İki haftadan kısa süre içinde ABD ve Irak arasında stratejik bir diyaloğun başlaması bekleniyor. İsminin yayınlanmasını istemeyen bir kaynağın Şarku’l Avsat’a belirttiğine göre diyalog, 10 - 11 Haziran’da başlayacak. Kaynak ayrıca, “Müzakereler, iki ülkenin dışişleri bakanlarından daha düşük bir düzeyde başlayacak ve diyalog grupları siyasi, askeri ve ekonomik olmak üzere üç gruba ayrıldı” dedi.
Söz konusu diyalog, geçen yılın sonlarına doğru eski Irak Başbakanı Adil Abdulmehdi döneminde taraflar arasında kabul edilmişti. Mevcut Başbakan Mustafa el-Kazimi, Washington ile ilişkiler düzeyinde diyaloğu bir önceki hükümetten kalan, çoğunluğu olumsuz miraslardan biri olarak teslim aldı.
Söz konusu diyaloğun birçok öncüsü bulunurken, Kazimi’nin muhalifleri ise konuya ilişkin olarak oldukça temkinli. Başta Sünniler ve Kürtler olmak üzere Kazimi’nin yandaşları da ‘özellikle Kazimi’nin muhaliflerinin dış politika düzeyinde konuyu başbakana karşı bir baskı kartı olarak kullanamayacakları gerçeği ortasında’, diyalog sonuçlarının, şu ya da bu şekilde kendilerinin lehine olacağını savunuyor.
Dış politika, ABD merkezli ‘Wall Street Journal’ gazetesinin karşıt iki gücü dengeleme girişimi olarak değerlendirdiği, ABD- İran ilişkilerine rehin olarak görülüyor. Irak’ta dış politika hususunda uzmanlaşmış iki akademisyenin Şarku’l Avsat’a ifade ettikleri görüşlerinde ortaya koyulan analizler de bu noktalardan pek farklı değil. ABD gazetesine göre hem Washington hem Tahran, ‘ülkesinde daha fazla kaosun yaşanmasını önlemek için durumun kritik olacağını söyleyen Iraklı bir politikacının arkasında’ sessizce bir araya geldi. Gazetede, “Kazimi, başbakanlık sıfatıyla, İran nüfuzuna ve gösterileri bir Amerikan komplosu olarak gören Tahran yanlısı gruplara karşı çıkan göstericiler için iyi girişimlerde bulundu” ifadelerine yer verildi.
Mustafa el-Kazimi’nin düşmanlık yapmaktan uzak ve muhalefetle bile dost olmaya yakın bir tavır sergiliyor olmasına rağmen, düşmanları ve dostları birlikte hoşnut etme yeteneğinin dikkatle üzerinde durulması gereken bir durum olduğunu savunanlar ve rakipler de dahil, başbakanın yandaşları bu nokta hususunda bahis oynuyor. Bu durum, Washington ile diyaloğun Irak’ın lehine ve kendi çıkarına olabileceğinden şüphe duyan Şii güçlere, bloklara ve gruplara mensup milletvekilleri ve yetkililer tarafından yapılmış birçok açıklama aracılığıyla yorumlanıyor.
ABD gazetesi, ‘önceki başbakanı istifaya zorlayan halk protestolarındaki gerilemeye rağmen Kazimi’nin karşılaştığı zorlukların çok büyük, aynı zamanda halkın öfkesinin her zamankinden daha büyük olduğunu’ söyledi. Ayrıca Kazimi’nin ‘iki tarafı ülkesinin çıkarları doğrultusunda yürüttüğü bir diyalogla hoşnut etme’ çabalarından yana olmayan bir ABD yaklaşımının daha mevcut olduğu belirtildi. ABD’nin stratejik ‘Scowcroft’ Enstitüsü yetkilisi Kirsten Fontenrose, 30 Mayıs’ta Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, İran’ın Irak’taki kuvvetlerine saldırmaya çalışması halinde ABD’nin güçlü bir yanıt vereceğini belirtti.
Öte yandan Irak’taki Mustansiriyah Üniversitesi’nde Siyaset Bilimi Fakültesi Dekanı Dr. Halid Abdulilah, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Özellikle 2008 yılında iki ülke arasındaki stratejik çerçeve anlaşması ve güvenlik anlaşmasının imzalanmasından sonra bu diyalog, önceki yıllardaki ilişkisi koşulları uyarınca Irak ve ABD arasındaki ilişkinin doğasını görüşmek için Kazimi hükümeti ile ilişkilere dair temel belirleyicilere sahiptir” ifadelerini kullandı. Abdulilah, “Bu anlaşmanın imzalanmasına rağmen, Irak ve ABD ilişkisi belirli değildi. O bir dost mu, ortak mı yoksa müttefik mi bilinmiyordu. Bu yüzden yaklaşan diyalog, bu ilişkiyi çözecektir. Irak’ın açık sınırlar uyarınca bir dosttan bir ortağa dönmesini bekliyorum. Bu sınırların başında ise ABD Başkanı Donald Trump’ın ve Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun Kazimi ile teması geliyor. Taraflar arasında yapılan görüşmelerde, silahların devletin elinde sınırlandırılmasına, ABD’nin eğitim, silahlanma ve diğer yükümlülükler gibi Irak’a karşı sorumluluklarının yanı sıra herhangi bir dış müdahaleden uzakta Irak’ın çıkarlarına odaklanılmıştı. Bu durum da bir ülke olarak Irak ve ABD arasında yeni bir ilişkinin eşiğinde olduğumuz anlamına geliyor” değerlendirmesinde bulundu.
Halid Abdulilah, “Diyalog sırasında bir veya iki oturumda çözülemeyen birçok konunun var olmasına rağmen Irak’taki ABD varlığını her iki tarafın da memnuniyetine göre ele alma, ayrıca Irak’ta faaliyet gösteren ve Irak’ta çalışacak olan petrol şirketleri meseleleri, Washington ile herhangi bir diyalogda gündemde olacak” dedi.
Irak’ta Siyasi Düşünce Merkezi Başkanı Dr. İhsan eş-Şemri, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Diyalog, önceki yıllardan beri var olan bir ABD arzusuydu. Irak bile stratejik anlaşmanın son yıllarda doğru bir şekilde yapılmadığına inanıyordu. Sonuç olarak ABD arzusu stratejik çerçeve anlaşması ve bunun doğru bir şekilde uygulanmasını gerektiren meselelere nelerin dahil olduğu hususunda benzer bir Irak arzusu ile çakıştı” değerlendirmesinde bulundu. “Bu çerçevede yer alan noktalar arasında, ABD’nin Irak’tan geri çekilmesi de var” diyen Şemri, “Bu tam geri çekilme, özellikle DEAŞ’ın devam eden tehdidi ve son dönemdeki gelişimi ile bir seçenek değildir. Bu durum, ABD ile en büyük şemsiye örgütü olan Uluslararası Koalisyon’un sürekli koordinasyonunu gerektiriyor” ifadelerini kullandı.
Irak Başbakanı Kazimi Washington ile diyaloğa hazırlanıyor
Irak Başbakanı Kazimi Washington ile diyaloğa hazırlanıyor
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة