BM, Yemen’deki 30 yardım programını askıya aldı

Sana’da geçen hafta yürütülen dezenfekte çalışmaları. (AFP)
Sana’da geçen hafta yürütülen dezenfekte çalışmaları. (AFP)
TT

BM, Yemen’deki 30 yardım programını askıya aldı

Sana’da geçen hafta yürütülen dezenfekte çalışmaları. (AFP)
Sana’da geçen hafta yürütülen dezenfekte çalışmaları. (AFP)

Birleşmiş Milletler (BM), koronavirüs salgını nedeniyle Yemen’de kaydedilen ölüm sayısının küresel ortalamanın çok üstünde olduğunu, nüfusun yüzde 20’sine ulaştığını duyurdu. Husi milisler ise salgının yayılmaya devam etmesi nedeniyle meşruiyetin kontrolü altındaki sağlık otoritelerini eleştirmeye ve kendi kontrolü altındaki bölgelerde ölenlerin gerçek sayısını gizleme politikalarını sürdürüyor. Koronavirüsün Abyan vilayetinde de görüldüğü ve aralarında doktorların da bulunduğu en az 25 kişinin öldüğü bildirildi.
BM’nin Yemen’e yönelik yayınladığı bildiride BM Yemen İnsani Yardım Koordinatörü Lise Grande’nin şu açıklamaları yer aldı:
“İlk vakanın açıklanmasından yedi hafta sonra yoğun bakım ünitesinden alınan ilk raporlar, ölüm oranının yüzde 7 olarak kaydedildiği küresel ortalamaya kıyasla yaklaşık yüzde 20 oranında olduğunu göstermektedir. Yemen iki yıl önce, yakın tarihin en kötü kolera salgını ile karşılaştı. Ülke geçen yıl açlığın eşiğindeydi. Bu yıl ise on binlerce aile her nesilde bir defa meydana gelen seller nedeniyle yok oldu. BM ve birlikte çalıştığı kuruluşlar, kolera ve açlıktan kurtuldu. Ancak ihtiyaçları olan fonu edinemezlerse ve koronavirüsle mücadele etmek için daha fazla bir şey ortaya koyulmazsa virüs Yemen’de daha da yayılabilir.”
Grande ayrıca Yemen’deki 41 büyük BM programından 30’unun önümüzdeki birkaç hafta içerisinde askıya alınacağı bilgisini verdi.
BM yetkilisinin, virüsün Yemen’de yayıldığını ve ülke genelinde durumu hafifletecek hiçbir tedbirin ortaya koyulmadığını belirttiği değerlendirmesinin devamında şu ifadelere yer verildi:
“Yeterli test kapasitesi olmadan virüsle enfekte olan insanların tam sayısını bilmek imkansız. Hastanelerin hastaları geri çevirmek zorunda kaldığını ve her şeyin eksik olduğunu biliyoruz.”
BM Koordinatörü’nün açıklamasına göre ilk koronavirüs vakasının kaydedilmesinden bir hafta sonra ajanslar, fon yetersizliğinden dolayı BM’ye bağlı olarak çalışan 10 bin sağlık personelinin teşvikini askıya aldı.
Lise Grande, halkı virüs, nasıl bulaştığı ve kendilerini korumak için neler yapabilecekleri konusunda bilgilendirmek üzere ülke geneline 14 bin gönüllünün dağıtıldığını ve ortakların da Yemen’de 59 yoğun bakım birimindeki personellerin donatılmasına ve eğitilmesine yardımcı olduğunu ifade etti.

Gizlenen sayılar
Uluslararası endişeler ve korkunç tahminler de Husileri işgal altındaki Yemen’in başkentini istila eden bu ölümcül virüsle enfekte olanların gerçek sayısını açıklamaya yönlendiremedi. Milisler gerçek sayıyı gizlemekle suçlanırken yayınladıkları bir bildiride, ‘Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından gönderilen analizlerin doğru olmadığını’ öne sürdüler.
Açıklamada ayrıca, küresel sağlık çözümlerinin verimsizliğinin ilerleyen günlerde yapılacak bir basın toplantısında ortaya koyulacağı ifade edildi.
Milisler, koronavirüs vakalarının farklı bölgelerde ortaya çıktığını söylerken gerekli sağlık bakımını sağlamak için büyük bir sorumlulukla çalıştıklarını ve hastaları takip ettiklerini duyurdu.
Diğer yandan Yemen Sağlık Bakanlığı vekili Rakib el-Haydari, Husilerin açıklamasının çelişkilerle dolu olduğunu ve doğruluğunun bulunmadığını vurguladı. Haydari, Husilerin salgını uzun bir süredir gizlediğini ve bunun da salgının yayılmasına katkı sağladığını ifade etti.

Sana’dan gelen haberler Aden’i endişelendiriyor
Yemen Yüksek Acil Durum Komitesi’nin ‘Aden’de koronavirüsten ve ateşten ölenlerin sayısının bu ayın başlarında ve ortasında tanık olunan orana kıyasla düştüğünü’ açıklamasına rağmen Sana’dan günlük ölü sayısına ilişkin yayınlanan haberler halkın yetkililerin bu salgını kontrol edemediği yönündeki korkularını artırdı. Sivil Durum Kurumu’nun iki haftadır ölü sayısını yayınlamaması sonrasında günlük ölü sayısının ilan edilmesinin sürdürülmesi talep edildi.
Aden’de yaşayan Adil Muhammed, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada Sivil Durum Kurumu’nun günlük ölü sayısını açıklamadığını ve Acil Durum Komitesi’nin de son üç gündür vaka ve ölü sayısını duyurmadığını belirtti. Muhammed, “Bize güven vermiyorlar. Çünkü vaka ve ölü sayılarını biliyoruz ve duyuyoruz. Ancak bu sayılar iki hafta önce kaydedilenler gibi değil” dedi. “İnsanlar, ihtiyati tedbirlere uymaları gerektiğini bilmek zorunda” ifadelerini kullanan Adil Muhammed, Aden’deki az sayıda insanın maske taktığını, kalabalık alanlardan, pazarlardan ve restoranlardan kaçındığını kaydetti.
Aden sakinlerinden Muhtar Hasan, bölge halkının gruplar halinde kırsal alanlara veya memleketlerine kaçtığını aktardı. Hasan, halkın bu hareketlenmesinin salgının sağlık hizmetlerinin ve farkındalığın eksik olduğu alanlara yayılmasına neden olduğunu ve bu durum dolayısıyla çok sayıda ölümün gerçekleşmesine elverişli bir ortam oluştuğunu belirtti.
Meşru hükümete bağlı güçler ve Güney Geçiş Konseyi güçleri arasında aralıklı çatışmalara tanık olan Abyan vilayetinde ise bir vatandaş Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, vilayetin en büyük şehri olan Caar’da son dört gün içerisinde 30’dan fazla ölümün kaydedildiğini aktardı. Dircac kasabası ve Zencibar şehrinde ise dokuz ölümün daha kaydedildiği, ölenler arasında ünlü bir doktorun da bulunduğu aktarıldı.
Yemen Sağlık Bakanlığı yetkililerinin tahminlerine göre 21 doktor ve sağlık çalışanı koronavirüs nedeniyle öldü. Ölümlerin çoğu Sana, Aden, İb ve Taiz’de kaydedildi.
Aynı şekilde Yemen mahkemelerinde de 27 hakim ve personel koronavirüs dolayısıyla yaşamını yitirirken 8 avukata da virüs bulaştı. Sana’daki mezarların fiyatları iki katına çıkarken Aden’de de mezar fiyatlarının zamlandığı bildirildi.

17 kurumdan Yemen’e destek çağrısı
17 uluslararası insani yardım kuruluşu yetkilisi, Yemen’i Kovid-19 salgını ve diğer hastalıklardan kurtarma çağrısı yaptı.
BM ve Suudi Arabistan tarafından video konferans aracılığıyla 2 Haziran’da bağış toplamak için bir toplantı düzenlemesi bekleniyor. Aynı şekilde yardım kuruluşlarının gelecek Haziran- Aralık aylarında temel faaliyetleri kapsayacak şekilde iki milyar dolara ihtiyaç duyacağı tahmin ediliyor.
BM’nin New York’taki merkezinde dağıtılan ortak bir bildiriye imza atan taraflar “Yemen’deki koşullardan giderek daha fazla endişe duyuyoruz” açıklamasında bulundu. Söz konusu taraflar, Kovid-19’un, dünyanın en büyük insani krizine yol açan, belirsiz bir çatışmanın da etkisiyle hızla yayıldığına dikkat çekti. Bildiride ayrıca ihtiyaç sahiplerine hayat kurtarıcı yardımlar sağlamaya hazır olunduğu vurgulandı.



Sudan'dan Rusya'ya cazip teklif: ABD ve AB kızabilir

Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)
Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)
TT

Sudan'dan Rusya'ya cazip teklif: ABD ve AB kızabilir

Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)
Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)

Orduyla paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasındaki çatışmaların sürdüğü Sudan'daki askeri yönetim, Rusya'yla daha yakın ilişkiler kurmak istiyor.

Wall Street Journal'ın (WSJ) Sudanlı yetkililere dayandırdığı habere göre, Moskova'ya Afrika'daki ilk deniz üssünü kurması teklif edildi.

Ekimde iletilen teklifin, Rusya'nın 25 yıl boyunca 300 askerini ve 4 savaş gemisini barındırabileceği bir üssü içerdiği aktarıldı.

Port Sudan ya da Kızıldeniz kıyısındaki bir başka yerde yapılabileceği bildirilen üs, bölgedeki kritik ticaret yollarına yakın olacak.

Küresel ticaretin yüzde 12'si, Avrupa-Asya alışverişinde önemli bir yere sahip olan Süveyş Kanalı üzerinden gerçekleşiyor.

WSJ, bunun Çin ve Rusya'yı kıtadaki limanlardan uzak tutmaya çalışan ABD için endişe verici bir gelişme olacağını vurguladı. 

Bu iki ülkenin Afrika'daki limanların kontrolü sayesinde buralarda savaş gemilerini tamir edip yeni silahlarla donatabileceği ve kritik denizyollarını kapatabileceği belirtildi.

Çin de denizaşırı ilk deniz üssünü 2017'de Cibuti'de kurmuştu. Kızıldeniz'i Aden Körfezi'ne bağlayan Babülmendep Boğazı'ndaki üs, bir uçak gemisinin demirleyebileceği kadar büyük.

ABD'nin Afrika'daki en büyük üssü Camp Lemonnier, Çin'inkinden yalnızca 10 kilometre uzaklıkta.

ABD'nin ayrıca Somali'de birlikleri var. 

Kremlin'in, Afrika'nın en büyük üçüncü altın üretici Sudan'dan madencilik konusunda imtiyazlar alabileceği de Amerikan gazetesinin haberinde ifade edildi. 

Sudanlı yetkililer tüm bunlar karşılığında hava savunma sistemleri gibi silahları ucuza almak istiyor.

WSJ, Sudan ordusundan bir yetkilinin, bu anlaşmanın AB ve ABD'yle aralarında sorun yaratabileceğinin farkında olduklarını söylediğini aktardı.

Bu hamlenin Moskova'yı kıtada yeniden güçlendirebileceği de haberde vurgulandı.

Paralı asker şirketi Wagner'in kurucusu Yevgeni Prigojin'in 2023'teki ölümünün ardından Rusya'nın Afrika planları sekteye uğradı.

Rusya Savunma Bakanlığı'na bağlı Afrika Kolordusu, Wagner'in operasyonlarını devralsa da kıtadaki yerini doldurmakta zorlandığı bildiriliyor.

General Abdülfettah Burhan'la işbirliği yapan General Muhammed Hamdan Dagalo, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin soykırımla suçladığı Ömer el Beşir'i 2019'da devirmişti. 

Ülkeyi sivil yönetime döndürme ve 100 bin kişilik paramiliter kuvvet HDK'yi ordu bünyesine dahil etme süreci nedeniyle iki general anlaşmazlığa düşmüş, 2023'te yeniden iç savaş patlak vermişti. 

Yeniden başlayan çatışmaların başlarında Moskova, Dagalo'ya bağlı HDK'yi destekliyordu. 

Başkent Hartum'dan HDK güçlerinin atılmasındaysa Ukrayna rol oynamıştı. 

WSJ, Rusların desteğini yetersiz bulan HDK'nin Kiev'e yanaştığını ve bunun üzerine Moskova'nın da Burhan'a bağlı orduyla ittifak kurduğunu aktarıyor.

Amerikan gazetesinin haberinde İran, Mısır ve Türkiye'nin Sudan ordusuna drone sağladığı da öne sürüldü.

Tahran'dan gelen deniz üssü kurma önerisinin, ABD ve İsrail'in tepkisiyle karşılaşmaktan korkan Hartum yönetimi tarafından geçen sene reddedildiği bildirildi. 

Diğer yandan ABD ve BM, Birleşik Arap Emirlikleri'ni (BAE) HDK'yi silahlandırmakla suçluyor. BAE ise bu iddiaları reddediyor.

Independent Türkçe, WSJ, AP


Yahudi yerleşimciler, Batı Şeria’da İtalyan ve Kanadalı gönüllüleri dövdü

Sınır bölgelerinde örgütlenen Yahudi yerleşimciler, Filistinlilere ait tarım alanlarına ve bağlara saldırıları artırıyor (Reuters)
Sınır bölgelerinde örgütlenen Yahudi yerleşimciler, Filistinlilere ait tarım alanlarına ve bağlara saldırıları artırıyor (Reuters)
TT

Yahudi yerleşimciler, Batı Şeria’da İtalyan ve Kanadalı gönüllüleri dövdü

Sınır bölgelerinde örgütlenen Yahudi yerleşimciler, Filistinlilere ait tarım alanlarına ve bağlara saldırıları artırıyor (Reuters)
Sınır bölgelerinde örgütlenen Yahudi yerleşimciler, Filistinlilere ait tarım alanlarına ve bağlara saldırıları artırıyor (Reuters)

Yahudi yerleşimciler, Batı Şeria'daki İtalyan ve Kanadalı gönüllüleri dövüp eşyalarını çaldı.

Guardian'ın aktardığına göre pazar sabahı yaşanan olayda radikal sağcı yerleşimciler, Eriha bölgesindeki Ayn el-Duyuk köyüne baskın düzenledi. 

Yerleşimcilerin, Filistinlileri korumak için köyde bulunan İtalyan ve Kanadalı gönüllülere de saldırdığı belirtildi.

Filistin Ulusal Yönetimi'nin resmi haber ajansı WAFA, üç İtalyan ve bir Kanadalı gönüllünün hastaneye kaldırıldığını aktardı. 

Kimliğinin paylaşılmaması şartıyla konuşan Kanadalı kadın, sabaha karşı düzenlenen saldırıda yaşadıklarını şöyle anlattı: 

10 maskeli yerleşimci gece nöbetinden sonra uyuduğumuz eve baskın yaptı. İkisinin üzerinde ordu tarafından verilen tüfeklerden vardı. Bizi yaklaşık 15 dakika boyunca dövdüler. Kafama, kaburgalarıma, kalçama ve uyluk bölgeme defalarca tekme attılar. Bize Arapça hakaretler yağdırdılar ve orada bulunmaya hakkımız olmadığını söylediler.

Gönüllü, Yahudi yerleşimcilerin bölgede artan saldırılarına dikkat çekerek, "Mesele bizimle ilgili değil. Biz 15 dakika dayak yedik ama buradaki Filistinliler bu şiddeti her gün, her saat, binlerce kez yaşıyor" dedi.

Kanada Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, "aşırılıkçı yerleşimcilerin işlediği şiddet eylemlerinin kınandığı" bildirildi. Kanada yönetiminin "Filistin topraklarının ilhakına yönelik her türlü eyleme ve söyleme karşı olduğu" hatırlatıldı. 

Diğer yandan İtalyan gönüllülerden birinin ağır yaralandığı ve Ramallah'ta tedavisinin sürdüğü belirtiliyor. İtalya Dışişleri Bakanı Antonio Tajani, olaya ilişkin açıklamasında "Bu saldırganlıktan bıktık. Yerleşimcilerin haklarını bu şekilde savunmaları doğru değil" ifadelerini kullandı. 

Guardian, Batı Şeria'daki İsrailli yetkililerin yorum taleplerine yanıt vermediğini yazıyor. Gazetenin irtibata geçtiği köylüler ve aktivistler, polisin yerleşimcilerin saldırılarını durdurmak veya karargahlarını dağıtmak için harekete geçmediğini söylüyor.

Batı Şeria'daki Filistin köylerini korumak için yabancı gönüllüler toplayan Faz3a örgütünden aktivist Manal Tamimi, radikal sağcı yerleşimcilerin iki ay önce köyün yakınlarına karakol inşa ettiğini ve adam devşirdiğini söylüyor. Gönüllülerin saldırılara karşı Filistinlilerin yanında durmasının çok değerli olduğunu belirtiyor.

Kanadalı gönüllü de köydeki varlıklarının halkı güçlendirdiğini söylüyor: 

Biz oradayken köylüler daha dirençli oluyordu. Çocuklar özgürce oynuyordu. İnsanlar gece boyunca uyuyabiliyorlardı. Sırf bu bile bizim orada olmamızı değerli kılıyordu.

Birleşmiş Milletler'in rakamlarına göre İsrailli yerleşimciler ve güvenlik güçleri son iki yılda Batı Şeria'da 233'ü çocuk olmak üzere binden fazla Filistinliyi öldürdü. 

Independent Türkçe, Times of Israel, Guardian


Mısır ve Katar, Gazze ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasına geçmeyi umuyor

Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları’na mensup bir savaşçı, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) personeli ve Hamas mensupları Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’nda İsrailli rehinelerin cesetlerini ararken alanda nöbet tutuyor. (EPA)
Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları’na mensup bir savaşçı, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) personeli ve Hamas mensupları Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’nda İsrailli rehinelerin cesetlerini ararken alanda nöbet tutuyor. (EPA)
TT

Mısır ve Katar, Gazze ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasına geçmeyi umuyor

Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları’na mensup bir savaşçı, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) personeli ve Hamas mensupları Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’nda İsrailli rehinelerin cesetlerini ararken alanda nöbet tutuyor. (EPA)
Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları’na mensup bir savaşçı, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) personeli ve Hamas mensupları Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’nda İsrailli rehinelerin cesetlerini ararken alanda nöbet tutuyor. (EPA)

Mısır ve Katar, Gazze'deki ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasının yakında uygulanacağına dair umutlarını dile getirdiler.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati bugün yaptığı açıklamada, ülkesinin ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze Şeridi için hazırladığı planın ilk aşamasını tamamlamak üzere olduğunu ve ikinci aşamanın yakında başlayacağını umduğunu belirtti.

Abdulati, Mısır'ın Gazze halkının ihtiyaçlarını karşılamak için daha fazla insani yardımı daha büyük miktarlarda ve kısıtlama olmaksızın Gazze Şeridi'ne ulaştırmayı umduğunu söyledi. Ülkesinin Gazze'nin yeniden inşası konulu bir konferansın tarihini belirlemek için ABD ile koordinasyon içinde olduğunu açıklayan Abdulati, konferansın Mısır ve ABD'nin eş başkanlığında gerçekleştirileceğini ifade etti.

Güvenlik desteği konusuna da değinen Abdulati, bölgede istikrar ve güvenliği teşvik etme çabalarının bir parçası olarak, Mısır'ın Filistin polisinin eğitimine katılım konusunda Avrupa ülkeleriyle istişareye hazır olduğunu bildirdi.

Katar ise Hamas ve İsrail'in ‘çok yakında’ ikinci aşama görüşmelerine başlamasını umduğunu ifade etti.

Katar Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Macid el-Ensari, Doha'da düzenlediği basın toplantısında, ABD'nin önerisiyle ulaşılan ve 10 Ekim'den beri yürürlükte olan Gazze ateşkes anlaşmasına atıfta bulunarak, “İki tarafı mümkün olan en kısa sürede ikinci aşamaya geçmeye zorlamamız gerektiğine inanıyoruz” dedi.

Ensari, görüşmelerin Gazze Şeridi'nin güneyinde İsrail kontrolündeki bir bölgede bulunan tünellerde mahsur kalan Hamas savaşçılarının akıbeti gibi çetrefilli konuları da içereceğini kaydetti.