İnsanların anüsten nefes alabileceğini gösteren ilk insan deneyinden başarılı sonuçlar çıktı. Bu yöntem, solunum yetmezliği yaşayan hastaların akciğerlerine yüklenmeden vücuda oksijen sağlamayı mümkün kılabilir.
Avustralya'daki bazı kaplumbağa türleri, kloaklarını (bazı hayvanlarda bağırsağın dışarıya açıldığı kısım) kullanarak suda çözünmüş oksijeni içlerine çekiyor. Denizin derinlerinde yaşayan bir balık türü de su yüzeyinden hava yutup bağırsakları yoluyla oksijeni emiyor. Bu sayede elverişsiz koşullarda solungaçlara destek oluyor.
Tokyo Bilim Enstitüsü'nden Dr. Takanori Takebe, bu balıktan yola çıkarak birçok memelinin anüs yoluyla nefes alabildiğini keşfetmiş ve bu çalışmasıyla 2024 Ig Nobel Fizyoloji Ödülü'ne layık görülmüştü.
Takebe'nin de aralarında bulunduğu Japonya ve ABD'den araştırmacılar, yeni çalışmada bu şekilde nefes almanın güvenli olup olmadığını insanlar üzerinde test etti.
Araştırmacılar, insanların metabolizmasının daha hızlı olmasından dolayı doğrudan anüsten oksijen vermenin yeterli gelmeyeceğini söylüyor. Bu nedenle çözünmüş oksijen açısından zengin bir sıvı hazırlamaya karar verdiler. Bu sıvının anüsten verilmesi ve bağırsaklarla emilmesi amaçlanıyordu.
Perflorodekalin, yüksek miktarda oksijen tutabildiği ve kolayca serbest bırakıldığı için bu sıvıyı seçtiler.
Bulguları hakemli dergi Med'de 20 Ekim Pazartesi günü yayımlanan çalışmada sağlıklı 27 erkeğe rektumdan perflorodekalin verildi ve bunu 60 dakika boyunca tutmaları istendi.
Deney boyunca verilen sıvı miktarları artırılarak bazı durumlarda 1,5 litreye ulaşıldı. 20 katılımcı bir saatlik hedefe ulaşmayı başardı.
Yüksek miktarda perflorodekalin alan kişiler biraz rahatsızlık ve karın şişkinliği bildirse de ciddi bir yan etki gözlemlenmedi. Karaciğer ve böbrek fonksiyonu değerleri de normal aralıkta kaldı.
Bu çalışmada perflorodekalin, oksijen içermiyordu ancak araştırmacılar yöntemin umut vaat ettiğini belirtiyor.
Takebe "Bu insan deneyinden elde edilen ilk veri ve sonuçlar yalnızca prosedürün güvenliğini göstermekle sınırlı, etkinliğini değil" diyerek ekliyor:
Ancak artık toleransı sağladığımıza göre bir sonraki adımda sürecin kan dolaşımına oksijen sağlamada ne kadar etkili olduğunu değerlendireceğiz.
Yöntemin önce sağlıklı, daha sonra da solunum güçlüğü çeken hastalarda oksijenle test edilmesi planlanıyor.
Solunum cihazları kadar gelişmiş bir teknolojiye ihtiyaç duymayan bu sistem, ekonomik açıdan daha uygun bir alternatif sunabilir.
Ayrıca solunum cihazlarının akciğerde hasara yol açabilmesi de endişe kaynağı. Bununla birlikte uzmanlar, özellikle akciğerleri henüz tam gelişmemiş yeni doğan bebekler için faydalı olacağını umuyor.
Independent Türkçe, IFLScience, New Atlas, Med