Lübnan Şii müftüsü: Kota sistemini kaldıralım

Abdul Emir Kablan, oğlunun ifadelerini yumuşatmaya çalıştı (Lübnan Ulusal Haber Ajansı LNA)
Abdul Emir Kablan, oğlunun ifadelerini yumuşatmaya çalıştı (Lübnan Ulusal Haber Ajansı LNA)
TT

Lübnan Şii müftüsü: Kota sistemini kaldıralım

Abdul Emir Kablan, oğlunun ifadelerini yumuşatmaya çalıştı (Lübnan Ulusal Haber Ajansı LNA)
Abdul Emir Kablan, oğlunun ifadelerini yumuşatmaya çalıştı (Lübnan Ulusal Haber Ajansı LNA)

Lübnan Şii Müftüsü Mümtaz Ahmed Kablan, Lübnan devlet sistemini inşa eden formülün artık geçerli olmadığını ifade etti. Müftü, yeni bir kurucu konferans toplanmasını talep ederek maddelerinin çoğunluğunun uygulanması beklenen Taif Anlaşması’nın feshedilmesini ve Lübnan sistemini değiştirmeyi teklif etti.
Kablan’ın açıklamaları, ‘federalizm çağrısı yapan itaatsiz sesler’ nitelendirmesi yapan Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri’ye cevap olarak algılandı.
Berri, idari ve mali ademi merkeziyetçilik çağrısı yapan (Maruni Hristiyan) Özgür Yurtsever Hareket (ÖYH) Genel Başkanı Cibran Basil’in ifadelerine yanıt olarak Şii Müftüsü’nün sarf ettiği sözleri üzerinde açıklamada bulunmuştu.
Kablan, Hristiyanlar ve Müslümanlar arasında eşitliğe dayalı Lübnan kota sistemini eleştirirken, Ramazan Bayramı için yayınladığı mesajda, “Lübnan’ın kuruluşunun kökeni, sömürgeci ve tekelci bir projeye hizmet etme göreviyle mezhepçi ve totaliter bir temele dayanıyor. Bu formül, artık tükendi. Bişara el-Huri (bağımsızlık döneminin ilk Lübnan Cumhurbaşkanı) ve Riyad es-Sulh’un (bağımsızlık sonrasındaki ilk başbakan) faaliyetleri, artık devlet ve vatandaşın çıkarına değil. Aynı zamanda bu aşama sona erdi. Bu nedenle mezhep kotası formülünü hukukun üstünlüğü ve non-sekterlik (mezhebe bağlı olmama) lehine bırakmamız gerekmektedir” dedi.
Siyasi gerginliğin artması ve bölgedeki krizlere yönelik çözüm açıklamaları çerçevesinde ortaya koyulan Kablan’ın tavrı ve öncesinde de Basil’in ifadeleri, doğrudan ve dolaylı olarak tepkilere yol açtı.
Berri’den, meclisten, Şii partiler Emel Hareketi’nden veya Hizbullah’tan Kablan’ın ifadelerine yönelik henüz herhangi bir resmi açıklama yapılmadı. Yüksek Şii Konseyi Başkanı Abdul Emir Kablan (Müftünün babası) ise 25 Mayıs’ta Ramazan Bayramı münasebetiyle yaptığı açıklamada sosyal ve ekonomik meselelere odaklanma, yolsuzların hesap vermesi ve ABD kısıtlamalarından kurtulma talepleriyle müftünün ifadelerinin etkisini yumuşatmaya çalıştı.
Nebih Berri’ye yakın kaynaklar, müftünün ifadelerinin ‘Lübnan’daki siyasi ve popüler çevrelerde kafa karışıklığına yol açtığını’ belirtirken, Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada da Kablan’ın meseleye bu şekilde yaklaşmasından memnun olmadıklarını vurguladı.
Öte yandan Berri başkanlığındaki Meclis’teki Kalkınma ve Kurtuluş Bloğu Milletvekili Gazi Zuayter, Kablan’ın ifadeleri ve manası hususunda ayrıntıya girmekten kaçınarak, Şarku’l Avsat’a “Bu ülkede farklı mezheplerin çocukları olarak bir arada bulunan ve ayrım yapmayan her şeyi ve herkesi destekliyoruz. İmam Musa es-Sadr’ın bu mesajı, aynı zamanda Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri’nin mesajıdır” açıklamasında bulundu.
Zuayter, “Lübnan’da yasalar ve anayasada bazı ayarlanabilir noktalar hususunda bir fikir birliği mevcutsa bu geçerli olabilir. Ama herkes bu durumda bir eksiklik görüyorsa, koşullar aynı kalır” dedi.
Milletvekili, “Bazı gizli durumlarda, Şii Müftüsü’nün ifadelerinden daha tehlikeli sözler mevcut” dedi. Berri’nin iki gün önce güney bölgelerin kurtuluş yıldönümünde Lübnan krizinin çözümüne ilişkin tavrını da hatırlatan Milletvekili, onun ‘federalizm çağrısı yapan itaatsiz sesler’ nitelendirmesi yaparak durumu eleştirdiğini vurguladı. Milletvekili Gazi Zuayter’e göre Berri daha sonra da eşitliğe dayalı mezhepsel kısıtlamalar dışında bir seçim yasası kabul edilerek, siyasi yaşamın yeniden canlandırılması çağrısında bulundu.
Bazı kesimler, Kablan’ın ifadelerini Cibran Basil’in idari ve mali ademi merkeziyetçilik çağrısına yanıt olarak geldiğini savunurken, Özgür Yurtsever Hareket partisi Milletvekili Allan Avn da konuya ilişkin yorum yapmaktan kaçındı. Avn ayrıca, Kablan’ın ifadelerini Emel Hareketi ve Hizbullah tarafından ifade edilen Şii toplumun siyasi tavrını yansıtmadığını ve Berri’nin ‘federalizmi reddettiği’ sözlerini hatırlattığını belirtti.
Allan Avn, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Bu durum, Müftü Kablan’ın kişisel görüşüdür. Bu düşünceleri paylaşmıyoruz. Hepimiz, Lübnan’ın sistemini eleştiriyoruz, ancak mezhepçiliğin kaldırılması, biraz zamana ihtiyaç duyuyor. Sistemin değiştirilmesi veya geliştirilmesi ile ilgili herhangi bir öneri de bugün mevcut olmayan kapsamlı bir Lübnan ulusal uzlaşısı gerektiriyor” dedi.
Bu atmosfere cevaben (Dürzi) İlerici Sosyalist Parti (İSP) Genel Başkanı eski Milletvekili Velid Canbolad, Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, “Bazı kesimlerin hala federalizm ya da buna benzer bir durum hakkında nasıl düşündüğünü bilmiyorum. Durum, istisnasız herkes için bir intihar projesi olarak bir bölünme kavramını hatırlatıyor” ifadelerini kullandı.
Aynı şekilde (Maruni Hristiyan) Ketaib Partisi Milletvekili Bilal Abdullah da Twitter üzerinden “İster doğrudan federal sistem olsun, ister siyasi ve idari ademi merkeziyetçilik olsun, isterse de üçlü, dörtlü ya da beşli sisteme geçiş olsun bazıları tarafından pazarlanan yeni mezhepçi her proje, sadece başarısız bir mezhep sisteminin yeni şekillerinin doğuşu olacak” ifadelerini kullandı.
(Maruni Hristiyan) Lübnan Kuvvetleri Partisi Milletvekili Vehbi Katişa da Kablan’ın ifadelerinin tehlikeli ve kabul edilemez olduğunu söyleyerek, Şii toplumundaki sivil yetkililere açıklama yapma çağrısında bulundu. Beyrut merkezli özel Merkeziyye Haber Ajansı’nın sorularını yanıtlayan Katişa, “Eğer Hizbullah, iddia ettiği kadar güçlü olsaydı Şeyh Kablan’ın tavrının arkasında olanları örtmek zorunda kalmazdı. Hizbullah, ABD ve İran’ın arasında artan çatışma nedeniyle çevresinde yaşanan savaşın bir sonucu olarak bir çıkmaza girdiğini hissediyor” dedi.
Milletvekili, “Lübnan’ın geleceği ve siyasi sistemi ile ilgili her türlü öneri, diyalog yoluyla ve ülkedeki siyasi bileşenlerin çoğu arasındaki bir anlaşmaya ortaya koyulmalıdır” değerlendirmesinde bulundu.



İsrail ordusu Gazze'yi işgal etmek için ayrıntılı bir plan hazırladı

TT

İsrail ordusu Gazze'yi işgal etmek için ayrıntılı bir plan hazırladı

İsrail ordusu Gazze'yi işgal etmek için ayrıntılı bir plan hazırladı

Gazze'ye yönelik savaşı tamamen durduracak yeni bir takas anlaşmasının imzalanması için büyük çaba sarf edildiği, Mossad şefi David Brennai'nin anlaşma ve diğer konuları takip etmek üzere Doha'ya gittiği ve ABD Başkanı Donald Trump'ın Tel Aviv'i ziyaret etme ihtimalinin güçlü olduğu bir dönemde, İsrail ordusu Gazze Şehrini ve tüm Gazze Şeridini işgal etmek için bir plan hazırladığını duyurdu.

Güvenlik birimleri, Gazze'yi işgal etmenin büyük bir hata olacağını, İsrail askerleri için ölüm tuzağı ve stratejik bir pusuya dönüşebileceğine inandıklarını hükümete bildirmelerine rağmen, özellikle de bir atılım ve müzakerelere dönüş umutlarının yeniden açıldığı bu dönemde, savaşta ve barışta karar verici olan siyasi liderliğin iradesine boyun eğdiler. Gazze Şeridi'nde işgal edilmemiş bölgeleri işgal etmek için bir savaş planı hazırladı. Genelkurmay Başkanı operasyonun hedeflerini Gazze'yi kontrol altına almak ve (Hamas'ı) yenilgiye uğratmak olarak formüle etti.

u6y7
İsrail askerleri 8 Haziran 2025'te Han Yunus'taki Avrupa Hastanesi'ni koruyor (DPA)

Siyasi çevreler planı, eksik ve Gazze'yi yavaş yavaş işgal etmeyi amaçlayan bir plan olarak değerlendirerek, hızlandırmak için gerekli araç ve planları geliştirmesi için orduya iade etmeyi planlıyor. Askeri kaynaklar siyasi çevrelerden gelen eleştirilere şu yanıtı verdi: "Neredeyse iki yıldır süren çatışmalardan sonra ordu, manevra yapan savaşçılarının güvenliği için en güvenli yöntemin bu yavaş yöntem olduğunu anlamaktadır. Ordu ayrıca tüm nüfusu (yaklaşık 800.000 kişi ve muhtemelen daha fazlası) sivil bölgeden çıkarıp Mevasi'deki bölgelere taşımadan işe başlamanın doğru olmayacağını da anlıyor."

Cesaret ve çatışma doktrinini terk etmekle suçlanmamak için ordu, Gazze Şehri'ndeki Zeytun mahallesine saldırarak Gazze'yi işgal etme yolunda önemli bir deneye başladığını duyurdu. Amaç bir sonraki güçlü adım için hazırlık ortamı yaratmak. İlerleme hızının yavaş olması, en azından birkaç ay sürmesi bekleniyor. Ordu, siyasi liderliğin çok sayıda silah ve  askerle hızlı ve güçlü bir “tek vuruş” operasyonu talebinin gerçekçi olmadığını açıkladı.

sdfertg
Gazze Şeridi sınırına yakın bir İsrail askeri karakolu Salı (Reuters)

İsrail Savunma Bakanlığı (IDF) Sözcüsü bugün yaptığı açıklamada “önümüzdeki günlerde binlerce yedek kuvvetler mensubunun, yedek kuvvetler için acil çağrı emri olan (Emir No. 8)'i alacağını” duyurdu. Sözcüye göre Gazze'ye doğru ilerleyişin en az iki alanda (Batı Şeria ve Yemen'deki Husiler) çatışmaların tırmanmasına yol açacağı ve başka bir alandan da meydan okuma girişimlerinin olabileceği tahmin ediliyor. Bu da Batı Şeria cephesi ve doğu sınırındaki tabur ve tugayların yanı sıra hava savunma sistemini takviye etmek üzere ilave yedek askerlerin seferber edilmesini gerektiriyor.

Yediot Ahronot'un askeri muhabiri Yoav Zeitoun'a göre dün (Perşembe) Genelkurmay Başkanı Korgeneral Eyal Zamir, Gazze'nin işgalinin düzenli ordu güçlerine ek olarak 80 ila 100 bin arasında yedek askerin askere alınmasını gerektirdiğine inanıyor. Önümüzdeki günlerde çeşitli birimler Gazze'nin en az kayıpla işgal edilmesinin nasıl olacağı konusunda ayrıntılı müzakerelere devam edecek ve tatbikata katılacak tümen ve tugaylarda yapılandırılmış bir savaş sisteminin uygulanması bekleniyor. Gazze Şehri'nde, batı yakasındaki kulelerinde ve Hamas tarafından hazırlanan gerilla hücrelerine karşı, Gazze Şeridi'nin kuzeyinin geri kalanında sık sık çatışmaların, devam etmesi bekleniyor.

safrgt
Bombardıman nedeniyle Gazze'nin kuzeyinden yükselen dumanların sınırın İsrail tarafından görüntüsü... (Reuters)

Zeitoun bu görüşmelerin Genelkurmay'ın askerlerin moralinin erozyona uğramasından endişe duyduğu bir ortamda gerçekleştiğini ve bu nedenle toparlanmanın sağlanması ve bir sonraki görevler öncesinde nefes aldırılması ışığında kuvvetlerin verimliliğinin arttırılması ve yedeklerin askere alınmaya hazır hale getirilmesinin önemine dikkat çekildiğini belirtti. Genelkurmay Başkanı'nın geçen hafta ortak bir siyasi ve askeri liderlik toplantısında uyardığı gibi IDF'nin ciddi insan gücü sıkıntısı ve sahadaki birliklerin tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olduğu bir dönemde gerçekleşiyor. Gazze Şeridi'ni işgal etmenin bir hata olacağını ve stratejik bir pusuya ve ölüm tuzağına dönüşebileceğini söyledi. Ancak siyasi liderlik bu sözleri reddetti. Netanyahu, ABD Büyükelçiliği'nin Ulusal Gün kutlamasını fırsat bilerek kendisini eleştirenlere saldırdı: “Tam zaferin ne demek olduğunu bilmeyen generaller var" dedi.

Safed'deki Kuzey Komutanlığı karargahında yaptığı konuşmada General Zamir eleştirilere şu yanıtı verdi: "Ordunun mücadelesi tüm cephelerde ve Gazze Şeridi'nde aralıksız devam ediyor. Bu, güney sakinlerinin güvenliğini sağlama hedefi doğrultusunda cesaret ve kararlılıkla yürütülen günlük bir fedakarlık gerçeğidir. Hamas yönetimini temelinden sarsmak ve kaçırılanları onurlu bir şekilde defnederek ya da evlerine getirmek, halkımıza ve aynı zamanda düşmanlarımıza verdiğimiz açık bir mesajdır. IDF güçlüdür, proaktiftir, saldırır ve tehditleri yok eder ve yeniden şekillenme sürecindedir. Yıllardır bizi boğan kıskaç düşmanlarımızın etrafında dönüyor ve sıkılaşıyor. Bu, sözlerle değil eylemlerle hayata geçirilen yeni bir gerçekliktir."