Almanya: ABD’nin WHO ile ilişkilerini kesmesi ‘ciddi bir aksilik’

Cenevre’deki WHO logosu (AFP)
Cenevre’deki WHO logosu (AFP)
TT

Almanya: ABD’nin WHO ile ilişkilerini kesmesi ‘ciddi bir aksilik’

Cenevre’deki WHO logosu (AFP)
Cenevre’deki WHO logosu (AFP)

Almanya Sağlık Bakanı Jens Spahn, ABD’nin Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ile ilişkilerini kesmesinin ‘küresel sağlık için ciddi bir aksilik’ olduğunu söyledi.
Spahn WHO’nun yeniden biçimlendirilmesi gerektiğini söyleyerek Twitter hesabından açıklamalarda bulundu.  ABD Başkan Donald Trump’ın yeni tip koronavirüs salgını sırasında Çin ile WHO arasındaki ilişkiye atıfta bulunmasıyla örgütle ilişkilerini kesmesinin ardından Alman bakan, Avrupa Birliği’nin (AB) daha fazla taahhütte bulunmasını gerektiğini söyledi.
Öte yandan Rusya Dışişleri Bakanlığı, ABD'nin Dünya Sağlık Örgütü ile ilişkisini sonlandırmasına ilişkin, “Washington, bu zamanda sağlık alanındaki etkileşimle ilgili uluslararası hukuka darbe vuruyor” ifadelerini kullandı. Sputnik haber ajansının haberine göre, Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, dünyanın salgınla mücadelede çabalarını pekiştirmesi gerektiğine dikkati çekti.
Zaharova açıklamasında, “ABD bunun yerine dünyaya ne teklif edebilir? Salgın döneminde Amerikan sağlık sisteminde ortaya çıkan üzücü tablo, Washington'a bu alandaki liderlik hakkında konuşmak için şans bırakmıyor” şeklinde konuştu.
Trump, dün Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ile ilişkilerin sonlandırıldığını duyurmuştu.
ABD Başkanı, koronavirüs salgını ile mücadele kapsamında anlaşmazlıklar yaşadığı Dünya Sağlık Örgütü ile ilişkilerin sonlandırıldığını duyurdu. Trump, koronavirüs salgını başlangıcında WHO'yu dinlemeyerek, Çin'e seyahat yasağı uyguladığını bildirmişti.
ABD Başkanı, "Çin'in Dünya Sağlık Örgütü üzerinde mutlak bir hakimiyeti var. ABD, WHO'ya yılda 450 milyon Dolar fon sağlarken, Çin sadece 40 milyon Dolara yakın para ödedi. Dünya Sağlık Örgütü'nden esaslı reformlar yapmasını istedik ne yazık ki onlar harekete geçmeyi reddetti. WHO, ihtiyaç duyulan ve beklediğimiz reformları gerçekleştirmediği için biz de bugün WHO ile olan ilişkimizi bitiriyoruz. Dünya Sağlık Örgütü'ne sağlanan fonları, hak eden acil küresel sağlık örgütlerine aktaracağız" dedi.



Öcalan, 26 yıl hapis yattıktan sonra kendisini ‘barış elçisi’ olarak nitelendiriyor

Dünyanın dört bir yanındaki Kürtler Öcalan'ı bir kahraman olarak görüyor ve serbest bırakılmasını talep ediyor. (AFP)
Dünyanın dört bir yanındaki Kürtler Öcalan'ı bir kahraman olarak görüyor ve serbest bırakılmasını talep ediyor. (AFP)
TT

Öcalan, 26 yıl hapis yattıktan sonra kendisini ‘barış elçisi’ olarak nitelendiriyor

Dünyanın dört bir yanındaki Kürtler Öcalan'ı bir kahraman olarak görüyor ve serbest bırakılmasını talep ediyor. (AFP)
Dünyanın dört bir yanındaki Kürtler Öcalan'ı bir kahraman olarak görüyor ve serbest bırakılmasını talep ediyor. (AFP)

PKK’nın feshedildiğini ve silah bıraktığını açıklayan kurucu lider Abdullah Öcalan, Türkiye tarihine ‘barış elçisi’ olarak adını yazdırdı.

27 Şubat'ta yüz binlerce Kürt Türkiye'nin güney ve doğusundaki şehirlerde, Suriye'nin kuzeydoğusunda binlerce Kürt  sokaklara dökülerek Öcalan'ın PKK'ya yaptığı dağılma ve silah bırakma çağrısına destek verdi.

76 yaşındaki Öcalan, 26 yıldır Türkiye'nin batısındaki Marmara Denizi'nin güneyinde, İstanbul'a 51 kilometre uzaklıkta Bursa iline bağlı İmralı Adası’ndaki izole bir cezaevinde tek başına tutulmasına rağmen, Türkiye'deki Kürt sorununun çözümü konusunda halen ‘anahtar’ ve ‘gerekli adam’ olarak görülüyor.

hyuı
Öcalan'ın PKK'ya silah bırakma ve dağılma çağrısını duyururken çekilen son fotoğrafı (EPA)

4 Nisan 1949'da Şanlıurfa'nın Halfeti ilçesine bağlı Ömerli köyünde bir çiftçi ailesinin çocuğu olarak dünyaya gelen Öcalan’ın fikirleri, 1970'lerde solcular ve sağcılar arasında yaşanan şiddetli sokak çatışmalarıyla şekillendi.

Kürtlerin ‘kahraman’ olarak gördüğü Öcalan, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden ayrıldıktan sonra bağımsız bir Kürt devletinin kurulması için mücadele etmeye yemin ederek Türk solundan ayrıldı ve 28 Kasım 1978'de Diyarbakır'ın Lice ilçesinde PKK’yı kurdu.

1984'ten bu yana Suriye'de on binlerce insanın ölümüne neden olan bir isyana liderlik etti (kurbanların sayısına ilişkin tahminler 15 bin ila 40 bin arasında değişmekte). Türkiye, ABD ve Avrupa Birliği (AB) PKK’yı terör örgütü olarak tanımlıyor.

zxcdfgt
Öcalan'ın 1999'da Kenya'da yakalandıktan sonra Türkiye'ye getirilişi sırasında çekilmiş fotoğrafı (Arşiv - Türk medyası)

Türkiye'nin 1998'de Öcalan yüzünden Suriye'yi savaşla tehdit etmesinin ardından Şam, savaşın patlak vermesini önlemek için Mısır ve İran'ın araya girmesiyle Öcalan'ı sınır dışı etmek zorunda kaldı ve bunun sonucunda Türkiye'ye, güvenliğine yönelik bir tehdit oluşması halinde PKK üyelerini kovalamak için Suriye topraklarına 5 kilometre mesafeye kadar girme hakkı veren Adana Anlaşması imzalandı.

Öcalan, 15 Şubat 1999'da Kenya'nın başkenti Nairobi'de yakalanıp Türk özel kuvvetlerinin koruması altında Ankara'ya getirilmeden önce Rusya'ya, ardından İtalya ve Yunanistan'a sığınmıştı. 29 Haziran 1999'da terör örgütü kurmak ve yönetmek suçundan idama mahkûm edildi.

Türkiye'nin 2004 yılında AB'ye katılım müzakereleri çerçevesinde idam cezasını kaldırması üzerine cezası infaz edilmedi ve İmralı Cezaevi’ndeki bir hücrede tek başına tutulmak üzere şartlı tahliye imkânı olmaksızın müebbet hapis cezasına çevrildi.

xsdfgrt
Öcalan, 1992 (AFP)

Öcalan'ın 27 Şubat'ta yaptığı ‘barış ve demokratik toplum’ çağrısı, 2000'li yılların başında ve 2013'te başarısızlıkla sonuçlanan iki girişimin ardından üçüncü ateşkes çağrısıydı. Müzakerelerde varılan mutabakatın reddedilmesi ve Türkiye'de Kürt sorunu olmadığı iddia edilmesiyle çatışmaların tetiklemesiyle ikinci çağrı da çöktü. Ancak Erdoğan'ın AK Parti'nin büyük gerilemeler yaşadığı bir seçim dönemine denk gelen önceki tutumuna rağmen, bizzat Öcalan, Kürtler ve Türkler arasında kardeşliği sağlamak ve topluma barış getirmek umuduyla yeni bir barış çağrısıyla, PKK'nın feshedilmesi ve silahsızlandırılması arzusuyla geri döndü... Ancak bu yeni çağrının Türkiye'de ve bölgede Kürt sorununa kalıcı bir çözüm getirip getirmeyeceğini ya da siyaset koridorlarında ve seçim taktiklerinde kaybolup gitmeyeceğini kimse bilmiyor.