Doktora gidemeyen internete sarıldı

Doktora gidemeyen internete sarıldı
TT

Doktora gidemeyen internete sarıldı

Doktora gidemeyen internete sarıldı

Koronavirüs (Kovid-19) salgını, dünyada olduğu kadar ülkemizde de internet üzerinden sağlıkla ilgili yapılan aramaları hızlandırdı. Ortaya çıkan bilgi kirliliği sorununun ‘infodemi’ olarak adlandırıldığını belirten Prof. Dr. Ümit Atabek, “Pandemi kelimesinden esinlenilerek türetilen infodemi kavramı sanal ortamda hızla yayılan dezenformasyona işaret ediyor” dedi.
Yakın bir zamana kadar hastalıklar konusunda daha çok genç ve eğitimli kişilerin internet üzerinden bilgi sahibi olmaya çalıştığını, ancak salgının etkisiyle geniş bir kesimin de bu yönteme başvurduğunu belirten Yaşar Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ümit Atabek, “İnternette yanlış sağlık enformasyonunun oluşturabileceği tehlike büyük. İnsanların salgın nedeniyle hastanelere gitmekten çekindiği bu dönemde, doğru bilgiyi arayıp doğru bilgiye ulaşmak daha da önemli hale geldi. Risk almak istemeyen hastaların, teknolojiden faydalanıp görüntülü doktor muayenesine başvurduklarını görüyoruz” ifadelerini kullandı.

En çok ‘HES kodu', ‘sokağa çıkma kısıtlaması' arandı
Türkiye'de salgının yaygınlaşmaya başladığı mart ayından itibaren arama motorlarında en çok aranan kelimelere dikkat çeken Prof. Dr. Ümit Atabek, “Sağlık iletişiminin genel amacı, sağlığa ilişkin enformasyon ihtiyacı olan bireylerin buna erişimini en kolay yoldan sağlamaktır. Daha çok genç ve eğitimli kişilerin kullandığı sanal sağlık iletişimi olanakları artık giderek daha geniş kesimlerin ilgi alanı haline geldi. Bu değişim özellikle son karantina uygulaması sürecinde hızlandı ve tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de artık sanal sağlık iletişimi yaygın bir deneyim alanı olarak ortaya çıktı. Yapılan son araştırmalar, dünya nüfusunun neredeyse yarısını oluşturan Y ve Z kuşaklarının sağlık iletişiminde ilk tercihlerinin internet üzerinden iletişim olduğunu gösteriyor. Üstelik diğer kuşaklar da giderek daha çok oranda internete yöneliyorlar. Ülkemizde salgının yaygınlaşmaya başladığı mart ayından itibaren de arama motorlarında konuyla ilgili kavramların aranmasındaki hızlı artış bu eğilimi açıkça sergiliyor. Türkçe aramalar bakımından salgına yönelik enformasyon talebi ise nisan ayında asıl patlamayı yaptı. Başlangıçta mart ayında ‘kolonya', ‘maske' gibi korunmaya yönelik kelimelerin aranması öndeyken mayıs ortalarından itibaren artık ‘sokağa çıkma kısıtlaması', ‘HES kodu' gibi aramalar öne çıktı” diye konuştu.

Sanal ortamda bilgi kirliliği
Sağlık iletişiminin hızla internete kaymasıyla ortaya çıkan bilgi kirliliği sorununun ‘infodemi' olarak adlandırıldığını belirten Prof. Dr. Ümit Atabek, “Pandemi kelimesinden esinlenilerek türetilen infodemi kavramı sanal ortamda hızla yayılan dezenformasyona işaret ediyor. Özellikle kaynağı belirsiz şekilde ortaya atılan birtakım asılsız iddiaların kamuoyunda ilgi çekmesi nedeniyle hızla yayılan bu tür bilgilerle mücadele artık Dünya Sağlık Örgütünün (WHO) de gündemine girdi. Mart ayı sonunda WHO, bu tür dezenformasyonla mücadele için bir ekip kurduğunu açıkladı ve sitesinde bu tür enformasyonlara karşı doğru bilgileri yayımlamaya başladı. Nisan ortasında Google, günde yaklaşık 18 milyon Kovid-19'la ilgili zararlı içeriği yayan e-postayı engellemek durumunda kaldığını açıkladı. Türkiye'de Sağlık Bakanı adına açılmış sahte hesaplardan yayılan dezenformasyonun da tipik bir infodemi sorunu olduğunu belirtmeliyim. Sağlık Bakanlığımız, tıpkı pandemi konusunda olduğu gibi infodemi konusunda da hızlı davranarak, resmi web sitesinde ve sosyal medya hesaplarında bu tür dezenformasyona karşı kapsamlı bilgilendirmeleri yapıyor” bilgisini verdi.

Kamusal bilgi kaynaklarına yönelim arttı
Kovid-19 salgınının dünya çapında bir etkisi de kamusal bilgi kaynaklarına ilginin artması şeklinde ortaya çıktığına değinen Atabek, şöyle konuştu: “Bu bağlamda sağlık bakanlıklarının sitelerinde yayımlanan bilgilerin yanı sıra üniversiteler tarafından sağlanan bilgiler de ilgiyle izleniyor. Sağlık Bakanlığımızın hazırladığı güncel info-grafikler hem konvansiyonel hem de yeni medyada yaygın bir şekilde paylaşılıyor. Salgınla ilgili daha teknik ve detaylı bilgilerin sunulduğu üniversite kaynaklı bilgiler de sosyal medyada sıkça paylaşılıyor. Ülkemizde de tıp fakültesi olan üniversitelerimizin web sitelerinden sunduğu ayrıntılı bilgilerin oldukça ilgi çektiği görülmekte. Yaşar Üniversitesi de akademisyenlerinin hazırladığı salgının toplumsal ve bireysel yönlerine ilişkin birçok aydınlatıcı içeriği web sitesi üzerinden yayımlamakta. Yeni tip korona virüs salgını sürecinde kamusal bilgi kaynaklarının değerinin giderek daha çok anlaşıldığını ve bu tür kaynaklara yönelik eğilimin ortaya çıktığını gözlemliyoruz.”



The Penguin'in yıldızı için tarihi gün

Cristin Milioti, How I Met Your Mother'da Ted'in çocuklarının annesi Tracy rolüyle de tanınıyor (HBO)
Cristin Milioti, How I Met Your Mother'da Ted'in çocuklarının annesi Tracy rolüyle de tanınıyor (HBO)
TT

The Penguin'in yıldızı için tarihi gün

Cristin Milioti, How I Met Your Mother'da Ted'in çocuklarının annesi Tracy rolüyle de tanınıyor (HBO)
Cristin Milioti, How I Met Your Mother'da Ted'in çocuklarının annesi Tracy rolüyle de tanınıyor (HBO)

Cristin Milioti için 2025 Emmy Ödülleri, kariyerinde büyük bir dönüm noktası oldu. HBO Max ve DC ortak yapımı suç dizisi The Penguin'de Colin Farrell'la birlikte rol alan oyuncu, ilk Emmy adaylığını kazandı. Dizi toplamda 24 dalda aday gösterilerek dikkat çekerken, Milioti de Mini Dizi veya Televizyon Filminde En İyi Kadın Oyuncu kategorisinde yarışacak.

"Çok iyi hissediyorum" diyen Milioti mutluluğunu şu sözlerle paylaştı: 

Bu adaylık beni çok mutlu etti ama en çok da dizimiz adına seviniyorum. Bu kadar çok adaylık almamız ve ekipten birçok kişinin de aday gösterilmesi inanılmaz gurur verici.

Netflix'in sevilen bilimkurgu dizisi Black Mirror da 10 adaylıkla ödül sezonuna güçlü bir giriş yaptı. Milioti, rol aldığı bu dizinin başarısına da değindi:

Black Mirror'ın da adaylık alması ayrıca çok sevindirici.

39 yaşındaki aktris, adaylığını öğrendikten sonraki ilk düşüncesini ise esprili bir şekilde anlatıyor. "Muhtemelen kendime büyük bir tatlı ısmarlayacağımı düşündüm" diyen Milioti, Deadline'a yaptığı açıklamaya şöyle devam etti:

Bu diziyi bugünkü haline getirmek için o kadar çok kişi emek verdi ki... Yönetmenlerimiz, oyuncu arkadaşlarım, yazarlarımız, makyaj ve saç ekibimiz, görsel efekt ve kurgu ekiplerimiz... Kimlerin takdir göreceğini asla bilemezsiniz, o yüzden bu kadar geniş çaplı bir takdir görmek gerçekten çok sevindirici.

Entertainment Weekly'ye de konuşan Milioti, canlandırdığı Sofia Gigante karakterine veda etmeye hazır olmadığını ifade etti. "Hikaye benim için henüz tamamlanmadı. Özellikle karakteri son bıraktığımız noktayı düşününce... Onu yeniden oynamayı çok isterim ama şu anda bununla ilgili bana ulaşan bir plan yok" diyerek olası bir dönüşe açık kapı bıraktı.

Sofia gibi travmalarla dolu, karanlık bir karakteri oynamanın kendisini duygusal ve fiziksel olarak zorladığını belirten oyuncu, buna rağmen süreçten büyük keyif aldığını söyledi:

Bu rolü oynamak benim için gerçek bir keyifti. Uzun zamandır böyle bir rol arıyordum. Bana geldiğinde ne kadar özel olduğunu hemen anladım. Zorlayıcıydı ama iyi anlamda.

Milioti son olarak günün onun için anlamını şu sözlerle özetledi:

Gerçekten harika bir gün. Dizimizin 24 adaylıkla bu düzeyde takdir görmesi inanılmaz. Ekibimiz, oyuncularımız, herkes adına çok mutluyum. Bu oldukça duygusal bir an.

Independent Türkçe, Deadline, Entertainment Weekly, Hollywood Reporter