Ahmed es-Suheyl
Irak’ta Başbakan Mustafa el-Kazimi'yi destekleyecek bir meclis yapısının bulunmamasının yarattığı paradoks, Kazimi’nin erken seçimlere gitme vaadinin yanı sıra mali kriz, güvenlik durum ve yeni tip koronavirüs salgını ile ilgili devam eden sorunlara ilişkin verdiği sözleri yerine getirmesini zorlaştırabilir.
Irak Meclisi’nin yeni seçim yasasını oylamasına rağmen Meclis Başkanlığı, yasayı şuana kadar onaylanmak üzere Cumhurbaşkanı'na göndermiş değil. Meclis Başkanlığı bunun nedenini, Federal Mahkemede devam eden kararsızlığın yanı sıra seçim bölgeleri, nüfus sayımları ve kadın vekil kotası konularındaki eksikliklere bağladı.
Erken seçimlerin yanı sıra Kazimi'nin karşılaşabileceği bir başka sorun, silahları sadece devletin yetkisinde sınırlandırma sorunu olabilir. Özellikle önemli bir siyasi desteğe ihtiyaç duyulan bu konunun, Meclis’teki ana blokların silahlı kolları olması nedeniyle uygulanması zor gibi görünüyor.
Erken seçimler konusunda bölünme
Başbakan Kazimi daha önce “Adil seçimlerin önünü açmak için her şeyden önce anayasaya uygun olarak devletin tüm alanlardaki egemenliğini teyit edilmeli ve ardından Irak topraklarının başkalarının savaş arenasına dönüşmesini önlemek için silahların sadece devletin, Silahlı Kuvvetler’in ve Silahlı Kuvvetler Başkomutanı’nın yetkisinde sınırlandırılmalıdır” diyerek, erken seçimlere gitme sözü vermişti.
Bu arada sızan bilgiler, Başbakan’ın gerçekten de erken seçimlere gitmek konusunda ciddi olduğuna işaret ederken bunu yapmayı kolaylaştırmak ve erken seçimler için güvenli bir ortam sağlamak amacıyla siyasi güçlerle müzakerelere devam ediyor.
Konuyu yakından takip eden yetkililere göre siyasi güçler arasında bu konudaki bölünme hala devam ediyor. Başta Mukteda es-Sadr liderliğindeki Sadr Hareketi'nin desteklediği Sairun Koalisyonu olmak üzere büyük siyasi bloklar, Kazimi'nin erken seçimlere gitme fikrinin destekliyorlar. Ancak buna karşın bazı taraflar ve özellikle bazı siyasi bloklar, seçim yasasıyla ilgili uzlaşı olgunlaşmadığından erken seçimler için uygun ortamın henüz oluşturulamamış olmasından çekiniyorlar.
Belki de Haşdi Şabi ve ona bağlı silahlı gruplarla bağlantılı busiyasi güçler, seçimlerin 2022'deki normal tarihlerine kadar ertelemeye çalışması, protesto hareketine karşı oldukları yönündeki suçlamalarla ve halkın çeşitli kesimlerinin Başbakan Adil Abdulmehdi döneminde bu güçlerin devleti yönetemedikleri ithamlarıyla ilgilidir.
Lojistik ve diğer seçim meseleleri
Şarku’l Avsat’ın aktardığına göre Independent Arabia’ya konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan İrade Hareketi Milletvekili Hüseyin Arab, “Erken seçimlerin önünde lojistik ve bir takım bağlamlarla ilgili çeşitli engeller duruyor. Siyasi bloklar, Yüksek Seçim Komisyonu’nun seçim bölgeleri, yöneticileri ve koltuk dağılımı ile ilgili detayları belirlemesi için onu acele etmeye zorlayamaz. Bununla birlikte koronavirüs salgını ve ülkenin mali durumu da tüm bunlara ek bir engeldir” ifadelerini kullandı. Arab, erken seçimler hakkında ancak bu bağlamlar tarafından belirlenen çerçevede konuşulabileceğini belirtti.
Her koalisyonda erken seçimlerin yapılmasına istekli bloklarla ve buna isteksiz olan bloklar olduğunu söyleyen Arab, daha önceki seçimlerde az sayıda sandalye kazanan her koalisyonun, daha fazla sandalye kazanma umuduyla seçimlerin yapılmasını sabırsızlıkla beklediklerini, bununla birlikte büyük bloklardan oluşan koalisyonların koltuklarını kaybetmemek için yeniden örgütlenmemesini umduklarını söyledi.
Ancak İrade Hareketi Milletvekili, ‘hiçbir partinin lojistik konularla erken seçimleri erteleyemeyeceğinin’ altını çizdi.
İki bakış açısı
Irak Siyasi Düşünce Merkezi Başkanı İhsan eş-Şammari konuyla ilgili değerlendirmesinde Kazimi'nin ana görevinin, ülkeyi erken seçimlere hazırlamak ve bunun için uygun koşulları ve atmosferi yaratmak zorunda olduğunu söyledi. Kazimi’nin bu görevden vazgeçmeyeceğine inandığını belirten Şammari, “Siyasi bloklar seçim yasasının tamamlanması ve partiler kanununun değiştirilmesi konularının önüne bir takım engeller koyacaktır. Ancak son söz Iraklılarındır. Halk, bu engelleri oluşturmak isteyen siyasi güçlere karşı olacaktır. Siyasi güçler, koronavirüs salgınının patlak vermesiyle protesto hareketinin durmasının ardından derin bir nefes aldı. Ancak, halk ayaklanması ve oturma eylemlerinin geri dönme olasılığı konusundaki endişeleri devam ediyor” ifadelerini kullandı.
Siyasi güçlerin erken seçimlerin yapılmasına ilişkin konumu ile ilgili iki bakış açısı olduğuna dikkati çeken Şammari, bunlardan ilkinin, Şii güçler arasındaki bazı grupların erken seçimlere gitmek isterken bazılarının gitmek istememesi sorunu olduğunu söyledi. Erken seçimlere gitmek istenmemesinin nedeninin Şammari, söz konusu siyasi güçlerin protestocuların yolsuzluk, ülkenin çöküşü ve kötü yönetimden ve mali krizden sorumlu tutulan önceki hükümette yer almalarından kaynaklı çeşitli suçlamaların bir sonucu olarak geleceklerinin ve siyasi nüfuzlarının etkilenmesiyle ilgili endişelerden kaynaklandığını ifade etti.
Şammari diğer bakış açısının ise söz konusu güçlerin Kazimi’nin ülkeyi yönetmede başarılı olması konusundaki endişeler olduğunu belirtti. Şammari’ye göre Kazimi’nin siyasi bir rakip olarak seçimlere girmesi, kayıplarının artırmasına neden olabilir.
Anayasal yöntemler
Konuyla ilgili Independent Arabia’ya konuşan hukuk uzmanı Ali et-Temimi, “Erken seçimler, ancak dördüncü yılını dolduran mevcut Meclis’in dağıtılmasıyla yapılabilir. Bu da ancak milletvekillerinin üçte birinin talebi ve milletvekili sayısının salt çoğunluğunun onaylanmasıyla ya da Başbakan'ın talebi ve Cumhurbaşkanı'nın onayı ile mümkün olabilir. İki durumdan birinin meydana gelmesi halinde Anayasa'nın 64’üncü maddesi uyarınca Cumhurbaşkanı, fesih tarihinden itibaren iki ay içinde genel seçim çağrısında bulunur” şeklinde konuştu.
Temimi, “Geçici bir hükümet ve erken seçimler konusunda hiçbir anayasal belge yok. Kazimi, Anayasa’nın 76’ıncı maddesine göre hükümetini anayasal sürenin sonuna kadar sürdürebilir” dedi.
Silahların sadece devletin yetkisinde sınırlandırılması konusunda herhangi bir stratejinin olmaması
Silahların devletin yetkisinde sınırlandırılması konusunda, Kazimi’nin belki de bu bağlamda vaatlerini yerine getirmenin önündeki en önemli engellerden biridir. Bu engel, ülkenin bir güvenlik krizine girme ve silahlı gruplarla karşı karşıya kalma olasılığından kaynaklanan bir korkudur. Büyük Şii bloklar, bir Şiiler arasında yaşanan çatışmanın başlayabileceğine dair endişelerini ifade ederken, son protestolarda bu konuda yapılan uyarılar da artmıştı.
Bununla birlikte bu mesele, Kazimi’nin arkasında siyasi destekçiler ve Meclis desteğinin bulunmaması, silahlı gruplara karşı sert bir tutum sergileme konusunda tereddüt etmesine ve siyasi güçlere karşı katı bir tutum sergilemesine yol açabilir.
Independent Arabia'ya konuşan Iraklı siyasi araştırmacı Hişam el-Mevzani, “Kazimi, Savunma ve İçişleri bakanlıklarına birer askeri isim seçme konusunda başarılı olsa da bu durum protestocuların göstericileri öldürmekle suçladığı İçişleri Bakanlığı'nda büyük değişiklikler yaratamayacaktır. Çünkü bu adım, bu konuda suçlanan siyasi güçlerle karşı karşıya gelmek olarak kabul edilebilir. Kazimi'nin silahların devletin yetkisinde sınırlandırılması sorununu çözme konusunda henüz net bir stratejisi yok. Bu konuda bölgede çatışan, fakat ateşkes isteyen güçlerin ciddiyetine güveniyor. Kazimi, kendisini akil bir istihbaratçı olarak gören Tahran ile uzun bir çatışma olmadan İran yanlısı Haşdi Şabi ve İran’ın diğer kollarını dağıtan adam olmasını uman Washington arasında çift taraflı bir baskının ortasında bulunuyor” ifadelerini kullandı.
Kazimi’nin hala Meclis’teki etkili siyasi güçleri kazanmaktan ziyade halkı kazanmaya çalıştığına dikkati çeken Mevzani, ‘Kazimi'nin sorununun iyi niyetlerini bile pazarlayamaması’ olduğuna işaret ederek “Kazimi acil olduğu düşünülen siyasi hareketleri kazanma yeteneğine sahip değil” dedi.
Kazimi erken seçimleri istemiyor mu?
Kazimi'nin bu konudaki sözlerine rağmen ‘erken seçimleri istemediğine ve başbakanlık dönemini tamamlamaya çalıştığına’ inandığını söyleyen Mevzani, bu yüzden Kazimi’nin halkın desteğini almak istediğini ve zayıf partilerden oluşan, bir tür devrimci meşruiyet elde etmek için protesto meydanlarına yakın olan bir siyasi akım yaratmaya çalıştığını öne sürdü.
Mevzani değerlendirmesine şöyle devam etti:
“Kazimi erken seçimlere gitmek istese bile, genel olarak siyasi güçler ve özellikle Şii güçler, bunu yapmak istemiyor. Çünkü geleneksel siyasi güçlere kızgın olan sosyal sınıflar içindeki siyasi konumlarını yeniden kazanmaya çalışıyorlar. Halkın önceki seçimleri boykot etmesi, halk içindeki siyasi konumlarının açık bir göstergesiydi. Erken seçimler yapılsa bile, tüm yönleriyle siyasi güçlerin vizyonuna tabi olacaktır.”