AFRICOM, Libya’daki Türk askeri faaliyetleri hakkında yorum yapmazken, LUO, geri çekilme iddialarını yalanladı

AFRICOM, Libya’daki Türk askeri faaliyetleri hakkında yorum yapmazken, LUO, geri çekilme iddialarını yalanladı
TT

AFRICOM, Libya’daki Türk askeri faaliyetleri hakkında yorum yapmazken, LUO, geri çekilme iddialarını yalanladı

AFRICOM, Libya’daki Türk askeri faaliyetleri hakkında yorum yapmazken, LUO, geri çekilme iddialarını yalanladı

ABD Afrika Komutanlığı (AFRICOM) kuvvetleri, Mareşal Halife Hafter önderliğindeki Libya Ulusal Ordusu (LUO) ile yakın bir zamanda toplantı yapıldığı iddialarını reddetti. Hafter, kuvvetlerinin başkent Trablus’ta Fayiz es-Serrac başkalığındaki Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) yandaşı güçlerin başlattığı ve hala devam eden çatışmalarda kararlı olduklarını ve Türkiye destekli güçler tarafından saldırıya uğradıklarını duyurmuştu. AFRICOM sözcüsü Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, AFRICOM’un Rusya’ya yönelttiği ‘LUO’yu desteklemek üzere Suriye’den savaş uçakları gönderdiği’ suçlamalarının arka planında ABD Afrika Komutanlığı heyeti ile Mareşal Hafter arasında programlanmış bir toplantının olmadığını söyledi. Sözcü, Libya’daki Türk askeri faaliyetleri hakkında da ayrıntılı yorum yapmayı reddetti.
Moskova, Libya’ya yönelik dış müdahale eleştirilerini artırırken, Rusya Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Mariya Zaharova, çatışmalarda tırmanış yaşanacağı uyarısı yaptı. Zaharova, “Ateşkes sistemi tamamen zayıflatıldı” diyerek, Libya’daki çatışma taraflarına dış yardım nedeniyle ‘güç dengesinin’ değiştiğini vurguladı. Zaharova, 29 Mayıs’ta yaptığı bir basın toplantısında, “Sadece Libya’daki durumun zor olduğuna değil, kötüleşmeye devam ettiğine dikkati çekiyoruz. Bu, Libya'daki askeri ve siyasi durumun bozulmasıdır ve bu yılın Ocak ayında ilan edilen ateşkesin tamamen ortadan kalkmasıdır. Çatışmalar, bildiğiniz gibi, tüm yönleriyle yeniden başladı” ifadelerini kullandı. Rus yetkili, “Bugün zemindeki durum büyük farklılıklar gösteriyor. Çatışma taraflarına yapılan dış yardımlar nedeniyle zemindeki güç dengesinde büyük bir değişikliğe tanık olduk” dedi.

Rusya’dan Türkiye’nin faaliyetlerine ilk tepki
Durum, Türkiye’nin Libya’daki hareketlerine yönelik Rusya’da gelen ilk kınama oldu. Moskova, daha önce Türk tarafı hususunda eleştiri yapmaktan kaçınmıştı. Bu çerçevede Mariya Zaharova, Libya’daki krizin ülkeyi ve uzun süredir acı çeken halkını felaketle tehdit ettiğini belirtirken, uluslararası toplumun da Libyalıların bu durumu aşmasına yardımcı olmak için her türlü çabayı göstermesi gerektiğini vurguladı. Yetkili, Rus diplomasisinin tüm çatışma taraflarıyla temas halinde olduğunu ve diplomatik yollarla kabul edilebilir bir çözüm konusunda ısrar edeceğini belirtti.
Zaharova ayrıca, “Rus tarafı, Libya ihtilafının tüm taraflarıyla temaslarını sürdürüyor. Aynı zamanda askeri çözümün geleceğinin ve etkinliğinin olmadığına, siyasi çözümün alternatifinin bulunmadığına, ayrıca Libya sorunuyla ilgili kabul edilen kararlara sıkı sıkıya uyma ihtiyacına vurgu yapmaya devam edecektir” dedi.
Öte yandan Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov da iki gün önce Libya Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde, ‘Libya krizine askeri yolla sağlanan herhangi bir girişimin fayda vermeyeceğini’ belirtti.
Rusya Dışişleri Bakanlığı, görüşmenin sonunda ‘ülkenin doğusundaki ve batısındaki siyasi-askeri kamp arasında yaşanan askeri çatışma devam ederken’, iki tarafın Libya’daki mevcut durum hakkında görüş alışverişinde bulunduğunu ifade etti. Bakanlık, yayınladığı bir bildiride “Her iki tarafın da krize askeri çözüm girişimleri faydasızdır” diyerek, tüm Libyalı siyasi güçlerin katılımıyla başlatılacak yapıcı diyaloğun yavaşlatılmaması gerektiğini vurguladı. Bildiride, iki yetkilinin Libya konulu uluslararası Berlin Konferansı kararlarının uygulanması umutları ve Güvenlik Konseyi (BMGK) kararları da dahil, Libya çözümüne ilişkin uluslararası boyutları ele aldığı belirtildi.

Bölgede sakinlik hakim
Diğer taraftan başta güney bölgeleri olmak üzere başkent Trablus’ta 29 Mayıs’ta çatışmalar nispeten sakinliğe tanık oldu. UMH ve LUO güçleri arasında kapalı olan havaalanı cephesinde, el-Kazirma ve Ayn Zara cephelerinde geçtiğimiz Perşembe günü çatışmalar tırmanış göstermişti.
LUO’ya bağlı Dokuzuncu Tugay, birliklerinin Türkiye yanlısı Suriyeli paralı askerler tarafından desteklenen bir saldırıyı geri püskürttüklerini ve milislerin ağır can ve mal kaybı yaşadığını vurguladı. Tugay, er-Rahbe Tacura kampındaki mühimmat depolarının hedef alındığını söyledi. Bir LUO komutanı da bölgedeki çatışmaların devam etmesine rağmen başkentin güneyindeki savaş cephelerinden geri çekildikleri iddialarını yalanladı.

Göç konulu anlaşma
UMH Başkanı Fayiz es-Serrac, geçtiğimiz günlerde Trablus’a sürpriz bir ziyarette bulunan Malta Başbakanı Robert Abela ile ‘göçmenlerin Avrupa kıyılarına akışını engellemek için yasadışı göçle mücadele’ alanında işbirliği anlaşması imzaladı.
Serrac, anlaşmaya dair herhangi bir ayrıntıya değinmedi. Ancak siyasi, ekonomik ve güvenlik alanlarında işbirliği anlaşmalarını canlandırma adımlarını hızlandırmak üzere uzlaşı sağladıklarına dikkati çekti. Malta Başbakanı, ülkesinin Serrac hükümetine verdiği desteği dile getirirken, ‘Libya krizine askeri bir çözümün bulunmadığını ve siyasi çözüm yoluna dönüşün bir alternatifi olmadığını’ vurguladı.



Esed rejimi döneminde kaybolan mahkûmların çocuklarıyla ilgili davada hayır kuruluşlarının başkanları tutuklandı

Sednaya Cezaevi’nde olduğu düşünülen kayıp mahkûmların fotoğrafları Şam'ın merkezindeki Merce Meydanı’nda asılı (Reuters)
Sednaya Cezaevi’nde olduğu düşünülen kayıp mahkûmların fotoğrafları Şam'ın merkezindeki Merce Meydanı’nda asılı (Reuters)
TT

Esed rejimi döneminde kaybolan mahkûmların çocuklarıyla ilgili davada hayır kuruluşlarının başkanları tutuklandı

Sednaya Cezaevi’nde olduğu düşünülen kayıp mahkûmların fotoğrafları Şam'ın merkezindeki Merce Meydanı’nda asılı (Reuters)
Sednaya Cezaevi’nde olduğu düşünülen kayıp mahkûmların fotoğrafları Şam'ın merkezindeki Merce Meydanı’nda asılı (Reuters)

Suriye Sosyal İşler ve Çalışma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ile koordinasyon halinde, Nada el-Gabra, Lema es-Savaf, Rana el-Baba ve devrik rejim döneminde gözaltına alınan ve kaybolan muhaliflerin kayıp çocuklarıyla ilgili dosyada yer alan diğer sanıkların tutuklandığını duyurdu. Kayıp Çocuklar Komitesi Sözcüsü, sanıklara yönelik tutuklama emrinin, çocukların aileleri ve yakınlarının kişisel iddiaları ve açılan davalar üzerine Şam Savcılığı tarafından çıkarıldığını bildirdi.

Kayıp Çocuklar Komitesi Sözcüsü Samir el-Kirbi Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Şam'daki Lahn el-Hayat Çocuk Bakım Kompleksi'ni yöneten Nada el-Gabra ve Lema es-Savaf ile Şam'daki el-Mubarrah Yetim Sponsorluk Derneği'ni yöneten Rana Muvaffak el-Baba'nın, ‘Şam Cumhuriyet Savcılığı tarafından çıkarılan bir tutuklama emrine göre, kaybolan çocukların dosyasının saklanmasına karışan diğer sanıklarla birlikte tutuklandığını’ belirtti.

El-Kirbi bu önlemin, önceki dönemlerde mahkûmların çocuklarının kaybolmasıyla ilgili davalara karıştıkları yönündeki suçlamaların arka planında geldiğini söyledi. El-Kirbi, “Resmi ve sivil makamların yanı sıra konuyla ilgili herhangi bir bilgiye sahip olan herkesi, bu çocukların akıbetini aydınlatmak ve haklarını güvence altına almak için soruşturma komitesiyle iş birliği yapmaya çağırıyoruz” dedi.

Sosyal İşler ve Çalışma Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre, çocukların dosyasıyla ilgili bir dizi kişi tutuklandı ve bu kişiler, ‘çocukların akıbetiyle ilgili olası suiistimal ve ihlallere karıştıklarından şüphelenildiği için resmi soruşturma altına alındı.’ Söz konusu adımlar, Sosyal İşler ve Çalışma Bakanlığı’nın 2025 tarihli ve 1806 sayılı kararı uyarınca, bu dosyayı araştırmak ve çocukların akıbetini takip etmek üzere özel bir komite oluşturulmasını takiben atıldı.

3 bin 700 çocuk yetimhanelere yerleştirildi

İnsan hakları örgütleri ve medya raporları, eski rejime muhalif mahkûmların Şam'daki yetimhanelere veya çocuk esirgeme kurumlarına yönlendirilen 3 bin 700 çocuğu olduğunu gösteriyor. Esed'in devrilmesi ve kaçışından sonra yayınlanan gizli Suriye istihbarat belgelerine göre, yaklaşık 400 çocuk tutukluluk yılları boyunca muhaliflerin ailelerinden ayrılarak Şam'daki Lahn el-Hayat Çocuk Bakım Kompleksi, Daru’r Rahme Yetimhanesi ve Çocuk Köyleri de dahil olmak üzere dört yetimhaneye yerleştirildi.

 Daru’r Rahme Yetimhanesi Müdürü Beraet el-Eyyubi (SANA)

Daru’r Rahme Yetimhanesi Müdürü Beraet el-Eyyubi (SANA)

Daru’r Rahme Yetimhanesi Müdürü Beraet el-Eyyubi bir televizyon röportajında, eski rejimin yıkılmasından önce 2015-2024 yılları arasında 27 çocuğun kendisiyle birlikte yetimhanede kaldığını ve güvenlik güçlerinin bu çocukları gizli notlarla şube mahzenlerinden yetimhaneye gönderdiğini itiraf etti. Güvenlik güçleri bu çocukları gizli emirlerle yetimhaneye gönderiyor, isimlerini değiştiriyor ve Sosyal İşler ve Çalışma Bakanlığı'ndan yazılı onay almadıkça kimsenin onları ziyaret etmesine izin vermiyordu.

Esma Esed yetimlerle ilgilenmek üzere Şam kırsalındaki SOS Çocuk Köyleri’ni ziyaret etti. (SANA)Esma Esed yetimlerle ilgilenmek üzere Şam kırsalındaki SOS Çocuk Köyleri’ni ziyaret etti. (SANA)

Lahn el-Hayat Çocuk Bakım Kompleksi Müdürü Meys Acib bir televizyon kanalında yayınlanan açıklamalarında, kompleksin geçmişte özel durumları olan çocukları kabul ettiğini ve devrik Devlet Başkanı’nın eşi Esma Esed'in bu çocukların dosyalarını bizzat takip ettiğini itiraf etti. Öte yandan SOS Çocuk Köyleri yetkilileri de 2014-2018 yılları arasında resmî belge ve kayıtları olmayan 139 çocuğu kabul ettiğini ve bunların çoğunu Esed'in yetkililerine iade ettiğini ve o dönemde bakanlıktan bu tür vakaların gönderilmemesini istediğini kabul etti.

Samir el-Kirbi, çocukların akıbetinin belirlenmesi ve halen hayatta olup olmadıkları ya da toplu mezarlara gömülüp gömülmedikleri konusunda, bu çocuklar için özel toplu mezarların varlığının söz konusu olmadığını vurguladı. El-Kirbi, “Bugüne kadar yaptığımız dikkatli araştırma ve incelemeler sonucunda çocuklar için toplu mezarların varlığına rastlamadık, ancak bu çocukların yetimhanelere ve çocuk derneklerine yönlendirildiğini kanıtlayan belge ve kanıtlara sahibiz. Kayıp Çocuklar Komitesi, gerçeği ortaya çıkarmak ve çocukların ailelerine ve yakınlarına adalet sağlamak amacıyla bu dosyaları ilgili bakanlıklarla paylaşıyor” ifadelerini kullandı.

 Suriye İnsan Hakları Ağı’nın (SNHR) Suriye'de Çocuklara Yönelik İhlallere İlişkin 13’üncü Yıllık Raporu, Kasım 2024Suriye İnsan Hakları Ağı’nın (SNHR) Suriye'de Çocuklara Yönelik İhlallere İlişkin 13’üncü Yıllık Raporu, Kasım 2024

Suriye İnsan Hakları Ağı (SNHR), Mart 2011'den bu yana Suriye'de Esed rejimi tarafından en az 23 bin çocuğun öldürüldüğünü, bunlardan 190'ının işkence altında hayatını kaybettiğini ve 5 bin 200 çocuğun da zorla kaybedildiğini belgeledi.

Sosyal İşler ve Çalışma Bakanı Hind Kabavat tarafından kurulan Kayıp Çocuklar Komitesi'nde Adalet, İçişleri ve Vakıflar bakanlıklarından birer temsilci ile devrik rejim döneminde kaybolan kişiler ve mahkûmlar konusunda çalışan sivil derneklerin başkanları yer alıyor.