Kaddafi ve Bin Alevi arasındaki ses kayıtları: Kaddafi, kendisiyle görüşen Demokrat Parti üyelerinin şayet seçimi Kerry kazansaydı 'Suudi Arabistan'da değişikliğe gitmeyi amaçladıklarını' söylediklerine değiniyor

Yusuf bin Alevi, 1997’den beri Umman Dışişleri Bakanlığı görevinde (AFP)
Yusuf bin Alevi, 1997’den beri Umman Dışişleri Bakanlığı görevinde (AFP)
TT

Kaddafi ve Bin Alevi arasındaki ses kayıtları: Kaddafi, kendisiyle görüşen Demokrat Parti üyelerinin şayet seçimi Kerry kazansaydı 'Suudi Arabistan'da değişikliğe gitmeyi amaçladıklarını' söylediklerine değiniyor

Yusuf bin Alevi, 1997’den beri Umman Dışişleri Bakanlığı görevinde (AFP)
Yusuf bin Alevi, 1997’den beri Umman Dışişleri Bakanlığı görevinde (AFP)

Ziyad el-Fifi
Libya’nın öldürülen lideri Muammer Kaddafi’nin Arap siyasetçilerle yaptığı ve 2011’den bu yana sızdırılan arşivindeki tüm konuşmaların kayıtlarının yayınlanmadığı anlaşılıyor. Son zamanlarda ise Kaddafi ile Umman Dışişleri Bakanı Yusuf bin Alevi arasındaki diyaloğa ait yeni bir ses kaydı yayınlandı. Ancak ses kaydının ne derece güvenilir olduğu henüz doğrulanamadı.
Sosyal medyadaki aktivistler, Alevi’nin Suudi Arabistan ile Kaddafi arasındaki siyasi meseleleri tartıştığı bir ses kaydı yayınladı. Nitekim Kaddafi’nin Riyad ile olan kötü ilişkisi, Suudilerin Kaddafi’nin eski Suudi hükümdarı Abdullah bin Abdulaziz’e suikast girişiminde bulunduğu iddialarına kadar varmıştı.
Kaddafi, tartışmalara neden olan ses kaydında, Riyad hakkındaki tutumu ve Suudi Arabistan’ın farklı bölgelerinin etnik bölünmesi projesinden bahsederken, temkinli olduğu anlaşılan İbn Alevi ise Kaddafi’nin bazı görüşlerine katılıyor. Ardından da bölgedeki değişim düşüncesinden bahsediyor.
Ses kayıtlarının doğruluğu ile ilgili Alevi’nin ofisinden ya da Maskat’taki Dışişleri Bakanlığından herhangi bir yorum veya cevap almadık. Londra’daki Umman Büyükelçiliği ise konuyla ilgili herhangi bir bilgisinin olmadığını söylüyor.

“Alternatif var”
Konuşmasına İbn Alevi’nin giyim tarzından, beline sarılı hançerini ne kadar beğendiğinden bahsederek başlayan Kaddafi, ardından konuyu bölgesel duruma ve bu konudaki görüşlerine getiriyor. ABD’nin 2004 seçimlerine değinilen konuşmanın gidişatına bakılarak, kaydın 2005 ila 2007 yılları arasında gerçekleştiği iddia ediliyor. Kaddafi, kendisiyle görüşen Demokrat Parti üyelerinin şayet seçimi Kerry kazansaydı “Suudi Arabistan'da değişikliğe gitmeyi amaçladıklarını” söylediklerine değiniyor.
Kaddafi, Trablus’ta kendisini ziyaret eden ABD istihbarat üyeleri ve milletvekillerinin Suudi yönetiminin “geçerlilik süresini doldurduğunu” söylediklerini belirtirken ardından İbn Alevi ise “Rolleri sona erdi” yorumunda bulunuyor. Kaddafi, söz konusu değişikliğe engel olanın ABD’lilerin “kendilerine bir alternatif aramaları” olduğunu söylerken Alevi de “Alternatif var, eminim ki var” diyor.

Değişimin muharrikleri
Değişimin kaçınılmaz olduğunu, ancak vakit gerektirdiğini ifade eden Alevi, Kaddafi’den farklı olarak bunun “ciddi bir muharrik” olarak tanımladığı ve bölgesel rolü dört beş sene içerisinde ön plana çıkacak olan Tahran’dan kaynaklandığını söylüyor.
Kaddafi ise alışıldık milliyetçi diliyle şunu soruyor: İran'ın Körfez'deki değişmesine öncülük etmesinden Arapların çıkarı ne olacak? Alevi ise “Elbette ki barışçıl değişim daha iyidir; ancak işler ciddi derecede etkileşime giriyor. Riyad’da da bu durumdan korkuluyor” (İran’ın rolüne atıfta bulunarak) diyor.
Kayıtlara göre, değişimin ikinci muharriki ise o sırada ABD kuvvetlerine karşı Irak Savaşı’na katılan “Suudi teröristler”; Kaddafi’nin dikkatini ise “Sayıları 4 bin olduğu tahmin edilen Suudi savaşçılar, Irak kurutulduktan sonra nereye gidecekler?” sorusu cezbediyor.
Yusuf Alevi, kendisine atfedilen kayıtta, Suudi değişimindeki bölgesel devletlerin rollerine de değinerek “Yemen, Suudi Arabistan'daki olaylar üzerinde önemli bir etken, ancak bölünme ve ihtiyaçlar bu etkiyi sınırladı. Diğer Körfez ülkelerinin etkisi ise cesur adam Hamed bin Halife (o zamanın Katar Emiri) haricinde sınırlı” diyor. Diğer yandan, “Amerikalılar da hata yaptı; Irak’ta yaptıkları şeyin bir felaket olduğu doğru. Ancak her şerde bir hayır vardır” diyerek Kaddafi’nin tutumuna katılıyor ve “Sözleriniz doğru, olması gereken de bu” diyor.  

Katar’ın eski ses kayıtları
Söz konusu son kayıt, Katar Emiri Hamed bin Halife’nin ve aynı şekilde Hamed bin Casim’in Kaddafi ile konuşmalarının ses kayıtlarını hatırlattı. Nedendir bilinmez, Kaddafi’nin ölümünden sonra yayınlanması için konuşma ve görüşmelerini kaydettirmeyi sevdiği anlaşılıyor.
Bir televizyon röportajında Hamed bin Casim tarafından da onaylanan kayıtlarda, Doha’nın bölgeyi vuracak bir “yanardağ” neticesinde “Suudi Arabistan'ın bölüneceğine yönelik” kanaati yer alıyordu. Casim, aynı zamanda Kaddafi’yi bu proje üzerinde çalışmak üzere Avrupa ülkelerine gelip giden Suudlu yetkililer ile koordine olmaya çağırdı.
Hamed bin Casim, söz konusu röportajında, bu konuşmanın Doha’nın Libya’da yatırdığı ve Trablus rejimi tarafından ele geçirilen paraları geri almak için Kaddafi’yi ikna etme girişiminden başka bir şey” olmadığını, söylediklerinde ciddi olmadığını söylemişti. O zamanki Katar Emiri’nin ses kaydında ise “etnik üslere göre büyük bir Körfez devleti kurmak” üzerine Kaddafi ile fikir birliğine varıldığı anlaşılıyordu.
Independent Arabia’dan yapılan açıklamada ise gazetenin bu ses kaydı hakkında Umman tarafından yapılacak herhangi bir yorum, ret veya açıklamayı memnuniyetle karşılayacağı, aynı zamanda istenildiği taktirde bu açıklamaları yayınlayabileceği kaydedildi.

* Bu yazının çevirisi, Şarku'l Avsat tarafından Independent Arabia'dan yapılmıştır. 



Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
TT

Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)

Filistin Enformasyon Merkezi, Gazze Şeridi'ndeki İç Güvenlik Teşkilatı yetkililerinden Yarbay Ahmed Zemzem’in bu sabah Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Megazi Mülteci Kampı’nda silahlı kişiler tarafından düzenlenen silahlı saldırıda öldürüldüğünü bildirdi.

Gazze İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan kısa basın açıklamasında, ilgili makamların Yarbay Ahmed Zemzem suikastıyla ilgili ‘derhal soruşturma başlattığı’ ve suikasta karışan şüphelilerden birini tutukladığı, diğer şüphelilerin izini sürme çabalarının ise devam ettiği belirtildi. Açıklamada olayın arkasındaki koşulları ve nedenleri ortaya çıkarmak için çalışmaların sürdürüldüğü ifade edildi.

Olay, İsrail ordusunun dün akşam Gazze şehrinin batısındaki er-Raşid Caddesi’nde bir araca düzenlenen baskında Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları liderlerinden Raid Saad'ı öldürdüğünü açıklamasının üzerinden 24 saat geçmeden meydana geldi. İsrail, Saad'ın öldürüldüğü saldırıyla, Gazze'deki ateşkes anlaşmasını bir kez daha ihlal etti.


Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
TT

Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)

Cezayir’de Kabiliye bölgesi, ayrılıkçı “MAK” hareketinin Fransa’da ilan etmeyi planladığı “bağımsız Kabiliye devleti” girişimine karşı dikkat çekici bir toplumsal mobilizasyona sahne oldu. Cezayir yönetiminin, ülkenin toprak bütünlüğünü hedef almakla suçladığı bu girişime karşı bölgede çeşitli protesto ve farkındalık faaliyetleri gerçekleştirildi.

Başkent Cezayir’in yaklaşık 250 kilometre doğusunda bulunan ve Kabiliye’nin en büyük kentlerinden biri olan Becaia (Bejaia) vilayetinde, vatandaşlar ve yerel aktörler ulusal birliğe zarar verecek her türlü projeye karşı olduklarını ortaya koyan çok sayıda inisiyatif gerçekleştirdi. Kent genelinde çok sayıda ev ve iş yerinin cephelerine Cezayir bayraklarının asıldığı gözlemlendi.

Becaia Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından “Cezayir tek ve bölünmezdir” sloganıyla düzenlenen, ulusal bayraklarla süslenmiş araçlardan oluşan bir konvoy, kent merkezinden hareket ederek çeşitli cadde ve köyleri dolaştı. Öte yandan Becaia Üniversitesi öğrencileri yayımladıkları bildiride, ayrılıkçı MAK hareketinin projesini reddettiklerini belirterek, “Cezayir’in birliği ve egemenliğine” olan bağlılıklarını vurguladı.


HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
TT

HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)

Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine insansız hava aracı (İHA) ile düzenlediği bir saldırıyla şehirdeki Birleşmiş Milletler (BM) karargahını hedef aldı. Saldırıda en az altı Bangladeşli asker öldürüldü. Öte yandan şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

BM Abyei Geçici Güvenlik Misyonu (UNISFA) tarafından yapılan açıklamada, Kadugli'deki BM merkezine düzenlenen İHA’lı saldırıda ‘altı askerin öldürüldüğü ve altı askerin yaralandığı’ duyuruldu. UNISFA tüm kurbanların Bangladeşli olduğunu ekledi.

Öte yandan Bangladeş Başbakanı Muhammed Yunus, yaptığı açıklamada olaydan dolayı ‘derin üzüntüsünü’ dile getirdi.

BM Genel Sekreteri António Guterres ise Sudan'daki UNISFA askerlerine yönelik saldırıların ‘haksız ve savaş suçu niteliğinde’ olduğunu vurguladı.

Guterres, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı paylaşımda, UNISFA askerlerini hedef alanlardan hesap sorulması çağrısında bulundu.

Sudan Egemenlik Konseyi saldırıyı kınadı

Öte yandan Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi.

Konsey tarafından yapılan açıklamada, ‘korunan bir BM tesisini hedef almanın, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanış ve suç teşkil eden bir davranış olduğu, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe saydığı’ vurgulandı.

sd
Sudan ordusu komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Saldırıdan HDK’yı sorumlu tutan konsey, BM ile uluslararası topluma BM tesislerinin korunması için ‘kararlı tutumlar ve caydırıcı önlemler almaları’ çağrısında bulundu.

HDK dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenleyerek BM karargahını hedef aldı ve en az altı sivili öldürdü. Bunun üzerine şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi. Konsey tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Korunan bir BM tesisini hedef almak, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanma ve suç teşkil eden bir davranış olup, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe sayma ve insani yardım ve uluslararası misyonların çalışmalarını doğrudan tehdit etme anlamına gelir.”

dfrgt
BM Genel Sekreteri António Guterres (Reuters)

HDK, bu saldırıyı, BM Genel Sekreteri António Guterres’in HDK’yı ‘kötü güçler’ olarak nitelendirdiği, HDK’nın ise BM'yi ‘çifte standart’ uygulamakla suçladığı açıklamasından iki sonra gerçekleşti.

Birçok kaynak, HDK'nın Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenlediğini bildirdi. Şehirde dumanlar yükseldiği görüldü. Fransız Haber Ajansı AFP’ye konuşan bir sağlık kaynağı, BM karargahına düzenlenen İHA’lı saldırıda en az altı sivilin öldüğünü söyledi.

Bölge sakinleri kaçıyor

Sudan merkezli bir haber sitesi, HDK'ya bağlı Sudan Kurucu İttifakı’nın (Te’sis) perşembe günü Kadugli sakinlerine askeri çatışma ve operasyon bölgelerini terk etmeleri çağrısında bulunduğunu aktardı. Haberde, bu çağrının bölge sakinleri tarafından geniş çapta dikkate alındığı, bu göç dalgasının savaşın patlak vermesinden bu yana en büyük dalga olduğu ve bölgeden kaçanların çoğunluğunun kadınlar, çocuklar ve yaşlılar olduğu belirtildi.

Al Sudania News sitesi, Sudan Kurucu İttifakı liderinin yaptığı açıklamada, ittifakın ‘sivilleri korumaya ve Kadugli'den gönüllü tahliyeleri kolaylaştırmaya tam olarak kararlı olduğunu’ söylediğini aktardı.

İttifak lideri, ‘tüm vatandaşlara hayatlarını korumak için çatışmalardan uzak durmaları çağrısını’ yineledi.

Bu gelişmeler yaşanırken Güney Kordofan eyaletinde askeri çatışmalar daha fazla bölgeye yayılıyor ve bunların sivillerin insani durumuna etkisi konusunda endişeler artıyor.

Sudan Ordusu, Güney Kordofan eyaletindeki Kadugli, Dilling ve Abu Jubayhah olmak üzere son üç şehri kontrol ediyor.

Sudan Kurucu İttifakı, geçtiğimiz temmuz ayında, Muhammed Hasan et-Taişi liderliğinde paralel bir hükümetin kurulduğunu açıklayan HDK'nın da dahil olduğu bir siyasi ittifak.

Hartum'da kitlesel gösteriler düzenlendi

Öte yandan dün binlerce Sudanlı, başkent Hartum ve ülkenin diğer şehirlerinde kitlesel gösteriler düzenleyerek, HDK'ya karşı savaşan orduyu destekledi. HDK ise, ülkedeki savaşı sona erdirmek için gösterdiği çabaları boşa çıkarmak amacıyla uluslararası toplumun önünde vatandaşları istismar etmemesi konusunda uyarıda bulundu.

Yürüyüşler, Sudan ordusu ile birlikte savaşan silahlı gruplar ve İslamcı hareketlerle koordineli olarak Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi’nin çağrısı üzerine düzenlendi.

efrgt
Cumartesi günü Port Sudan'da ordu yanlısı yürüyüş (AFP)

Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi lideri Korgenereal Beşir Mekki el-Bahi, geçtğimiz ay, Kordofan’ın tüm cephelerinde orduyu desteklemek için genel seferberlik ilan edildiğini ve bazı eyaletlerde eğitim kamplarının açıldığını duyurdu.

Bahi, komite tarafından yayınlanan açıklamasında şunları söyledi:

“Bu yaygın halk ayaklanması, Sudan halkının gerçek iradesini yansıtıyor ve ulusal devlet kurumlarının üzerinde hiçbir meşruiyet olmadığını teyit ediyor.”

Şarku’l Avsat, aralarında Hartum, Port Sudan, Medeni, Dongola, Sennar ve Halfa’nın bulunduğu, Sudan ordusunun kontrolündeki eyaletlerin başkentlerinde düzenlenen yürüyüşleri yerinde takip etti.

HDK'nın yaygın ihlallerine tanık olan El Cezire eyaletinin merkezindeki onlarca belde ve küçük köyde de dayanışma gösterileri düzenlendi.

Protestocular, Sudan ordusuna destek çağrısı yapan pankartlar açarken ‘Tek ordu, tek halk’ sloganları attı. Bazı protestocular ise HDK'nın terör örgütü olarak sınıflandırılması çağrısında bulunan sloganlar attı.

Öte yandan başta Sivil Demokratik Devrimci Güçler İttifakı (Sumud) olmak üzere savaş karşıtı güçler, ‘Barışa ve demokrasiye evet. Savaşa, askeri yönetime hayır’ sloganıyla sosyal medyada yaygın olarak paylaşımların yapıldığı bir kampanya başlattı.