Dünya genelinde koronavirüsten ölenlerin sayısı 377 bini aştı

Rio de Janeiro (Reuters)
Rio de Janeiro (Reuters)
TT

Dünya genelinde koronavirüsten ölenlerin sayısı 377 bini aştı

Rio de Janeiro (Reuters)
Rio de Janeiro (Reuters)

Yeni tip koronavirüs 2019 yılının Aralık ayında Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıktığı günden bu yana dünya genelinde en az 377 bin 560 kişinin canına mal oldu.
Salgının yayılmaya başladığı günden bu yana 196 ülke ve bölgede 6 milyon 371 bin 747’den fazla vaka tespit edildi. Bununla birlikte bu rakamlar gerçek vaka sayısının sadece bir kısmını yansıtıyor çünkü çoğu ülke durumu kritik olan vakalar dışında vakaları tespit etmek için test yapmıyor. Bu vakaların arasından en az 2 milyon 904 bin 996 kişi iyileşti.
Şubat ayının başında Kovid-19 kaynaklı ilk ölümün görüldüğü ABD, 106 bin 925 ölü ve 1 milyon 859 bin 323 vaka ile birlikte dünya çapında ölü ve vaka sayısı açısından virüsten en çok etkilenen ülke olarak kayıtlara geçti. Bunun yanı sıra şu ana kadar en az 615 bin 416 vaka iyileşti.
ABD’den sonra en çok zarar gören ülke olarak İngiltere 39 bin 45 ölü ve 276 bin 332 vaka ile listenin ikinci sırasında yer alırken bunu sırasıyla 33 bin 475 ölü ve 233 bin 197 vaka ile İtalya, 29 bin 314 ölü ve 514 bin 849 vaka ile Brezilya ve 28 bin 833 ölü ve 189 bin 220 vaka ile Fransa takip ediyor.
Her 100 bin kişiden 82’sinin hayatını kaybettiği Belçika, nüfusa kıyasla en fazla ölüm oranına sahip ülke sayılıyor. Bunu 58 ölümle İspanya, 58 ölümle İngiltere, 55 ölümle İtalya ve 44 ölümle Fransa izliyor.
Bugüne kadar Çin, ülke genelinde (Makao ve Hong Kong hariç) 83 bin 22 vaka görüldüğünü (Pazar günü ile Pazartesi arasında 16 yeni vaka) ve bunlardan 4 bin 634 kişinin (Yeni ölüm görülmedi) hayatını kaybettiğini, 78 bin 307 kişinin ise iyileştiğini bildirdi.



Çin, yabancı istihbarat servislerini nadir toprak elementlerini ‘çalmakla’ suçluyor

Çin'in Jiangsu eyaletinin Lianyungang kentindeki bir limanda çalışan işçiler, ihraç edilmek üzere nadir toprak elementleri içeren toprak taşıyor. (Arşiv – Reuters)
Çin'in Jiangsu eyaletinin Lianyungang kentindeki bir limanda çalışan işçiler, ihraç edilmek üzere nadir toprak elementleri içeren toprak taşıyor. (Arşiv – Reuters)
TT

Çin, yabancı istihbarat servislerini nadir toprak elementlerini ‘çalmakla’ suçluyor

Çin'in Jiangsu eyaletinin Lianyungang kentindeki bir limanda çalışan işçiler, ihraç edilmek üzere nadir toprak elementleri içeren toprak taşıyor. (Arşiv – Reuters)
Çin'in Jiangsu eyaletinin Lianyungang kentindeki bir limanda çalışan işçiler, ihraç edilmek üzere nadir toprak elementleri içeren toprak taşıyor. (Arşiv – Reuters)

Çin Devlet Güvenlik Bakanlığı bugün yaptığı açıklamada, yabancı istihbarat servislerinin nadir toprak elementlerini ‘çalmaya’ çalıştığını bildirdi ve hayati önem taşıyan element sektörünü hedef alan sızma ve casusluk faaliyetlerini çökertme sözü verdi.

Reuters'in haberine göre Bakanlık, WeChat hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, yabancı istihbarat servisleri ve ajanlarının Çin'den nadir toprak elementleriyle ilgili materyalleri çalmak için ‘yerli kanun kaçakları’ ile iş birliği yaptıklarını ve Çin'in ulusal güvenliğine ciddi bir tehdit oluşturduklarını bildirdi.

Bakanlık, ismi açıklanmayan bir ülkenin, sevkiyat verilerini tahrif ederek ve ürünleri nihai varış noktalarına gitmeden önce üçüncü ülkelere gönderecek şekilde yeniden sevk ederek ihracat kısıtlamalarını aşma girişimlerini tespit ettiğini belirtti.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre, pillerde, çiplerde ve daha birçok alanda kullanılan bir element olan antimon, Çin'in ABD'ye ihracatı yasaklamasının ardından Tayland ve Meksika üzerinden ABD'ye gönderilmiş gibi görünüyor.

Çin, ABD'nin gümrük tarifelerine yanıt olarak nisan ayı başında ihracat kısıtlamaları listesine bir dizi nadir toprak elementini ekledi.

Bu karar elektrikli otomobiller, robotik ve savunma sanayii için önemli küresel tedarik zincirlerini sekteye uğratarak, Çin dışındaki bazı otomobil üreticilerini üretimi kısmen askıya almaya zorladı.

Ancak Çin'in nadir toprak elementleri ihracatı haziran ayında bir önceki aya kıyasla yüzde 32 arttı. Bu da Washington ve Pekin arasında element akışını desteklemek için daha sonra varılan anlaşmaların meyvelerini vermeye başladığının bir göstergesi.