Rami Mahluf, el konulan mal varlığını hayır kurumuna bağışladı

Rami Mahluf (Facebook Hesabı)
Rami Mahluf (Facebook Hesabı)
TT

Rami Mahluf, el konulan mal varlığını hayır kurumuna bağışladı

Rami Mahluf (Facebook Hesabı)
Rami Mahluf (Facebook Hesabı)

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in kuzeni Suriyeli iş insanı Rami Mahluf, birçok banka ve sigorta şirketindeki hisselerinin mülkiyetini ‘Ramak İnsani Yardım’ kurumuna bağışladığını açıkladı. Miras alınmayan veya satılmayan bir vakıf olarak tanımladığı kurumun karlarının tamamen hayır işlerine harcandığını ifade eden Mahluf, mülkiyet devir sürecinin tamamlanmasının ardından tüm belgeleri yayınlayacağını söyledi.
Şarku’l Avsat’a konuşan Şam'daki insan hakları kaynakları ise “Mahluf’un bu devir kararını alarak, hayır ve insani yardım kuruluşlarından vergi alınmamasını  nedeniyle, mal varlığı üzerindeki haciz kararlarının iptalini amaçladığını” belirtti.
Şam hükümeti, geçtiğimiz hafta, Rami Mahluf aleyhinde çeşitli kararlar alarak, Mahluf’un menkul ve gayrimenkul mallarına, aynı zamanda 12 banka ve özel finans kurumundaki 15,2 milyon dolar değerindeki hisselerine el konmuştu. Aynı zamanda hakkında seyahat yasağı getirilmiş, devletle sözleşme yapması beş yıl süreyle engellenmişti.  Maliye ve Enformasyon bakanlıkları, Mahluf’un sahibi olduğu Syriatel’in şirketinin vergiler ödemesinden dolayı böyle bir karar alındığını açıkladı.
Suriye merkezli baz  internet siteleri, Mahluf’un söz konusu hisselerini gösteren bir belge yayınlamıştı. Cevap olarak Mahluf ise dün Facebook hesabından yaptığı açıklamada, özel banka ve sigorta şirketinde haczedilen hisselerini yardın kuruluşuna devrettiğini bildirdi.
Mahluf “İşimizin hacmi ve büyüklüğünü gösteren, banka ve sigorta şirketlerindeki mülkiyetimizi yayınlayan bazı sayfalara baktım. Bu kurumlara yaptığımız katkıların -elhamdulüllah- geniş listesini bize hatırlattıkları için teşekkür ediyoruz. Bizi çok rahatlattı; kendimizi oldukça keyifli ve güçlü hissettirdi. Zirâ bir kişinin mülkiyetini çekip almak zordur, bunları insani bir kuruma bağışlamak ise tarif edilemez bir mutluluktur. Onları hak eden; ben ve çocuklarımdan önce sizsiniz. Allah izin verirse hisselerin gelirleri tüm muhtaçlara verilecektir” ifadelerini kullandı. Malların, rejim kuvvetlerinin saflarında savaşırken ölenlerin ailelerine, yaralılara ve fakirlere verileceği belirtildi.
İlk olarak Mayıs ayında ortaya çıkan Mahluf, malvarlığının güvenlik birimleri ve hükümetin tarafından ele geçirmesini önlemek için Esed’den kişisel müdahale talebinde bulunmuş, aynı zamanda bunların dokuz yıllık savaş boyunca rejimi desteklemiş olan yoksullara verilmesini istemişti. Rejimin cevabı ise Esed’in eşi Esma Esed’in 17 Mayıs’ta gündeme çıkışı ile verilmiş oldu. Nitekim Esma, ‘Anavatanın Yaralıları’ adlı özel çalıştay sırasında yaptığı konuşmada, Mahluf'un elinden ‘yoksullar ve rejimin yaralıları’ kâğıtlarını çektiği açıktı. Ardından ise eşi ve babası rejim saflarında hayatını kaybedenlerin 26 Mayıs itibariyle hükümet pozisyonlarına atanması kararı alındı.
Buna karşılık rejimin aleyhinde aldığı kararlara karşı çıkan Mahluf ise yaklaşık bir buçuk milyar Suriye lirasının Esed’in gözetiminde çalışmasına rağmen El Boustani Derneği’ne devredildiğini açıkladı. Bunu, mülkiyetini ‘Ramak İnsani Yardım’ kurumuna devir ettiği açıklaması izledi.
Öte yandan Şam halkının yaşam kalitesindeki düşüş hızla devam ediyor. Fiyatların yüksekliği nedeniyle sokaktaki yoksulluk ve açlık arttı. Suriye lirasının ABD doları karşısında değer kaybetmeye devam ediyor. ABD’nin Ceaser Yasası’nın yürürlüğe koyarak yeni yaptırımları uygulanması bu düşüşü daha da arttırdı. Suriye lirasının, dolar karşısındaki kaybı, 2011'den bu yana ise yüzde 2453'ü aştı.



Rakka hafızasını geri kazanıyor… Şehrin surları savaşın enkazı üzerinde yeniden yükseliyor

Rakka surları, Suriye'nin en önemli tarihi simgelerinden biri (Şarku'l Avsat)
Rakka surları, Suriye'nin en önemli tarihi simgelerinden biri (Şarku'l Avsat)
TT

Rakka hafızasını geri kazanıyor… Şehrin surları savaşın enkazı üzerinde yeniden yükseliyor

Rakka surları, Suriye'nin en önemli tarihi simgelerinden biri (Şarku'l Avsat)
Rakka surları, Suriye'nin en önemli tarihi simgelerinden biri (Şarku'l Avsat)

Yıllar süren çatışma ve savaşın ardından Suriye'nin kuzeyindeki Rakka kenti, kültürel mirasın korunması, canlandırılması ve kent sakinlerinin tarihi eserlere sahip çıkmasını sağlamak amacıyla tarihi surlarını restore etmek ve zarar görmüş anıtlarını onarmak için artan yerel çabalara tanık oluyor.

Rakka şehri, Fırat Nehri'nin doğu kıyısında yer alıyor ve yaklaşık 27 bin kilometrekarelik bir alanı kaplıyor. DEAŞ 2013 yılı sonunda kentin kontrolünü ele geçirdi ve Ekim 2017'de Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile ABD öncülüğündeki DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyonu (DMUK) tarafından kentten çıkarıldı.

Rakka'nın tarihi surlarını restore etmek için artan yerel çabalar (Şarku'l Avsat)Rakka'nın tarihi surlarını restore etmek için artan yerel çabalar (Şarku'l Avsat)

Rakka'da Abbasiler döneminden (MS 772) kalma surların askeri operasyonlar ve hava koşulları nedeniyle ciddi hasar görmesinin ardından restorasyonuna başlandı. DEAŞ militanları 2014-2017 yılları arasında bölgeyi kontrolleri altında tuttukları sırada bazı tarihi alanları askeri karakollara, hapishanelere ve savaş tünellerine dönüştürdü.

Surlar, çatışma bölgelerindeki kültürel mirası korumak için Rakka Sivil Konseyi ve ABD liderliğindeki DMUK güçlerinin çabaları ve fonlarıyla restore ediliyor. Restoratörlere göre proje, surların kuleler, girişler ve eski yol gibi hasarlı kısımlarını kerpiç, saman ve kırmızı tuğla gibi geleneksel yapı malzemeleri kullanarak onarmayı amaçlıyor.

 Restorasyon kültürel mirası korumayı ve canlandırmayı amaçlıyor. (Şarku'l Avsat)Restorasyon kültürel mirası korumayı ve canlandırmayı amaçlıyor. (Şarku'l Avsat)

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Kültür Kurumu Başkanı Sarafraz Şerif, Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, Yürütme Konseyi'nin Rakka Sivil Konseyi ve yerel örgütlerle iş birliği içinde, kültürel tarihi korumak amacıyla tüm arkeolojik alanları restore etme planının bir parçası olarak Rakka'da başta surlar, el-Banat Sarayı, Bağdat Kapısı ve müze olmak üzere çeşitli arkeolojik alanları restore etmek için aylardır çalıştığını söyledi.

Şerif'e göre müzenin restorasyonunu yürüten ekip mühendisler, işçiler ve arkeoloji uzmanlarından oluşuyor. Şerif, “Rakka surları restorasyon projesinin dördüncü aşamasını başlattık. Bu aşama, sur girişleri, el-Mansur Caddesi Kapısı, el-Mansuri Camii girişi, 23 Şubat Caddesi ve sanayi bölgesi girişinin restorasyonunu içeriyor” ifadelerini kullandı. Restorasyonda kullanılacak klasik tuğla miktarının 110 metreküp ve kerpiç tuğla miktarının ise 330 metreküp olması tahmin ediliyor. Projenin bu ayın 15'inde başladığı tarihten itibaren 120 gün sürmesi planlanıyor.

 Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Kültür Kurumu Başkanı Sarafraz Şerif, restorasyon ekibinin arkeoloji uzmanlarından oluştuğunu söyledi. (Şarku'l Avsat)Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Kültür Kurumu Başkanı Sarafraz Şerif, restorasyon ekibinin arkeoloji uzmanlarından oluştuğunu söyledi. (Şarku'l Avsat)

Tarihi bir mekân bomba yüklü araç imalathanesine dönüştürülmüş

Kürt yetkili, surun güney kısmında başlatılan restorasyon çalışmaları sırasında sökülen tuğla miktarının yaklaşık 65 metreküp olduğunu belirtti. Şerif, “Yeniden kullanılabilir durumdaki tuğlalar ayrılarak toplandı ve yeniden değerlendirilmek üzere hazırlandı. Daha sonra iç dolgular söküldü. Bu dolguların hasarlı ve yıpranmış kısımlarının miktarı 40 metreküpü aştı. Atıklar aşamalı olarak taşındı ve yapının, çevresindeki molozlardan temizlenmesi sağlandı” şeklinde konuştu.

Dış kaplama ve dolgu malzemesi söküm işlemleri tamamlandıktan sonra, iç dolgu ve kaplama yeniden yapıldı. Ardından 50 metreküp kerpiç tuğla ve 40 metreküp klasik tuğla temin edildi. Ayrıca 45 santimetre kalınlığında harçla doldurulmuş duvarlar inşa edildi. Kullanılan harcın kalite standartlarına uygunluğunun titizlikle test edildiğine dikkat çeken Şerif, “Duvarlarla iç dolgu arasında 5 santimetre derinliğinde boşluk bırakıldı. İç nemi önlemek için hava akışını sağlayacak havalandırma açıklıkları oluşturuldu ve duvar boyunca her 4 metrede bir destekler kuruldu” ifadelerini kullandı.

Surların güney bölümünde sökülen tuğla miktarının 65 metreküp olduğu tahmin ediliyor (Şarku'l Avsat)Surların güney bölümünde sökülen tuğla miktarının 65 metreküp olduğu tahmin ediliyor (Şarku'l Avsat)

Eski Şehri yaklaşık 5 kilometre boyunca çevreleyen ve 6 metre yüksekliğinde olan tarihi surlar geçtiğimiz yıllarda ciddi şekilde zarar gördü. DEAŞ militanları, çatışmalar sırasında eski mahalleleri şehir merkezine bağlamak için delikler ve geçitler açarak surun bir kısmını tahrip etmiş, bunun sonucunda surun gövdesi, kuleleri ve antik mahzenleri büyük hasar görmüş.

Surların çevresinde yaşayan Rakka sakinleri, DEAŞ unsurlarının bu tarihi simge yapıyı yanmış arabalar ve çöpler için bir depo haline getirdiğini ve bomba yüklü araç üretimi için bir alan olarak kullandığını bildirdi. O dönemde surun her iki yanında ‘savaş ganimetleri’ satılıyordu.

Şerif, surların en belirgin özelliklerinden biri olan kemerin, geleneksel kerpiçle orijinal yapısına benzer bir şekilde yeniden inşa edildiğini söyledi. Şerif, “Bu aşamada 10 metreküpten fazla kerpiç ve 120 metreküp kil kullanıldı, ardından tuğlalar arasındaki nem nedeniyle aşınan derzler boyandı” dedi.

Rakka surları, eski şehir duvarının kalan kısmı olduğu için Suriye'nin en önemli tarihi simgelerinden biri olarak kabul ediliyor. Bu sur, şehrin doğusunda bulunan Bağdat Kapısı'nı, Saat Meydanı'na, şehir merkezine, eski sokaklara ve yıllardır canlı olan tarihi pazarlara bağlıyor.

Bu tarihi sur, Eski Şehri yaklaşık 5 kilometre boyunca çevreliyor. (Şarku'l Avsat)Bu tarihi sur, Eski Şehri yaklaşık 5 kilometre boyunca çevreliyor. (Şarku'l Avsat)

Rakkalı merhum tarihçi ve arkeolog Dr. Muhammed el-Ezzo, 2021 yılında ‘Rakka: Geçmişi ve Bugünü’ başlıklı bir kitap yayınlayarak Rakka surlarından bahsetmiş, surların Abbasi devletinin başkenti Bağdat’ın surlarından sonra inşa edildiğini belirtmişti. El-Ezzo’ya göre bu sur Ebu Cafer el-Mansur döneminde (MS 8. Yüzyıl) inşa edildi. Arkeolojik çalışmalar, surların bir zamanlar, kuleleri ve yüksek minareleri aracılığıyla duvarları korumak için askerlerin hareketine izin veren kısım olan bir ‘ayırma koridoru’ ile ayrılan bir iç ve dış duvar olduğu için çift biçimde inşa edildiğini gösteriyor.