Rusya, Ortadoğu'da inisiyatif almaya hazırlanıyor

Moskova, arabuluculuğa ve ‘Dörtlü Komitenin sanal toplantısına’ hazır.

ABD Büyükelçiliği önündeki İsrail’in Batı Şeria’yı ilhak planını reddeden aktivistler (EPA)
ABD Büyükelçiliği önündeki İsrail’in Batı Şeria’yı ilhak planını reddeden aktivistler (EPA)
TT

Rusya, Ortadoğu'da inisiyatif almaya hazırlanıyor

ABD Büyükelçiliği önündeki İsrail’in Batı Şeria’yı ilhak planını reddeden aktivistler (EPA)
ABD Büyükelçiliği önündeki İsrail’in Batı Şeria’yı ilhak planını reddeden aktivistler (EPA)

Moskova, Ortadoğu’daki çözüm meselesine ilişkin diplomatik görüşmelerine başladı. Bu çerçevede 21 Mayıs’ta ABD Başkanı Donald Trump’ın planını kabul etmediğini yinelerken, Moskova’nın Filistinliler ve İsrailliler arasında arabulucu bir rol oynamaya hazır olduğunu açıkladı. Aynı şekilde Rusya Dışişleri Bakanlığı da ilerleyen günlerde Dörtlü Komite temsilcileriyle sanal bir toplantı düzenlemek için çaba sarf etmeye başladı.
İsrailli kaynaklar ise İsrail hükümetinde güçlü bir akımın, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın İsrail’in Batı Şeria’yı ilhak planı karşısında Oslo Anlaşması maddelerini askıya alma kararının ardından, siyasi süreci harekete geçirmeyi desteklediğini vurguladı.
Şarku’l Avsat’ın hükümete yakın RIA Novosti haber ajansından aktardığına göre diplomatik kaynaklar, toplantı tarihini belirlemek için temasların devam ettiğini söyledi. Aktarılana göre Rusya Dışişleri Bakanının Ortadoğu İşleri Yardımcısı Sergey Vershinin, toplantıda ülkesini temsil edecek ve toplantı, özel temsilciler düzeyinde olacak. Dörtlü Komite’deki diğer taraflar olan ABD, Birleşmiş Milletler (BM) ve Avrupa Birliği’nin (AB) pozisyonlarının ise tam olarak netleşmediği aktarıldı.
Filistin’in Rusya Büyükelçisi Abdül Hafız Nofal, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Devlet Başkanı Abbas’ın Rus mevkidaşı Vladimir Putin’e bir mesaj ileterek, Moskova’da Orta Doğu barışı amacıyla tüm tarafların katıldığı uluslararası bir konferans düzenlemek üzere çalışma çağrısı yaptığını söyledi. Büyükelçi, Rusya’nın tepkisinin ise olumlu olduğunu ifade etti.
Moskova, Filistinli gruplar arası ve Filistin-İsrail arasındaki görüşmeleri düzenleyerek arabuluculuk yapmak istediğini açıkladı. Ancak aynı zamanda Washington ve Filistin tarafı arasında Trump’ın planı etrafında görüş birliği sağlamada rol oynamaya hazır olduğunu belirtti. Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Mikhail Bogdanov, 21 Mayıs’ta Cenevre’de ABD- Filistin zirvesi düzenlemeyi öneren bir Rus girişimine dair medya organlarında çıkan haberleri yalanlarken, söz konusu haberleri ‘tam bir saçmalık’ olarak nitelendirdi.
Rusya Devlet Başkanı’nın Ortadoğu ve Afrika ülkeleri işleri özel temsilcisi olan Bogdanov, “Batı medyası, Avi Berkowitz (Orta Doğu çözümüne ilişkin Beyaz Saray Özel Temsilcisi) ve bazı ulusal güvenlik yetkilileriyle konuya ilişkin görüşme yaptığımı yazdı” dedi. “Moskova, Ortadoğu çözümü hususundaki ABD Yüzyılın Anlaşması’nın yürürlüğe koyulmasının imkansız olduğuna inanıyor” diyen Rus diplomat, “Berkowitz, beni aradı ve planın yürürlüğe koyulması gerekliliği hakkında konuşmaya başladı. Kendisine bunun imkansız olduğunu, Filistinlilerin ve Arap Birliği’nin tavrını bildiklerini söyledim. Ortadoğu için Dörtlü Komite’nin, koşulları tartışmak ve nasıl bir çıkış yolu olacağını ele almak için bir araya gelmesi gerektiğini belirttim” açıklamasında bulundu.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, iki gün önce İsrailli mevkidaşı Gabi Ashkenazi ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirerek, ‘Rusya’nın uluslararası kararlar temelinde Filistinlilerle diyaloğu kolaylaştırmayı sürdürmeye hazır olduğunu’ belirtti. Dışişleri Bakanlığı’nın yayınladığı bildiriye göre Rusya tarafı, ‘uluslararası yasalar temelinde İsrailliler ile Filistinliler arasında doğrudan diyalog yoluyla barış sürecinin yeniden başlamasına yardımcı olmaya istekli olduğunu’ ifade etti.
Öte yandan Rusya Federasyon Konseyi’nin Uluslararası İlişkiler Komitesi Başkanı Konstantin Kosaçev, Moskova’nın Filistin- İsrail çatışmasında arabuluculuk rolünü oynamaya hazır olduğunu vurguladı. Kosaçev, “Hedefimiz barıştır, kimsenin zaferi değildir. Ortadoğu’nun sorununu çözmek için tek çözüm budur. Tek taraflı eylemlerin, bölgenin tüm sakinleri için bir tehdit oluşturduğu kanıtlanmıştır. Bu nedenle, diyaloga geri dönmek gereklidir” ifadelerini kullandı.
İsrail makamları ise, ilerleyen birkaç gün içinde Cenevre’de BM ve birçok Arap ve batı ülkeleri temsilcilerinin varlığında ABD yönetiminden ve Filistin Yönetimi’nden önde gelen yetkilileri de içerecek şekilde bir toplantı düzenlemeyi amaçlayan bir Rus girişiminin varlığına dikkati çekti. Girişimin, Başkan Donald Trump’ın Yüzyılın Anlaşması olarak bilinen planındaki değişiklikleri ele almayı ve Filistin topraklarındaki gerilimi ortadan kaldıran, İsrail-Filistin müzakerelerinin önünü açan bir atmosfer yaratmayı amaçladığı ifade edildi.
İsrail’de yayın yapan Kanal 13 televizyonu muhabiri Barak Ravid, batılı siyasi yetkililerden alıntı yaptığı haberinde, Rusya’nın önerisinin, Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Mikhail Bogdanov ve ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Avi Berkowitz’in arasında salı günü gerçekleşen bir telefon görüşmesinde ortaya koyulduğunu söyledi. Aynı şekilde Moskova’nın, ‘Mısır, Ürdün, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden (BAE) önde gelen temsilcilerin yanı sıra uluslararası Dörtlü Komite ülkelerinin, AB’nin, BM’nin, Rusya’nın ve ABD’nin önde gelen temsilcilerinin de katılımıyla’ ABD ve Filistin taraflarına mini bir zirve önerisinde bulunduğu ifade edildi.
Ravid, Berkowitz’in bu girişime karşı gelmediğine, aksine ‘Yüzyılın Anlaşması maddelerinde değişiklik yapmak isteyen Filistin’in yaklaşımını’ memnuniyetle karşıladığına dikkati çekti. ABD idaresinin Filistin ortaklığı meselesini planının merkezine yerleştirdiğini söylerken, “Önemli olan, bu planın eksen olmasıdır” dedi. Aynı gün Bogdanov, Filistin Başmüzakerecisi ve Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Genel Sekreteri Saeb Ureykat ile de temasa geçerek, kendisine girişimini sundu. Ureykat’ın ‘girişimi reddetmediği, ancak Ruslara kesin bir cevap da vermediği’ belirtildi.
Barak Ravid, BM ve AB diplomatlarından ‘bu girişime coşkulu bir destek verildiğini’ işittiğini söylerken, ‘işgal altındaki Batı Şeria’da İsrail’in ilhak sürecini ve bölgede güvenlik patlaması riskini durduracak’ yeni bir diplomatik hareketlilik fırsatına dikkati çekti. İsrail hükümeti bu girişim hakkında resmi olarak yorum yapmayı reddetse de Tel Aviv’deki siyasi kaynaklar, “Yeni İsrail hükümetinde siyasi süreci harekete geçirmek için her türlü girişimi destekleyen güçlü bir akım var” dedi.



Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
TT

Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)

Filistin Enformasyon Merkezi, Gazze Şeridi'ndeki İç Güvenlik Teşkilatı yetkililerinden Yarbay Ahmed Zemzem’in bu sabah Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Megazi Mülteci Kampı’nda silahlı kişiler tarafından düzenlenen silahlı saldırıda öldürüldüğünü bildirdi.

Gazze İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan kısa basın açıklamasında, ilgili makamların Yarbay Ahmed Zemzem suikastıyla ilgili ‘derhal soruşturma başlattığı’ ve suikasta karışan şüphelilerden birini tutukladığı, diğer şüphelilerin izini sürme çabalarının ise devam ettiği belirtildi. Açıklamada olayın arkasındaki koşulları ve nedenleri ortaya çıkarmak için çalışmaların sürdürüldüğü ifade edildi.

Olay, İsrail ordusunun dün akşam Gazze şehrinin batısındaki er-Raşid Caddesi’nde bir araca düzenlenen baskında Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları liderlerinden Raid Saad'ı öldürdüğünü açıklamasının üzerinden 24 saat geçmeden meydana geldi. İsrail, Saad'ın öldürüldüğü saldırıyla, Gazze'deki ateşkes anlaşmasını bir kez daha ihlal etti.


Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
TT

Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)

Cezayir’de Kabiliye bölgesi, ayrılıkçı “MAK” hareketinin Fransa’da ilan etmeyi planladığı “bağımsız Kabiliye devleti” girişimine karşı dikkat çekici bir toplumsal mobilizasyona sahne oldu. Cezayir yönetiminin, ülkenin toprak bütünlüğünü hedef almakla suçladığı bu girişime karşı bölgede çeşitli protesto ve farkındalık faaliyetleri gerçekleştirildi.

Başkent Cezayir’in yaklaşık 250 kilometre doğusunda bulunan ve Kabiliye’nin en büyük kentlerinden biri olan Becaia (Bejaia) vilayetinde, vatandaşlar ve yerel aktörler ulusal birliğe zarar verecek her türlü projeye karşı olduklarını ortaya koyan çok sayıda inisiyatif gerçekleştirdi. Kent genelinde çok sayıda ev ve iş yerinin cephelerine Cezayir bayraklarının asıldığı gözlemlendi.

Becaia Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından “Cezayir tek ve bölünmezdir” sloganıyla düzenlenen, ulusal bayraklarla süslenmiş araçlardan oluşan bir konvoy, kent merkezinden hareket ederek çeşitli cadde ve köyleri dolaştı. Öte yandan Becaia Üniversitesi öğrencileri yayımladıkları bildiride, ayrılıkçı MAK hareketinin projesini reddettiklerini belirterek, “Cezayir’in birliği ve egemenliğine” olan bağlılıklarını vurguladı.


HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
TT

HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)

Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine insansız hava aracı (İHA) ile düzenlediği bir saldırıyla şehirdeki Birleşmiş Milletler (BM) karargahını hedef aldı. Saldırıda en az altı Bangladeşli asker öldürüldü. Öte yandan şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

BM Abyei Geçici Güvenlik Misyonu (UNISFA) tarafından yapılan açıklamada, Kadugli'deki BM merkezine düzenlenen İHA’lı saldırıda ‘altı askerin öldürüldüğü ve altı askerin yaralandığı’ duyuruldu. UNISFA tüm kurbanların Bangladeşli olduğunu ekledi.

Öte yandan Bangladeş Başbakanı Muhammed Yunus, yaptığı açıklamada olaydan dolayı ‘derin üzüntüsünü’ dile getirdi.

BM Genel Sekreteri António Guterres ise Sudan'daki UNISFA askerlerine yönelik saldırıların ‘haksız ve savaş suçu niteliğinde’ olduğunu vurguladı.

Guterres, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı paylaşımda, UNISFA askerlerini hedef alanlardan hesap sorulması çağrısında bulundu.

Sudan Egemenlik Konseyi saldırıyı kınadı

Öte yandan Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi.

Konsey tarafından yapılan açıklamada, ‘korunan bir BM tesisini hedef almanın, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanış ve suç teşkil eden bir davranış olduğu, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe saydığı’ vurgulandı.

sd
Sudan ordusu komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Saldırıdan HDK’yı sorumlu tutan konsey, BM ile uluslararası topluma BM tesislerinin korunması için ‘kararlı tutumlar ve caydırıcı önlemler almaları’ çağrısında bulundu.

HDK dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenleyerek BM karargahını hedef aldı ve en az altı sivili öldürdü. Bunun üzerine şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi. Konsey tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Korunan bir BM tesisini hedef almak, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanma ve suç teşkil eden bir davranış olup, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe sayma ve insani yardım ve uluslararası misyonların çalışmalarını doğrudan tehdit etme anlamına gelir.”

dfrgt
BM Genel Sekreteri António Guterres (Reuters)

HDK, bu saldırıyı, BM Genel Sekreteri António Guterres’in HDK’yı ‘kötü güçler’ olarak nitelendirdiği, HDK’nın ise BM'yi ‘çifte standart’ uygulamakla suçladığı açıklamasından iki sonra gerçekleşti.

Birçok kaynak, HDK'nın Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenlediğini bildirdi. Şehirde dumanlar yükseldiği görüldü. Fransız Haber Ajansı AFP’ye konuşan bir sağlık kaynağı, BM karargahına düzenlenen İHA’lı saldırıda en az altı sivilin öldüğünü söyledi.

Bölge sakinleri kaçıyor

Sudan merkezli bir haber sitesi, HDK'ya bağlı Sudan Kurucu İttifakı’nın (Te’sis) perşembe günü Kadugli sakinlerine askeri çatışma ve operasyon bölgelerini terk etmeleri çağrısında bulunduğunu aktardı. Haberde, bu çağrının bölge sakinleri tarafından geniş çapta dikkate alındığı, bu göç dalgasının savaşın patlak vermesinden bu yana en büyük dalga olduğu ve bölgeden kaçanların çoğunluğunun kadınlar, çocuklar ve yaşlılar olduğu belirtildi.

Al Sudania News sitesi, Sudan Kurucu İttifakı liderinin yaptığı açıklamada, ittifakın ‘sivilleri korumaya ve Kadugli'den gönüllü tahliyeleri kolaylaştırmaya tam olarak kararlı olduğunu’ söylediğini aktardı.

İttifak lideri, ‘tüm vatandaşlara hayatlarını korumak için çatışmalardan uzak durmaları çağrısını’ yineledi.

Bu gelişmeler yaşanırken Güney Kordofan eyaletinde askeri çatışmalar daha fazla bölgeye yayılıyor ve bunların sivillerin insani durumuna etkisi konusunda endişeler artıyor.

Sudan Ordusu, Güney Kordofan eyaletindeki Kadugli, Dilling ve Abu Jubayhah olmak üzere son üç şehri kontrol ediyor.

Sudan Kurucu İttifakı, geçtiğimiz temmuz ayında, Muhammed Hasan et-Taişi liderliğinde paralel bir hükümetin kurulduğunu açıklayan HDK'nın da dahil olduğu bir siyasi ittifak.

Hartum'da kitlesel gösteriler düzenlendi

Öte yandan dün binlerce Sudanlı, başkent Hartum ve ülkenin diğer şehirlerinde kitlesel gösteriler düzenleyerek, HDK'ya karşı savaşan orduyu destekledi. HDK ise, ülkedeki savaşı sona erdirmek için gösterdiği çabaları boşa çıkarmak amacıyla uluslararası toplumun önünde vatandaşları istismar etmemesi konusunda uyarıda bulundu.

Yürüyüşler, Sudan ordusu ile birlikte savaşan silahlı gruplar ve İslamcı hareketlerle koordineli olarak Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi’nin çağrısı üzerine düzenlendi.

efrgt
Cumartesi günü Port Sudan'da ordu yanlısı yürüyüş (AFP)

Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi lideri Korgenereal Beşir Mekki el-Bahi, geçtğimiz ay, Kordofan’ın tüm cephelerinde orduyu desteklemek için genel seferberlik ilan edildiğini ve bazı eyaletlerde eğitim kamplarının açıldığını duyurdu.

Bahi, komite tarafından yayınlanan açıklamasında şunları söyledi:

“Bu yaygın halk ayaklanması, Sudan halkının gerçek iradesini yansıtıyor ve ulusal devlet kurumlarının üzerinde hiçbir meşruiyet olmadığını teyit ediyor.”

Şarku’l Avsat, aralarında Hartum, Port Sudan, Medeni, Dongola, Sennar ve Halfa’nın bulunduğu, Sudan ordusunun kontrolündeki eyaletlerin başkentlerinde düzenlenen yürüyüşleri yerinde takip etti.

HDK'nın yaygın ihlallerine tanık olan El Cezire eyaletinin merkezindeki onlarca belde ve küçük köyde de dayanışma gösterileri düzenlendi.

Protestocular, Sudan ordusuna destek çağrısı yapan pankartlar açarken ‘Tek ordu, tek halk’ sloganları attı. Bazı protestocular ise HDK'nın terör örgütü olarak sınıflandırılması çağrısında bulunan sloganlar attı.

Öte yandan başta Sivil Demokratik Devrimci Güçler İttifakı (Sumud) olmak üzere savaş karşıtı güçler, ‘Barışa ve demokrasiye evet. Savaşa, askeri yönetime hayır’ sloganıyla sosyal medyada yaygın olarak paylaşımların yapıldığı bir kampanya başlattı.