Askeri Basın Sözcüsü: DEAŞ artık Irak için bir tehdit değil

Irak Başbakanı Mustafa el-Kazimi’nin Askeri Basın Sözcüsü Albay Yahya Resul
Irak Başbakanı Mustafa el-Kazimi’nin Askeri Basın Sözcüsü Albay Yahya Resul
TT

Askeri Basın Sözcüsü: DEAŞ artık Irak için bir tehdit değil

Irak Başbakanı Mustafa el-Kazimi’nin Askeri Basın Sözcüsü Albay Yahya Resul
Irak Başbakanı Mustafa el-Kazimi’nin Askeri Basın Sözcüsü Albay Yahya Resul

Irak, Suriye-Irak sınırının her iki tarafında da aldığı yenilgilerin ardından bu yılın başlarından bu yana saflarını büyük ölçüde yeniden düzenlediği belirtilen DEAŞ’ın artan faaliyetlerine tanıklık ediyor. Ancak Irak ordusu yönetimi, terör örgütünün artan faaliyetlerinden endişe etmiyor. Irak Başbakanı Mustafa el-Kazimi’nin Askeri Basın Sözcüsü Albay Yahya Resul, DEAŞ’ın eskisi gibi Irak'a yönelik bir tehdit oluşturmadığını vurgulayarak örgüt hücrelerinin ‘neredeyse bittiğini’ söyledi. Albay Resul, “(DEAŞ) artık şehirlerimizi ve vatandaşlarımızı tehdit edemez” ifadelerini kullandı.
Ancak ‘DEAŞ’ın geri dönüş’ tehlikesiyle ilgili kaygıların açıkça ifade edilmemesi, Irak ordusunun, ülkenin farklı bölgelerindeki DEAŞ üyelerinin saklandıkları noktalara yönelik son haftalarda başlatılan onlarca güvenlik operasyonunun gösterdiği üzere bu tehdidin ciddiye alınmadığı anlamına gelmiyor. 
Albay Resul, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, bu operasyonların ‘ilerleme kaydetmek’ amaçlı olduğunu ve istihbarat bilgilerine dayanarak yapıldığını söylemesi, Irak güvenlik birimlerinin yıllardır Irak’ta ve Uluslararası Koalisyon’un DEAŞ’a karşı desteklediği Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) örgütün hücrelerine karşı yürüttüğü operasyonlarla Suriye’de yaptıkları soruşturmalar sonucunda DEAŞ hücreleriyle ilgili büyük miktarda bilgiye sahip olduğuna işaret etti.
Albay Resul, Başbakan ve Silahlı Kuvvetler Başkomutanı Mustafa el-Kazimi’nin (eski İstihbarat Direktörü) başkanlığındaki Bakanlar Kurulu’nun talimatıyla bu ayın başlarında, Silahlı Kuvvetler Başkomutanı Basın Sözcüsü olarak görevlendirildi.
Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, Irak ordusunun DEAŞ hücrelerine karşı yürüttüğü operasyonlardan bahseden Albay Resul, “Irak güvenlik güçleri, terörist çeteleri yendikten sonra istihbarat çalışmalarını yoğunlaştırdı ve önleyici operasyonlara başladı. Örgütün birkaç lideri ve unsuru tutuklandı. Ayrıca özellikle bu terörist çeteleri finanse edenler de yakalandı” ifadelerini kullandı. Bu yıl 16 Ocak'ta tutuklanan teröristlerden birinin, sözde ‘DEAŞ müftüsü’ olduğunu da sözlerine ekleyen Albay Resul, bu teröristin ‘Şeriat Komitesi’ olarak adlandırılan sözde kurumun sorumlusu olduğunu ifade etti. Kod adı Ebu Abdulbari olan teröristin, ‘Şifa en-Niğme’ olarak bilinen DEAŞ müftüsü olduğunu söyleyen Albay Resul, bu kişinin güvenlik güçlerine karşı provokatif ifadeleriyle tanındığını ve Musul kentindeki birçok camide imam-hatip olarak çalıştığını belirtti. Bu kişinin DEAŞ çetelerinin önde gelen liderlerden biri olarak kabul edildiğini aktaran Albay Resul, DEAŞ’a biat etmeyi reddeden akademisyenlerin ve din adamlarının infaz edilmesine yönelik yayınlanan fetvaların da sorumlusu olduğunu açıkladı. Albay Resul ayrıca Musul’da Yunus Peygamberin türbesinin bombalanması fetvasının da bu kişi tarafından verildiğini söyledi. DEAŞ üyeleri, Temmuz 2014'te Musul'u ele geçirdikten sonra türbeyi havaya uçurmuştu.

Silahlı Kuvvetler Başkomutanı Basın Sözcüsü Albay Resul şöyle devam etti:
“Güvenlik güçleri, zaman zaman aralarında Zafer İradesi Operasyonu, Irak Kahramanları Operasyonu ve Cezire Aslanları Operasyonu’nun da bulunduğu çok sayıda kapsamlı askeri operasyon gerçekleştirdi. Bu operasyonlar, istihbarat çalışmaları ve güvenlik birimlerinin liderlerinin belirli alanlardaki koşulları genel olarak değerlendirmesine bağlıdır.”
Bununla birlikte bu operasyonlarla DEAŞ’ın Irak'ta hiçbir alanı kontrol etmediğini vurgulayan Albay Resul, “Irak topraklarında DEAŞ’a yer yok. Bu örgütün çeteleri Irak’ın hiçbir bölgesini kontrol etmiyor. Güvenlik güçlerimiz, teröristlerin etki alanlarına ulaşmasını veya minyatür de olsa yeniden bir örgütlenmeye gitmesini önlemek için dağlardaki ve çöl bölgelerindeki terör yuvalarına karşı operasyonlar yürütüyor” diye konuştu.
Albay Resul, DEAŞ üyelerinin hangi  dağlarda ve çöl bölgelerinde aktif olduğunu belirtmezken uzman raporları, örgüt üyelerinin başta Salahaddin, Kerkük ve Erbil bölgelerindeki dağlık bölgelerde bulunan mağaralarda ve Enbar’dan Ninova’nın kuzeyine uzanan çöl bölgesindeki kuytu noktalarda saklandıklarına işaret etti. Söz konusu raporlara göre örgüt ayrıca Bağdat’ın kuzey bölgelerindeki hücrelerini de canlandırmaya çalışıyor.
Öte yandan örgüt son zamanlarda, Irak hükümeti ile koordinasyon halinde olanlar” şeklinde tanımlanan kişilerin kaçırılmalarına ve infazlarına dair üyelerinin güçlü faaliyetlerini gösteren görseller yayınladı.

Ancak Albay Resul bu konuyla ilgili olarak şu değerlendirmede bulundu:
“DEAŞ, birçok eski video kayıtlarını yayınlayarak medyada ön plana çıkmaya çalışıyor. Buna karşın Irak Silahlı Kuvvetleri de örgütün kalıntılarını ortadan kaldırmak için istihbarat çalışmalarını sürdürüyor. Güvenlik güçleri, basit bile olsa her türlü ihlale sert bir şekilde karşılık verir. DEAŞ üyeleri bazen doğrudan çatışmaya girerken bazen de vur-kaç yöntemine başvuruyorlar. Güvenlik güçlerimiz de onları takip eder ve ya etkisiz hale getirir ya da tutuklar. Yine DEAŞ üyeleri bazen rastgele patlayıcı tuzaklar kurarlar. Bu saldırılar ağır kayıplara neden olmasa da yere düşen her damla kanın bizim için değerli olduğu unutulmamalı.”
 DEAŞ’ın eylemlerini artırması ve kontrolü altındaki şehirleri birer birer kaybettiği 2014'te yaptıklarını tekrarlaması olasılığına dair korkularla ilgili bir soru üzerine Irak Silahlı Kuvvetleri’nin böyle bir şey tekrarlanmasına izin vermeyeceğini vurgulayan sözcü, söz konusu olasılığı reddetti. DAEŞ'ın terörist çetelerinin ‘neredeyse bittiğinin’ ve eskisi gibi geri dönemeyeceğinin altını çizen Albay Resul, “Bu çetelerin artık şehirlerimizi ve vatandaşlarımızı tehdit edemediğini ve Irak güvenlik güçlerinin meydana gelebilecek herhangi bir ihlale karşı büyük bir deneyime sahip olduklarını teyit ediyoruz. Bir takım ihlaller olsa bile, herhangi bir güç veya etkiye sahip olmayacağından eminiz” yorumunda bulundu.
Haşdi Şabi’nin DEAŞ’a yönelik operasyonlara Irak Savunma Bakanlığı'nın gözetimi altında mı yoksa ayrı olarak mı faaliyet yürüttüğüne ilişkin bir soruyu ise Albay Abdullah, “Haşdi Şabi, Irak askeri sisteminin bir parçası ve örgütün kalıntılarını takip etmek için operasyonlar yürütmek üzere ordu ve güvenlik güçleriyle birlikte çalışıyor. Ortak Operasyonlar Komutanlığı, ister Haşdi Şabi ister diğer güvenlik ortakları olsun, tüm güvenlik güçlerine komuta ediyor” şeklinde yanıtladı.



Lübnan: İsrail’e roketli saldırı düzenleyen 'ana grup’ tutuklandı

Lübnanlı askerler kontrol noktasında bir aracı ararken (Lübnan Ordusu Rehberlik Müdürlüğü)
Lübnanlı askerler kontrol noktasında bir aracı ararken (Lübnan Ordusu Rehberlik Müdürlüğü)
TT

Lübnan: İsrail’e roketli saldırı düzenleyen 'ana grup’ tutuklandı

Lübnanlı askerler kontrol noktasında bir aracı ararken (Lübnan Ordusu Rehberlik Müdürlüğü)
Lübnanlı askerler kontrol noktasında bir aracı ararken (Lübnan Ordusu Rehberlik Müdürlüğü)

Şarku’l Avsat’a konuşan Lübnanlı güvenlik kaynakları, Lübnan Ordusu Rehberlik Müdürlüğü tarafından pazar günü tutuklanan silahlı grubun, daha önce tutuklanan ve (Filistin ve Lübnan uyruklu oldukları bilinen) üyeleri geçtiğimiz mart ayında biri Nebatiye bölgesindeki Kefer Tabnit ve Arnoun beldeleri arasındaki bölgeden, diğeri de aynı bölgedeki Kakaiyat el-Cisr’den olmak üzere İsrail'e yönelik iki roketli saldırı gerçekleştirdiklerini itiraf eden grubun ‘ana unsuru’ olabilir. Lübnan topraklarından fırlatılan roketler, Yukarı Celile'deki Metulla ve Kiryat Shmona yerleşim birimlerine düşmeden önce İsrail hava savunma sistemleri tarafından etkisiz hale getirilmişti.

Lübnan ordusu pazar günü yaptığı açıklamada, Lübnan'ın güneyinde çok sayıda roket ve bunların fırlatma rampalarının ele geçirildiğini ve ‘birkaç kişinin tutuklandığını’ duyurdu. Güvenlik kaynakları, soruşturmaların yetkili yargının gözetimi altında müdürlüğün soruşturma ekibi tarafından sürdürüldüğünü belirtti. Kaynaklar, özellikle de ele geçirilen roketlerin miktarı ve bunları fırlatmak için kullanılan rampalar, roketleri İsrail'e yöneltmeye hazırlanan grupların ihtiyaçlarını karşılamak için hazırlanmış bir tankı andırdığından tutuklanan grubun ‘ana grup’ olduğu ihtimalini de göz ardı etmediler.

Öte yandan Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri İsrail'in Lübnan topraklarına yönelik saldırılarını, ‘İsrail Lübnan'ın ve Lübnan halkının egemenliğini ve uluslararası meşruiyet kararlarını ihlal etmeye devam ederken, ateşkes şartlarını uygulama konusunda kendisinden isteneni yerine getiren Lübnan'ın büyük kararlılığını sabote etmeye yönelik açık bir girişim’ olarak nitelendirdi.