bu dosya adım üstüne adım atılacağı anlayışına doğru mu yoksa ayrılık sapağına doğru mu yeni bir kapı açıyor?
Suriye ve çevresindeki hareketliliğin hangi yöne doğru ilerleyeceğini söylemek kolay değil. Ancak herkesin arafta olduğu bir dönemde bu gelişmelerin hem iç hem de dış tarafların cevaplarını kendi lehine çevirmek istediği büyük soruları gündeme getirdiğine şüphe yok.



Suriye ordusu Suveyda'dan çekilmeye başladı

TT

Suriye ordusu Suveyda'dan çekilmeye başladı

Suriye ordusu Suveyda'dan çekilmeye başladı

Suriye ordusu, çarşamba akşamı, nüfusunun çoğunluğunu Dürzilerin oluşturduğu Suveyda ilinden çekilmeye başladı. Savunma Bakanlığı, şiddet olaylarının yaşandığı ilde yeni bir ateşkes anlaşmasının açıklanmasından birkaç saat sonra çekilme kararını duyurdu.

Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, ‘Suriye Arap Ordusu'nun, imzalanan anlaşmanın hükümleri uyarınca ve ildeki yasadışı grupların temizlenmesi tamamlandıktan sonra Suveyda'dan çekilmeye başladığı’ belirtildi. Açıklamada, Suveyda’da konuşlu diğer hükümet güçlerinin çekilmesinden bahsedilmedi.

Anlaşma, İsrail'in Şam'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı ve Genelkurmay Başkanlığı çevresinin yanı sıra Suriye'nin güneyindeki Suveyda ve Dera illerinde konuşlu hükümete bağlı güçlere karşı hava saldırıları düzenlemesi üzerine sağlandı.

Ateşkes anlaşmasının maddeleri

Dürzi lideri Yusuf Carbu, hükümet ile Suveyda'nın önde gelenleri arasında bir anlaşmaya varıldığını açıkladı. Dürzilerin Ruhani Lideri Şeyh Hikmet Hicri ise anlaşmayı reddederek ‘Suveyda tamamen özgürleştirilinceye’ kadar savaşın devam edeceğini vurguladı.

Yaptığı açıklamada herhangi bir anlaşma ve müzakere yaptığı ve yetki vermeyi reddeden Hicri, ‘bu ortak tutumdan saparak tek taraflı temas veya anlaşma yapan kişi veya kurumları’ uyardı.

Öte yandan Carbu, anlaşmanın Suveyda'daki askeri operasyonların tamamen ve derhal durdurulmasını, ordunun kışlalarına geri dönmesini ve ateşkesin uygulanmasını denetlemek üzere devlet ve Suveyda'nın önde gelen isimlerinden oluşan bir gözetim komitesi kurulmasını içerdiğini söyledi.

Dürzi lider anlaşmanın ayrıca, ‘Suveyda'nın Suriye devletine tam olarak entegre edilmesini ve tüm eyalet toprakları üzerinde tam egemenliğinin teyit edilmesini’ öngördüğünü de belirtti.

Anlaşma aynı zamanda iç güvenlik güçlerinin ve devlet polisinin yanı sıra Suveyda ve çevresindeki bölgelerden polis memurlarının konuşlandırılmasını ve Suveyda’daki polis memurlarının ilin güvenlik dosyasını yönetmek için liderlik ve yürütme görevlerini üstlenmelerini de içeriyordu.

hyjukı
İsrail dün başkent Şam'daki Genelkurmay Başkanlığı karargahını bombaladı (Reuters)

Carbu’ya göre taraflar, anlaşma uyarınca Suveyda'da ağır silahların düzenlenmesi için bir mekanizma üzerinde anlaşarak, devletin kontrolü dışındaki silahların toplatılması ve Suveyda'nın tüm bölgelerinde Suriye yasalarına ve düzenlemelerine uygun olarak tüm devlet kurumlarının yeniden faaliyete geçirilmesini garantilediler.

Onlarca ceset

Suriye Sağlık Bakanlığı tarafından dün yapılan açıklamada, İsrail'in Şam'a düzenlediği hava saldırılarında 3 kişinin öldüğünü, 34 kişinin yaralandığını bildirdi. Bakanlık, Suveyda'daki El-Vatani Hastanesi’nde ise güvenlik güçleri mensupları ve sivillerin de aralarında bulunduğu onlarca cesedin bulunduğunu açıkladı.

Suriye Dışişleri Bakanlığı tarafından dün yapılan açıklamada, İsrail’in Genelkurmay Başkanlığı ve Cumhurbaşkanlığı Sarayı çevresini ve ülkenin güneyini hedef alan son saldırılarının ‘ciddi bir tırmanış’ oluşturduğu vurgulandı.

Açıklamada, şu ifadeler yer aldı:

“Suriye, bu tehlikeli tırmanış ve sonuçlarından İsrail'i tamamen sorumlu tutuyor. Ayrıca, uluslararası hukukun sağladığı tüm araçlarla topraklarını ve halkını savunma konusunda tüm meşru haklarını saklı tutar. İsrail'in Suriye'de gerginliği tırmandırmak, kaos yaratmak ve güvenliği ve istikrarı bozmak için izlediği sistematik politika kapsamında gerçekleştirilen bu açık saldırı, BM Şartı ve uluslararası insani hukuku açıkça ihlal ediyor.”

Dışişleri Bakanlığı, ‘uluslararası toplumu sorumluluğunu üstlenmeye ve Birleşmiş Milletler üyesi olan egemen bir devletin topraklarına yönelik İsrail'in tekrarlanan saldırılarına son vermek için acil önlemler almaya’ çağırdı.

Yedioth Ahronoth gazetesi dün İsrailli bir güvenlik yetkilisinin, İsrail'in Suriye'deki gerginliğin çözümü konusunda bir anlaşmaya yakın olduğunu söylediğini aktardı. Gazetenin bildirdiğine göre yetkili, “Şu an Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara’nın ateşkes ilan edeceğini ve güneydeki Suveyda’dan askerlerini çekeceğini tahmin ediyoruz” dedi.

İsrail’in hava saldırıları

Öte yandan İsrail ordusu dün, Suriye Genelkurmay Başkanlığı binasının girişini hedef aldığını doğrulamasının ardından Şam'daki Cumhurbaşkanlığı sarayı çevresinde bir ‘askeri hedefi’ vurduğunu açıkladı.

İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee dün, X hesabından yaptığı açıklamada, İsrail ordusunun Şam bölgesinde Suriye Genelkurmay Başkanlığı binasını vurduğunu söyledi. Adraee, “Suriyeli liderleri, Şam'daki Genelkurmay Başkanlığı’ndan savaşı yönetiyor ve güçlerini Suveyda’ya gönderiyor” ifadelerini kullandı.

Adraee, İsrail ordusunun ‘Şam'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı çevresinde bir hava hedefini vurduğunu’ da sözlerine ekledi.

Fransız Haber Ajansı AFP’ye konuşan üç görgü tanığı, Şam'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı çevresinde bir patlama sesi duyduklarını ve ardından dumanların yükseldiğini bildirdi.

Komşu mahallede yaşayan ve ismini vermek istemeyen 51 yaşındaki bir kadın, “Bombardımanın ardından evimin balkonunda Emevi Meydanı'nda neler olup bittiğini izlemeye çalışıyordum ve bir patlama sesi duydum. Ardından, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara’nın genellikle önemli misafirlerini ağırladığı Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın yakınlarında yükselen bir duman bulutu gördüm” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın bulunduğu tepenin yakınlarındaki iki bölgede yaşayan iki kişi de patlamanın ardından yoğun duman gördüklerini doğruladı.

Saldırılar, Suriye hükümetinin, rejim güçlerinin kontrolünü ele geçirdikten bir gün sonra Suveyda'da çatışmaların yeniden başladığını belirtmesinin ardından gerçekleşti. Suriye Arap Haber Ajansı SANA, Savunma Bakanlığı'nın dün yaptığı açıklamada, ‘yasa dışı’ grupların Suveyda'daki el-Vatani Hastanesi’ni ordu ve iç güvenlik güçlerine karşı saldırılar için bir üs olarak kullandığını söylediğini bildirdi.

Savunma Bakanlığı Medya ve İletişim Müdürlüğü, söz konusu silahlı gruplara bağlı çok sayıda keskin nişancının hastanenin çatısında konuşlandığını ve hükümet güçlerini yoğun bir şekilde hedef aldığını belirtti. Açıklamada, “Hastaneyi ve çevresini tarafsızlaştırmak ve Sağlık Bakanlığı ve Acil Durum Bakanlığı personelinin hastaneye girmesine izin vermek için defalarca çağrıda bulunduk, ancak şu ana kadar herhangi bir yanıt almadık” ifadeleri yer aldı.

vfgthy
Suriye ordusu ve güvenlik güçleri, şehirde yaşanan çatışmaların ardından Suveyda'da konuşlandırıldı (EPA)

Diğer taraftan salı günü düzenlediği saldırılar Suriye'nin güneyindeki Suveyda ve Dera ile sınırlı kalan İsrail, dün saldırılarını Şam'daki Genelkurmay Başkanlığı binası ve Cumhurbaşkanlığı Sarayı çevresini de kapsayacak şekilde genişletti.

İsrail ordusu tarafından dün yapılan açıklamada, Şam'daki Genelkurmay Başkanlığı binası girişinin hedef alındığı ve Suriye sınırındaki birliklerin güçlendirileceği belirtildi. İsrail Ordu Sözcüsü Adraee, İsrail ordusunun Suriye Genelkurmay Başkanlığı binasının giriş kapısını vurduğunu söyledi. İsrail ordusunun Suriye'deki Dürzilere yönelik gelişmeleri ve eylemleri izlemeye devam ettiğini belirten Adraee, İsrail ordusunun siyasi talimatlara göre bölgede saldırılar düzenlediğini ve çeşitli senaryolara karşı hazırlıklı olduğunu da sözlerine ekledi. İsrail Hava Kuvvetleri, Genelkurmay Başkanlığı binası girişine düzenlenen saldırıdan birkaç saat sonra Şam'ın merkezindeki bu binaya yeni saldırılar düzenledi. Yeni saldırılar daha büyük bir tırmanışın habercisi gibi görünüyordu, zira İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Suriye'ye yönelik ‘acı verici’ saldırıların başladığını söyledi. Katz, “Şam'a yönelik uyarılar sona erdi, şimdi acı verici saldırılar başlayacak” diye ekledi.

SANA dün sabah Şam'da bir patlama sesi duyulduğunu bildirirken, Suriye devlet televizyonu İsrail’e ait insansız hava araçlarının (İHA) Şam semalarında uçtuğunu ve patlamalar olduğunu aktardı. Suriye Haber Ajansı ise İsrail'in Şam'ın merkezine düzenlediği saldırıda iki sivilin yaralandığını bildirirken, Reuters iki Suriyeli güvenlik kaynağına dayanarak İsrail'in başkentin savunma bakanlığını hedef alan bir hava saldırısı düzenlediğini aktardı. Alikhbaria Syria kanalı ise İsrail'in Şam'ın merkezine düzenlediği saldırıda iki sivilin yaralandığını bildirirken, Reuters iki Suriyeli güvenlik kaynağına dayandırdığı haberde İsrail'in Şam’da Savunma Bakanlığı binasını hedef alan bir hava saldırısı düzenlediğini aktardı. Suriye basını daha sonra Şam'daki Genelkurmay Başkanlığı binasında büyük hasar meydana geldiğini bildirdi.

Kanlı çatışmalar

Bu gelişmeler, Suveyda'da ilanından sadece birkaç saat sonra çöken ateşkesten sonra yaşandı. Ateşkes, günlerce süren ve çok sayıda kişinin ölümüne yol açan kanlı mezhep çatışmalarına son vermeyi amaçlıyordu.

Suriyeli güvenlik güçleri pazartesi günü, Dürzi silahlı gruplar ile Bedevi aşiretler arasındaki çatışmaları kontrol altına almak amacıyla Suveyda’da konuşlandırıldı. Ancak bu kez de Suriyeli güvenlik güçleri ile Dürzi silahlı gruplar arasında çatışma başladı. İsrail, pazartesi ve salı günü Suriye hükümetine bağlı güvenlik güçlerine hava saldırıları düzenleyerek müdahale etti ve amacının Dürzileri korumak olduğunu açıkladı.

Suriye Savunma Bakanlığı'nın salı akşamı ilan ettiği ateşkes uzun sürmedi. Yerel haber sitesi Suwayda24, Suveyda ve çevresindeki köylerin dün sabah yoğun topçu ve havan topu saldırısına maruz kaldığını bildirdi. Suriye Savunma Bakanlığı SANA'nın aktardığı açıklamasında, Suveyda'daki yasadışı grupları ateşkesin ihlalinden sorumlu tuttu. Bakanlık, Suveydalılara evlerinde kalmaları çağrısında bulundu.

Pazar günü çatışmaların başlamasından bu yana onlarca sivil, Suriyeli güvenlik gücü mensubu ve Dürzi silahlı unsur hayatını kaybetti. Suveyda’da siviller ve Reuters muhabirleri, hükümet güçlerinin dün evleri yağmaladığını, yaktığını ve arabaları ve ev eşyalarını çaldığını söyledi. Bir Suvayda sakini, Reuters muhabirine evinde başından vurularak öldürülen kardeşinin cesedini görmesine izin verdi.

sdfgrth
Suveyda'nın bir mahallesindeki Suriyeli güvenlik güçleri mensupları ve silahlı çocuklar, 15 Temmuz 2025 (AFP)

İsrail Savunma Bakanı Katz dün, Suriye hükümetine ‘Dürzileri rahat bırakması’ uyarısında bulundu. Katz, İsrail ordusunun Suriye hükümetine bağlı güvenlik güçleri geri çekilene kadar bombalamaya devam edeceğini vurguladı.

Bu arada ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack dün yaptığı açıklamada, ABD'nin ‘itidal ve birliği sağlayabilmek için’ tüm taraflarla temas halinde olduğunu söyledi.