Suriye'de konuşlu Rus güçleri, Fırat'ın doğusundaki Halep ve Kamışlı arasında bulunan M4 otoyolunun sivil ve ticari trafik akışına açıldığını duyurdu.
M4 otoyolu, Ayn el-Arab (Kobani), Menbiç ve el-Arima gibi şehir ve kasabalar ile Fırat Nehri'nin batısını, Cezire’nin doğu bölgelerine bağlıyor. Bununla birlikte yol, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeydoğusundaki son askeri harekâtından ve yedi aylık aradan sonra hizmete açıldı. Öte yandan ABD askeri devriyesi dün, Suriye'nin kuzeydoğusunun en uç noktasında yer alan Tel Tamer kasabası yakınlarındaki uluslararası otoyolda Rus askerlerin önünü kesti.
Rus bir askeri yetkili dün Russia Today (RT) kanalına yaptığı açıklamada, M4 uluslararası otoyolunun Rusya’nın himayesinde resmi olarak açıldığını ve Rus askeri devriyelerinin yoldaki hareketliliği takip etmek için Cuma günü dışında her gün yolda devriye gezeceklerini söyledi. Yetkili, Tel Tamer'deki sivil yönetim ile koordineli bir halde protestoların veya askeri provokasyonların önleneceğinin altını çizdi.
Halep’in kuzeyini Kamışlı şehrinin doğusuna bağlayan uluslararası otoyol, bir yandan Türkiye ile birlikte hareket eden ‘Fırat Kalkanı’ ve ‘Barış Pınarı’ harekâtlarına katılan grupların kontrolündeki bölgeler ile bir yandan ABD öncülüğündeki uluslararası koalisyonun desteklediği Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) kontrolündeki bölgeler ve diğer yandan da Rusya tarafından desteklenen Suriye ordusu arasında sınır hattına dönüştü.
ABD askerleri Rus askerlerin önünü kesti
Öte yandan iki araçtan oluşan ABD askeri devriyesi, Rus askerler ile birlikte Suriye'nin kuzeydoğusunun en uç noktasında bulunan Tel Tamer kasabası yakınlarındaki M4 uluslararası otoyolunu kapatmaya çalıştı. Olayın fotoğrafları yayınlanırken görgü tanıklarından aktarılan bilgilere göre ABD askerleri, Tel Tamer'den (60 kilometre doğusundaki) Kamışlı’ya doğru giden Rus askerlerin önünü kesti. İki taraf arasında sözlü tartışma yaşandı. Ancak daha sonra gerilimin yatışmasıyla Rus polisi rotasını tamamlarken, ABD askeri devriyesi Tel Tamer'de bulunan Kasrek Askeri Üssü’ne geri döndü.
Bir başka gelişmede ise Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC), Fırat’ın doğu bölgelerinde su ve tıbbi ilaç sıkıntısının yaşanmasının, altyapının tamamen çökmüş olmasının ve sağlık sisteminin yetersiz kalmasının yanı sıra yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgının Suriye’yi de etkisi altına alması nedeniyle insani bir felaket yaşanabileceği konusunda uyardı.
Suriye'nin kuzeyindeki Haseke'deki ofisinden Şarku’l Avsat’a konuşan ICRC Sözcüsü Adnan Hizam, onuncu yılına giren savaşa tanık olan ülkede Kovid-19 salgının da eklenmesinden duydukları endişeyi dile getirdi. Hizam, “Hâlihazırda ülkedeki su kıtlığı, gıda eksikliği, ilaç eksikliği, fiyatların hızla artması ve yerel para biriminin değer kaybetmesi gibi sorunların yanına koronavirüs salgının da eklenmesi bizim için endişe kaynağı oldu” şeklinde konuştu.
Uluslararası toplumun koronavirüs tehdidiyle mücadeleye odaklandığına dikkati çeken Hizam, “Ancak insani yardım kuruluşları ve bağışçıları, bu bölgelerdeki çatışma ile ilişkili kronik ihtiyaçları gözden kaçırmadan salgının üstesinden gelmelidir” ifadelerini kullandı.
Su kıtlığı, ülkenin kuzeydoğusundaki üç vilayette yaşayan sivil nüfusun endişelerinden biri olmaya devam ediyor. Bu durum, ICRC'yi yerel halk meclislerini desteklemeye, acil onarımlar yapmaya, su arıtımı için ekipman sağlamaya ve kamplara temiz su tedarik etmeye itti.
Ülkenin kuzeydoğusundaki şehirler ve köyler, uzun yıllar süren savaşın bir sonucu olarak yok olan tıbbi hizmetlerin ve sağlık sisteminin eksikliğiyle boğuşuyor. Mevcut sağlık kaynaklarını izleme sistemine göre burada bulunan sağlık tesislerinin çoğu ya tahrip olmuş durumda ya da sadece kısmen çalışmaktadır. Bölgedeki 16 hastaneden sadece bir tanesi tam kapasitede hizmet verebiliyor. Bunlar sekizi kısmi olarak hizmet verirken yedisi hiç çalışmıyor.
ICRC Sözcüsü Hizam şunları söyledi:
“(Tam kapasite çalışan) hastanede 10 bin kişiye 10 yatak düşüyor. Ülke içinde yerinden edilenler için kurulan merkezler ve kamplar, hâlihazırda zayıf olan sağlık sistemi üzerinde ek bir yük oluşturuyor. Kamplardaki nüfusun üçte ikisini çocuklar oluşturuyor. Anne ve çocuk sağlığı, pediatri, cerrahi, ruh sağlığı ve fiziksel rehabilitasyon dahil olmak üzere büyük tıbbi ihtiyaçlar bulunuyor.”
Uluslararası toplumu ve bağışçıları milyonlarca Suriyelinin çektiği acıları dindirmeye çağıran Hizam, insani yardım dosyasının eksiksiz hale getirilmesi ve uluslararası çabaların birleştirilmesi gerektiğini vurgulayarak, “İnsani yardım kuruluşlarının koronavirüs salgınıyla mücadele çalışmalarını kolaylaştırmak, bu acıların dindirilmesine büyük katkı sağlayacaktır” dedi.