Ziyad el-Fifi
Libya’nın öldürülen lideri Muammer Kaddafi’nin Arap siyasetçilerle yaptığı ve 2011’den bu yana sızdırılan arşivindeki tüm konuşmaların kayıtlarının yayınlanmadığı anlaşılıyor. Son zamanlarda ise Kaddafi ile Umman Dışişleri Bakanı Yusuf bin Alevi arasındaki diyaloğa ait yeni bir ses kaydı yayınlandı. Ancak ses kaydının ne derece güvenilir olduğu henüz doğrulanamadı.
Sosyal medyadaki aktivistler, Alevi’nin Suudi Arabistan ile Kaddafi arasındaki siyasi meseleleri tartıştığı bir ses kaydı yayınladı. Nitekim Kaddafi’nin Riyad ile olan kötü ilişkisi, Suudilerin Kaddafi’nin eski Suudi hükümdarı Abdullah bin Abdulaziz’e suikast girişiminde bulunduğu iddialarına kadar varmıştı.
Kaddafi, tartışmalara neden olan ses kaydında, Riyad hakkındaki tutumu ve Suudi Arabistan’ın farklı bölgelerinin etnik bölünmesi projesinden bahsederken, temkinli olduğu anlaşılan İbn Alevi ise Kaddafi’nin bazı görüşlerine katılıyor. Ardından da bölgedeki değişim düşüncesinden bahsediyor.
Ses kayıtlarının doğruluğu ile ilgili Alevi’nin ofisinden ya da Maskat’taki Dışişleri Bakanlığından herhangi bir yorum veya cevap almadık. Londra’daki Umman Büyükelçiliği ise konuyla ilgili herhangi bir bilgisinin olmadığını söylüyor.
“Alternatif var”
Konuşmasına İbn Alevi’nin giyim tarzından, beline sarılı hançerini ne kadar beğendiğinden bahsederek başlayan Kaddafi, ardından konuyu bölgesel duruma ve bu konudaki görüşlerine getiriyor. ABD’nin 2004 seçimlerine değinilen konuşmanın gidişatına bakılarak, kaydın 2005 ila 2007 yılları arasında gerçekleştiği iddia ediliyor. Kaddafi, kendisiyle görüşen Demokrat Parti üyelerinin şayet seçimi Kerry kazansaydı “Suudi Arabistan'da değişikliğe gitmeyi amaçladıklarını” söylediklerine değiniyor.
Kaddafi, Trablus’ta kendisini ziyaret eden ABD istihbarat üyeleri ve milletvekillerinin Suudi yönetiminin “geçerlilik süresini doldurduğunu” söylediklerini belirtirken ardından İbn Alevi ise “Rolleri sona erdi” yorumunda bulunuyor. Kaddafi, söz konusu değişikliğe engel olanın ABD’lilerin “kendilerine bir alternatif aramaları” olduğunu söylerken Alevi de “Alternatif var, eminim ki var” diyor.
Değişimin muharrikleri
Değişimin kaçınılmaz olduğunu, ancak vakit gerektirdiğini ifade eden Alevi, Kaddafi’den farklı olarak bunun “ciddi bir muharrik” olarak tanımladığı ve bölgesel rolü dört beş sene içerisinde ön plana çıkacak olan Tahran’dan kaynaklandığını söylüyor.
Kaddafi ise alışıldık milliyetçi diliyle şunu soruyor: İran'ın Körfez'deki değişmesine öncülük etmesinden Arapların çıkarı ne olacak? Alevi ise “Elbette ki barışçıl değişim daha iyidir; ancak işler ciddi derecede etkileşime giriyor. Riyad’da da bu durumdan korkuluyor” (İran’ın rolüne atıfta bulunarak) diyor.
Kayıtlara göre, değişimin ikinci muharriki ise o sırada ABD kuvvetlerine karşı Irak Savaşı’na katılan “Suudi teröristler”; Kaddafi’nin dikkatini ise “Sayıları 4 bin olduğu tahmin edilen Suudi savaşçılar, Irak kurutulduktan sonra nereye gidecekler?” sorusu cezbediyor.
Yusuf Alevi, kendisine atfedilen kayıtta, Suudi değişimindeki bölgesel devletlerin rollerine de değinerek “Yemen, Suudi Arabistan'daki olaylar üzerinde önemli bir etken, ancak bölünme ve ihtiyaçlar bu etkiyi sınırladı. Diğer Körfez ülkelerinin etkisi ise cesur adam Hamed bin Halife (o zamanın Katar Emiri) haricinde sınırlı” diyor. Diğer yandan, “Amerikalılar da hata yaptı; Irak’ta yaptıkları şeyin bir felaket olduğu doğru. Ancak her şerde bir hayır vardır” diyerek Kaddafi’nin tutumuna katılıyor ve “Sözleriniz doğru, olması gereken de bu” diyor.
Katar’ın eski ses kayıtları
Söz konusu son kayıt, Katar Emiri Hamed bin Halife’nin ve aynı şekilde Hamed bin Casim’in Kaddafi ile konuşmalarının ses kayıtlarını hatırlattı. Nedendir bilinmez, Kaddafi’nin ölümünden sonra yayınlanması için konuşma ve görüşmelerini kaydettirmeyi sevdiği anlaşılıyor.
Bir televizyon röportajında Hamed bin Casim tarafından da onaylanan kayıtlarda, Doha’nın bölgeyi vuracak bir “yanardağ” neticesinde “Suudi Arabistan'ın bölüneceğine yönelik” kanaati yer alıyordu. Casim, aynı zamanda Kaddafi’yi bu proje üzerinde çalışmak üzere Avrupa ülkelerine gelip giden Suudlu yetkililer ile koordine olmaya çağırdı.
Hamed bin Casim, söz konusu röportajında, bu konuşmanın Doha’nın Libya’da yatırdığı ve Trablus rejimi tarafından ele geçirilen paraları geri almak için Kaddafi’yi ikna etme girişiminden başka bir şey” olmadığını, söylediklerinde ciddi olmadığını söylemişti. O zamanki Katar Emiri’nin ses kaydında ise “etnik üslere göre büyük bir Körfez devleti kurmak” üzerine Kaddafi ile fikir birliğine varıldığı anlaşılıyordu.
Independent Arabia’dan yapılan açıklamada ise gazetenin bu ses kaydı hakkında Umman tarafından yapılacak herhangi bir yorum, ret veya açıklamayı memnuniyetle karşılayacağı, aynı zamanda istenildiği taktirde bu açıklamaları yayınlayabileceği kaydedildi.
* Bu yazının çevirisi, Şarku'l Avsat tarafından Independent Arabia'dan yapılmıştır.