Husilerin Yemenli kadınları saflarına çekmeye çalıştığı yeni yapı: Fatimiyyun

Husilere bağlı Zeynebiyyun Tugayı milisleri (Husilerin medya organlarında dolaşan arşiv bir fotoğraf)
Husilere bağlı Zeynebiyyun Tugayı milisleri (Husilerin medya organlarında dolaşan arşiv bir fotoğraf)
TT

Husilerin Yemenli kadınları saflarına çekmeye çalıştığı yeni yapı: Fatimiyyun

Husilere bağlı Zeynebiyyun Tugayı milisleri (Husilerin medya organlarında dolaşan arşiv bir fotoğraf)
Husilere bağlı Zeynebiyyun Tugayı milisleri (Husilerin medya organlarında dolaşan arşiv bir fotoğraf)

Husi milisler, onları saflarına çekmek, mezhepçi fikirlerini yayarken onlardan faydalanmak ve ‘Humeynici’ inançlarını teşvik etmek için bir kez daha Sana ve kontrolleri altındaki diğer şehirlerde bulunan Yemenli kadınları hedef almaya yöneldi.
Milisler, daha önce binlerce Yemenli kadını Zeynebiyyun Tugayı adı altında silahlandırdı, farklı savaş cephelerinde ve istihbarat operasyonlarında eğitti. Aynı şekilde Husiler, kadınları hedef alarak, ‘Fatimiyyun’ adlı yeni bir kadın grubu daha oluşturdu.
Kaynaklar, son 3 gün boyunca Husilerin, Sana’nın farklı bölgelerindeki kadınları, Fatimiyyun’ adı verilen Husi koluna katılmaya ikna etmek üzere yoğun faaliyetler yürüttüğünü ortaya koydu.
Kaynaklara göre Husilere bağlı Zeynebiyyun liderleri, ‘Dars, Havalimanı Mahallesi, Saavan, Mazbah, es-Senine’ mahallelerindeki evlerinde kadınları kendilerine katılmaya teşvik etmek üzere toplantılar düzenliyor.
Kaynaklar, Husilerin, kendilerine bağlı bu kadın oluşumun çabalarıyla, ‘Zeynebiyyun Tugayları’nın’ üzerindeki yükü azaltmayı, kadınlar arasında entelektüel seferberlik yürütmeyi, baskı, mücadele ve casusluk eylemleri kapsamında Zeynebiyyun Tugayı’nın faaliyetlerini canlandırmayı amaçladığını ifade etti.
Sana’da bir ev hanımı olan N.F., Husi lider Ummu Adnan’ın iki gün önce evine geldiğini, kendisini ve kızlarını Zeynebiyyun Tugayı’na katılmaya davet ettiğini vurguladı. N.F., söz konusu kadın liderin, kendilerine ‘görevlerinin askeri veya güvenlikle ilgili olmayacağı, aksine rehberlik ve entelektüel faaliyetler olacağı’ yönünde güvence verdiğini belirtti.
Yemenli kadına göre, kadın lider, kendisine ‘grubunun Sana’daki ayrı mahallelerden yaklaşık iki bin yeni kadına yoğun eğitimler vereceğini’ söyledi.
Kaynaklar, Husi kadın liderlerin faaliyetlerinin Abdulmelik Husi’nin kız kardeşlerinin birinin emirlerine yanıt olarak ortaya koyulduğunu belirtti. Kaynaklara göre bu faaliyetler, Sana’daki her bölgede ve mahallede kadınlar ve kızlar için dersleri ve kursları içerirken, çoğunlukla kışkırtıcı ve mezhepsel adımlar üzerine odaklanacak yeni bir grup kurmayı amaçlıyor.
Tahran destekli grup, daha önceleri de en yoksul aileler de dahil Yemenlilerin ihtiyaçlarını, ‘düşük maaşlar ve yardımlar karşılığında Husi saflarında savaşacak birer yakıta dönüştürmek’ için sömürücü faaliyetler yürütüyordu. Husi milisler, aynı yolu takip etmeye devam ederken, bu defa ise yeni bir kadın grup kurmak üzere seferberlik faaliyetleri yürütmeye başladı.
Bazı yerel kaynaklar ve hukukçular, bazı ailelerin Husilere boyun eğmesinden endişe ederken, açlık ve yoksulluktan kaynaklı bir baskı çerçevesinde kızlarını, milislerin planlarına dahil etmekten korkuyor. 

Husi Zekat Otoritesi
Başkent ve diğer bölgelerde Zeynebiyyun silahı aracılığıyla Husilerin kadınlara yönelik yürüttüğü faaliyetlerine değinen yerel kaynaklar, Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada, Zeynebiyyun ekiplerinin, çok sayıda çalışan kadını, tüccar eşlerini, varlıklı eşlere sahip kadınları ‘altınlarının, mücevherlerinin, paralarının ve gayrimenkullerinin zekatlarını’ Husi Zekat Otoritesi’ne vermeye ikna ettiklerini söyledi.
Öte yandan başkent Sana’da bir iş kadını, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada Ramazan ayının son 10 günü içerisinde üst düzey bazı Husi kadın liderden, zekatını Husilere teslim etmesi gerektiği yönünde bir telefon aldığını belirtti.
Çok sayıda Yemenli kadın da Zeynebiyyun unsurlarının, zekatlarını kendilerine ödemeleri için yakın zamanda evlerine çok sayıda ziyaret gerçekleştirdiğini söyledi.
Yemenli kadınlara göre kadın liderler, gayrimenkul, yatırım projeleri veya altın ve mücevher sahibi olan herkese, ‘zekatlarını Husi Zekat Otoritesi’ne teslim etmemeleri halinde haklarında çeşitli yasal uygulamaların yürütüleceği’ uyarısı yaptı.
Kaynaklar, Zeynebiyyun Tugayı’nın kendilerine, zekatların ve yardımların grubun denetçilerine verildiğini ve bu malların hak sahibinin kim olduğunu onlardan başkasının bilmediğini söyledi. Aktarılana göre tugay, kadınlara ‘komite ve Husi Zekat Otoritesi tarafından görevlendirilen kişiler dışında başka kimseye ödeme yapılamayacağı’ bilgisini verdi.
Yemenli aktivistlere göre Sana’da ve Yemen’in birkaç şehrinde, Husiler bir dizi uygulamayla kadınları hedef almaya devam ediyor.
Geçmiş yıllar boyunca Husi milisler, Zeynebiyyun Tugayı’nı silah kullanma, savaş ve strateji faaliyetleri yürütme alanlarında eğitti. Daha sonra tugaya, evlere baskın düzenleme, kadınları tutuklama, kaçırma ve casusluk yapma da dahil çeşitli görevler verdi.
Yerel raporlar, ‘silah kullanma, askeri araç kullanma, baskın yapma ve tutuklama eğitimi alan’ Zeynebiyyun unsurlarının sayısının, yaklaşık 4 bine ulaştığını ortaya koydu.
Geçtiğimiz Şubat ayında Birleşmiş Milletler (BM) raporları, ‘Husi gruba bağlı bir istihbarat ağı’ olarak nitelendirdiği Zeynebiyyun Tugayı’nın karanlık bir tarafını ortaya çıkardı.
Yemen’de BM Uzmanlar Komitesi tarafından yayınlanan rapor, bu ağın cinsel şiddet de dahil olmak üzere çeşitli yollarla, Husilere karşı çıkan kadınları baskı altına aldığını açıkladı. Rapor, bu grubun Sana’daki Ceza Soruşturma Dairesi Başkanı Sultan Zabun başkanlığında kurulduğunu ve Husilerin, kirli görevleri için bir istihbarat birimi haline dönüştüğünü ifade etti.
Raporda, ‘kadınların keyfi olarak tutuklanması, yağma, cinsel saldırı, dayak, işkence ve gizli gözaltı merkezlerinde tecavüzler’ de dahil olmak üzere, Husiler tarafından işlenen ihlallerin belgelendiği belirtildi.
Rapora göre Zeynebiyyun, ‘casusluk, özel oturumlarda ve çalışma alanlarında aktivistlerin takibi, kadın aktivisleri tutuklamak, onlara baskın düzenlemek, gösterilerini ve protestolarını dağıtmak amacıyla’ son derece eğitimli kadın unsurlardan oluşuyor.
Raporda, tugayın ayrıca ‘dersler vermek, seminerler düzenlemek, Husilerin fikirlerini yaymak üzere sosyal medya organlarında faaliyetler yürütmek’ gibi çalışmalar yürüttüğüne vurgu yapıldı.



Trump'ın elçisi: Irak kritik bir dönüm noktasında ve silahlı gruplar var olduğu sürece başarılı olamaz

ABD'nin Irak Büyükelçisi Mark Savaya (Irak medyası)
ABD'nin Irak Büyükelçisi Mark Savaya (Irak medyası)
TT

Trump'ın elçisi: Irak kritik bir dönüm noktasında ve silahlı gruplar var olduğu sürece başarılı olamaz

ABD'nin Irak Büyükelçisi Mark Savaya (Irak medyası)
ABD'nin Irak Büyükelçisi Mark Savaya (Irak medyası)

ABD Başkanı'nın Irak Özel Temsilcisi Mark Savaya dün yaptığı açıklamada, Irak'ın kritik bir dönemeçte olduğunu ve silahlı grupların devletle rekabet edip devletin rolünü baltaladığı bir ortamda hiçbir ulusun başarılı olamayacağını söyledi.

Savaya, Irak'taki bölünmüşlüğün ülkenin uluslararası konumunu zayıflattığını, ekonomisini boğduğunu ve ulusal çıkarlarını koruma yeteneğini sınırladığını belirterek, hükümetin ülkeyi bölgesel çatışmalardan uzak tutan ve ulusal önceliklere odaklanan bir yaklaşım izlediğinde, istikrarın mümkün olduğunu kanıtladığını ifade etti.

Irak'ta istikrarın sağlanmasının sorumlu liderlik ve devleti ve kurumlarını güçlendirmeye yönelik kararlı bir yaklaşım gerektirdiğini vurgulayan yetkili, siyasi ve dini liderlerin kararlarının, Irak'ın egemenlik ve güç yolunda ilerleyip ilerlemeyeceğini veya parçalanma ve gerilemeye doğru kayıp kaymayacağını belirleyeceğini belirtti.

Trump'ın liderliğinde Amerika Birleşik Devletleri'nin bu kritik dönemde Irak'ı desteklemeye tamamen hazır olduğunu teyit etti.


Yoksulluk içinde boğulan Gazze, iki aylık kırılgan ateşkesi sona erdirdi

Filistinli bir anne, dün Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'nde soğuktan ölen kız bebeğinin yasını tutuyor (Reuters)
Filistinli bir anne, dün Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'nde soğuktan ölen kız bebeğinin yasını tutuyor (Reuters)
TT

Yoksulluk içinde boğulan Gazze, iki aylık kırılgan ateşkesi sona erdirdi

Filistinli bir anne, dün Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'nde soğuktan ölen kız bebeğinin yasını tutuyor (Reuters)
Filistinli bir anne, dün Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'nde soğuktan ölen kız bebeğinin yasını tutuyor (Reuters)

Gazze Şeridi, İsrail ve Hamas arasında geçen ekim ayında başlayan kırılgan ateşkes anlaşmasının üçüncü ayına dün girdi. Kuşatma altındaki halk, İsrail'in ihlalleri ve ciddi yardım eksikliğiyle birlikte iki ay geçirdi.

Gazze Şeridi'ni kasıp kavuran şiddetli hava koşulları ve yoğun yağışlar, halihazırda bir bebeğin soğuktan ölmesiyle sonuçlanan zorlu koşulları gidermek için gerekli malzemelerin ulaştırılmasının aciliyetini bir kez daha vurguladı. Birleşmiş Milletler Filistinli Mülteciler Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA), yağışların neden olduğu artan acıların "tıbbi ve yeterli barınma malzemeleri de dahil olmak üzere insani yardımın kesintisiz akışı yoluyla önlenebileceğini" belirtti.

Bu arada, İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı İtamar Ben-Gvir dün, Hamas'ın askeri kanadına adını veren, İsrail sınırları içinde bulunan tarihi lider İzzeddin el-Kassam'ın türbesini kaldırma sözü verdi. Ben-Gvir, güvenlik güçleri ve bir vinç eşliğinde, Suriye doğumlu el-Kassam'ın türbesinin yanına kurulan dua çadırını sökerken çekilmiş bir video yayınladı. Hamas, güvenlik bakanının eylemlerinin "kutsallığa karşı eşi benzeri görülmemiş bir ihlal ve kutsal yerlere saygısızlık" olduğunu ifade etti.


Ateşkesin zorlu eşiği: Silahsızlanma maddesi ABD–İsrail–Hamas üçgenini kilitliyor

TT

Ateşkesin zorlu eşiği: Silahsızlanma maddesi ABD–İsrail–Hamas üçgenini kilitliyor

Ateşkesin zorlu eşiği: Silahsızlanma maddesi ABD–İsrail–Hamas üçgenini kilitliyor

İsrail, ABD Başkanı Donald Trump’ın ekimde ilk aşaması uygulamaya giren Gazze ateşkes planı kapsamında Hamas’ın tamamen silahsızlandırılması şartında ısrarını sürdürüyor. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilerle Tel Aviv, Hamas’ın uzun süreli bir ateşkes karşılığında silahların “dondurulması” yönündeki önerisini reddetti.

Fransız Haber Ajansı AFP bugün (Perşembe) konuşan bir İsrailli yetkili, “20 maddelik plan çerçevesinde Hamas’ın geleceği yok; örgüt silahsızlandırılacak” dedi. Aynı yetkili, “Gazze tamamen silahtan arındırılmış olacak” ifadelerini kullandı.

Bu açıklamalar, Hamas’ın yurtdışı siyasi büro şefi Halid Meşal’in Al Jazeera’da yayımlanan röportajında, “Direnişin tamamen silahsızlanması kabul edilemez. Silahların dondurulması veya muhafaza edilmesi gibi seçenekler tartışılıyor” sözlerinin ardından geldi.

y
Hamas lideri Halid Meşal (X)

İsrail Ordu Radyosu da Tel Aviv’in “Gazze’nin tamamen silahsızlandırılması” talebini yinelerken, ABD ile konuya dair “sürekli koordinasyon” yürütüldüğünü aktardı.

10 Ekim’de yürürlüğe giren ateşkes anlaşması, Hamas ve diğer silahlı grupların silahsızlandırılmasını öngörüyor.

ABD yönetimi son günlerde daha esnek bir yaklaşım sergiliyor

Hamas’ın üst düzey bir kaynağı, Şarku’l Avsat’a konuşarak Trump yönetiminin silahsızlanma vurgusunu sürdürmekle birlikte, son dönemde arabulucular ile hareket arasında dolaşan bazı önerilere “daha açık” bir tutum sergilediğini belirtti.

Aynı kaynak, “Hareketin sunduğu ve arabulucuların geliştirdiği çeşitli fikirler var. Hâlâ farklı taraflarca iletilen yeni formüller tartışılıyor; amaç ikinci aşamaya geçişi hızlandırmak” dedi.

Bu beklenti, ABD’nin son açıklamalarıyla çelişiyor. ABD’nin BM Daimi Temsilcisi Mike Waltz, İsrail Cumhurbaşkanı İsaac Herzog’la görüşmesinde, Washington’un “Hamas’ın kendini yeniden inşa etmesine asla izin vermeyeceğini” söyledi.

f
ABD'nin Birleşmiş Milletler Büyükelçisi Mike Waltz (AFP)

Hamas kaynakları, temasların sürdüğünü ve sürece dair “her zamankinden daha ciddi bir irade” oluştuğunu ifade ediyor. Hareket, silahların korunması, depolanarak “dondurulması” veya bir Arap ya da İslam ülkesinin gözetimine devredilmesi gibi formüllerin değerlendirilebileceğini düşünüyor.

Hamas içerisinden bir başka kaynak, arabulucuların “silahsızlandırma, uluslararası güç konuşlandırılması ve Gazze’nin yönetimi gibi konularda ABD ile geniş bir anlayış zemini yaratabileceğini” belirtti.

Meşal, “silahtan arındırma değil dondurma” önerisini anlatırken, “İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının tekrarlanmayacağına dair sağlam garantiler sağlayacak bir çerçeve oluşturmak istiyoruz” dedi.

“Filistin yönetiminin rolü”

İsrail, Hamas’ın elindeki son İsrailli rehinenin naaşı teslim edildikten sonra planın ikinci aşamasına geçilmesinde ısrar ediyor. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçişin “yakın” olduğunu belirtti ancak “Gazze’nin silahsızlandırılması gibi zorlu dosyalar bulunduğunu” ifade etti.

sdfrg
Filistin Ulusal Güvenlik Kuvvetleri'ndeki Özel Harekat Birimi 101 (Ulusal Güvenlik web sitesi)

Tartışmalar sürerken, Filistin yönetimi ise Gazze’de tam yetki devrinde ısrar ediyor. Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, son günlerde Arap, İslam ve Avrupa liderleriyle temaslarında yönetimin Gazze’de sorumluluk üstlenmeye hazır olduğunu vurguladı.

Hamas, bu pozisyona kamuoyu önünde yanıt vermese de, hareketin üst düzey bir kaynağı Şarku’l Avsat’a yaptığı değerlendirmede, “Filistin yönetiminin Gazze’de sorumluluk üstlenmesine karşı değiliz; ancak bunun ulusal bir uzlaşı programına dayanması gerekir” dedi.

Kaynak, “İsrail’in Gazze’de Filistin yönetiminin herhangi bir rolünü reddettiğini ve bu engelin aşılması için uluslararası baskıların devrede olduğunu” belirtti.