TSK’nın İdlib’e gönderdiği Hawk füzelerinin Mastumah köyüne konuşlandırıldığı iddia edildi

Füzelere ait olduğu iddia edilen uydu görüntüleri sosyal medyaya düştü. TSK’nın güvenlik amacıyla Hawk dışında çok sayıda kısa menzilli hava savunma topu ve füzesini de İdlib’e gönderdiği öne sürüldü

TSK’nın İdlib’e gönderdiği Hawk füzelerinin Mastumah köyüne konuşlandırıldığı iddia edildi
TT

TSK’nın İdlib’e gönderdiği Hawk füzelerinin Mastumah köyüne konuşlandırıldığı iddia edildi

TSK’nın İdlib’e gönderdiği Hawk füzelerinin Mastumah köyüne konuşlandırıldığı iddia edildi

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin İdlib’de bulunan güçlerinin güvenliğini sağlamak için buraya orta menzilli Hawk hava savunma füzesi gönderdiği iddia edilmiş, bu iddialar da bugüne kadar yalanlanmamıştı.
Yine sınırda Hawk bataryasına ait olduğu iddia edilen sevkiyat görüntüsü de sosyal medyada yer almıştı.
Son olarak İdlib’e gönderilen füze sisteminin İdlib şehir merkezinin yakınlarındaki Mastumah köyünde bulunan TSK’ya ait üste konumlandırıldığını iddia eden uydu görüntüleri Google Maps'ta yer aldı.

Mastumah köyündeki Hawk bataryalarına ait olduğu iddia edilen görüntü / Görsel: Twitter@obretix
Mart ayı sonunda gönderildi

Independent Türkçe'nin haberine göre, savunma sanayi üzerine haberlerin yer aldığı SavunmasanayiST.com sitesinde 24 Mayıs 2020 tarihinde çıkan haberde de TSK’nın İdlib’e mart ayı sonunda gönderdiği Hawk bataryasının İdlib şehri yakınlarında konumlandırıldığı, bunun yanı sıra çok sayıda kısa menzilli top ve füze sistemi ile bölgede bir hava savunma ağı kurulduğu iddia edildi.
Haberde 40 kilometre menzile ve 20 kilometre irtifaya sahip olan füze sisteminin aktif hale getirildiği de iddia edildi.

Hisar füze sistemi Türkiye tarafından geliştiriliyor / Fotoğraf:savunmasanayiist.com​​​​​​​
Hawk yerine Hisar
Yine haberde TSK’nın elinde bulunan en uzun menzilli hava savunma sistemi olan MIM-23 HAWK’ların oldukça eski olmasından dolayı güvenilirliği konusunda soru işaretlerinin bulunduğu kaydedilerek bundan dolayı Türkiye’nin Hisar adlı orta menzilli bir milli hava savunma füzesi geliştirmeye çalışmalırın dü sürdüğü kaydedildi



Gazze’de ateşkes bozuldu, açlık hüküm sürüyor

Dün Gazze Şeridi'nin orta kesimlerindeki Netzarim Koridoru’nda Gazze İnsani Yardım Vakfı’ndan aldıkları yardım malzemelerini taşıyan Filistinliler (AFP)
Dün Gazze Şeridi'nin orta kesimlerindeki Netzarim Koridoru’nda Gazze İnsani Yardım Vakfı’ndan aldıkları yardım malzemelerini taşıyan Filistinliler (AFP)
TT

Gazze’de ateşkes bozuldu, açlık hüküm sürüyor

Dün Gazze Şeridi'nin orta kesimlerindeki Netzarim Koridoru’nda Gazze İnsani Yardım Vakfı’ndan aldıkları yardım malzemelerini taşıyan Filistinliler (AFP)
Dün Gazze Şeridi'nin orta kesimlerindeki Netzarim Koridoru’nda Gazze İnsani Yardım Vakfı’ndan aldıkları yardım malzemelerini taşıyan Filistinliler (AFP)

Kaynaklar, ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu arasında, Gazze'de ateşkesin sağlanması ve Hamas'ın silahsızlandırılması ile tüm esirlerin serbest bırakılmasını içeren yeni bir öneri hakkında yoğun görüşmeler yapıldığını bildirdi. Ayrıca, ABD liderliğinde Gazze için geçici bir uluslararası yönetim kurulması da önerildi. Güvenlik yetkililerine göre anlaşmaya varma olasılığı zayıf. Aynı yetkililer tarafların tutumları arasındaki uçurumun ‘büyük ve aşılması zor’ olduğunu belirttiler.

Öte yandan açlık, Gazze halkını yok etmeye devam ediyor. 24 saat içinde 6 kişinin hayatını kaybetmesiyle, savaşın başlangıcından bu yana açlıktan ölenlerin sayısı 93'ü çocuk olmak üzere 175'e yükseldi.

Diğer taraftan Kudüs'te İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in dün Mescid-i Aksa’ya baskın düzenleyerek ve mevcut durumu hiçe sayarak Mescid'i Aksa'nın halka açık avlusunda Talmud ayinleri gerçekleştirildi ve Gazze Şeridi'nin tamamen işgal edilip İsrail egemenliğine girmesi çağrısında bulundu. Bu olayla yaşanırken Savunma Bakanı Yisrael Katz da Kudüs'ün, Mescid-i Aksa da dahil olmak üzere, kontrolünün güçlendirileceğini taahhüt etti.

Arap ve İslam dünyası, Mescid-i Aksa'ya yapılan baskını kınadı. Filistin Yönetimi, Suudi Arabistan, Ürdün ve Dünya İslam Birliği (Rabıta) bu olaydı. Aynı şekilde Arap Birliği (AL) ve İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) bu olayı kınarken olanları ‘Müslümanların duygularına yönelik ciddi bir provokasyon ve Ürdün Haşimi Krallığı'nın Kudüs ve kutsal mekanlar üzerindeki vesayet hakkının bir ihlali’ olarak nitelendirdi.