Koronavirüs takip uygulamasındaki güvenlik açığı nedeniyle Katar’a yönelik uluslararası eleştiriler sürüyor

Bir milyondan fazla kullanıcıya ait kişisel veriler tehdit altında

Katar’ın başkenti Doha’da maske takan insanlar (AFP)
Katar’ın başkenti Doha’da maske takan insanlar (AFP)
TT

Koronavirüs takip uygulamasındaki güvenlik açığı nedeniyle Katar’a yönelik uluslararası eleştiriler sürüyor

Katar’ın başkenti Doha’da maske takan insanlar (AFP)
Katar’ın başkenti Doha’da maske takan insanlar (AFP)

Uluslararası Af Örgütü (AI) dün (Salı), yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla mücadele kapsamında Katar’da uygulanan zorunlu vatandaş takibi uygulamasındaki güvenlik açığı sebebiyle bir milyondan fazla kullanıcının kişisel verilerinin saldırıya açık hale geldiği konusunda uyardı.
Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı’ndan (AFP) elde ettiği bilgilere göre, Uluslararası Af Örgütü tarafından geçtiğimiz Perşembe günü açıklandıktan sonra Cuma günü düzeltilen söz konusu güvenlik açığından, bilgisayar korsanları sisteme sızarak kullanıcılara ait kimlik bilgilerini, konum ve hastalık durumlarına ait verileri ele geçirdi.
Cuma gününden bu yana cep telefonlarına indirmenin zorunlu hale getirildiği uygulamayla ilgili güvenlik endişeleri artarken, uygulamanın zorunlu tutulması kullanıcıların tepkisini çekti. Bu durum yetkilileri uygulamayla ilgili güvence vermeye ve bazı tavizler sunmaya itti.
Kullanıcılar ve uzmanlar, uygulamayı telefona yüklemeyebilmek için, telefon görüşmeleri yapmaya izin vermesinin yanı sıra, Android cihazlarda fotoğraf ve video galerisine erişim sağlamak da dahil olmak üzere birçok bilgiye erişim şartının ileri sürülmesini eleştiriyor.
Programın çalışması için bu şartları kabul etmenin gerekli olduğu konusundaki ısrara rağmen, yetkililer uygulamanın endişeye sebep olan güvenlik boşluğunu kapatacaklarını, hafta sonunda uygulama için bir güncelleme yayınlayacaklarını açıkladılar.
Uluslararası Af Örgütü ise yaptığı açıklamada, “Uluslararası Af Örgütü’ne bağlı Güvenlik Laboratuvarı, uygulama kullanıcılarına ait isim, sağlık durumu ve karantina altındaki kişilerin GPS koordinatları da dahil olmak üzere kişisel verilerine erişilebildiğini, çünkü uygulamanın ana sunucusunun bu verileri korumak için gerekli önlemlerden yoksun olduğunu” belirtti. Açıklamada ayrıca, “Uluslararası Af Örgütü, “Katar hükümeti tarafından koronavirüs salgınını önlemek için ücretsiz sağlık hizmeti sunmak gibi şimdiye kadar alınan çaba ve önlemleri kabul ederken, uygulanan tüm prosedürlerin insan hakları standartlarına uygun olması gerekir” ifadeleri kullanıldı.
2 milyon 750 bin nüfuslu Katar’da, 47 bin 207 kişinin koronavirüsten etkilendiği kaydediliyor. Bu sayı, toplam nüfusun yaklaşık olarak yüzde 1,7’sine denk gelirken, 28 kişi de virüs nedeniyle hayatını kaybetti.
Dünyadaki diğer hükümetlerin yaptığı gibi Katar’da da yetkililer enfekte vakaları izlemek, enfeksiyon riski altındaki insanları uyarmak veya enfekte vakalarla temas eden insanların hareketliliğini izlemek için cep telefonu uygulamalarına başvurdu.
“İhtiraz” adı verilen uygulama, yetkililer tarafından herhangi bir vakitte kişinin bulunduğu yerin tespit edilmesi ve tüm hareketlerinin canlı olarak takip edilmesine izin veriyor. Katar polisi, kamusal alanlarda zorunlu maske takma uygulamasına ek olarak uygulamanın kullanıldığından emin olmak için emirliğin her yanında kontrol noktaları kurdu.
Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Claudio Cordone, uygulamadaki güvenlik açığı hakkında, “Katar’daki hastalık takip uygulamasında, kötü niyetli bilgisayar korsanlarının kolayca sızabileceği ve faydalanabileceği büyük bir güvenlik zafiyeti ve temel bir kusur bulunduğunu” ifade etti. Yetkili ayrıca, Katarlı yetkililerin uygulamanın zorunlu olarak kullanılması kararını iptal etmeleri gerektiğini belirtti.



Trump mayıs ortasında Suudi Arabistan, Katar ve BAE'yi ziyaret edecek

 ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
TT

Trump mayıs ortasında Suudi Arabistan, Katar ve BAE'yi ziyaret edecek

 ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)

 

Beyaz Saray sözcüsü Caroline Leavitt dün yaptığı açıklamada, ABD Başkanı Donald Trump'ın 13-16 Mayıs tarihleri arasında Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri ile birlikte Suudi Arabistan'ı ziyaret edeceğini duyurdu.

Trump'ın ikinci dönemindeki ilk dış gezisinin Ortadoğu'ya olması planlanıyordu ancak Papa Francis'in ölümü üzerine cumartesi günü yapılacak cenaze törenine katılmak üzere ilk durağı Vatikan oldu.

ABD Başkanı CBS News'e daha önce yaptığı bir açıklamada, Ortadoğu ile ilişkilerini “iyi” olarak tanımlamıştı. ABD ile Suudi Arabistan arasındaki ticari bağları ve Riyad'ın barış ve istikrarın tesis edilmesindeki bölgesel rolünü düzenli olarak övüyor.

Trump, ABD'nin diplomatik çabalarına ve yetkililerine ev sahipliği yaptığı ve Rusya ile Ukrayna arasında ateşkes sağlanmasına yönelik görüşmeleri kolaylaştırdığı için Suudi Arabistan'a defalarca övgüde bulundu.

ABD Başkanı ayrıca ABD şirketlerinde bir milyar dolara yaklaşan Suudi yatırımlarını övmekte ve Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile olan güçlü dostluğuyla övünmektedir.

Beyaz Saray sözcüsü Carolyn Leavitt (Reuters)Beyaz Saray sözcüsü Carolyn Leavitt (Reuters)

Suudi Arabistan Beyaz Saray için büyük bir diplomatik öneme sahip ve Başkan Trump 2017'deki ilk döneminde dış ziyaretlerine buradan başladı. Yönetimi Suudi Arabistan'ın bölgesel ve uluslararası rolünü takdir ve övgü ile karşılıyor.

Krallık, Moskova ve Kiev arasında ateşkes sağlanması ve üç yıldır devam eden savaşın sona erdirilmesi çabalarının bir parçası olarak, iki tur ABD-Rusya ve ABD-Ukrayna görüşmesine ev sahipliği yaptı. ABD yönetimi ayrıca Suudi Arabistan'ın küresel petrol fiyatlarını korumak için OPEC'teki rolünü de takdir ediyor.

Şarku’l Avsat’ın elde ettiği bilgiye göre analistler Başkan Trump'ın Suudi Arabistan, Katar ve BAE'ye yapacağı ziyaretin büyük önem taşıdığını ve bu üç ülkeye yapacağı ziyaret sırasında bir dizi ekonomik ve askeri anlaşmaya imza atmayı hedeflediğini belirtiyor.

Ziyarette ayrıca Katar'ın İsrail ile Hamas arasındaki savaşı durdurma ve rehinelerin serbest bırakılmasını sağlama çabalarında arabulucu olarak oynadığı rolün vurgulanacağını ve Trump yönetiminin BAE'yi ABD'nin kilit bir ortağı olarak gördüğünü ifade ettiler.