Güney Kore 2. dalgaya karşı önlemleri tekrar sıkılaştırıyor

Seul’de koronavirüs testi yaptırmayı bekleyen Güney Koreliler (EPA)
Seul’de koronavirüs testi yaptırmayı bekleyen Güney Koreliler (EPA)
TT

Güney Kore 2. dalgaya karşı önlemleri tekrar sıkılaştırıyor

Seul’de koronavirüs testi yaptırmayı bekleyen Güney Koreliler (EPA)
Seul’de koronavirüs testi yaptırmayı bekleyen Güney Koreliler (EPA)

Güney Kore, salgını kontrol altına almadaki başarısını tehdit eden vakaların tekrar artmasının ardından, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla mücadelede yeniden sosyal izolasyon kısıtlamaları uygulamaya başladı.
Sağlık Bakanı Park Neung Hoo, başkent Seul’daki tüm müze, park ve sanat salonlarının bugün itibariyle iki hafta boyunca tekrar kapatılacağını açıkladı. Şirketleri iş esnekliğini kolaylaştıran prosedürleri benimsemeye çağıran Hoo, “Başkentteki karantina prosedürlerini 29 Mayıs-14 Haziran tarihleri arasında arttırma kararı aldık” ifadelerinde bulundu.
Karar, Çarşamba günü 79 yeni vakanın kaydedilmesi üzerine alındı. Bunun yaklaşık sekiz haftadır kaydedilen en yüksek sayı olması, ülkede ikinci bir salgın dalgası korkusu üzerine yetkili makamları yeniden katı sosyal izolasyon kuralları koymaya itti.
Kore Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (KCDC), bu hafta kaydedilen vakalardan 82'sinin ülkedeki en büyük e ticaret şirketlerinden biri olan Coupang şirketine ait bir lojistik tesiste teyit edilen vakalar ile bağlantılı olduğunu söyledi. Şarku’l Avsat’ın Reuters’dan aktardığı habere göre, KCDC Direktör Yardımcısı Kwon Jun-wook, 603'ü teslimat hizmetinde çalışan yaklaşık 4 bin 100 çalışanın, maske takmak da dahil olmak üzere, sosyal mesafeye ve önleyici tedbirlere uymadığını bildirdi.
Güney Kore’de son günlerdeki vaka artışının ardından ülkede teyit edilen toplam vaka sayısı 11 bin 402’ye çıktı; aynı zamanda toplamda 269 can kaybı kaydedildi.
KCDC, depoda görülen vakaların salgının Mayıs ayı başlarında Seul’da birkaç gece kulübü ve barda kaydedilen vakalar ile bağlantılı gibi görüldüğünü açıkladı.
Ülkede iki milyondan fazla çocuk, okulların yeniden açılmasının son aşaması kapsamında Çarşamba günü derslere geri dönmüştü. Ancak vaka sayısındaki artış, kısıtlamaların Seul çevresindeki şehirleri de kapsayacak şekilde genişletilmesine neden oldu. Pocheon şehri, sosyal izolasyon kısıtlamalarının yeniden uygulanacağını açıkladı. Bu da ibadethanelerin, spor salonları ve diğer halka açık alanların kapatılması anlamına geliyor.
Diğer yandan, salgının patlak verdiği ilk ülke olan Çin’de Ulusal Sağlık Komisyonu dün sadece 2 yeni vaka kaydetti. Vakaların yurtdışı kaynaklı olduğu belirtildi. 27 Mayıs günü semptom göstermeyen virüs taşıyıcısı olan 23 yeni vakanın daha kaydedildiği belirtildi.  
Çin, iki ay önce uluslararası uçuşlara getirilen sıkı kısıtlamaları hafifletmeyi planlıyor. Bir havacılık yetkilisi Çarşamba günü yaptığı açıklamada, yurtdışında mahsur kalan çok sayıda Çinlinin ülkelerine geri dönememekten memnuniyetsizliklerini dile getirdiklerini belirtti. Yurtdışından gelecek vatandaşlarının koronavirüsü de beraberlerinde getireceğinden korkan Çin, havayollarını yabancı veya yerli her şirket ve her ülkeden haftada bir uçuş yapılacak şekilde seyreltmişti. 
Nisan ayı başlarında, Çin'e gelip giden uçuşların sayısının salgın öncesine göre yüzde 1 azaldığı kaydedilmişti. Ancak Çin Sivil Havacılık İdaresi (CAAC) Li Jian, 1 Haziran Pazartesi itibariyle haftalık minimum uçuş sayısının 134’ten 407’ye çıkarılacağını açıkladı. Jian, “CAAC, talep üzerine, yurtdışından gelen vakaları kontrol altına alacağı taahhüdü ile uçuş sayısını makul bir şekilde artırmayı planlıyor” ifadelerini kullandı.
CAAC, ulusal ve yabancı havayollarına yedi günde bir yerine her üç günde bir ticari uçuş başvurusunda bulunma imkanı sunan bir genelge yayınladı. Diğer yandan AFP’nin haberine göre, az sayıda uçuş veya bilet fiyatlarının yüksekliği nedeniyle ülkelerine geri dönemeyen Çinli vatandaşlar, sosyal medyada bu konudaki artan öfkelerini dile getiriyor. Weibo web sitesinde CAAC ile ilgili bir yorum yapan bir kullanıcı, “Benimle aynı vatandan olanlar tarafından iki aydır maruz kaldığım ayrımcılığa, yurtdışında yaşadığım son beş yılda maruz kalmadım” ifadelerini kullandı.
Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Zhao Lijian, Çarşamba günü yaptığı açıklamada, bu konuyla ilgili verdiği cevapta, salgın yabancı ülkelerde patlak verdiğinde Pekin’in vatandaşları için tahliye gezileri düzenlediğini söyledi. Ancak yurtdışında hala 1,6 milyon Çinli öğrenci bulunuyor.
Çin, ülkede ikamet eden yabancılar için giriş vizelerini Mart ayında askıya almıştı. Güney Kore ve Almanya gibi bazı ülkeler ise vatandaşlarının Çin'deki işlerine geri dönmesini kolaylaştıracak anlaşmalar imzaladı. Çin'deki Alman Ticaret Odası’nın açıkladığına göre, bu anlaşmalara göre, ilk Alman uçağının Cumartesi günü Tientsin'e gelmesi bekleniyor.



İngiliz Donanması, üç gün boyunca kanalda seyreden bir Rus denizaltısını tespit etti

Geçen yıl Pasifik Okyanusu'nda askeri tatbikatlar sırasında bir Rus denizaltısı (Arşiv- Reuters)
Geçen yıl Pasifik Okyanusu'nda askeri tatbikatlar sırasında bir Rus denizaltısı (Arşiv- Reuters)
TT

İngiliz Donanması, üç gün boyunca kanalda seyreden bir Rus denizaltısını tespit etti

Geçen yıl Pasifik Okyanusu'nda askeri tatbikatlar sırasında bir Rus denizaltısı (Arşiv- Reuters)
Geçen yıl Pasifik Okyanusu'nda askeri tatbikatlar sırasında bir Rus denizaltısı (Arşiv- Reuters)

İngiliz Kraliyet Donanması dün yaptığı açıklamada, İngiliz Kanalı'nda bir Rus denizaltısını tespit ettiğini ve üç gündür izlediğini duyurdu. Donanma, bu tür tehditlere karşı İngiliz sularını koruma çabalarını yoğunlaştırıyor.

Donanma açıklamasında, Krasnodar denizaltısı ve Altay römorkörünü izlemek için helikopterle donatılmış bir İngiliz ikmal gemisinin görevlendirildiğini belirtti.

Rus denizaltısı ve römorkörü Kuzey Denizi'nden kanala girdi.

Açıklamada ayrıca, "Krasnodar'ın batması durumunda denizaltı karşıtı operasyonlara geçmek üzere özel bir hava mürettebatının hazırda bekletildiği" ifade edildi.

Olumsuz hava koşullarına rağmen denizaltının yüzeyde seyretmeye devam ettiği belirtildi.

İngiltere, Fransa'nın kuzeybatı kıyısındaki Ouessant Adası yakınlarında bulunan denizaltının izlenmesi görevini, kimliği açıklanmayan bir NATO müttefikine devrettiğini duyurdu.

İngiliz ordusu, Rus denizaltısı Novorossiysk'i kendi karasularında tespit ettikten sonra geçen temmuz ayında benzer bir izleme operasyonu gerçekleştirmişti.

İngiliz Savunma Bakanı John Healey pazartesi günü, "Rus deniz tehditleri" karşısında Kraliyet Donanması'nın yeteneklerini geliştirmek için milyonlarca sterlinlik bir programın başlatıldığını duyurdu.

Londra'ya göre, Rus denizaltılarının İngiliz sularındaki faaliyetleri son iki yılda yaklaşık üçte bir oranında arttı.

Aralık ayı başlarında İngiltere ve Norveç, Kuzey Atlantik'te bu denizaltılara karşı koymayı amaçlayan ortak bir fırkateyn filosu işletmek üzere bir iş birliği anlaşması imzaladı.


Trump, Venezuela'dan karayoluyla yapılan uyuşturucu sevkiyatlarını hedef almakta kararlı

ABD Devlet Başkanı Donald Trump ve Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, (AFP)
ABD Devlet Başkanı Donald Trump ve Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, (AFP)
TT

Trump, Venezuela'dan karayoluyla yapılan uyuşturucu sevkiyatlarını hedef almakta kararlı

ABD Devlet Başkanı Donald Trump ve Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, (AFP)
ABD Devlet Başkanı Donald Trump ve Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, (AFP)

Venezuela Devlet Başkanı Nicolás Maduro, Karayipler'deki ABD güçlerinin ülkesinin kıyıları açıklarında bir petrol tankerine el koymasının ardından ABD'yi "korsanlıkla" suçladı.

Maduro devlet televizyonunda yaptığı açıklamada, "Mürettebatı kaçırdılar, gemiyi çaldılar ve Karayipler'de yeni bir dönemi, suç teşkil eden korsanlık dönemini başlattılar" ifadelerini kullandı.

İlgili bir gelişme olarak, ABD Başkanı Donald Trump bugün Beyaz Saray'da gazetecilere yaptığı açıklamada, ülkesinin yakında Venezuela'dan ABD'ye kara yoluyla gelen uyuşturucu sevkiyatlarını engellemek için operasyonlar yapmaya başlayacağını söyledi.

Trump, son haftalarda karayoluyla yapılan uyuşturucu kaçakçılığını hedef almaya başlayacağı yönünde defalarca tehditte bulundu.


ABD milletvekilleri: İsrail, Lübnanlı gazetecinin ölümüne yol açan saldırıdan sorumlu olanları henüz hesap vermeye zorlamadı

Senatör Peter Welch, İsrail saldırısıyla ilgili basın toplantısında konuşuyor (Reuters)
Senatör Peter Welch, İsrail saldırısıyla ilgili basın toplantısında konuşuyor (Reuters)
TT

ABD milletvekilleri: İsrail, Lübnanlı gazetecinin ölümüne yol açan saldırıdan sorumlu olanları henüz hesap vermeye zorlamadı

Senatör Peter Welch, İsrail saldırısıyla ilgili basın toplantısında konuşuyor (Reuters)
Senatör Peter Welch, İsrail saldırısıyla ilgili basın toplantısında konuşuyor (Reuters)

Dört ABD'li milletvekili d yaptığı dün açıklamada, İsrail'in Ekim 2023'te Lübnan'da bir grup gazeteciye düzenlenen ve bir Reuters muhabirinin ölümüne, birçok gazetecinin de yaralanmasına neden olan saldırıdan sorumlu kimseyi cezalandırmadığını belirtti.

ABD Senatörü Peter Welch, saldırıda yaralanan gazetecilerden birinin memleketi olan Vermont'tan yaptığı açıklamada, İsrail'i olaya ilişkin ciddi bir soruşturma yürütmemekle suçlayarak, soruşturmaya dair hiçbir kanıt görmediğini söyledi.

13 Ekim 2023'te, İsrail tankı, gazetecilerin sınır ötesi bombardımanı filme aldığı sırada art arda iki top mermisi ateşledi.

Saldırıda Reuters televizyon kameramanı Issam el Abdullah öldü ve AFP fotoğrafçısı Christina Assi ağır yaralandı.

İsrail ordusu gazetecileri hedef almadığını söylüyor, ancak bir İsrail tank birliğinin gazeteci grubuna neden ateş açtığına dair açıklama yapmadı.

İki insan hakları grubu tarafından düzenlenen basın toplantısında, Demokrat Partili Welch, saldırıyla ilgili İsrail soruşturmasına dair yazılı bir kanıt almadığını, İsrail yetkililerinin yaralılarla, tanıklarla, saldırganlarla veya herhangi bir bağımsız araştırmacıyla görüştüğüne dair de bir kanıt bulamadığını söyledi.

Haziran 2025'te büyükelçilik, Senatör Welch'in ofisine İsrail ordusunun olayla ilgili bir soruşturma yürüttüğünü ve askerlerden hiçbirinin askeri çatışma kurallarını ihlal etmediği sonucuna vardığını bildirdi.

Saldırıda yaralanan Amerikalı AFP muhabiri Dylan Collins'in yanında duran Welch, İsrail yetkililerinin soruşturma taleplerine "kaçamak" cevaplar verdiğini ve çelişkili yanıtlar aldığını söyledi.

Welch daha fazla ayrıntı vermedi.

“İsrail ordusu bu olayı ciddi bir şekilde soruşturmak için kesinlikle hiçbir çaba göstermedi,” dedi. “İsrail ordusu bir soruşturma yürüttüğünü iddia etti, ancak herhangi bir soruşturmanın yapıldığına dair kesinlikle hiçbir kanıt yok.”

Welch, İsrail hükümetinin ofisine soruşturmanın tamamlandığını söylediğini, ancak AFP'ye ayrı olarak soruşturmanın hala devam ettiğini ve henüz hiçbir sonuca varılmadığını söylediğini belirtti.

Welch, “Peki hangisi doğru? İkisi birden doğru olamaz” dedi. Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre
Welch'in yorumları ve soruşturmanın tamamlanıp tamamlanmadığı hakkındaki ajansın sorusuna İsrail askeri sözcüsü, daha fazla ayrıntı vermeden, “Olay hala soruşturma altında” ifadesini kullandı.

AFP'nin Kuzey Amerika bölge direktörü Marc Levine, yaşananlar için iki yıldan fazla süredir tam hesap sorulmasını aradıklarını söyledi.

Levin, "AFP, İsrail yetkililerini soruşturmanın sonuçlarını açıklamaya ve sorumluları hesap vermeye çağırıyor" diye ekledi.

Reuters, 2023'ten beri İsrail ordusundan el-Abdullah'ı öldüren hava saldırısıyla ilgili hızlı, kapsamlı ve şeffaf bir soruşturma yürütmesini talep ediyor, ancak İsrail ordusundan saldırının nedenlerine ilişkin henüz bir açıklama alamadı.

Demokrat Senatör Chris Van Hollen, basın toplantısında daha fazlasının yapılması gerektiğini söyledi.

Şöyle devam etti: "Bu davada herhangi bir hesap verebilirlik veya adalet görmedik... Bu, İsrail hükümeti tarafından Amerikalılara ve gazetecilere yönelik saldırıların ve cezasızlık modelinin daha geniş bir parçası."

Vermont'tan ABD Temsilciler Meclisi Üyesi Becca Palint ve bağımsız ABD Senatörü Bernie Sanders, gazeteciler için adaleti sağlamaya yönelik çabalarına devam edeceklerini söylediler.

İsrail güçleri, bu yılın ağustos ayında Gazze Şeridi'nin güneyindeki Nasır Hastanesi'ni bombalayarak aralarında Reuters, Associated Press, El Cezire ve diğer medya kuruluşlarında çalışan gazetecilerin de bulunduğu en az 20 kişiyi öldürdü.

İsrailli bir askeri yetkili o dönemde Reuters'e verdiği demeçte, İsrail saldırısında öldürülen Reuters ve Associated Press gazetecilerinin "saldırının hedefi" olmadığını söylemişti.