Trump - Twitter savaşının kazananı Facebook oldu

Twitter CEO’su Jack Dorsey ve Facebook CEO’su Mark Zuckerberg
Twitter CEO’su Jack Dorsey ve Facebook CEO’su Mark Zuckerberg
TT

Trump - Twitter savaşının kazananı Facebook oldu

Twitter CEO’su Jack Dorsey ve Facebook CEO’su Mark Zuckerberg
Twitter CEO’su Jack Dorsey ve Facebook CEO’su Mark Zuckerberg

Twitter yetkilileri bu haftanın başlarında, ABD Devlet Başkanı Donald Trump ile doğrudan yüzleşirken Facebook CEO’su Mark Zuckerberg ise kendisini bu çatışmadan uzak tutarak tamamen farklı bir yol izledi.
Geçtiğimiz Salı günü Başkan Trump’ın posta yoluyla oy kullanımını eleştiren tweetlerine ‘bilgi doğrulama’ etiketi uygulayan Twitter, Trump’ın seçmenlerin seslerinin bastırılması hakkındaki kuralları ihlal ettiğini söylemişti. ABD Başkanı, aynı sözleri seçmenlerin bastırılması konusunda benzer kurallara sahip olan Facebook’ta da yayınlamış, ancak Facebook kılını dahi kıpırdatmamıştı. Twitter ile Trump arasındaki çatışmanın tansiyonu, şirketin Cuma sabahı, Trump’ın tweetlerinden birine bir bağlantı eklemesiyle yükseldi. Twitter, Başkan’ın söz konusu tweetinin Minneapolis’deki protestoları şiddete teşvik edebileceğini söylerken Facebook ise Trump’ın aynı paylaşımı burada da yayınlaması üzerine yine herhangi bir tepki vermedi.
Twitter CEO’su Jack Dorsey, hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, şirketinin geri adım atmayacağını söyledi. Nitekim bu durum, önceden Fox News ile yaptığı bir röportajda Facebook’un hükümlerini Başkan Donald Trump’ın paylaşımlarına dayatmayacağını söyleyen Mark Zuckerberg'in pozisyonuyla tam bir tezat oluşturuyor. Nitekim Zuckerberg, konuyla ilgili röportajında şöyle söylemişti:
“Şirketin politikaları hakkında çok nettik. Gerçekler hakkındaki denetimi politikacılar üzerinde uygulamanın doğru olmadığını düşünüyoruz. Genel olarak, özel şirketlerin, bilhassa bu tür platformların, bu denetleyici rolü oynamaması gerektiğini düşünüyorum.”
Diğer bir deyişle Mark Zuckerberg, şirketinin diğer insanlara dayatılan kuralları ihlal etse dahi Başkan Trump’ın paylaşımlarına müdahale etmeyeceğini söylüyor. Kısmen bu, şirketinin siyasi tartışmalara girmekten tamamen kaçınması ve platformundaki üç milyar kullanıcının fikirlerini istedikleri gibi sunmalarına izin vermesi gerektiği inancından kaynaklanıyor.
Şirketinin siyasi tartışmalarda ‘gerçeğin hakemi’ olmayacağı iddiası, şirketin geçen yıl başkent Washington'daki Cumhuriyetçilere ve ABD’nin çeşitli medyalarındaki muhafazakar seslere sevgi gösterisi yapma çabalarının bir göstergesiydi. Bunun arkası yatan amaç ise, denetleme birimlerini kurumları mega şirketinden olabildiğince uzak tutmak.
Twitter ile Başkan Trump ve müttefikleri arasındaki şiddetli çatışma sırasında perde arkasında kalan Mark Zuckerberg, belki de bu şekilde Cumhuriyetçi çevre kazanacak ve denetleme birimlerinin müdahalesinden kaçınmış olacak. Zirâ tüm dünyadan milletvekilleri, bir yıldan uzun bir süredir şirketin eylemlerini tehdit ediyor.
Birçok endüstri uzmanı, ekonomik çöküşün ya da koronavirüs salgının değil de düzenleyicilerin Mark Zuckerberg'in eylemleri için gerçek bir risk taşıdığı düşüncesinde.
Federal İletişim Komisyonu'ndaki Cumhuriyetçi bir komisyon üyesi olan Brendan Carr, “Zuckerberg'in içgüdüleri, ‘İnsanların kendileri için verdikleri kararlara güveniyoruz’ dediği noktada çok doğruydu” ifadelerini kullandı.
Başkan Donald Trump'ın sosyal medya platformlarındaki düşmanca davranışından kendisini tamamen uzak tutan Zuckerberg, Facebook hükümlerinin bazı dünya liderleri de dahil olmak üzere tüm kullanıcılara eşit şekilde uygulanması gerektiğine inanan bazı kullanıcıları kaybetme riskiyle karşı karşıya. Bu tutumu, aynı zamanda, Facebook sayfalarındaki yanlış bilgilendirme kampanyalarına yeterince karşı koyulmadığına inanan bazı şirket çalışanlarını çileden çıkaracak.
Zuckerberg'in söz konusu tutumu, özellikle dünyanın dört bir yanındaki birçok haber ajansının çöküşü ile birlikte, şirketinin dünyaya bilgi yayma rolünü üstlenmeye istekli olmadığını ya da bunu başaramadığını söyleyen Facebook eleştirmenlerinin elini güçlendirebilir.
Sivil ve İnsan Hakları sivil haklar koalisyonu Liderlik Konferansı Başkanı Vanita Gupta, “Hem Twitter, hem de Facebook’un seçmenlerin bastırılması ya da nefret ve şiddet ile mücadeleye dair toplum standartları ve politikaları var. Twitter bu standartları ABD başkanına uygularken Facebook ise herhangi bir şey yapmıyor. Nitekim Facebook ,bu tutumuyla kitle karışıklığına, seçmenlerin bastırılmasına ve potansiyel şiddete neden oluyor” dedi.
Twitter, Beyaz Saray karşısındaki tutumunun yansımalarıyla yüz yüze gelmeye başladı. Birçok Cumhuriyetçi milletvekili ve kanun yapıcı, iki yüzlü davrandığını öne sürdükleri Twitter'ın, diğer dünya liderlerinin yalanlarını yaymasına izin verirken Trump'a odaklandığını vurguladı.
Federal İletişim Komisyonu (FCC) başkanı Ajit Pai, Twitter’ı şiddeti yüceltmeye karşı kurallarını diğer dünya liderlerine de eşit bir şekilde uygulamaya çağırdı. Bunun üzerine Twitter, İran lideri Ali Hamaney’in İsrail karşıtı tweetlerine de Trump’ınkilere eklediği bağlantıdan ekledi. 
Ajit Pai’nin söz konusu paylaşımını retweetleyen Cumhuriyetçi Teksas Senatörü Ted Cruz Twitter’a yönelik yasal işlem çağrısında bulundu. 
Bu tür bir çatışma, tam da Bay Zuckerberg’in tamamen kaçınmak isteyeceği bir durum. Mark Zuckerberg, Ekim 2019’da Georgetown Üniversitesi’nde yaptığı bir konuşmada, politikacılar tarafından yayılan yalanlar da dahil olmak üzere Facebook’taki siyasi konuşmaların korunacağını açıklamıştı.
*Şarku’l Avsat tarafından New York Times Gazetesinden tercüme edilmiştir.



Yeni Dune filminden haber var: Resmen açıklandı

Yönetmen Denis Villeneuve, Dune serisinin baş karakteri Paul Atreides'i canlandırması için sadece Timothée Chalamet'yi (sağda) düşündüğünü söylemişti (Warner Bros.)
Yönetmen Denis Villeneuve, Dune serisinin baş karakteri Paul Atreides'i canlandırması için sadece Timothée Chalamet'yi (sağda) düşündüğünü söylemişti (Warner Bros.)
TT

Yeni Dune filminden haber var: Resmen açıklandı

Yönetmen Denis Villeneuve, Dune serisinin baş karakteri Paul Atreides'i canlandırması için sadece Timothée Chalamet'yi (sağda) düşündüğünü söylemişti (Warner Bros.)
Yönetmen Denis Villeneuve, Dune serisinin baş karakteri Paul Atreides'i canlandırması için sadece Timothée Chalamet'yi (sağda) düşündüğünü söylemişti (Warner Bros.)

Denis Villeneuve'ün Arrakis'e dönüşü resmiyet kazandı. Serinin sıradaki filmi Dune: Çöl Gezegeni Bölüm Üç (Dune: Part Three) adını taşıyacak. 

Daha önce filmin Frank Herbert'ün 1969 tarihli Dune Mesihi (Dune: Messiah) romanını temel alacağı ve bu ismi taşıyacağı bildirilmişti. 

Yeni filmde Timothée Chalamet ve Zendaya rollerine geri dönerken, ilk filmde yer alıp ikinci filmde görülmeyen Jason Momoa da seriye yeniden katılıyor. Çekimlerin kısa süre içinde başlaması planlanıyor.

Filmin bazı sahneleri IMAX kameralarıyla çekilecek. Ancak Dune: Çöl Gezegeni Bölüm Üç'ün tamamı, Christopher Nolan'ın son filmi The Odyssey gibi IMAX kameralarıyla çekilmeyecek.

CNBC'de katıldığı bir röportajda IMAX CEO'su Richard Gelfond, ilk etapta Villeneuve'ün yeni Dune filmini tamamen IMAX kameralarıyla çekeceğini ima etmiş olsa da bu açıklamanın yanlış anlaşıldığı görülüyor. 

57 yaşındaki Villeneuve, önce Dune: Çöl Gezegeni Bölüm Üç üzerinde çalışacak, ardından James Bond evrenine adım atacak.

Gelfond, "Şahsen çok memnun oldum. Onu seviyorum, bence o bir deha. Son derece yaratıcı biri. Yeni Dune filmini tamamen IMAX kameralarıyla çekiyor. Henüz Bond için konuşmaya başlamadık ama bunun da aynı şekilde olmasını umuyorum" demişti.

Geçen yıl eylülde Vanity Fair'a verdiği röportajda Villeneuve, yeni Dune filminin bir üçlemenin tamamlayıcısı olarak görülmemesi gerektiğini söylemişti. 

Kanadalı yönetmen, "İlk iki film benim gözümde bir bütün, yani bir diptiğin (iki kanatlı pano şeklinde tablo) iki yarısıydı. İlk kitabın uyarlaması artık tamamlandı. Eğer üçüncü bir film yaparsam, bu farklı bir proje olacak. Bu kez farklı bir tonda, kendi kimliğine sahip bir yapım olacak" ifadelerini kullanmıştı.

Dune: Çöl Gezegeni Bölüm Üç'ün Aralık 2026'da vizyona girmesi planlanıyor.

Independent Türkçe, Variety, GameRant, Vanity Fair