Suriye’de istatistikler ve adaletsizlik: Geçmiş, şimdi ve gelecek

Suriye’de istatistikler ve adaletsizlik: Geçmiş, şimdi ve gelecek
TT

Suriye’de istatistikler ve adaletsizlik: Geçmiş, şimdi ve gelecek

Suriye’de istatistikler ve adaletsizlik: Geçmiş, şimdi ve gelecek

Barışçıl protestoların 15 Mart 2011’de patlak vermesinin üzerinden geçen dokuz yılın ardından Suriye’deki çatışma 3 tür adaletsizlikle sonuçlandı:
Geçmişte kalan adaletsizlik
Mevcut adaletsizlik
Geleceğe dönük adaletsizlik
Bu adaletsizliklerin sonuçları arasında, Suriye'de 20 milyon civarında olan ve ülkenin yaklaşık olarak yüzde 86'sını oluşturan kesimin yoksulluk sınırının altına düşmesinin yanı sıra altyapının yaklaşık yüzde 40'ın zarar görmesi ve mali kayıpların yarım trilyon doların üzerine çıkması bulunuyor.
Bir diğer acı haber, yayınlanan yeni istatistiklere göre kurbanların sayının 700 bine yükselmiş olmasıdır. Geçmişe ilişkin bu rakamlarla birlikte 3 milyondan fazla Suriyeli çocuğun okula gitmediğinin tespiti de geleceğe ilişkin olarak ortaya çıkan bir diğer hususu teşkil ediyor. Bu sayı, okul çağındaki Suriyeli çocuk sayısının neredeyse yarısına eşittir. Bu çocukların yarısı aileleriyle birlikte, yaklaşık 13 milyon insanın yer aldığı mülteci kamplarında yaşamaktadır.
Uluslararası sınıflandırmaya göre Suriye, İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana ‘en büyük insani felaketi’ yaşıyor. İstatistiklerin bunu göstermesi şaşırtıcı değil. Çünkü Suriye İnsani Gelişme Endeksi’nde 189 ülke arasında 180’inci sırada, basın özgürlüğü alanında 180 ülke içinden 174’üncü sırada ve çocukların korunması konusunda ise en kötü durumda yer alıyor.
Bunlar Suriye Politika Araştırmaları Merkezi’ni (SCPR) tarafından hazırlanan ‘Çatışmanın Üstesinden Gelmek için Adalet- Suriye’deki Çatışmanın Etkileri’ başlıklı raporda kaydedilenlerin bir özetidir. Bu araştırma, çatışmanın 3 tür adaletsizliğe yol açtığını söylüyor:
- Birikmiş olan maddi ve manevi servetin yok edilmesini içeren geçmişe dönük adaletsizlik,
- Halihazırdaki adaletsizlik üretimini temsil eden mevcut adaletsizlik,
- Egemen güçlerin temel unsurlarını teşkil ettiği geleceğe dönük adaletsizlik.

Ekonomik adaletsizlik
Suriye’deki çatışma, parçalanmış devlet içinde farklı ve parçalanmış ekonomilerin ortaya çıkmasına yol açtı. Raporda kaydedildiğine göre ekonomik bileşenler devam eden şiddettin kaynaklarına dönüştürüldü ve bu bağlamda sermayenin büyük bir kısmı heder edilerek çatışmalara kanalize edildi.
Raporda 2019 yılının sonu itibariyle çatışma dolayısıyla yaşanan kayıpların 530,1 milyar dolara ulaştığı ifade ediliyor. Bu, 2010 yılında kaydedilen GSYİH'nın 9,7 katına denk geliyor. Aynı dönemde hükümet desteği 2011'de yüzde 20,2'den 2019'da yüzde 4,9'a geriledi. Rus yetkililer 3 yıl önce Suriye'yi yeniden inşa etmenin maliyetinin 400 milyar dolara ulaşabileceğini söylediler. Dünya Bankası ise 3 yıl önce bu tutarın yaklaşık 300 milyar dolar olacağını açıkladı. Ancak o zamandan bu yana -her ne kadar çatışmalar daha da kötüleşse de ve askeri operasyonlar devam ediyor olsa da- uluslararası ilgi azalmasıyla birlikte Suriye dosyasına ilişkin çalışmalar durdu.
Rus ordusunun 2015 yılı sonunda müdahalesinden bu yana hükümet güçleri, kontrol ettiği alanları yüzde 10'dan yüzde 64’e çıkardı. Geriye kalan yüzde 26’lık kısım, ABD öncülüğündeki uluslararası koalisyon tarafından desteklenen Kürtlerin kontrolünde bulunuyor. Yüzde 10’luk kısım ise Türk destekli grupların kontrolü altında.
2011 yılında 1 dolar 46 Suriye lirası (SYP) değerinde iken, o zamandan bu yana ciddi bir değer kaybı yaşandı. Geçen eylül ayında yüzde 43 oranında bir düşüş yaşandı. Ekim 2019 ve Ocak 2020 arasındaki dönemde ise değer kaybının yüzde 96'ya ulaşmasıyla birlikte ABD doları (USD) için yaklaşık 1700 lira oldu.
Çatışmalarla birlikte istihdam sayısında ciddi bir düşüş yaşandı. İşçi sayısı 5 milyon 184 binden 3 milyon 58’e geriledi. İşsizlik oranı yüzde 14,9'dan yüzde 42,3'e yükseldi. İş piyasasında yaklaşık 3.,7 milyon iş kaybedildi.

İnsani sıkıntılar
Suriye içindeki nüfus 2018'de yüzde 0,9 ve 2019'da yüzde 1,1 artarak 19,584 milyona ulaştı. Çatışmalar dolayısıyla güvenli bir yer arayışına giren 5,6 milyondan fazla insan Lübnan, Türkiye, Ürdün ve diğer ev sahibi ülkelere göç etti. Ağustos ayına kadar ülke içinde yerinden olmuş insan sayısı 6,14 milyona ulaştı. Bu, dünya üzerinde çatışmalar nedeniyle ülke içinde yerinden olmuş en fazla kişi sayısını temsil etmektedir. Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA), Suriye'de 11,7 milyon insanın ‘insani yardıma ve korunmaya’ ihtiyacı olduğunu söylüyor.
İdlib'deki son askeri operasyonlar, bir milyondan fazla insanın Türkiye sınırlarına göç etmesine yol açtı. Birleşmiş Milletler'in (BM) raporuna göre ülkenin kuzeybatısında yarısı en az bir kez yerinden olmuş 3 milyon sivil bulunuyor. Diğer taraftan 3.6 milyondan fazla Suriyeli mülteci Türkiye'ye gitti. Bu kişilerin yarısı sadece İstanbul’da bulunuyor. Suriyeli mülteciler yaklaşık bir milyon kişiye mülteciye ev sahipliği yapan Lübnan gibi diğer ülkelerde ciddi sıkıntılar yaşıyorlar.
Bu sıkıntılardan ve acılardan ülke içindeki vatandaşlar da mustarip. Çünkü yoksulluk oranı 2016 yılının sonunda yüzde 89,4'e ulaştı, 2019'da yüzde 86'ya düştü. Lübnan'daki ekonomik kriz ekonomik durumu daha da kötüleştirdi. Korona salgını ailelerin yüklerini daha da ağırlaştırdı. 2019 yılına kıyasla yoksulluk ve işsizlik oranlarında önemli bir artışa yol açtı. Önümüzdeki haziran ayından itibaren uygulanacak olan Sezar Yasası’nın ve Avrupa yaptırımlarının uzatılmasının, hayat ve ekonomik standartları kötüleştirmesi bekleniyor.

Askeri harcamalar
Çatışmanın devam etmesinin hükümetin ekonomi politikaları üzerinde büyük etkisi oldu. Bu politikalar, askeri harcamalara öncelik veriyor. Dolayısıyla kaynaklar, kamu sektörü faaliyetleri ve hizmetlerinden ziyade bu alana kanalize ediliyor. Rapora göre hükümet, çeşitli ücretler ve vergiler uygulayarak gelirleri artırmaya çalıştı.
İran, 9 yıl içinde 20 ila 30 milyar dolar arasında rejime destekte bulunduğunu açıklamıştı. Rusya askeri katkıları dolayısıyla gerek egemenlik alanında gerekse de ekonomik olarak tazminat talep etti.
Kalkınma için yapılan kamu harcamaları yüzde 7,3'ten 2,9'a düştü. Çünkü kalkınma harcamalarının çoğu orduya tahsis edildi. Destek harcamaları 2011'de yüzde 20,2 iken 2019'da yüzde 4,9'a düştü. Toplam bütçe açığı 2018'de yüzde 33,5'e, 2019'da yüzde 26'ya ulaştı.

Dış borç
Mali politikalar, iç ve dış kamu borçlarındaki artışta kendini gösteren büyük bir ekonomik açığa sebep oldu. Bu, çatışmanın gelecek nesillere ağır bir yük bırakacağı ve zamanın geçmesiyle durumun daha da kötüleşeceği anlamına geliyor.
Kamu borcu 2010'da yüzde 30 iken 2019'da yüzde 208'e yükseldi. İç borç, 2010 yılında yüzde 17 iken 2019'da yüzde 93'e yükselmiş ve enflasyonda önemli bir artışa neden olmuştur.
Diğer taraftan ülkenin çatışma sonrası dönemde daha fazla krediye ihtiyacı olacak. Bu durum borçların daha da artmasına ve bu adaletsizliğin gelecek nesillere de uzamasına sebep olacak.

Kayıp bir nesil
Suriye’de milyonlarca çocuk eğitim öğretimden mahrum durumda. Okula gitmeyen 5-17 yaş arası çocuk sayısı 2019'da 2,4 milyona ulaştı. Araştırmada ifade edildiği kadarıyla halihazırdaki sonuç bir felaket. Çünkü milyonlarca çocuk, çatışmanın diğer etkilerine ek olarak beceri ve bilgi eksikliğinden mustarip olacak. Çatışmalar, Suriye genelinde müfredatta tutarlılık kaybına da neden oldu. Her bölgede farklı bir eğittim müfredatı uygulandı. Şu an ülkede okullarda takip edilen 6 farklı müfredat var.
BM Raporuna göre, geçen yıl ülkenin kuzeybatısında öldürülen 900 çocuk da dahil olmak üzere 5 bin 427 çocuk öldürüldü ve 3 bin 739 çocuk da yaralandı. Bununla birlikte 4 bin 619 silahlandırılarak savaşa sokuldu. UNICEF’e göre bir milyonu komşu ülkelerde olmak üzere Mart 2011'den bu yana yaklaşık 6 milyon Suriyeli çocuk doğdu. 7,5 milyon Suriyeli çocuğun yardıma ihtiyacı var ve bunların 5 milyonu Suriye içinde bulunuyor.
Bu nedenle Suriye'de ‘kayıp bir nesilden’ söz ediliyor.

700 bin kurban
Rapora göre 570 bin kişi doğrudan öldürülürken, 120 bin kişi ise ilaç sıkıntısı ve yetersiz yaşam şartları dolayısıyla hayatını kaybetti. Önceki istatistikler, 116 binden fazla sivil de dahil olmak üzere en az 384 bin kişinin öldürüldüğünü gösteriyor. Savaş, on binlerce tutuklu ve kayıp kimsenin yanı sıra çok sayıda kişiyi de yaralı ve sakat bıraktı. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, 10 yıldır devam eden bu savaşın ‘yıkım ve kaostan’ başka bir şey getirmediğini belirterek sivil anlamda en büyük kaybın yaşandığını dile getirdi.
2011'den bu yana on binlerce kişi gözaltına alındı ​​ya da saklandı. Ayrıca binlerce kişi işkence ve korkunç gözaltı koşulları nedeniyle hayatını kaybetti. 2019 yılında hükümet, kaybolduğu veya öldüğü düşünülen yüzlerce kişinin kayıtlarını güncelledi. Ancak ailelerinin hiçbiri sevdiklerinin cesetlerine ulaşamadı ve yetkililerden bilgi alamadı.

İnsani Gelişme Endeksi
Sağlık, eğitim ve gelir olmak üzere insani gelişmenin temel boyutları referans alınarak yapılan İnsani Gelişme Endeksi'ne göre 2010-2019 yılları arasında ülkedeki durum yüzde 42 oranında kötüleşti. Bunun sebeplerinden biri, yüzde 67’lık düşüş yaşanan kurumsal performansın çökmüş olmasıdır.
Çatışma sırasında karar alma süreçleri bozuldu ve uluslararası boyut kazandı. Birçok iç ve dış taraf, çıkarları ve birbiriyle çelişen öncelikleri doğrultusunda bu sürece katılmaya çalıştı. Çatışan kurumlar, insanlar, sosyal ilişkiler ve kaynaklar üzerinde olumsuz etkisi olan radikal stratejiler benimsediler. Her ne kadar 2017-2019 yılları arasındaki dönemde çatışmaların yoğunluğu azalsa da ‘hukukun üstünlüğü, katılım ve hesap verebilirlik’ konuları göz ardı edildi.
Raporda sivil toplum da dahil olmak üzere beş iç aktör arasındaki büyük çelişkilere dikkat çekiliyor ve adalet, özgürlük, şeffaflık, katılım ve demokrasi gibi değerlerin egemen güçlerin öncelikler listesinin en alt sırasında yer aldığı kaydediliyor.

Utanç verici uygulama
Diğer taraftan raporda küresel sistemin Suriye'deki sivilleri korumadaki başarısızlığına dikkat çekiliyor. Suriye’deki çatışmada uluslararası hukukun uygulanmasının utanç verici olduğunun belirtildiği raporda, bu durumun sivillerin çektiği acıların hafiflemesini engellediği ve savaşın uzaması için bir zemin teşkil ettiği kaydediliyor.
Dünya üzerindeki iktidar mücadelesinin Suriye’deki çatışmada doğrudan bir etkisinin olduğunun ifade edildiği raporun devamında şu değerlendirmeler yer alıyor:
“Bu çatışma, BM Güvenlik Konseyi'nin beş daimi üyesinin Suriye savaşı ve etkilerini ele almada takip etmiş oldukları yaklaşımlarını şekillendiriyor ve birbiriyle çelişkili olan politikalarına ve önceliklerine yansıyor. Bunlar arasında çıkarları çatışan bölgesel tarafların geniş bir katılımın yanı sıra siyasi ve askeri müdahaleler, yaptırımlar, ekonomik ve insani destekler de yer alıyor.”
Ayrıca Şarku’l Avsat’ın aktardığı raporda, ülke içerisindeki dinamiklerin ve ana aktörlerin politik ekonomisinin analiz edilmesine dayanılarak çatışmanın üstesinden gelme sürecini başlatmak için alternatif yaklaşımlar öneriliyor.



İsrail ordusu Refah sakinlerine ‘derhal tahliye’ çağrısında bulundu

Gazze Şeridi'nin en güneyinde yer alan Refah'ta, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki ve merkezindeki farklı bölgelerden yerinden edilmiş Filistinlilerin kaldığı bir kamp (AP)
Gazze Şeridi'nin en güneyinde yer alan Refah'ta, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki ve merkezindeki farklı bölgelerden yerinden edilmiş Filistinlilerin kaldığı bir kamp (AP)
TT

İsrail ordusu Refah sakinlerine ‘derhal tahliye’ çağrısında bulundu

Gazze Şeridi'nin en güneyinde yer alan Refah'ta, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki ve merkezindeki farklı bölgelerden yerinden edilmiş Filistinlilerin kaldığı bir kamp (AP)
Gazze Şeridi'nin en güneyinde yer alan Refah'ta, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki ve merkezindeki farklı bölgelerden yerinden edilmiş Filistinlilerin kaldığı bir kamp (AP)

İsrail ordusu bugün (Pazartesi) Filistin'in Refah kentinde yaşayanlara ‘derhal bölgeyi boşaltmaları’ çağrısında bulundu.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığı habere göre İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee bugün yaptığı açıklamada, ordunun, Filistin'in Refah kentinin bazı bölgelerinde yaşayanlardan Han Yunus'a gitmelerini istediğini söyledi. Adraee, Gazze Şeridi’nin ‘tehlikeli savaş bölgesi’ olmaya devam ettiğini vurgulayarak, kuzeye geri dönülmemesi ya da doğu ve güney güvenlik çitlerine ve Gazze Vadisi'nden kuzeye yaklaşılmaması konusunda uyarıda bulundu. “Güvenliğiniz için ordu sizi derhal el-Mevasi'deki genişletilmiş insani yardım bölgesine gitmeye çağırıyor” diyen Adraee, bu çağrının eş-Şevka beldesinde ve Refah bölgesindeki es-Selam el-Cuneyne, Tebbe Ziraa ve el-Beyuk mahallelerinde yaşayan tüm sakinlere ve yerinden edilmiş kişilere yönelik olduğunu belirtti.

‘Ordunun bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da söz konusu bölgelerdeki terör örgütlerine karşı çok güçlü bir şekilde hareket edeceği’ uyarısında bulunan Adraee, “Terör örgütlerinin yakınında bulunan herkes kendi hayatını ve ailesinin hayatını tehlikeye atmaktadır” dedi.

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah kentinin doğusunda bulunan bölgelerin boşaltılması çağrısının ‘sınırlı ölçekli’ ve geçici olduğunu belirtti.

Bir ordu sözcüsü gazetecilere verdiği online brifingde “Bu sabah Refah'ın doğusundaki sivilleri geçici olarak tahliye etmek için sınırlı ölçekli bir operasyon başlattık” dedi.

Birleşmiş Milletler (BM) ve diğer ülkeler, İsrail'in bir milyondan fazla yerinden edilmiş Filistinlinin yaşadığı Refah'a geniş çaplı kara operasyonu düzenleyebileceği uyarısında bulunuyor.

Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi (OCHA) cuma günü yaptığı açıklamada, İsrail'in Refah'a yönelik herhangi bir askeri operasyonunun ‘katliama yol açabileceğini’ ve Gazze Şeridi'ndeki insani yardım çalışmalarını felce uğratabileceğini belirtti.

OCHA Sözcüsü Jens Laerke Cenevre'de düzenlediği basın toplantısında, herhangi bir kara operasyonunun Refah ve çevresindeki 1,2 milyon sivil ve yerinden edilmiş Filistinli için ‘daha fazla acı ve ölüm anlamına geleceğini’ ifade etti.


Kahire'deki anlaşma Hamas’ın reddettiği bir maddeye takıldı

Hamas, anlaşma metninde ‘tam ve kalıcı bir ateşkes üzerinde anlaşmaya varıldı’ ifadesinin yer almasını istiyor (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)
Hamas, anlaşma metninde ‘tam ve kalıcı bir ateşkes üzerinde anlaşmaya varıldı’ ifadesinin yer almasını istiyor (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)
TT

Kahire'deki anlaşma Hamas’ın reddettiği bir maddeye takıldı

Hamas, anlaşma metninde ‘tam ve kalıcı bir ateşkes üzerinde anlaşmaya varıldı’ ifadesinin yer almasını istiyor (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)
Hamas, anlaşma metninde ‘tam ve kalıcı bir ateşkes üzerinde anlaşmaya varıldı’ ifadesinin yer almasını istiyor (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)

İzzettin Ebu Ayşe

Gazzeliler hem büyük bir umut hem de büyük bir umutsuzluk içinde Hamas Hareketi’nin liderlerinden oluşan heyetin (Mısır’ın başkenti) Kahire'de İsrail heyetiyle yaptığı, ABD'nin gözetiminde ve Arap Altılısı'nın desteğiyle ateşkes ve esir takası anlaşmasını gündeme getirildiği görüşmelerin sona ermesinin ardından öneri taslağına vereceği yanıtı bekliyor.

Gazzeliler Hamas'ın ‘son şans’ anlaşmasına vereceği yanıtı gerginlik içinde bekliyorlar. Bu ‘son şans’ uzun süren savaşı ve İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin en güneyinde yer alan ve sayıları 1,5 milyona ulaşan yerinden edilenlerin yoğun olarak sığındığı Refah'a karadan girmesini reddetmek anlamına geliyor.

Üç seçenek

Taraflar arasında dolaylı olarak gerçekleştirilen müzakerelerin yapıldığı odalardan sızan haberleri takip eden Gazzeliler, üç yolun kesiştiği bir kavşağın önünde olduklarının farkındalar. Ya kalıcı bir ateşkes, ki bu savaşın sona ermesi, nispeten uzun soluklu bir ateşkese varılması ve ardından çatışmalara geri dönülmesi anlamına gelecektir ya da görüşmelerin tamamen başarısızlığa uğraması ve çökmesi. Ki bu da İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nde kalan Hamas Hareketi’nin askeri kolu İzzettin Kassam Tugayları’nın dört birliğini ortadan kaldırmak için Refah'a girmesi demek olacaktır.

cdfb g
Gazzeliler dolaylı olarak gerçekleştirilen müzakerelerin yapıldığı odalardan sızan haberleri takip ediyorlar (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)

Eğer Gazzeliler kendi hallerine bırakılsalar, kesinlikle savaşın derhal ve kalıcı olarak durdurulmasını ya da en azından sivillerin nefes alabilecekleri ve şehirlerinin ve geçim kaynaklarının yok edilmesinden sonra hayatlarını yeniden kurabilecekleri nispeten uzun soluklu bir ateşkesi tercih ederlerdi.

Gazzeliler endişeli

Akıbetleri konusunda endişeli olan Gazzeliler umutlarını Hamas'ın vereceği yanıta bağlamış değiller. Gazze sakinlerinden Emira el-Gusayn, “Arabulucuların en azından insani bir ateşkese varmayı başaracaklarını umuyorum. Yerine getirilmesini umduğum tek koşul bu, yoksa hiçbir ayrıntı umurumda değil” dedi.

Zuhdi el-Mısri isimli Gazzeli ise ister geçici ister kalıcı olsun, savaşı durduracak bir anlaşmanın kabul edilmesi gerektiğine inanıyor. Uzlaşmazlığın doğal olarak müzakerelerin çökmesine yol açacağını ifade eden Mısri, bunun da çatışmaların devam edeceği ve daha fazla Gazzelinin kendi hataları olmaksızın öleceği ve mağdur olacağı anlamına geldiğini vurguladı.

xscdf b
Mısırlı arabulucular CIA Başkanı William Burns'ün de katılımıyla Hamas ile uzun ve karmaşık görüşmeler gerçekleştirdi (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)

Hamas'ın bu kez savaşmaya devam etmeye karar vermesi halinde, Gazzelilerin gözünden düşeceğini ve onların düşmanı haline geleceğini düşünen Bera Hammade, Hamas Hareketi liderlerinin ateşkes çerçeve anlaşmasını reddetmenin Refah'a kara saldırısı, Gazze'den geriye kalanların yok edilmesi, sivillerin kanının dökülmesi ve evlerinin İsrail zırhlı araçları tarafından yerle bir edilmesi anlamına geldiğini bildiklerini söyledi.

Hamas bir madde dışında her şeyi kabul etti

Mısırlı arabulucular, İsrail ile Hamas Hareketi arasında bir ateşkes ve esir takası anlaşmasına varılması için ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Başkanı William Burns'ün de katılımıyla Hamas'la uzun ve kafa karıştırıcı görüşmeler gerçekleştirdi. Hamas’ın kendisine sunulan öneri taslaklarını prensipte kabul ettiği ve Kahire’de ayrıntıları görüştüğü bildirildi.

Kapalı kapılar ardında neler olup bittiği henüz bilinmiyor. Ancak Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye’nin Basın Danışmanı Tahir en-Nunu, Hamas heyetinin müzakerelerde önemli bir yol kat ettiğini ve İsrail'in Filistinli grupların şartlarını kabul etmesi halinde bir anlaşmaya varılabileceğini söyledi.

Filistinli grupların üç temel şartı var. Bunlardan birincisi, yerinden edilen Gazzelilerin Gazze Şeridi'nin güneyinden kuzeyine geri dönmesi, ikincisi, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin tamamından çekilmesi, üçüncüsü ise Hamas’ın Gazze Şeridi'nde tuttuğu İsrailli rehineleri serbest bırakması karşılığında, savaşın durduğuna ve çatışmaların sona erdiğine dair açık bir bildiri yayınlanması.

İsrail net tavizler verdi

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'a göre İsrail, Hamas'ın talepleri konusunda net tavizler verdi ve yerinden edilenlerin hiçbir kısıtlama olmaksızın geri dönmesini kabul etti. Ayrıca İsrail ordusunun Gazze'den çekilmesine de itiraz etmedi. Çünkü İsrail Gazze Şeridi’ni işgal etme niyetinde değil ve savaşın sona ereceğine dair garantiler var.

fdvfgrth
Filistinli grupların üç temel şartı var (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)

Öte yandan İsrail'deki siyasi atmosfer ve haberler Kahire'dekinden pek farklı değil. Ancak Binyamin Netanyahu hükümeti savaşı sonlandırmayı reddediyor ve beklenen ateşkesin üç aşamasının sona ermesinin ardından, savaşa kaldığı yerden devam etmeyi planlıyor.

Hamas çatışmaların devam etmesini istemiyor

Heniyye’nin Basın Danışmanı Nunu, ABD’nin arabulucuların baskısı üzerine Hamas'a ateşkes sona erdikten sonra çatışmaların duracağına dair güvence verdiğini söyledi. Nunu, Hamas’ın şu anki talebinin, garantör devletlerin, tüm tutukluların teslim edilmesinden sonra çatışmaların yeniden başlamaması olduğunu da sözlerine ekledi.

ABD, Katar ve Mısır, İsrail tarafına garantörlük taahhüdünde bulundular. Hamas ise Türkiye ve Rusya'nın da garantörler arasında yer almasını istedi. Ancak ABD ile İsrail bu talebi reddetti.

Nunu, taraflar bir şekilde çatışmaların kalıcı olarak durdurulması için bir formüle ulaştılarsa da Hamas’ın İsrail'in anlaşmaya uymayacağından korktuğunu ifade etti. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Kahire uzun süredir beklenen anlaşmanın son halini yazmaya başladı.

Kullanılan ifadelerle ilgili anlaşmazlık

Anlaşmanın birkaç gün içinde varılabilecek son versiyonunda, İsrail’in istediği ‘sürdürülebilir ateşkes’ ve Hamas'ın talep ettiği ‘savaşın kalıcı olarak durdurulması’ ifadelerinin kullanımı konusunda bir anlaşmazlık söz konusu.

İsrail Devlet Televizyonu KAN’ın haberine göre İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Mısırlı arabulucu aracılığıyla Hamas liderlerine, ateşkes anlaşmasına varmak için sadece bir haftaları olduğunu aksi takdirde Refah'a kara saldırısının başlayacağını bildirdi.

KAN ayrıca İsrail ordusunun, Refah'a kara saldırısı için hazırlıklarını tamamladığını, Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi’nin Hamas'ın son kalesine yapılacak operasyon planlarını onayladığını ve Kahire'deki siyasi gelişmeler çerçevesinde saldırıyı başlatma kararının verileceğini aktardı.

“Taht kavgası”

Siyasi aktivistlere göre Kahire'de, savaşın durmasının ve İsrail'in bunu kabul etmesinin, Hamas'ın Gazze'yi yönetmeye devam edeceği anlamına geleceğini belirtiyor. Geçici bir ateşkeste ise Kassam Tugayları’nın geri kalan birliklerinin yok edilmesi ve yeniden Gazze’yi yönetmesinin engellenmesi amacıyla savaşın yeniden başlaması anlamına gelen bir ‘taht kavgası’ yaşanıyor.

KAN televizyon kanalının aktardığına göre İsrail, Hamas’la yapılan esir takası anlaşması çerçevesinde Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirmeyi kabul etmedi. Ancak arabulucuların savaşı sona erdirme garantilerine de karşı çıkmadı. İsrail Başbakanı Netanyahu'nun Danışmanı Mark Regev, “Savaş, ancak Hamas'ın ortadan kalkmasıyla sona erecek” ifadelerini kullandı.

Tüm bu açıklamalar ve İsrail'in savaşı sürdürme konusundaki ısrarcı tutumu, Nunu'yu, Hamas'ın Gazze'deki savaşın kalıcı olarak durdurulmasını açıkça ifade etmeyen bir anlaşmayı hiçbir koşulda kabul etmeyeceğini açıklamaya itti.

Nunu, Hamas Hareketi’nin anlaşmada, tam ve kalıcı bir ateşkes üzerinde anlaşmaya varıldığına dair açık bir maddenin yer almasını istediğini söyledi.

Nunu'ya göre Hamas, arabulucular tarafından kendisine iletilen ve anlaşmanın esir takası yapılacak 40 günlük ilk aşamasından sonra savaşın sona ereceğine dair ABD tarafından verilen güvencelerle ilgili ikna olmuş değil.

 


İsrail'in Refah'a düzenlediği saldırılarda iki aileden 16 kişi hayatını kaybetti

Refah'taki Ebu Yusuf en-Neccar Hastanesi önünde İsrail saldırısında hayatını kaybedenler için cenaze namazı kılan Filistinliler (Reuters)
Refah'taki Ebu Yusuf en-Neccar Hastanesi önünde İsrail saldırısında hayatını kaybedenler için cenaze namazı kılan Filistinliler (Reuters)
TT

İsrail'in Refah'a düzenlediği saldırılarda iki aileden 16 kişi hayatını kaybetti

Refah'taki Ebu Yusuf en-Neccar Hastanesi önünde İsrail saldırısında hayatını kaybedenler için cenaze namazı kılan Filistinliler (Reuters)
Refah'taki Ebu Yusuf en-Neccar Hastanesi önünde İsrail saldırısında hayatını kaybedenler için cenaze namazı kılan Filistinliler (Reuters)

Kurtarma ekipleri ve sağlık görevlileri bugün (Pazartesi) şafak vakti, Hamas'ın Kerem Şalom Sınır Kapısı’na düzenlediği saldırıda üç İsrail askerinin öldürülmesinin ardından, İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah kentine düzenlediği saldırılarda iki aileden 16 kişinin hayatını kaybettiğini duyurdu.

Sivil Savunma ekipleri, “el-Attar ailesinin hedef alınması sonucu 7, Kişta ailesinin hedef alınması sonucu 9 şehit olmak üzere Refah'ta yaşamını yitirenlerin sayısının 16'ya ulaştığını” bildirdi. Sağlık kaynakları da şehit sayısını doğrulayarak, iki saldırının dün (pazar) akşam ‘Yebna Mülteci Kampı ve Refah'ın doğusundaki es-Selam mahallesinde’ gerçekleştiğini kaydetti.

İsrail saldırıları Kerem Şalom Sınır Kapısı’na düzenlenen roket saldırısında üç İsrail askerinin ölmesi ve 12 askerin de yaralanmasının ardından geldi.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığı habere göre İsrail ordusu, Refah'a yakın bir bölgeden Kerem Şalom Sınır Kapısı’na 14 roket atıldığını ve yaralılardan üçünün durumunun kritik olduğunu bildirdi.

Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, İsrail ile Gazze Şeridi arasındaki sınır kapısının yakınındaki bir askeri karakola roket atılmasının sorumluluğunu üstlenerek, İsrail ordusunun sınır kapısını kapatmasına neden oldu.

Diğer yandan Netanyahu, dört Hamas tugayının konuşlandığını söylediği Gazze Şeridi'nin güney ucundaki kalabalık Refah kentine saldırı tehdidinde bulunuyor.

Gazze Şeridi'nde İsrail askerlerinin henüz girmediği tek yer olan şehir, başka yerlerdeki bombardıman ve çatışmalardan kaçan yüz binlerce sivilin son sığınağı haline geldi. Dünya Sağlık Örgütü'ne (WHO) göre 1,2 milyon Filistinli Refah’ta toplanmış durumda.


4 sivilin öldürülmesi Güney Lübnan cephesini yeniden alevlendirdi

Lübnan'ın güneyindeki Meys el-Cebel sınır kasabasında İsrail hava saldırısında hasar gören binaları inceleyen iki adam (AFP)
Lübnan'ın güneyindeki Meys el-Cebel sınır kasabasında İsrail hava saldırısında hasar gören binaları inceleyen iki adam (AFP)
TT

4 sivilin öldürülmesi Güney Lübnan cephesini yeniden alevlendirdi

Lübnan'ın güneyindeki Meys el-Cebel sınır kasabasında İsrail hava saldırısında hasar gören binaları inceleyen iki adam (AFP)
Lübnan'ın güneyindeki Meys el-Cebel sınır kasabasında İsrail hava saldırısında hasar gören binaları inceleyen iki adam (AFP)

Hizbullah ile İsrail arasında çatışmaların yaşandığı Güney Lübnan cephesi, İsrail'in dün (Pazar) sınır kasabası Meys el-Cebel'e düzenlediği saldırıda dört Lübnanlı sivilin hayatını kaybetmesinin ardından yeniden alevlendi.

Söz konusu gerilim iki hafta içinde yaşanan ilk gerilim olurken, cephede sınırlı bir bombardıman yaşanmış ne Hizbullah ne de İsrail ordusu kayıplar konusunda bir açıklama yapmıştı.

Şarku’l Avsat’ın Lübnan Ulusal Haber Ajansı'ndan (NNA) aktardığına göre cephedeki hareketlilik, İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Meys el-Cebel kasabasına düzenlediği ve ‘aynı aileden dört kişinin ölümüne’ neden olan saldırının ardından arttı.

Bu arada Fransa ile Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri arasında güneydeki durumu yatıştırmaya yönelik müzakereler, Berri'nin bugün (Pazartesi) Beyrut'taki Fransız Büyükelçiliği’ne Şii İkili’nin (Emel Hareketi ve Hizbullah), Başbakan Necib Mikati ile koordineli olarak hazırladığı Fransız belgesinin ikinci versiyonuna ilişkin notaları teslim etmesiyle yeni bir aşamaya giriyor.


Gazze ateşkesi... Çözümsüz istişareler

 İsrail'in dün (pazar) Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta bir eve düzenlediği saldırının gerçekleştiği yeri inceleyen Filistinliler (Reuters)
İsrail'in dün (pazar) Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta bir eve düzenlediği saldırının gerçekleştiği yeri inceleyen Filistinliler (Reuters)
TT

Gazze ateşkesi... Çözümsüz istişareler

 İsrail'in dün (pazar) Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta bir eve düzenlediği saldırının gerçekleştiği yeri inceleyen Filistinliler (Reuters)
İsrail'in dün (pazar) Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta bir eve düzenlediği saldırının gerçekleştiği yeri inceleyen Filistinliler (Reuters)

Gazze Şeridi'nde İsrail ile Hamas arasında bir ateşkesin yakın olduğu yönündeki ‘iyimserliğe’ rağmen, dün (pazar) akşam itibariyle her iki taraftan gelen açıklamalar, Hamas'ın ısrar ettiği ve Tel Aviv'in reddettiği ‘savaşın sona erdirilmesi’ maddesine ilişkin tıkanan istişarelerin akıbetini belirlemedi.

Hamas heyetinin Mısır'ın ateşkes önerisine yanıtını verdikten sonra dün akşam Kahire'den ayrıldığı açıklanırken, Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye, “hareketin savaşı sona erdirecek ve İsrail'in Gazze Şeridi'nden çekilmesini sağlayacak kapsamlı ve birbirine bağlı bir anlaşmaya varmak için halen istekli olduğunu” vurguladı.

Diğer yandan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu dün yaptığı açıklamada, İsrail'in ateşkes önerisini kabul etmek için Hamas'ın savaşı sona erdirme şartını ‘kabul edemeyeceğini’ söyledi. Netanyahu, Hamas'ın taleplerine ‘boyun eğmenin’ İsrail için ‘korkunç bir yenilgi’ olacağını savundu.

Washington ve Tel Aviv anlaşmanın gecikmesinden Hamas'ı sorumlu tutarken, Heniyye dün yaptığı açıklamada, “Netanyahu saldırganlığı sürdürmek ve çatışmayı genişletmek için kalıcı gerekçeler icat etmek istiyor” dedi.

Kahire, Hamas heyeti ile arabulucu ülkelerin (Mısır, Katar ve ABD) temsilcileri arasında yeni bir görüşme turuna ev sahipliği yaparken, İsrail bu görüşmelere heyet göndermedi.

Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, Refah'ın doğusundaki Kerem Şalom Sınır Kapısı yakınında bulunan askeri karakolda konuşlu İsrail güçlerine roket saldırısı düzenleyerek, yaklaşık 10 İsraillinin yaralanmasına neden oldu. Şarku’l Avsat’ın ulaştığı Mısırlı bir güvenlik kaynağı, İsrail tarafının Mısırlı yetkilileri Kerem Şalom Sınır Kapısı’nın kapatıldığı ve yardım tırlarının sınır kapısından Gazze Şeridi'ne girişinin süresiz olarak durdurulduğu konusunda bilgilendirdiğini söyledi.

İsrail’de hükümet çevrelerinde, Benny Gantz liderliğindeki Ulusal Birlik bakanlarının da yer aldığı ve haftalık oturumu boykot eden ekip arasında bir bölünme hakimdi. Üyelerin üçte biri (13 bakan) oturumu terk etti ve Hamas'la yapılan anlaşmayı reddetme, savaşı sürdürme ve Refah'ı işgal etme çağrısında bulunarak, hükümet karşıtı bir gösteriye katıldı. Son bir grup ise oturuma katıldı, ancak ‘oybirliğiyle’ alınan ve yetkililerin uygulamaya başladığı Katar kanalı El Cezire’nin ofislerini kapatma kararıyla meşguldü.


İsrail Kerem Şalom sınır kapısını süresiz olarak kapattı

Kerem Şalom geçiş noktasındaki yardım konvoyları (Reuters)
Kerem Şalom geçiş noktasındaki yardım konvoyları (Reuters)
TT

İsrail Kerem Şalom sınır kapısını süresiz olarak kapattı

Kerem Şalom geçiş noktasındaki yardım konvoyları (Reuters)
Kerem Şalom geçiş noktasındaki yardım konvoyları (Reuters)

Arap Dünyası Haber Ajansı’nın (AWP) haberine göre resmi bir Mısır güvenlik kaynağı bugün (Pazar) İsrail tarafının Mısırlı yetkililere, Filistinli gruplar tarafından hedef alınmasının ardından Kerem Şalom (Kerm Ebu Salim) sınır kapısının kapatıldığını ve yardım kamyonlarının kapıdan Gazze Şeridi'ne girişinin süresiz olarak durdurulduğu konusunda bilgi verdiğini söyledi.

Kaynak AWP’ye "İsrail tarafıyla yaptığımız temasların ardından, bugün Filistinli gruplar tarafından bombalanan Kerem Şalom geçiş noktasındaki çalışmaların süresiz olarak durdurulduğu yönünde bilgilendirildik" açıklamasında bulundu.

Kaynak, "Çalışmaların yeniden başlayacağı tarih konusunda bize bilgi verilmedi, geçidin trafiğe açıldığı bilgisi alınır alınmaz tırlar gönderilecek" dedi.

Hamas hareketinin silahlı kanadı el Kassam Tugayları, Refah şehrinin doğusundaki Kerem Şalom askeri üssünde bulunan İsrail ordusuna ait komuta karargahına füze saldırısı düzenlediğini duyurdu. İsrail ordusu, yaklaşık 10 İsraillinin yaralanmasına neden olan saldırıya tepki olarak Gazze'de birçok bölgeyi bombaladığını duyurdu.


Mısır: İsrail ile Hamas arasındaki ateşkes müzakerelerinde olumlu ilerleme

İnsani yardım yüklü tırlar İsrail'in güneyindeki Erez Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriyor. (Reuters)
İnsani yardım yüklü tırlar İsrail'in güneyindeki Erez Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriyor. (Reuters)
TT

Mısır: İsrail ile Hamas arasındaki ateşkes müzakerelerinde olumlu ilerleme

İnsani yardım yüklü tırlar İsrail'in güneyindeki Erez Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriyor. (Reuters)
İnsani yardım yüklü tırlar İsrail'in güneyindeki Erez Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriyor. (Reuters)

El-Kahire el-İhbariyye televizyon kanalı bugün (Pazar), Hamas ile İsrail arasında ateşkes anlaşmasına varılması ve esir takası için yürütülen müzakerelerde ‘olumlu’ ilerleme kaydedildiğini ve Mısır güvenlik heyetinin tüm taraflarla istişarelerini sürdürdüğünü bildirdi.

Kanal, üst düzey bir kaynağın anlaşmanın şartları hakkında medyada yayınlananların ‘yanlış’ olduğunu söylediğini aktardı.

Şarku’l Avsat’ın Arap Dünyası Haber Ajansı'ndan (AWP) aktardığına göre kaynak, yerinden edilmiş Filistinlilerin güney Gazze Şeridi'nden kuzeye geri dönmesinin “anlaşmanın şartları arasında yer aldığını” açıkladı.

Diğer yandan bir Hamas kaynağı günün erken saatlerinde CBS News'e yaptığı açıklamada, Gazze'de ateşkes sağlanması için dün (Cumartesi) Kahire'de yapılan görüşmelerde ilerleme kaydedilmediğini söyledi.


Filistin yanlısı gösterilerin devam ettiği ABD üniversitelerinde öğrenciler gözaltına alınıyor

Çevik kuvvet polisi, Charlottesville'deki Virginia Üniversitesi'nde Filistin yanlısı bir göstericiyi gözaltına aldı. (AP)
Çevik kuvvet polisi, Charlottesville'deki Virginia Üniversitesi'nde Filistin yanlısı bir göstericiyi gözaltına aldı. (AP)
TT

Filistin yanlısı gösterilerin devam ettiği ABD üniversitelerinde öğrenciler gözaltına alınıyor

Çevik kuvvet polisi, Charlottesville'deki Virginia Üniversitesi'nde Filistin yanlısı bir göstericiyi gözaltına aldı. (AP)
Çevik kuvvet polisi, Charlottesville'deki Virginia Üniversitesi'nde Filistin yanlısı bir göstericiyi gözaltına aldı. (AP)

ABD polisi, Filistinlileri destekleyen en az 25 protestocuyu gözaltına aldı ve Virginia Üniversitesi'ndeki bir çadır kampını kaldırdı. Virginia Üniversitesi tarafından yapılan açıklamada, diğer ABD üniversitelerinin mezuniyet törenleri sırasında daha fazla protesto ve huzursuzluğa hazırlandığı belirtildi.

Charlottesville'deki Virginia Üniversitesi, Cumartesi sabahına kadar protestolar büyük ölçüde barışçıl olmasına rağmen bir kez daha gerginliğe tanık oldu. Reuters haber ajansına göre, bir videoda çevik kuvvet teçhizatı giyen polis memurlarının göstericilerin kampına girdiği, bazı göstericileri kelepçelediği ve kimyasal sprey gibi görünen bir şey kullandığı görüldü.

xscdvfb
Filistin yanlısı göstericiler Charlottesville'deki Virginia Üniversitesi kampüsünde çevik kuvvet polisinin önünde duruyor. (AP)

ABD'nin dört bir yanındaki öğrenciler, Gazze Şeridi'nde aylardır süren savaşı protesto etmek ve İsrail'i destekleyen Başkan Joe Biden'dan orada akan kanı durdurmak için daha fazlasını yapmasını talep etmek için onlarca kampüste toplanıyor. Ayrıca üniversitelerine, İsrail hükümetini destekleyen şirketlerden ellerini çekmeleri çağrısında bulunuyorlar.

Virginia Üniversitesi tarafından yapılan basın açıklamasında, protestocuların Cuma akşamı çadır kurarak ve hoparlör kullanarak bir dizi kuralı ihlal ettiği ifade edildi.

Virginia Üniversitesi Rektörü Jim Ryan bir mektupla, yetkililerin ‘üniversite ile bağlantısı olmayan’ ve ‘bazı güvenlik endişeleri’ yaratan kişilerin kampüsteki protestoculara katıldığını öğrendiklerini bildirdi.

Gözaltına alınanlar arasında kaç Virginia Üniversitesi öğrencisinin bulunduğu henüz belli değil.

Kendilerine ‘Virginia Üniversitesi Gazze Oturma Kampı’ adını veren bir grup, üniversitenin polis çağırma kararını bir Instagram paylaşımıyla kınadı.

Chicago polisinin X üzerinden yaptığı açıklamaya göre, dün (Cumartesi) Sanat Enstitüsü önünde düzenlenen bir gösteride, enstitünün kampüsü yasadışı olarak işgal ettiklerini söyleyerek protestocuları dağıtmak üzere polis çağırmasının ardından onlarca kişi izinsiz giriş suçundan gözaltına alındı.

University of Michigan graduates walk out during the ceremony with Palestinian flags in solidarity with the Palestinian people. pic.twitter.com/xHk4Rhsx6t

— PALESTINE ONLINE 🇵🇸 (@OnlinePalEng) May 5, 2024

 

Diğer üniversitelerde ise yaşanan arbedeler gözaltılara dönüşmedi. Ann Arbor'daki Filistin yanlısı protestocular Michigan Üniversitesi'ndeki mezuniyet töreninin başlamasını engelledi.

Sosyal medyada dolaşan görüntülerde, geleneksel Filistin kefiyesi giyen, mezuniyet kepi takan ve Filistin bayrakları sallayan onlarca öğrenci, binlerce kişi olduğu tahmin edilen kalabalığın tezahüratları ve yuhalamaları arasında Michigan Stadyumu'nun orta koridorunda yürürken görüldü.

Üniversite Sözcüsü Colleen Mastony'e göre tören devam etti ve kampüs polisi protestoculara stadyumun arka tarafına kadar eşlik etti. Ancak herhangi bir gözaltı yapılmadı.

Mastony yaptığı açıklamada, “Michigan Üniversitesi'nin mezuniyet törenlerinde onlarca yıldır bu tür barışçıl protestolar düzenleniyor. Üniversitemiz konuşma ve ifade özgürlüğünü destekliyor. Üniversite öğrencileri bugünkü mezuniyet töreninin bir gurur ve zafer anı olmasından memnuniyet duyuyor” ifadelerini kullandı.

İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki savaşına ilişkin tepkiler son iki hafta içinde ABD kampüslerinde farklı bir noktaya geldi ve bazen şiddete dönüştü.

New York'taki Columbia Üniversitesi de dahil olmak üzere pek çok üniversite protestoları kontrol altına almak için polis çağırdı.

Polis şimdiye kadar ülke çapındaki üniversitelerde iki binden fazla protestocuyu gözaltına aldı.

Michigan Üniversitesi, mezuniyet törenleri için güvenlik protokollerini değiştiren birkaç üniversiteden biri.

Üniversite yönetimi geçtiğimiz hafta Reuters'a yaptığı açıklamada, gönüllü personelini, misafirleri kampüs içinde yerlerine yönlendirmek gibi olağan görevlerinden farklı olarak, aksaklıkları nasıl yatıştıracakları konusunda eğittiğini bildirdi.

Savaş karşıtı protestolar İsrail'in, 7 Ekim'de Hamas'ın düzenlediği ve bin 200 kişinin ölümüne yol açtığını söylediği saldırının ardından Gazze Şeridi'ne başlattığı saldırıya yanıt niteliği taşıyor. Gazze Şeridi'ndeki sağlık yetkililerine göre İsrail söz konusu saldırıya karşılık 34 binden fazla kişiyi öldürdü ve Gazze Şeridi’ni yerle bir etti.


Hamas yetkilisi: Ateşkes görüşmeleri sona erdi ve heyetimiz Kahire'den Doha'ya gidecek

İsrail bombardımanı sonucu Gazze'deki yıkımdan bir kare (Reuters)
İsrail bombardımanı sonucu Gazze'deki yıkımdan bir kare (Reuters)
TT

Hamas yetkilisi: Ateşkes görüşmeleri sona erdi ve heyetimiz Kahire'den Doha'ya gidecek

İsrail bombardımanı sonucu Gazze'deki yıkımdan bir kare (Reuters)
İsrail bombardımanı sonucu Gazze'deki yıkımdan bir kare (Reuters)

Bir Hamas yetkilisi Fransız Haber Ajansı AFP’ye bugün yaptığı açıklamada, Mısır'ın başkenti Kahire’de Gazze'deki ateşkesle ilgili toplantının sona erdiğini ve Hamas heyetinin Doha'ya doğru yola çıkacağını ifade etti.

Hamas yetkilisi, isminin açıklanmaması kaydıyla şunları söyledi: “Mısır İstihbarat Bakanı ile görüşme sona erdi ve Hamas heyeti Doha'ya doğru yola çıkacak. İstişareleri tamamlamak içim”


Sudani'nin Washington ile yaptığı silah anlaşmaları Irak parlamentosunun masasında

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, hizmet ve mühendislik ekibi toplantısına başkanlık ediyor. (Irak Başbakanlık Ofisi)
Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, hizmet ve mühendislik ekibi toplantısına başkanlık ediyor. (Irak Başbakanlık Ofisi)
TT

Sudani'nin Washington ile yaptığı silah anlaşmaları Irak parlamentosunun masasında

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, hizmet ve mühendislik ekibi toplantısına başkanlık ediyor. (Irak Başbakanlık Ofisi)
Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, hizmet ve mühendislik ekibi toplantısına başkanlık ediyor. (Irak Başbakanlık Ofisi)

Irak Meclisi Güvenlik ve Savunma Komisyonu, Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani'nin geçen ay Washington'a yaptığı ziyaret sırasında imzaladığı silah anlaşmalarıyla ilgili bir soruşturma yürütme niyetinde olduğunu açıkladı.

Sudani Washington ziyareti sırasında, ABD ile aralarında helikopter ve tankların da bulunduğu onlarca sözleşme ve mutabakat zaptı imzaladı. Bağdat ve Washington, silahlanma, danışmanlık ve Irak güvenlik teşkilatıyla ilgili diğer teknik konular da dahil olmak üzere birçok alanı kapsayan 2008 Stratejik Çerçeve Anlaşması'nı yeniden yürürlüğe koyma konusunda anlaştı.

Irak Meclisi Güvenlik ve Savunma Komisyonu üyesi Muhammed er-Rumeysi, komisyonun Savunma Bakanlığı'ndaki silahlanma dosyası ve Irak'ın savaş uçakları, zırhlı araçlar ve tankların yanı sıra Irak ordusunu silahlandırmak için silah ve mühimmat satın almak üzere imzaladığı sözleşmeler hakkında ‘soruşturma açma’ niyetinde olduğunu açıkladı.

Irak parlamentosu, eski Meclis Başkanı Muhammed el-Halbusi'nin görevden alınmasının ardından altı aydır boş olan Meclis Başkanlığı koltuğuna yeni bir meclis başkanının seçilmesi konusunda anlaşmaya varılamaması nedeniyle felç olmuş durumda. Gözlemcilere göre parlamento komisyonları üst düzey Iraklı yetkilileri ağırlayamıyor ya da sorgulayamıyor. Bu da Meclis Başkanı’nın yokluğunda soruşturma açılması ihtimalini zayıflatıyor.

Rumeysi, komisyonun “önümüzdeki dönemde Savunma Bakanı, Sözleşmeler ve Silahlanma Müdürü ve Savunma Bakanlığı'nın ileri düzey personelini ağırlayarak F-16 savaş uçakları konusu da dahil olmak üzere Irak ordusunun silahlandırılması için yakın zamanda imzalanan sözleşmeleri görüşeceğini” söyledi, ancak daha fazla ayrıntı vermedi.

Irak Hükümet Sözcüsü Basim el-Avvadi, Sudani'nin Beyaz Saray'da ABD Başkanı Joe Biden ile görüşmesinin ardından Irak'ın 41 uçak alımını öngören bir silah anlaşması imzaladığını duyurdu. Ayrıca, Abrams tankları ve diğer silahlanma alanları için de anlaşmaya varıldığını bildirdi.

Güvenlik Medya Hücresi Başkanı Tümgeneral Tahsin el-Hafaci, Başbakan'ın Washington ziyareti sırasında Irak'ın, Irak ordusunun yeteneklerini arttırmak için 21 helikopter satın almak üzere sözleşme imzaladığını söyledi. Ayrıca, ülkesinin 12 adet Bell 412 çok amaçlı helikopter ve dokuz adet Bell 407 helikopter satın almak üzere sözleşme imzaladığını duyurdu.

Hafaci, “Bu sözleşmelerde yeni bir ödeme mekanizması benimsendi. Zira Irak ve ABD daha önce ‘FMS’ mekanizmasına dayanıyordu, bu da tam tutarın ödenmesi anlamına geliyordu. Ancak Başbakan’ın ziyareti sırasında Washington, silahlanma alanında ilk kez ‘esnek ödeme’ mekanizmasını benimsedi, bu da uçağın değerini ödemek için taksitler halinde ödeme anlamına geliyor” ifadelerini kullandı. Hafaci, ABD'nin Irak'a eğitim için 15 adet Bell 505 ve yardım için beş adet Bell 412 sağladığını belirtti. Hafaci ayrıca, helikopterlerin “birlikleri ve kara kuvvetlerini desteklemenin yanı sıra keşif alanındaki çalışmalarından dolayı öneminden övgüyle söz ederken, Bell 505'lerin eğitim sistemini destekleyeceğini ve ordunun hava kuvvetlerine büyük bir ivme ve motivasyon kazandıracağını” ifade etti.