Rusya, Kuzey Kutbu'ndaki liderliğini yeni nükleer buzkıranlarla güçlendiriyor

Rusya, Kuzey Kutbu'ndaki liderliğini yeni nükleer buzkıranlarla güçlendiriyor
TT

Rusya, Kuzey Kutbu'ndaki liderliğini yeni nükleer buzkıranlarla güçlendiriyor

Rusya, Kuzey Kutbu'ndaki liderliğini yeni nükleer buzkıranlarla güçlendiriyor

Dünyanın tek nükleer buz kıran filosuna sahip Rusya, filosuna yeni buz kıran gemilerini katmaya devam ediyor. Rusya Devlet Atom Enerjisi Kurumu Rosatom’un yürüttüğü seri nükleer buzkıranı projesi ‘22220’nin dördüncü gemisi ‘Yakutia’nın (Yakutistan) inşası da hızla ilerliyor. Arktika, Sibirya, Ural ve Yakutia adını taşıyan buzkıranlar tamamlandığında dünyanın en büyük seri buz kıran filosunu oluşturacak.
Rosatom'un iştiraklerinden biri olan Atomflot'un yapımını üstlendiği 22220 Projesi seri buzkıranlarından ‘Yakutia'nın gemi indirme töreni, 26 Mayıs 2020 tarihinde Baltık Tersanesinde gerçekleştirildi. İndirme töreni tersanenin yıl dönümü ve St. Petersburg şehrinin kuruluş günü öncesinde yapıldı.
Geleneklere uygun şekilde hazırlanan isim plakasının geminin alt kısmına yerleştirme işlemi Rosatom Kuzey Deniz Rota Müdürlüğü Genel Müdür Yardımcısı Vyacheslav Ruksha, Rusya Federasyonu Cumhurbaşkanına bağlı Yakutistan Cumhuriyeti Daimi Temsilcisi Andrey Fedotov tarafından yapıldı. Törene, St. Petersburg Vali Yardımcısı Eduard Batanov ve Sivil Gemi İnşaatı USC Departmanı Direktörü ve Baltık Tersanesi Yönetim Kurulu Başkanı Igor Shakalo da katıldı.
Atomflot'un bir iştiraki olan Rusya Denizcilik İşletmesi ile Baltık Tersanesi yöneticileri arasında gemi indirme işlemine ilişkin imzalar atılırken, seremoni, pandemi koşulları nedeniyle kısaltılmış şekilde uygulandı.

“Dünyada hiçbir ülkede yok”
Törende konuşan Rusya Federasyonu Sanayi ve Ticaret Bakanı Denis Manturov, “Bugün üçüncü seri olan evrensel buz kıran ‘Yakutia'nın yapımına başladık. Bu, Arktik, Sibirya ve Ural'dan sonra projenin dördüncü buzkıranı. Seri gemilerin yapımı tamamlandığında, Rusya dünyanın en büyük seri nükleer buzkıran filosuna sahip olacak. Bunlar gerçekten eşsiz gemiler, dünyadaki herhangi bir ülkede bunlardan biri dahi yok. Bu gemilerin motorları, her biri 175 MW kapasiteye sahip, 7 yıllık otonom seyrüsefer sağlayan iki nükleer reaktörden oluşuyor. Buz kıranların tasarımı geminin Kuzey Denizi Rotası boyunca derin deniz taşımacılığında, Yenisey Nehri ve Ob Körfezi'nin sığ alanlarında, buzda ve temiz sularda kullanımına olanak sağlıyor. Buzkıranların her biri modern, teknolojik ve rekabetçi bir yerli sanayinin ürünüdür” dedi.

“Buzkıranların yapımı; Rusya'nın Kuzey Kutbundaki liderliğinin göstergesidir”
Törenin açılışını yapan Rosatom Genel Müdür Yardımcısı Vyacheslav Ruksha ise Baltık Tersanesi işçilerini ve yapımda yer alan tüm işletmeleri tebrik etti. Proje 22220 nükleer buzkıranlarının Kuzey Denizi Rotası'nın geliştirilmesi için gerekli olduğunu vurgulayan Ruksha, “Projedeki buzkıranların yapımı, Rusya'nın Kuzey Kutbunun barışçıl gelişimindeki liderliğinin şüphesiz göstergesidir” ifadelerini kullandı.
Atomflot Genel Müdürü Mustafa Kashka da “Üçüncü seri nükleer enerjiye sahip buz kıranların suya indirilmesi, Kuzey Kutbu ile ilgili tüm işletmeler için önemli bir olaydır. Salgın ve zorlu ekonomik koşullarda, 22220 Projesi kapsamında buz kıranları yapmaya devam ediyoruz. Bu, nükleer buzkıran filosunun gelecek vaat ettiğini gösteriyor. Evrensel nükleer enerjili buz kıranlar Kuzey Denizi Rotası'nın ulaşım potansiyelini ortaya çıkarmak için önemli bir adım atmamızı sağlayacak” diye konuştu.
Baltık Tersanesi General Direktörü Alexei Kadilov da sözleşme yükümlülüklerini başarıyla yerine getirmek için ellerinden geleni yapacaklarını dile getirdi.

Yaklaşık 3 metre kalınlığındaki buzu kırabiliyorlar
Proje 22220 kapsamında iki yeni seri buzkıran için Baltık Tersanesi ve Rosatom arasında Ağustos 2019'da 100 milyar ruble değerinde sözleşme imzalandı. Rosatomflot ile yapılan sözleşmeye göre, Baltık Tersanesi, lider nükleer buzkıran “Arktik”, ilk seri buzkıran “Sibirya”, ikinci seri buzkıran “Ural”, üçüncü seri buzkıran “Yakutia” ve dördüncü seri buzkıran olmak üzere toplamda beş buzkıran inşa edecek.
Buzkıranlar, özel olarak tasarlanmış iki RITM-400 reaktör ve toplam güç kapasitesi 175 MW olan bir buhar türbini ünitesi ile donatıldı. Buzdağı Merkezi Tasarım Bürosu, 2009 yılında buz kıranların teknik projesini tasarladı. Geminin çift taslak konsepti, hem Arktik'te hem de kutup nehirlerinin ağızlarında çalışmasına olanak sağlıyor. Buzkıranlar Kuzey Kutbu'nun batı bölgesinde işletime alınacak. Barents, Pechora ve Kara denizlerinin yanı sıra Yenisey, Haliç ve Ob Körfezi bölgesinin sığ alanlarında çalışacak.
Proje 22220'nin buzkıranları, 2,8 metre kalınlığındaki buzu kırabiliyorlar. Uzunlukları 173,3 metre, genişlikleri 34 metre ve yükseklikleri 52 metre. Buzsuz sudaki hızı 22 deniz mil olan buzkıranların belirlenen hizmet ömrü ise 40 yıl.



ABD'den tepki çeken plan: 80 bin göçmeni "Amazon gibi" depolayacaklar

ABD Kongresi temmuzda çıkardığı yasayla en az 100 bin kişinin gözaltı merkezlerinde tutulabilmesi için 45 milyar dolarlık ekstra bütçe sağlamıştı (AP)
ABD Kongresi temmuzda çıkardığı yasayla en az 100 bin kişinin gözaltı merkezlerinde tutulabilmesi için 45 milyar dolarlık ekstra bütçe sağlamıştı (AP)
TT

ABD'den tepki çeken plan: 80 bin göçmeni "Amazon gibi" depolayacaklar

ABD Kongresi temmuzda çıkardığı yasayla en az 100 bin kişinin gözaltı merkezlerinde tutulabilmesi için 45 milyar dolarlık ekstra bütçe sağlamıştı (AP)
ABD Kongresi temmuzda çıkardığı yasayla en az 100 bin kişinin gözaltı merkezlerinde tutulabilmesi için 45 milyar dolarlık ekstra bütçe sağlamıştı (AP)

Donald Trump yönetimi, ABD'ye yasadışı yollarla giren göçmenlerin gözaltında tutulması için bir adım daha atıyor.

İç Güvenlik Bakanlığı, büyük sanayi depolarını gözaltı merkezlerine çevirmek için harekete geçti. 

Washington Post'un özel haberine göre yüklenici şirketlere çağrı yapılarak bu işi üstlenmeleri istenecek.

Bu planla toplamda 80 bini aşkın göçmenin elden geçirilecek depolarda tutulması planlanıyor.

Mevcut sistemde hangi tesiste boş yer varsa göçmenler oraya gönderiliyor. 

Yeni planla birlikte 5-10 bin kişi taşıyabilecek 7 dev tesis ya da 1500 kişi kapasiteli 16 merkezden birine hızlıca sevk edilecekler.

Planın savunucuları, yeni planın göçmenlerin daha rahat ve "verimli" bir şekilde sınır dışı edilebilmesini sağlayacağını savunuyor.

Diğer yandan bu plan eleştiri de topluyor. Depoların insanların yaşaması için planlanmadığını vurgulayan insan hakları savunucuları yapılacak tüm değişikliklere rağmen havalandırma, ısıtma, su tesisatı ve hijyende büyük sıkıntılar yaşanabileceğini işaret ediyor. 

National Immigration Project'ten Tania Wolf, göçmenlere insan gibi davranılmayacağını öne sürerek "Daha iyi bir ifade bulamadım ama insanlara sığır muamelesi yapıyorsunuz" dedi. 

ABD Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi (ICE) Direktör Vekili Todd Lyons'un nisanda düzenlenen bir sınır güvenliği konferansında Amazon depoları örneğini verdiği hatırlatıldı:

Bunu bir iş gibi görmeyi daha iyi becermeliyiz. Prime gibi ama insanlarla yapılanı.

Amerikan gazetesi taslağın nihai halini henüz almadığını ve detayların değişebileceğini bildirdi. 

Washington Post, ay başında ICE'nin 68 bini aşkın göçmeni tesislerinde tuttuğunu ve bunlardan yüzde 48'inin herhangi bir hüküm giymediğini veya suçlamayla karşı karşıya olmadığını belirtti. 

Donald Trump'ın "sınır çarı" diye tanımladığı Tom Homan'ın 2025'te 580 bine yakın kişiyi sınır dışı ettiklerini duyurduğu da anımsatıldı. 

Independent Türkçe, Washington Post, Daily Beast


Myanmar'daki iç savaşta salgın riski: Bulaşıcı hastalıklar sınır tanımaz

Myanmar'da nisanda yaşanan depremlerde, cuntanın sağlık malzemelerinin dağıtımını engellediği öne sürülmüştü (Reuters)
Myanmar'da nisanda yaşanan depremlerde, cuntanın sağlık malzemelerinin dağıtımını engellediği öne sürülmüştü (Reuters)
TT

Myanmar'daki iç savaşta salgın riski: Bulaşıcı hastalıklar sınır tanımaz

Myanmar'da nisanda yaşanan depremlerde, cuntanın sağlık malzemelerinin dağıtımını engellediği öne sürülmüştü (Reuters)
Myanmar'da nisanda yaşanan depremlerde, cuntanın sağlık malzemelerinin dağıtımını engellediği öne sürülmüştü (Reuters)

Myanmar'daki iç savaş, sıtma ve kolera gibi hastalıkların bölgeye yayılmasına neden olabilir.

New York Times'ın haberine göre, yatırımlarda silahlara öncelik veren cunta yönetimleri tarafından Myanmar sağlık sistemi yıllardır ihmal ediliyor.

Sivil hükümet döneminde hastalık kontrolünde bazı ilerlemeler kaydedilmiş olsa da 2021'de ordunun yeniden iktidarı ele geçirmesiyle bunlar tersine döndü.

UNICEF'e göre Myanmar, hiç aşılanmamış çocukların sayısının en fazla olduğu ülkeler arasında. İç savaşla boğuşan ülkedeki doktorlara göre, boğmaca ve difteri gibi önlenebilir hastalıklar artıyor.

Cunta sağlık sistemini korumadığı gibi hastane ve tıbbi tesislere de saldırıyor.

Dünya Sağlık Örgütü'nün verilerine göre Myanmar ordusu, bu yıl sağlık tesislerine en az 67 saldırı düzenledi.

Myanmar'ın Bangladeş sınırına yakın bir bölgede isyancıların elindeki 300 yataklı hastanenin bu ay bombalanması sonucu en az 34 kişi hayatını kaybetmişti.

Köylüler ve ayrılıkçı örgütler, hava saldırılarından korunmak için sıtma gibi hastalıkları taşıyan sivrisineklerin istila ettiği ormanlarda saklanıyor. Bazı doktorlar 20 defa sıtma geçiren hastaları tedavi ettiklerini söylüyor.

Ayrıca Myanmar'da 2021'deki darbenin ardından Tayland'da da sıtma vakalarının arttığı belirtiliyor.

Çatışmalar nedeniyle, Myanmar-Tayland sınırındaki Mae Sot kasabasında yer alan Mae Sot Genel Hastanesi'ne giden hasta sayısı yaklaşık yüzde 50 arttı.

Ancak hastane müdür yardımcısı Dr. Rojanasak Thongkhamcharoen, gelen Myanmarlı hastaları tedavi etmekten başka seçenekleri olmadığını belirtiyor:

Myanmar'daki sağlık durumunu önemsemezsek, çocuk felci gibi uzun süredir görülmeyen hastalıkların yeniden ortaya çıkmasıyla karşılaşabiliriz. Bulaşıcı hastalıklar sınır tanımaz.

Tayland-Myanmar sınırında çalışan epidemiyolog Dr. Voravit Suwanvanichkij de şu uyarıları paylaşıyor:

Bu kriz insanları geceleri uykusuz bırakmalı. Myanmar'ın çoğu epidemiyolojik bir kör noktaya dönüştü.

Ülkede nisanda yaşanan  7,7 ve 6,4 büyüklüğündeki iki depremde 3 binden fazla kişi hayatını kaybetmiş, halihazırda zaten yetersiz olan sağlık sistemi de iflasın eşiğine gelmişti.

Independent Türkçe, New York Times, Think Global Health


Güney Asya devi, Silikon Vadisi’nin hedefinde: 70 milyar dolarlık yatırım yapılacak

Microsoft CEO'su Satya Nadella, Başbakan Narendra Modi'yle ocak ayında Yeni Delhi'de görüşmüştü (Narendramodi.in)
Microsoft CEO'su Satya Nadella, Başbakan Narendra Modi'yle ocak ayında Yeni Delhi'de görüşmüştü (Narendramodi.in)
TT

Güney Asya devi, Silikon Vadisi’nin hedefinde: 70 milyar dolarlık yatırım yapılacak

Microsoft CEO'su Satya Nadella, Başbakan Narendra Modi'yle ocak ayında Yeni Delhi'de görüşmüştü (Narendramodi.in)
Microsoft CEO'su Satya Nadella, Başbakan Narendra Modi'yle ocak ayında Yeni Delhi'de görüşmüştü (Narendramodi.in)

Amazon, Microsoft ve Google gibi teknoloji devleri Hindistan'a büyük yatırım taahhütleri verdi.

Washington Post'un haberine göre Silikon Vadisi şirketleri, ekimden bu yana Hindistan'da toplam 67,5 milyar dolarlık yatırım yapma sözü verdi. Taahhütlerin yüzde 80'i bu ay açıklandı.

Yatırımların büyük kısmı, yapay zeka destekli sohbet botlarının işlemesini sağlayan devasa veri merkezlerinin inşası için kullanılacak.

Hindistan'daki yazılımcılar için eğitim programları ve küçük işletmeler arasında yapay zeka kullanımının yaygınlaştırılması amacıyla yatırımlar da yapılacak.

ChatGPT'nin yaratıcısı OpenAI ve rakibi Claude'un üreticisi Anthropic, bu yıl Hindistan'da ofisler açtı.

Microsoft CEO'su Satya Nadella ve Intel CEO'su Lip-Bu Tan gibi isimler de bu ay Hindistan Başbakanı Narendra Modi'yle bir araya gelip, yapay zeka ve yarı iletken çip üretimiyle ilgili konuları ele aldı.

Güney Asya ülkesi, şubatta uluslararası bir yapay zeka zirvesine ev sahipliği yapmaya da hazırlanıyor. Hindistan hükümetine göre bu, Küresel Güney'de düzenlenen ilk uluslararası zirve olacak.

Analizde, 1 milyardan fazla internet kullanıcısına sahip Hindistan'ın teknoloji devleri için "kazanılması gereken bir pazara" dönüştüğü ifade ediliyor.

Amerikan finansal hizmet şirketi Wedbush Securities'den Dan Ives, "Silikon Vadisi'nde herkes Hindistan'da büyük bir rekabetin başladığını biliyor" diyor.

Microsoft, Hindistan'da 17,5 milyar dolarlık yatırım yapacağını 9 Aralık'ta duyurmuştu. Firmanın Asya'daki en büyük yatırımı kapsamında, Hindistan'ın Haydarabad şehrinde devasa bir veri merkezi kurulması planlanıyor.

Google da büyük bir veri merkezi için 15 milyar dolarlık yatırım yapacağını ekimde açıklamıştı.

Öte yandan çevreciler, ciddi miktarda enerji ve su gerektiren veri merkezlerinin, halihazırda kaynak sıkıntısı çeken Hindistan için uzun vadede kıtlık gibi sorunlar yaratabileceğine işaret ediyor.

Ekonomistler de yapay zekanın yaygın olarak benimsenmesinin ülkedeki işgücü piyasasını altüst edebileceği uyarısında bulunuyor.

Independent Türkçe, Washington Post, New York Times