Arap Birliği Genel Sekreteri: Libya krizinin çözümü siyasi diyalogla sağlanır

Arap Birliği Genel Sekreteri: Libya krizinin çözümü siyasi diyalogla sağlanır
TT

Arap Birliği Genel Sekreteri: Libya krizinin çözümü siyasi diyalogla sağlanır

Arap Birliği Genel Sekreteri: Libya krizinin çözümü siyasi diyalogla sağlanır

Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt, Libya’daki düşmanlıkların ve akan kanın sonlandırılması çağrısında bulundu. Gayt, Ramazan Bayramı münasebetiyle yaptığı açıklamada, Libya’da askeri seçeneğin bırakılması ve ateşkes çağrısında bulunarak, Libya krizinin çözülmesi ve ülkeyi parçalayan çatışmalara kapsamlı bir kalıcı çözüm bulmak için Birleşmiş Milletler himayesinde siyasi diyalog çağrısı yaptı.
Arap Birliği Genel Sekreteri dün yaptığı açıklamada, Libya halkının çatışma, savaş ve bölünme belasından acı çektiğine değinerek, 14 ay içerisinde başkent Trablus ve ülkenin batı bölgesindeki çatışmaların başlamasıyla durumun daha da kötüleştiğini bildirdi. Gayt açıklamasında tüm gelişmelerin Libya’nın tüm bölgelerinde istikrarı genişletmeye yardımcı olmadığını ifade ederek, mevcut krize askeri bir çözümün olmadığını vurguladı.
Açıklamasında Libyalı liderlere seslenen Gayt, uluslararası çağrılara ve Libya'daki BM misyonunun, Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) ile Libya Ulusal Ordusu (LUO) arasındaki müzakere sürecini sürdürmeyi amaçlayan çabalarına yanıt verilmesi gerektiğini kaydetti. Açıklamasında kapsamlı ve kalıcı bir resmi ateşkese de değinen Gayt, bunun, BM çatısı altında gerçekleştirilmesi gerektiğini aktardı. Yetkili açıklamasında, anlaşmanın iç güvenlik, siyasi ve ekonomik sorunların çözümü üzerinde etkili olacağını ifade etti.
Arap Birliği Genel Sekreteri ayrıca, Arap Birliği Konseyi’nin daha öncede Libya’daki yabancı askerin varlığından rahatsız olduğunu dile getirdiğini belirterek, her ne olursa olsun bu konunun Konsey tarafından reddedildiğini ve kınandığını hatırlattı. Gayt açıklamasında, çatışmaların Arap ailesinin aktif üyesi olan Libya’daki toplumsal dokunun bozulmasına katkı sağladığını belirterek, dış müdahalelerin son verilmemesi halinde Libya’da anlaşmaya varmanın mümkün olmadığına dikkati çekti.



Şara: Devlet, azınlıkları korumaya ve hangi taraftan olursa olsun tüm ihlalcileri sorumlu tutmaya kararlıdır

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara (Arşiv – DPA)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara (Arşiv – DPA)
TT

Şara: Devlet, azınlıkları korumaya ve hangi taraftan olursa olsun tüm ihlalcileri sorumlu tutmaya kararlıdır

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara (Arşiv – DPA)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara (Arşiv – DPA)

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara, Dürzilerin çoğunlukta olduğu Süuveyda vilayetinde bir hafta içinde 700'den fazla kişinin ölümüne neden olan şiddet olaylarının ardından, devletin ülkedeki ‘azınlıkları koruma’ ve ‘hangi taraftan olursa olsun tüm ihlalcileri sorumlu tutma’ konusundaki kararlılığını yineledi. Eş-Şara bugün Suriyelilere hitaben yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Suriye devleti ülkedeki tüm azınlıkları ve mezhepleri korumaya kararlıdır ve hangi taraftan olursa olsun tüm ihlalcileri sorumlu tutmaya devam edecektir. Hiç kimse hesap vermekten kaçamayacak. İşlenen tüm suçları ve ihlalleri reddediyoruz... Adaletin sağlanmasının ve hukukun herkese uygulanmasının önemini vurguluyoruz.”

“Süveyda vilayetindeki son olaylar tehlikeli bir hal aldı” diyen Suriye Cumhurbaşkanı, “Suriye devleti durumu yatıştırmak için müdahale etmeseydi gruplar arasındaki şiddetli çatışmalar kontrolden çıkacaktı” ifadesini kullandı.

Şarku’l Avsat’ın Suriye resmi haber ajansı SANA’dan aktardığına göre eş-Şara bugün yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı: “Suriye devleti zor duruma rağmen durumu sakinleştirmeyi başardı. Ancak İsrail'in müdahalesi, güneyin ve Şam'daki hükümet kurumlarının bariz bir şekilde bombalanması sonucunda ülkeyi istikrarını tehdit eden tehlikeli bir aşamaya itti. Bu olaylar sonucunda ABD’li ve Arap arabulucular durumu yatıştırmak amacıyla devreye girdiler.”

Eş-Şara sözlerini şöyle sürdürdü: “Devlet bazı bölgeleri terk ederken, Süveyda'daki silahlı gruplar Bedevilere ve ailelerine karşı intikam saldırıları düzenlemeye başladı. İnsan hakları ihlallerinin eşlik ettiği bu intikam saldırıları, diğer kabilelerin Suveyda'daki Bedeviler üzerindeki kuşatmayı kırmak için bölgeye akın etmesine neden oldu.”

Eş-Şara, “Devlet, Suriye'nin kurtuluşundan sonra Süveyda'nın yanında durdu ve onu desteklemeye hevesliydi. Ancak bazı kişiler şehri ve ulusal istikrardaki rolünü kötüye kullandı. İçerideki bazı tarafların Süveyda'yı uluslararası çatışmalarda dış destek aracı olarak kullanması Suriyelilerin çıkarlarına hizmet etmiyor, aksine krizi daha da kötüleştiriyor” dedi.

Suriye Cumhurbaşkanı, “İster Süveyda'nın içinden ister dışından olsun, işlenen tüm suçları ve ihlalleri reddediyor, adaleti sağlamanın ve hukuku uygulamanın önemini vurguluyoruz. Bu hassas noktada, aklın ve bilgeliğin sesinin galip gelmesine ve akıllı ve sağduyulu olanın önünün açılmasına ihtiyaç vardır. Gerçekler Suriye'nin bölünme, ayrılık ya da mezhepsel kışkırtma projeleri için bir deneme alanı olmadığını doğrulamaktadır” ifadelerini kullandı.

Eş-Şara, “Suriye devletinin gücü, halkının bütünlüğünden, bölgesel ve uluslararası ilişkilerinin gücünden ve ulusal çıkarlarının birbirine bağlılığından kaynaklanmaktadır” diyerek sözlerini noktaladı.