Trablus’ta çatışmalar sürüyor

 Trablus’un güneyindeki çatışmalara katılan UMH’ye bağlı bir askeri araç  (AFP)
Trablus’un güneyindeki çatışmalara katılan UMH’ye bağlı bir askeri araç (AFP)
TT

Trablus’ta çatışmalar sürüyor

 Trablus’un güneyindeki çatışmalara katılan UMH’ye bağlı bir askeri araç  (AFP)
Trablus’un güneyindeki çatışmalara katılan UMH’ye bağlı bir askeri araç (AFP)

Birleşmiş Milletler (BM) misyonu ateşkes müzakerelerini sürdürmek ve yeni bir ateşkes sağlamak amacıyla Cenevre’deki askeri görüşmelerin üçüncü sanal oturumunu düzenleme çağrısı yaptı. Ancak Libya’da Fayiz es-Serrac başkanlığındaki Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) ve Mareşal Halife Hafter önderliğindeki Libya Ulusal Ordusu (LUO) arasında başkent Trablus’ta ve çevre bölgelerdeki çatışmalar 2 Haziran’da da devam etti.
BM misyonu, geçen pazartesi akşamı gece geç saatlerde yayınladığı bir bildiride, görüşme tarihi hakkında herhangi bir bilgi vermedi, ayrıntılı bilgi sunmadı. Aynı şekilde 23 Şubat’ta 5+5 ortak askeri komite görüşmeleri sırasında misyonun iki tarafa sunduğu anlaşma taslağına dayalı ilgili güvenlik düzenlemeleri de dahil önceki anlaşmaların çöküşünün ardından çatışan taraflardan da siyasi sürecin geleceğinin belirsiz akıbetine ilişkin herhangi bir yorum yapılmadı.
Ancak misyon, koronavirüse atıftla yeni koşullar göz önüne alındığında yeni görüşme turunu video konferans aracılığıyla gerçekleştirmek istediğini belirtti. BM misyonu, tüm taraflardan 5 üst düzey yetkiliyi içerecek olan müzakerelerin Cenevre 1 ve Cenevre 2’ye hakim olan aynı ruh, ciddiyet ve sorumlulukla yürütüleceğini kaydetti.
Çatışan taraflar da müzakerelerin yeniden başlatılmasını memnuniyetle karşılarken mümkün olan en kısa sürede güvenli ve onurlu bir yaşama geri dönmek isteyen Libyalıların büyük çoğunluğunun arzularına ve çağrılarına yanıt olarak diyaloga geri dönme taahhüdünde bulundular.
Misyon ayrıca, ‘tüm Libyalı ve uluslararası tarafların Libya halkının savaşı sona erdirme arzusuna yanıt vermelerini ve nihai olarak bir ateşkes anlaşmasına ulaşmak amacıyla’ zeminde bir sakinliğin ve insani ateşkesin ortaya koyulması için askeri komisyonun görüşmelerinin yeniden başlamasını umduğunu bildirdi.
İtalya Başbakanı Giuseppe Conte’nin ofisi, BM misyonunun açıklamasından saatler önce, geçen pazartesi günü Hafter ile gerçekleştirdiği bir telefon görüşmesinde, ‘BM önderliğindeki operasyonu ve Berlin Konferansı’nın takibini’ ele alırken ‘siyasi çözümün gerekliliğine, her türlü askeri seçeneğe tamamen karşı durulmasına ve ateşkesin derhal sağlanması gerekliliğine’ dikkat çekti. Yayınlanan bildiride Conte’nin Libyalılar arasındaki diyalogun hızlı bir şekilde yeniden başlatılması talebinin Hafter tarafından önemle karşılandığı ifade edildi.
Diğer yandan Almanya, Libya Büyükelçisi Oliver Owcza aracılığıyla askeri görüşmelerin planlı olarak yeniden başlatılması çağrısını memnuniyetle karşıladı ve durumu, ‘cesaret verici’ olarak nitelendirdi. Owcza, Twitter üzerindan yaptığı kısa açıklamada, “Tarafları, tüm Libyalıların lehine uzlaşı ruhunu benimsemeye teşvik ediyoruz. Bu çabaları desteklemeye kararlıyız” ifadesini kullandı.
Ülkede askeri çatışmalar devam ederken başkent Trablus’un güneyindeki Ayn Zara cephesinde bulunan LUO komutanı Tuğgeneral Fevzi el-Mansuri, 2 Haziran’da Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada “Serrac milisleri, farklı silahlarla ve Suriyeli paralı askerlerin desteğiyle LUO mevzilerine saldırı düzenlemeye çalıştı. Ancak ağır kayıplar yaşadılar. İki araçları tamamen yakıldı” dedi.
Trablus’taki farklı savaş cephelerindeki ordu güçlerinin askeri pozisyonlarını da ‘mükemmel’ olarak nitelendiren Mansuri, karşı tarafında Suriyeli paralı askerlerle ilerlemeye çalıştığını ve öldüklerinde onları bulundukları yerde bıraktıklarını öne sürdü. Mansuri, gelecek Cenevre görüşmelerinde ilerleme kaydedileceği konusunda da iyimserliğini dile getirdi.
LUO sözcüsü Ahmed el-Mismari geçen pazartesi akşamı düzenlediği basın toplantısında Trablus’ta ‘büyük bir savaş’ yaşandığını söylemişti. LUO Sözcüsü ayrıca ordu güçlerinin şehirde son 7 gün boyunca 155 saat boyunca sürekli savaş halinde olduğunu vurguladı.
Burkan el-Gadab (Öfke Volkanı) Operasyonu’nu yürüten UMH Sözcüsü Muhammed Kanunu, el-Asaba kasabası çevresindeki 5 uçuş sırasında 12 unsurun öldürüldüğünü, 7 mühimmat ve zırhlı aracın da hedef alındığını bildirdi. Kanunu, başkentin güneyindeki el-Halatat ve el-Hille cephelerinde de ordu mevziilerine baskın düzenlendiği bilgisini verdi.



Devlete ve Hizbullah'a karşı artan kızgınlık

Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)
Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)
TT

Devlete ve Hizbullah'a karşı artan kızgınlık

Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)
Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)

Güney Lübnan'ın cephe hattındaki köylerinde düzenlenen protesto ve gösteriler, etkilenenlere tazminat ödenmesindeki gecikme nedeniyle devlete ve Hizbullah'a karşı halkın duyduğu öfkeyi yansıtıyor. Bu durum, birçok kişinin köylerini terk ederek köylerinin dışında yeni bir hayat kurmasına neden oldu.

Bu hamleler, evlerini ve mülklerini kaybettikten sonra hala yerinden edilme deneyimini yaşayan ve İsrail'in neredeyse her gün oraları hedef aldığını ve zamanla hasarın daha da artacağını bilerek henüz yeniden inşa tazminatı alamayan sınır kasabalarındaki sakinlerin trajik yaşamının başlamasından iki yıldan fazla bir süre sonra geliyor.

Bu bağlamda siyasi analist Ali el-Emin, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, bu tür hareketlerin ortaya çıkmasının "normal olduğunu, çünkü köylerin neredeyse terk edildiğini" söylüyor. Emin, "Bu protestoların, halka sırt çevirenlere karşı yapıldığını ve protestocuların, onun (Hizbullah'ın) tutumlarının, meselenin ele alınmasına yönelik her türlü olasılığın ufkunu kapatmaya katkıda bulunduğuna inandıklarını" vurguluyor.


Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz

Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz
TT

Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz

Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara, dün İsrail'in güney Suriye'de silahsızlandırılmış bölge kurulması talebini, ülkesini "tehlikeli bir duruma" sokacağı gerekçesiyle reddetti ve "(Biz) İsrail de dahil olmak üzere şiddet ihraç eden bir ülke olmakla ilgilenmiyoruz" dedi.

Eş-Şara, Doha Forumu'na katılımı sırasında verdiği röportajda, bu yılın başlarında Dürzi ve Alevilerin yaşadığı bölgelerde yaşanan kanlı çatışmalara atıfta bulunarak, "Sahilde ve Süveyda'da işlenen suçların faillerini yargılayacağız" sözü verdi.

Eski Cumhurbaşkanı Beşşar Esed'in devrilme yıldönümü arifesinde, El-Arabiya/El-Hadath kanalı, devrik cumhurbaşkanını, 2024 yılında gizemli bir şekilde öldürülen danışmanı Luna eş-Şibl ile bir arada olduğu video kayıtları yayınladı. Danışmanıyla birlikte yapılan "Esed kayıtları", güçlerinde savaşan Suriye askerleriyle alay etme, devrik cumhurbaşkanının Şam Guta'sına yönelttiği hakaretler (Guta'ya lanetler yağdırma) ve "Kaplan" lakaplı askeri komutan Süheyl el-Hasan ile Lübnan "Hizbullahı"nı eleştirme gibi ifadeler içeriyor.

Suriyeliler, sızdırılan ses kayıtlarının Esed'in, bir yıl önce muhalif grupların Şam'a girmesi ve rejiminin devrilmesiyle askeri olarak ilk kez düşüş yaşamasının ardından, destekçileri ve Suriye'de ve komşu ülkelerde onunla birlikte savaşanların gözünde ikinci kez düşüş yaşadığına işaret ettiğini düşünüyor.


Arapların kaygısı Gazzelilerin Refah üzerinden göç etmesinin önlenmesine odaklandı

Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
TT

Arapların kaygısı Gazzelilerin Refah üzerinden göç etmesinin önlenmesine odaklandı

Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)

İsrail, ateşkes anlaşmasının ikinci aşaması beklentisiyle ve belirsiz bir durum ortasında, Gazze Şeridi'nde kontrolü altındaki bölgelerin geri kalanını tahrip etmeye devam ederken, Arap ve İslam ülkeleri Gazzelilerin Refah üzerinden yerinden edilme tehlikesine karşı önleyici tedbirler almakla meşgul.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, dün Doha Forumu'nda yaptığı açıklamada, "Refah Sınır Kapısı, Filistinlilerin yerinden edilmesi için bir geçit olmayacak, sadece Gazze'ye insani ve tıbbi yardım ulaştırmak için kullanılacak" ifadelerini kullandı.

Filistin Toprakları Hükümet Faaliyetleri Koordinatörlüğü Ofisi, çarşamba günü yaptığı açıklamada, Refah sınır kapısının "önümüzdeki günlerde Kahire ile koordinasyon halinde yalnızca Gazze Şeridi sakinlerinin Mısır'a çıkışı için açılacağını" duyurdu.

Ayrıca Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün, BAE, Endonezya, Pakistan, Türkiye ve Katar dışişleri bakanları cuma akşamı yaptıkları açıklamada, "Filistin halkını topraklarından çıkarmaya yönelik her türlü girişimi tamamen reddettiklerini" vurguladılar.