Suriye’de ‘yumuşak’ Rus adımı

Şam’daki Rusya Kültür Merkezi’ndeki kitapları ve fotoğrafları inceleyen bir ziyaretçi. (Şarku’l Avsat)
Şam’daki Rusya Kültür Merkezi’ndeki kitapları ve fotoğrafları inceleyen bir ziyaretçi. (Şarku’l Avsat)
TT

Suriye’de ‘yumuşak’ Rus adımı

Şam’daki Rusya Kültür Merkezi’ndeki kitapları ve fotoğrafları inceleyen bir ziyaretçi. (Şarku’l Avsat)
Şam’daki Rusya Kültür Merkezi’ndeki kitapları ve fotoğrafları inceleyen bir ziyaretçi. (Şarku’l Avsat)

19 yaşındaki Nermin Saida, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed’in fotoğraflarının yer aldığı ve altında da ‘Yaşasın Rusya-Suriye Dostluğu’ yazılı Rusya Kültür Merkezi’nin lobisinde eline aldığı Rusça kitapları inceliyor.
Nermin, merkezin Şam’daki faaliyetlerine yeniden başlaması sonrasında çocukken kaydolduğu çeşitli kurslara giderek Rusçasını geliştirmek için sabırsızlanıyor:
“Annem beni her yaz mevsiminde Şam’ın batısındaki yıkılmış alanlardan, bale ve müzik eğitimi almam için 29 Mayıs Caddesi’ndeki merkeze götürürdü.”
Nermin’e göre merkez, eski faaliyetlerine geri döndüğünde kendisi de savaş sırasında kaybettiklerine yeniden ulaşacak.
Şam’daki Rusya Kültür Merkezi Müdürü Nikolay Sukhov, dil kurslarının açılmasının ve merkezin faaliyetlerine yeniden başlamasının ‘test balonu’ olduğunu söyledi. Sukhov, geçen yıl mart ayında Şam’a ulaşmasından bu yana çalışmaların başlaması için merkeze yapılan birçok yazılı, sözlü ve telefon çağrısına yanıt olarak merkezin yeniden açıldığını ifade etti. Sukhov ayrıca koronavirüsün yayılma koşulları ve karantina prosedürlerinin Rusça ve müzik kurslarının başlatılması kararına yol açtığını ancak merkezin tam kapasite ile ancak eylül ayında açılacağını belirtti.
Rusya Kültür Merkezi, 2013 yılından bu yana kapalı kalmasının ardından Şam’daki siyasi ve askeri açıdan mevcut olan Rus varlığıyla orantılı olarak Rus kültürel varlığını da güçlendirmek için geçen pazar günü faaliyetlerine yavaş yavaş başlama kararı aldı. Rusya’nın Şam Büyükelçisi Yardımcısı Eldar Kurbanov ‘El-Vatan’ internet sitesine yaptığı açıklamada iki ülke arasındaki kültürel iş birliğinin seçkin, stratejik, siyasi ve askeri ilişkiler düzeyine ulaşması gerektiğini ifade etti. Suriye’deki okullardaki Rus öğrenci sayısının yaklaşık 19 bine ulaştığını belirten Kurbanov “Bu sayıyı Rusça eğitimin gelişimine paralel olarak artırmak ve Rusça eğitimini teşvik etmek için çalışmalar yürütülmektedir” dedi. Yetkili, Rusya- Suriye ikili ilişkilerinin seviyesinin son derece ileri olduğunu belirtirken, “Doğru yöne doğru ilerliyoruz” ifadesini kullandı.
Rusya Devlet Başkanı Putin, dışişleri ve savunma bakanlıklarını 2015 yılında Moskova ve Şam arasında imzalanan ve Suriye’ye herhangi bir ücret ödemeden Rus uçakları ve askerleri için süresiz şekilde bir üs tahsis edilmesini de içeren bir anlaşma kapsamında Suriye’deki Rus ordusuna daha fazla gayrimenkul ve deniz bölgesi tahsis etmek üzere Suriye tarafı ile müzakere etmekle görevlendirdi. Aynı şekilde söz konusu karar öncesinde de Rusya’nın Şam Büyükelçisi Alexander Yefimov, Suriye ile ilişkileri geliştirmek için özel başkanlık temsilcisi olarak atandı. Rusya Kültür Merkezi müdürü Nikolay Sukhov, Rusya’da yayın yapan TASS haber ajansına yaptığı açıklamada, “Bu kursların yeniden açılması, Suriye’deki kalıcı Rus varlığının düzeltilmesinin ilk adımıdır” dedi. Sukhov, merkezin ‘bu zor zamanlarda Suriyelilere faydalı, önemli bilgi ve beceriler kazandırılmasına yardımcı olabileceğini’ belirtirken bu faaliyetleri daha sonra Suriye’deki diğer şehirlere de genişletmeyi planladıklarını vurguladı.
Sukhov, Şam’daki Rusya Kültür Merkezi’nin Suriye rejimine karşı 2011 yılında patlak veren halk protestolarından sonra Şam’da kapatılan son dış kültür merkezi olduğunu söyledi. Avrupa kültür merkezleri ve Amerikan Merkezi’nin kapatıldığı bir dönemde Rusya Kültür Merkezi’nin 1966 yılında kuruluşundan bu yana Sovyet ve Suriye hükümetleri arasında bir anlaşma uyarınca en önemli kültürel faaliyetleri gerçekleştirdiğini kaydetti.
Bu gelişmeyle, yolsuzlukla mücadele edememesi ve ekonomik krizle yüzleşmemesi çerçevesinde Suriye rejimine yönelik eleştirilerin sürdüğü Rusya merkezli medya kampanyasının ardından iki ülke arasındaki gergin ilişkilere olarak Rusya’dan ‘yumuşak bir adım’ ortaya konulmuş oldu



Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden oluşan bir ekip, Yemen'in doğusunda istikrarı sağlamak amacıyla Aden'de

Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)
Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)
TT

Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden oluşan bir ekip, Yemen'in doğusunda istikrarı sağlamak amacıyla Aden'de

Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)
Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)

Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden oluşan bir askeri ekip, Yemen'in geçici başkenti Aden'e, Güney Geçiş Konseyi'ne bağlı güçlerin Hadramut ve Al-Mahra vilayetlerinden çekilmesi ve meşru yönetimi destekleyen Suudi liderliğindeki koalisyonun doğrudan gözetimi altında önceki konumlarına geri dönmeleri için yürütme mekanizmalarını kurmayı amaçlayan acil bir görevle geldi.

Ekip ayrıca, statüko öncesine dönüşü sağlamak amacıyla koordineli prosedürlere göre, bölgelerin "Vatan Kalkanı" güçlerine devredilmesi için düzenlemeler üzerinde de çalışıyor. Bu adım, Suudi Arabistan'ın Doğu Yemen'deki gerilimi sona erdirmek için yoğun çabalarının ve koalisyon liderliğinin Hadramut'taki Güney Geçiş Konseyi'nin tek taraflı eylemlerini reddetmesinin bir devamı niteliğinde. Koalisyon liderliği bu eylemleri, zorla yeni bir gerçeklik dayatma veya vilayeti barış ve istikrarı tehdit eden iç çatışmalara sürükleme girişimi olarak değerlendirmektedir.

Şarku’l Avsat'a konuşan özel kaynaklara göre askeri birliğin gelişi, Riyad'ın Yemen'deki meşru kurumlar içinde güvensizlik ortamı yaratacak veya bölünmeyi derinleştirecek adımları reddetme tutumunu güçlendiriyor.


Lübnan, İsrail'den gelecek büyük çaplı bir saldırı endişesi ile yaşıyor

 İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)
İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)
TT

Lübnan, İsrail'den gelecek büyük çaplı bir saldırı endişesi ile yaşıyor

 İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)
İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)

İsrail’in geniş çaplı bir saldırı hazırlığında olduğu yönündeki iddiaların gölgesinde yaşayan Lübnan’da, Mısır gerilimi düşürmek ve ülkenin İsrail kaynaklı herhangi bir askeri tırmanıştan korunmasını sağlamak amacıyla diplomatik girişimlerini yoğunlaştırdı. Bu çerçevede Mısır Başbakanı Mustafa Medbuli’nin gelecek hafta Beyrut’u ziyaret etmesi öngörülüyor.

Mısır’ın Beyrut Büyükelçisi Ala Musa, Cumhurbaşkanı Joseph Avn ile görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada, “Üzerinde çalıştığımız konu, gerilimin azaltılması ve Lübnan’ın saldırıların şiddetinde herhangi bir artıştan korunmasıdır. Asıl hedef budur. Sürecin, birçok engelin aşılmasında kullanılabilecek bir ivme yaratmak için adım adım ilerlemesi gerekiyor” dedi.

Öte yandan İsrail, diplomatik çabalara sahadaki gerilim ve geniş çaplı savaş tehditleriyle karşılık verdi. İsrail medyası, Lübnan hükümeti ve ordusunun yıl sonuna kadar belirlenen süre içinde Hizbullah’ın silahsızlandırılmasında başarısız olması halinde, İsrail ordusunun Lübnan genelinde Hizbullah hedeflerine yönelik kapsamlı bir saldırı planladığını yazdı.

Aynı zamanda İsrail, Lübnan’ın güneyindeki askeri gerilimi artırdı. İsrail güçleri, sivil müzakerelerin iki hafta önce başlamasından bu yana ilk kez, sınırdan yaklaşık 40 kilometre uzaklıktaki Zahrani bölgesinin de aralarında bulunduğu Litani Nehri’nin kuzeyindeki bölgeleri hedef aldı.


BM raporu: Batı Şeria'daki yerleşim faaliyetleri 2017'den bu yana en yüksek seviyesine ulaştı

İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)
İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)
TT

BM raporu: Batı Şeria'daki yerleşim faaliyetleri 2017'den bu yana en yüksek seviyesine ulaştı

İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)
İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)

AFP'nin dün gördüğü BM Genel Sekreteri'nin raporuna göre, İsrail'in işgal altında bulunan Batı Şeria'daki yerleşim genişlemesi, BM'nin 2017'de izlemeye başlamasından bu yana 2025'te rekor seviyeye ulaştı.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Güvenlik Konseyi üyelerine gönderdiği belgede, "İşgal altındaki Batı Şeria'da, Doğu Kudüs de dahil olmak üzere, İsrail yerleşimlerinin devam eden genişlemesini kınıyorum. Bu durum gerilimleri körüklemeye, Filistinlilerin topraklarına erişimini engellemeye ve bağımsız, demokratik, bütünleşik ve tam egemen bir Filistin devletinin kurulma olasılığını tehdit etmeye devam ediyor" ifadelerini kullandı.

İsrail'in 1967'de işgal edip ilhak ettiği Doğu Kudüs'te yaklaşık üç milyon Filistinli yaşıyor; bunların yanı sıra Birleşmiş Milletler'in uluslararası hukuka göre yasadışı saydığı yerleşim yerlerinde de yaklaşık 500 bin İsrailli bulunuyor.

Batı Şeria'daki yerleşim faaliyetleri hem sağcı hem de solcu çeşitli İsrail hükümetleri döneminde devam etmiştir.

Bu yerleşim faaliyetleri, özellikle 7 Ekim 2013'te Hamas'ın güney İsrail'de gerçekleştirdiği benzeri görülmemiş saldırının ardından Gazze'de savaşın başlamasından bu yana, mevcut hükümetin döneminde önemli ölçüde yoğunlaştı.