Çin Devlet Başkanı, koronavirüs salgını zamanında silahlı mücadeleye hazırlık çağrısı yaptı

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping (Reuters)
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping (Reuters)
TT

Çin Devlet Başkanı, koronavirüs salgını zamanında silahlı mücadeleye hazırlık çağrısı yaptı

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping (Reuters)
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping (Reuters)

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping bugün yaptığı açıklamada, yeni tip koronavirüs salgınının ulusal güvenlik üzerindeki etkisine değinerek, askeri yeteneklerini geliştirmek için çalışacaklarını söyledi. Çin lideri ayrıca, ülkesinin savaş hazırlıklarını yoğunlaştıracağını duyurdu.
Resmi devlet televizyonuna bağlanan Cinping, ülkesinin koronavirüs ile başa çıkma performansının askeri reformların başarısını yansıttığını belirterek, silahlı kuvvetlerin eğitimi için yeni yolların keşfedilmesi gerektiğini bildirdi.
Çin Halk Cumhuriyeti Merkez Askeri Komisyonu’na başkanlık eden Şi Cinping’in bu açıklamaları, Halk Kurtuluş Ordusu (PLA) ile silahlı kuvvetler heyetlerinin yıllık olarak düzenlediği oturum arasında geldi.



Estonya Başbakanı İsrail'e yardım konusunda şu soruyu sordu: Batı Ukrayna'yı neden desteklemedi?

Estonya Başbakanı Kaja Kallas (EPA)
Estonya Başbakanı Kaja Kallas (EPA)
TT

Estonya Başbakanı İsrail'e yardım konusunda şu soruyu sordu: Batı Ukrayna'yı neden desteklemedi?

Estonya Başbakanı Kaja Kallas (EPA)
Estonya Başbakanı Kaja Kallas (EPA)

Estonya Başbakanı Kaja Kallas dün (Çarşamba) Avrupa Birliği (BM) liderlerinin katıldığı bir toplantıda, Batılı güçlerin İran'ın insansız hava araçları (İHA) ve füzelerle gerçekleştirdiği saldırıyı püskürtmek için İsrail'e yardım ederken Ukrayna'ya neden yardım etmediklerini sordu.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığı habere göre Brüksel'de düzenlenen Avrupalı liderler zirvesinin açılışından önce gazetecilere konuşan Kallas, Ortadoğu'da geçen hafta sonu yaşanan gelişmelerle AB'nin yanı başındaki iki yıllık çatışma arasında bir paralellik kurdu.

Kiev'in savaş çabalarına Avrupa'nın desteğini arttırmak için bir kampanyaya öncülük eden ve Kremlin'in açık sözlü bir eleştirmeni olan Kallas, “İran'ın İsrail'e saldırısını püskürtmek için farklı ülkeler arasındaki iş birliğine baktığımızda, bu daha fazlasını yapabileceğimizi gösteriyor” dedi.

Kallas, “Saldırıları önleyebilmesi için Ukrayna'ya benzer şekilde hava savunması sağlayabiliriz” ifadesini kullandı.

Tahran, 1 Nisan'da Şam'daki konsolosluğuna yapılan saldırıya karşılık olarak İsrail’e 300'den fazla İHA ve füze fırlattı.

İran saldırısı, ABD, İngiltere, Fransa ve Ürdün güçleri tarafından desteklenen İsrail hava savunma sistemleri tarafından engellenmesinin ardından çok sınırlı hasar ve kayıpla sonuçlandı.

Saldırının ardından Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy müttefiklerine İsrail için gösterdikleri ‘birlikteliği’ Ukrayna için de göstermeleri çağrısında bulundu. Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba ise Kiev'in hava saldırılarına karşı aynı korumadan yararlanmasını önerdi.

Rus güçlerinin Ukrayna'ya karşı kullandığı İran yapımı Şahid İHA’lara atıfta bulunan Kallas, “İsrail’e fırlatılan İHA’lar, gece gündüz Ukrayna'ya saldıran İHA’ların aynısı. Eğer aynı müttefikler onları İsrail’de yok edebiliyorsa, Ukrayna'da da yok edebilir. Bu, iş birliği yapabileceğimizi ve bunu başarabileceğimizi gösteriyor” ifadelerini kullandı.


İki ayrı başarısızlığa verilen aynı ad “el-Vaat es-Sadık”

İran'ın İsrail'e saldırısını kutlarken bir elinde İran bayrağı diğer elinde maket bir füze tutan bir İranlı (AFP)
İran'ın İsrail'e saldırısını kutlarken bir elinde İran bayrağı diğer elinde maket bir füze tutan bir İranlı (AFP)
TT

İki ayrı başarısızlığa verilen aynı ad “el-Vaat es-Sadık”

İran'ın İsrail'e saldırısını kutlarken bir elinde İran bayrağı diğer elinde maket bir füze tutan bir İranlı (AFP)
İran'ın İsrail'e saldırısını kutlarken bir elinde İran bayrağı diğer elinde maket bir füze tutan bir İranlı (AFP)

Emced İskender

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK), Hizbullah üyelerinin Lübnan'ın güneyindeki Litani Nehri'nin diğer tarafında kalmalarını öngören 1701 sayılı kararıyla sona eren 2006 yılındaki Hizbullah kaynaklı Temmuz Savaşı da ‘el-Vaat es-Sadık’ olarak adlandırılmıştı.

İran tarafından finanse edilen ya da İran rejimine yakınlığıyla bilinen haber ajansları, İsrail basınından seçilmiş yüzlerce makaleyle dolu. Fakat amaç, ufuk açmak ve öğretici olmaktan ziyade, ‘direniş ekseninin’ argümanlarını güçlendirmek ve İsrail'in özellikle askeri, toplumsal ve ekonomik alanlardaki bocalamalarını ve zayıflıklarını ve genel olarak siyasi yapısının kırılganlığını vurgulamaktır. Bu, İncil’de geçen “Ey kötü köle, seni kendi ağzından çıkan sözle yargılayacağım” pasajında gelen bir ‘propaganda’dır.

Ancak bu aynı zamanda direniş eksenine yakın medya kuruluşlarının çoğunun sergilediği bu sistematik tutum, hitap ettikleri kitlelerin zihinlerine saygı duymadıklarının bir göstergesidir. İsrail'de birçok taraf ve bunların kullandıkları dil var. ‘Düşmanı ifşa eden’ bir makalenin alındığı aynı gazetede, o hikayenin ya da olayın diğer tarafını anlatan makaleler ve bilgiler de bulunur. Direniş eksenine yakın haber ajanslarının sayfalarını baştan sona tarasa bile İran'ın 1979 devriminden bu yana kusursuz bir şekilde yürüttüğü ‘muzaffer savaşa’ dair en ufak bir özeleştirinin olduğu tek bir makale dahi bulamayacak olan İsrail basınında yaşanan kriz hafife alınmamalı.

Öte yandan, geçtiğimiz cumartesiyi pazara bağlayan gece İran'ın İsrail’e insansız hava araçları (İHA) ve balistik füzelerle gerçekleştirdiği saldırı sonrası medya manipülasyonunda alan daralmış olsa da direniş ekseni asla ödün vermiyor. Direniş eksenine yakın medya kuruluşları, İsrail'deki yüzlerce analiz arasında Yedioth Ahronoth'tan seçerek aktardığı haberde “İran'ın İsrail ordusunun hava savunma ve istihbarat alanlarındaki yeteneklerine stratejik olarak zarar vermeyi amaçlayan saldırısı, İran'ın İsrail'in askeri ve sivil olarak zayıflatıldığına ve doğrudan çatışmaya girebilecek kadar askeri olarak güçlendirildiğine ikna olduğunu gösteriyor” ifadeleri yer alıyordu.

Sorun şu ki, direniş ekseninin beyni yıkanmış takipçileri bu İHA’ların ve balistik füzelerin yörüngesini ve akıbetini kendi gözleriyle takip etti. İHA’lar ve füzeler, Necef’te Arap bedevilerinden küçük bir kız çocuğunun ağır yaralanması ve Nevatim Hava Üssü’de küçük çaplı hasara yol açtı. Canlı yayınlanan bu sahne, İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin ‘el-Vaat es-Sadık Operasyonu’ olarak adlandırılan saldırıyla İran’ın İsrail'i Gazze'de yaptıkları için cezalandırmada ‘başarılı’ olduğunu vurgulamasını engelleyemedi.

BMGK’nın, Hizbullah üyelerinin Lübnan'ın güneyindeki Litani Nehri'nin diğer tarafında kalmalarını öngören 1701 sayılı kararıyla sona eren 2006 yılındaki Hizbullah kaynaklı Temmuz Savaşı da ‘el-Vaat es-Sadık’ olarak adlandırılmıştı. İran’ın bölgedeki vekillerinden biri olan Hizbullah'ın 18 yıl önce kullandığı el-Vaat es-Sadık başlığının tekrarlanmasının sebebi, İranlıların isim bulmakta zorlanmasından değil, İran karşıtlarının iki olayı da yorumlamakta ve bunları birer ‘zafer’ olduğu görüşünü çürütmekte gecikmeyecekleri mesajının verilmesinden kaynaklanıyor.

Ortaya ne kadar çok teori atılırsa atılsın, isimleri benzeyen iki operasyonun başarısızlık konusunda da birbirine benzedikleri gizlenemez. Uluslararası toplum Lübnan cephesinde Hizbullah'ın 2006 yılında İsrail karşısındaki yenilgisinin somut bir sonucu olan 1701 sayılı BMGK kararının uygulanması için baskı yapıyor. Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah, Temmuz Savaşı'ndan sonra İsrail'in beş askerinin öldürülmesine bu kadar şiddetli bir tepki vermesini beklemediklerini itiraf etmişti. 2006 yılındaki sürprize, bugün İsrail'in tehditleri ve Hizbullah'ın hiçbir sonuç doğurmayan çatışmaları sürdürmede ısrar etmesi halinde ortaya çıkacak yıkıcı sonuçlarıyla ilgili uluslararası uyarılar eşlik ediyor. Eğer İsrail, tehditlerini hayat geçirirse Lübnan cephesinde üçüncü bir ‘el-Vaat es-Sadık’ başlığı mı kullanılacak yoksa yenilgi için yeni bir başlık mı bulunacak?

*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevrilmiştir.


Endonezya'daki Ruang Yanardağı'nın patlaması nedeniyle bölgeden binlerce kişi tahliye edilecek

Kuzey Sulawesi'deki Citaro'dan görülen Ruang Dağı sıcak lav ve duman püskürtüyor (AFP)
Kuzey Sulawesi'deki Citaro'dan görülen Ruang Dağı sıcak lav ve duman püskürtüyor (AFP)
TT

Endonezya'daki Ruang Yanardağı'nın patlaması nedeniyle bölgeden binlerce kişi tahliye edilecek

Kuzey Sulawesi'deki Citaro'dan görülen Ruang Dağı sıcak lav ve duman püskürtüyor (AFP)
Kuzey Sulawesi'deki Citaro'dan görülen Ruang Dağı sıcak lav ve duman püskürtüyor (AFP)

Endonezya'nın kuzeyinde bulunan Ruang Yanardağı'ndaki volkanik patlama nedeniyle bölgede yaşayan 11 binden fazla kişinin tahliye edilmesi kararlaştırıldı.

Bernama haber ajansına göre, ülkenin kuzeyindeki Ruang Yanardağı'nda volkanik patlama meydana geldi.

Endonezya Ulusal Afet Merkezi (BPBD) Sözcüsü Abdul Muhari, yaptığı açıklamada, patlama nedeniyle bölgeden 11 binden fazla kişinin tahliyesine karar verildiğini, ayrıca 29 Nisan'a kadar "acil durum" ilan edildiğini bildirdi.

Muhari, patlamanın ardından yayılan küllerin çevrede iletişim ağlarının zarar görmesine sebep olduğunu kaydetti.

Endonezya Volkanoloji ve Jeolojik Afet Merkezi, son 24 saatte en az 5 büyük patlama meydana geldiğini belirtti.

Endonezyalı yetkililer, volkan uyarısını da en yüksek seviye olan 5'e çıkardı.

Tsunami uyarısı yapan yetkililer, bölge sakinlerine ve turistlere dikkatli olmaları, yanardağın çevresindeki 6 kilometrelik alana girmekten kaçınmaları tavsiyesinde bulundu.


Lübnan: İsrail ordusu Hizbullah hedeflerini bombalayarak iki kişiyi öldürdü

Güney Lübnan'dan atılan bir roket sonucu İsrail sınırındaki bir kasabadan dumanlar yükseliyor. (EPA)
Güney Lübnan'dan atılan bir roket sonucu İsrail sınırındaki bir kasabadan dumanlar yükseliyor. (EPA)
TT

Lübnan: İsrail ordusu Hizbullah hedeflerini bombalayarak iki kişiyi öldürdü

Güney Lübnan'dan atılan bir roket sonucu İsrail sınırındaki bir kasabadan dumanlar yükseliyor. (EPA)
Güney Lübnan'dan atılan bir roket sonucu İsrail sınırındaki bir kasabadan dumanlar yükseliyor. (EPA)

İsrail ordusu bugün (Perşembe) savaş uçaklarının Lübnan'ın güneyindeki Hiyam bölgesinde Hizbullah'ın altyapısı olduğunu söylediği iki askeri binayı bombaladığını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın Arap Dünyası Haber Ajansı'ndan (AWP) aktardığı habere göre İsrail ordusu Telegram üzerinden yaptığı açıklamada, bölgedeki askerlerin ‘yakın tehdit’ olarak tanımladığı durumu ortadan kaldırmak için ateş açtığını söyledi.

Açıklamada ayrıca, Kafr Kila bölgesi yakınlarında iki Hizbullah savaşçısının öldürüldüğü de ifade edildi.

İsrail keşif uçuşları gece boyunca ve sabahın erken saatlerinde Sur bölgesindeki köyler, deniz kıyısı ve batı kesimlerdeki köyler üzerinde yoğunlaştı. İsrail ordusu Mavi Hat yakınındaki sınır köyleri üzerinde işaret fişekleri kullandı.

Bugün şafak vakti, ed-Dahira, el-Bustan ve Ayta eş-Şaab köylerinin dış mahalleleri Mavi Hat'a bitişik mevzilerden ateş altına alındı.

Lübnan Ulusal Haber Ajansı'na (NNA) göre, gece yarısından sonra Hiyam bölgesi İsrail savaş uçaklarının yoğun saldırılarına maruz kaldı ve buna yoğun fosfor mermisi bombardımanı da eşlik etti.

Diğer yandan Hizbullah yaptığı açıklamada, dün Metula bölgesinde hedef alınan askeri aracı geri çekmeye çalışan bir İsrail düşman gücünü uygun silahlarla hedef aldığını ve doğrulanan yaralanmalara neden olduğunu duyurdu.


ABD Senatosu, İç Güvenlik Bakanı Mayorkas aleyhindeki azil maddelerini reddetti

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

ABD Senatosu, İç Güvenlik Bakanı Mayorkas aleyhindeki azil maddelerini reddetti

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Demokratların çoğunlukta olduğu ABD Senatosu, "ülkenin güney sınırında güvenliği sağlayamadığı" suçlamasıyla azli istenen İç Güvenlik Bakanı Alejandro Mayorkas aleyhindeki iki azil maddesini reddetti.

ABD Senatosu Genel Kurulunda yapılan iki ayrı oylamada Demokratlar, Mayorkas'ın azlini öngören maddelerin "yargılama duruşmasına geçilmeden" reddedilmesini sağladı.

Temsilciler Meclisinin daha önce kabul ederek gönderdiği ve Mayorkas'ın görevinden azlini talep eden maddeleri ele almak üzere yemin ederek toplanan Genel Kurul, Demokratlarla Cumhuriyetçiler arasında tartışmalara sahne oldu.

"ABD-Meksika sınırında güvenliği sağlayamadığı" iddiasıyla Cumhuriyetçilerin çoğunlukta olduğu Temsilciler Meclisindeki azil oylamasında iki farklı başlıkta suçlanan Mayorkas'ın azlini talep eden maddeler Senato'da okundu.

Genel Kurulda ayrı ayrı oylanan iki azil maddesinin ilkine ilişkin oylamada, Cumhuriyetçilerin 48 evet oyuna karşılık Demokratların 51 hayır oyu ile Mayorkas hakkındaki ilk madde reddedildi.

Daha sonra ikinci azil maddesiyle ilgili yapılan oylamada ise 49 evet oyuna karşılık 51 hayır oyu ile ikinci madde de reddedilmiş oldu.

- Demokratlar ve Cumhuriyetçiler birbirini suçladı

Demokrat Çoğunluk Lideri Chuck Schumer, oturumların başında yaptığı konuşmalarda, Mayorkas aleyhindeki azil maddelerinin reddedilmesi için çağrıda bulundu ve kapsamlı duruşmaya geçilmesine gerek olmadığını savundu.

Schumer, azil konusunun siyasi bir araç olarak kullanılmaması gerektiğini belirterek, bu konuda Cumhuriyetçileri suçladı. Mayorkas'ın ağır bir suç veya kabahat işlemediğini savunan Schumer, maddelerin en hızlı şekilde oylanması gerektiğini ifade etti.

Schumer'in bu çağrısına itiraz eden Cumhuriyetçi senatörler ise kapsamlı yargılamanın yapılacağı duruşmalara geçilmesi gerektiğini savundu.

ABD Temsilciler Meclisi, şubat ayında kabul edilen ve İç Güvenlik Bakanı Mayorkas'ın "ülkenin güney sınırında güvenliği sağlayamadığı" iddiasıyla görevinden azlini öngören azil maddelerini dün resmen Senato'ya göndermişti.

Senato'da Mayorkas'ın yargılama sonucunda suçlu bulunup görevinden alınabilmesi için en az 3'te 2 çoğunluğun "evet" oyu kullanması gerekiyordu.

Eski ABD Başkanı Donald Trump, biri 2019 yılında Ukrayna ile ilişkiler konusunda, diğeri 2021 yılında Kongre baskını konusunda iki kez Temsilciler Meclisi'nde azil istemiyle suçlanmış, her iki konuda da Senato'daki yargılamalarda aklanmıştı.


AB zirvesinde Türkiye'ye ilişkin sonuç bildirisi açıklandı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

AB zirvesinde Türkiye'ye ilişkin sonuç bildirisi açıklandı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Avrupa Birliği (AB) Türkiye'yle işbirliğine dayalı ve karşılıklı yarar sağlayan bir ilişki geliştirilmesinde stratejik çıkarı bulunduğunu belirterek, bu kapsamda Kıbrıs müzakerelerinin yeniden başlamasına "büyük önem atfettiğini" bildirdi.

Brüksel'de süren AB zirvesinin sonuç bildirisinin Türkiye ile ilişkilerle ilgili bölümü açıklandı.

Bildiride, "AB'nin, Doğu Akdeniz'de istikrarlı ve güvenli bir ortam ile Türkiye'yle işbirliğine dayalı ve karşılıklı yarar sağlayan bir ilişki geliştirilmesinde stratejik çıkarı vardır." denildi.

AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell'in AB Komisyonu'yla Kasım 2023'te sunduğu ortak raporda yer verilen önerilerle ilgili çalışmaların ilerletilmesinin talep edildiğinin duyurulduğu bildiride, bunların "aşamalı, orantılı ve geri döndürülebilir" şekilde ve gerektiğinde AB Konseyi'nin ek rehberliğine tabi olarak ilerletilmesi için AB Daimi Temsilciler Komitesi'ne (COREPER) talimat verildiği ifade edildi.

Bildiride, "Türkiye'nin kendi yapıcı katılımı, raporda belirlenen çeşitli işbirliği alanlarının ilerletilmesinde faydalı olacaktır." değerlendirmesi yapıldı.

- "Kıbrıs" vurgusu

Bildiride, ayrıca "AB-Türkiye işbirliğini de geliştirebilecek olan Kıbrıs müzakerelerinin yeniden başlamasına ve ilerlemesine büyük önem vermektedir." denildi.

AB'nin konunun çözüme kavuşturulması için Birleşmiş Milletler (BM) himayesindeki sürece bağlı olduğunun vurgulandığı bildiride "AB, elindeki tüm uygun araçlarla, BM liderliğindeki sürecin tüm aşamalarını desteklemede aktif rol oynamaya hazırdır." ifadesi kullanıldı.

Zirvenin dış ilişkiler oturumunda Türkiye ile ilgili kısımda Borrell'in AB Komisyonu ile hazırladığı ve Kasım 2023'te sunduğu rapordaki öneriler görüşüldü.

Raporda, "Türkiye'nin, Doğu Akdeniz'deki tüm yasa dışı sondaj faaliyetlerinden, egemenlik ve egemenlik haklarına saygı göstermeyen diğer tüm eylemlerden kaçınmaya devam etmesi koşuluyla, 2019'da askıya alınan AB-Türkiye Ekonomi, Enerji ve Ulaştırma Yüksek Düzeyli Diyalogları'nın yeniden etkinleştirilmesi, aynı mantıkla, Ortaklık Konseyi ve Yüksek Düzeyli Siyasi Diyalog toplantılarının bakanlar düzeyinde yeniden başlatılması, iklim, sağlık, göç ve güvenlik, tarım ile araştırma ve yenilik konularında sektörel Üst Düzey diyalogların sayısının artırılması" gibi öneriler yer almıştı.


Dışişleri Bakan Yardımcısı Yıldız, UNRWA karalama kampanyasının asılsız iddialarla sürdüğünü kaydetti

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Dışişleri Bakan Yardımcısı Yıldız, UNRWA karalama kampanyasının asılsız iddialarla sürdüğünü kaydetti

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Ahmet Yıldız, "İsrail hükümeti, UNRWA'ya yönelik karalayıcı kampanyasını doğrulanmamış iddialarla sürdürüyor." dedi.

Yıldız, BM Güvenlik Konseyi'nde (BMGK) BM Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) hakkında düzenlenen oturumda konuştu.

Filistin'deki işgal altındaki topraklarda acının daha önce görülmemiş düzeylerde sürdüğüne dikkati çeken Yıldız, Batı Şeria'da da artan yerleşimci şiddeti nedeniyle gerginliğin daha da arttığına dikkati çekti.

Yasa dışı yerleşim yerleri, evlerin yıkılması, zorlu tahliyeler ve toprağa el koyma gibi uygulamaların günlük olarak karşılaşılan olaylar haline geldiğine işaret eden Yıldız, 7 Ekim'in ardından 7 bin kişinin hiçbir gerekçe gösterilmeden tutuklandığını bildirdi.

- "Gazze modern zamanın en korkunç insan yapımı faciasıyla karşı karşıya"

Bakan Yardımcısı Yıldız, "Gazze modern zamanın en korkunç insan yapımı faciasıyla karşı karşıya. Daha önce görülmemiş yıkım ve katliam gözümüzün önünde gerçekleşiyor. Bu çok ıstırap verici." dedi.

İnsanların açlıktan öldüğüne ve can kaybının belirtilenden çok daha yüksek olduğuna dikkati çeken Yıldız, "Bir nesil korkunç bir vahşet, öfke ve yoksullaştırmayla kurban ediliyor. Bu insanlığımıza hakaret." vurgusunu yaptı.

Yıldız, acilen ateşkes talep edilen BMGK kararları ile Uluslararası Adalet Divanı'nın ihtiyati tedbir kararlarının uygulanmadığını belirterek, uluslararası hukukun "yüzsüzce" ihlal edildiğini söyledi.

- "Tüm bu acı ortamında, UNRWA bir umut ışığı olarak ortaya çıkıyor"

"Tüm bu acı ortamında, UNRWA bir umut ışığı olarak ortaya çıkıyor." diyen Yıldız, ajansın fedakar bir şekilde gıda dağıtımı yaptığını, eğitim, sağlık ve sosyal hizmetlerini vermeye devam ettiğini kaydetti.

Büyükelçi Yıldız, UNRWA'nın tüm bu servisleri hayati tehlike altında sürdürdüğünü, İsrail saldırıları sonucu 200'den fazla BM personelinin öldürüldüğünü bildirdi.

"İsrail hükümeti, UNRWA'ya yönelik karalayıcı kampanyasını doğrulanmamış iddialarla sürdürüyor." diyen Yıldız, UNRWA'nın Genel Kurul tarafından ilk etapta Filistinlilerin kendi topraklarından zorla tahliye edildiği 1949'ta geçici bir ajans olarak kurulduğunu anımsatarak, "UNRWA, geriye dönme hakkı ve onuru temsil ediyor. UNRWA, bize Filistin sorunun hala canlı olduğunu ve adil bir şekilde çözülmesi gerektiğini hatırlatıyor." ifadelerini kullandı.

Yıldız, iki devletli çözüm bulunana kadar uluslararası toplumun UNRWA'yı koruma sorumluluğu olduğunun altını çizerek, "Bizim UNRWA'ya desteğimiz güçlü ve sarsılmaz şekilde devam ediyor." dedi.

Tüm üye ülkelere UNRWA'nın faaliyetlerinin sürmesi için destek çağrısında bulunan Bakan Yardımcısı Yıldız, Türkiye'nin UNRWA Finansmanı Çalışma Grubu Başkanı ve düzenli katkı sağlayıcısı olarak ajansın paha biçilmez çalışmalarına destek vermeye devam edeceğini söyledi.


İsrail ordusunun Refah'a yönelik saldırısında çoğu kadın ve çocuk 8 Filistinli öldü

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

İsrail ordusunun Refah'a yönelik saldırısında çoğu kadın ve çocuk 8 Filistinli öldü

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah kentine yönelik saldırısında 5'i çocuk, 2'si kadın 8 Filistinli hayatını kaybetti.

Sağlık yetkilileri, AA muhabirine, İsrail ordusunun Refah'ın güneyinde bulunan es-Selam Mahallesi'ndeki tarım arazisi üzerindeki bir barakayı hedef aldığını söyledi.

Yetkililer, İsrail ordusunun saldırısında, Gazze kentinden yerinde edilerek Refah'a gelen Iyad ailesinden 5'i çocuk, 2'si kadın 8 Filistinlinin hayatını kaybettiğini aktardı.

İsrail ordusunun, Refah kentinde bulunan Doğu Mezarlığı çevresindeki el-Behabisa ailesine ait bir evi bombalaması sonucu da çok sayıda Filistinli yaralandı.

İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda en az 14 bin 500’ü çocuk, 9 bin 560'ı kadın olmak üzere 33 bin 899 Filistinli öldürüldü, 76 bin 664 kişi yaralandı.

Enkaz altında halen binlerce ölü olduğu bildirilirken, halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı da tahrip ediliyor.

- Gazze'de yerinden edilen Filistinlilerin son sığınağı Refah

İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana sürdürdüğü saldırıları nedeniyle yaklaşık 2,3 milyon nüfuslu Gazze Şeridi'nde 1,9 milyon kişi, yerinden edildi. Bu Filistinlilerin çoğu, İsrail'in daha önce "güvenli bölge" olduğunu iddia ettiği Refah kentine sığındı.

Gazze Şeridi'nin en güneyinde, Mısır sınırında yer alan Refah'ın İsrail saldırılarından önce 280 bin olan nüfusu, halihazırda 5 katından fazla artarak neredeyse 1,5 milyona ulaştı.

İsrail saldırılarından kaçarak, yeterli kalacak yerin bulunmadığı ve altyapının yetersiz kaldığı Refah'a sığınan Filistinlilerin büyük bölümü, derme çatma çadırlardan oluşan kamplarda yaşam mücadelesi veriyor.

İsrail ordusunun sık sık hava saldırıları düzenlediği Refah'a kara saldırısı başlatması halinde sivillerin Gazze Şeridi'nde sığınacak yerinin kalmayacağından endişe ediliyor.


AB liderleri İsrail'e saldırısı nedeniyle İran'a yaptırım kararı aldı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

AB liderleri İsrail'e saldırısı nedeniyle İran'a yaptırım kararı aldı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Avrupa Birliği (AB), İsrail'e saldırısı nedeniyle İran'a yaptırım uygulama kararı aldı.

AB zirvesinin dış ilişkiler oturumunda ele alınan Orta Doğu başlığıyla ilgili sonuç bildirisi açıklandı.

Bildiride İran'ın İsrail'e saldırısının liderler tarafından oybirliği ile kınandığı ve İran'a yönelik yaptırımların genişletilmesine karar verdiği belirtildi.

Zirvenin ilk gün oturumlarının sona ermesinin ardından basına açıklama yapan AB Konseyi Başkanı Charles Michel de yaptırımların içeriğine ilişkin bilgi vermedi.

- Gazze mesajları tekrarlandı

Bildiride, Gazze'deki krizin acil ateşkes, esirlerin serbest bırakılması ve insani yardımların engelsiz ulaştırılması yoluyla sonlandırması gerektiği anımsatıldı.

Bildiride ayrıca, AB'nin iki devletli çözüme bağlılığı vurgulandı.

Lübnan'daki duruma da değinilen bildiride AB'nin bu ülkeye güçlü desteği yinelendi.

Bildiride AB liderleri, Suriyeli mültecilerin ülkelerine güvenli, gönüllü, onurlu dönüşünün desteklendiğinin altını çizdi.


Zelenskiy'den AB zirvesinde İsrail örneği üzerinden "hava savunma desteği" sitemi

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Zelenskiy'den AB zirvesinde İsrail örneği üzerinden "hava savunma desteği" sitemi

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, Avrupa Birliği (AB) liderlerine İsrail'e verilen hava savunma desteğinin ülkesi için bir aciliyet olduğu mesajını verdi.

Zelenskiy, Brüksel'de düzenlenen AB zirvesinin Ukrayna bölümüne video konferans yöntemiyle bağlandı.

Rusya'nın dün Çernigiv'e düzenlediği füze saldırısında 14 kişinin öldüğünü anımsatan Zelenskiy, şunları kaydetti:

Biz Ukrayna'da ne yazık ki birkaç gün önce Orta Doğu'da gördüğümüz savunma düzeyine sahip değiliz. Müttefiklerin ortak gücü sayesinde İsrail'e yönelen neredeyse tüm füzeleri ve insansız hava araçlarını düşürmeyi başardılar. İsrail ve diğer bölge ülkelerinin semalarında olduğu gibi, Avrupa'yı balistik füzelerden ve "Şahed"lerden, seyir füzelerinden ve bombalardan korumamız gerektiğine inanıyoruz. Bizim gökyüzümüz ve komşularımızın gökyüzü aynı güvenliği hak ediyor.

ABD ve İngiltere'nin yanı sıra AB üyesi Fransa da İran'ın İsrail'e 13 Nisan'daki hava saldırısının önlenmesine destek vermişti.

- Liderler, aciliyetin altını çizdi

Öte yandan AB zirvesinin dış ilişkiler oturumunda ele alınan Ukrayna başlığının ardından, sonuç bildirisinin ilgili bölümü kabul edildi.

Bildiride "AB, son zamanlarda enerji sektörüne yönelik olanlar da dahil olmak üzere, Rusya'nın Ukrayna'nın sivillerine ve sivil altyapısına yönelik devam eden hava ve füze saldırılarını güçlü bir şekilde kınıyor." ifadesi yer aldı.

AB ve üye ülkelerinin jeneratörler ve güç transformatörleri gibi ekipmanlar ile insani ve sivil koruma için yardım malzemeleri göndermeye devam edeceğinin aktarıldığı bildiride, "AB, Ukrayna'ya acilen hava savunması sağlanması, topçu mühimmatı ve füzeler de dahil olmak üzere gerekli tüm askeri yardımın sağlanmasının hızlandırılması ve yoğunlaştırılması ihtiyacının altını çiziyor." değerlendirmesi yapıldı.