ABD’deki protestoları tetikleyen Floyd’un ölümü neden kırılma noktası oldu?

California'daki protestolarda George Floyd’un resmini tutan göstericiler (AFP)
California'daki protestolarda George Floyd’un resmini tutan göstericiler (AFP)
TT

ABD’deki protestoları tetikleyen Floyd’un ölümü neden kırılma noktası oldu?

California'daki protestolarda George Floyd’un resmini tutan göstericiler (AFP)
California'daki protestolarda George Floyd’un resmini tutan göstericiler (AFP)

ABD’nin Minneapolis şehrinde George Floyd isimli siyahi bir vatandaşın polis tarafından öldürülmesi ülke çapında protestolara neden oldu.
ABD merkezli Time dergisine göre siyahi Frederick Simmons (11) ve kız kardeşi Maliha (8), ebeveynleri ve 2 yaşındaki kız kardeşleri Nyla ile birlikte Floyd’un ölümünün protesto edildiği Brooklyn Köprüsü’ne doğru gitti.
Frederick ve Maliha’nın ellerinde tuttuğu polis karşıtı pankartlar boylarını aşarken, Simmons ailesi polis hattından 30 metre uzaklıkta durdu.
Maliha, ‘ırkçılığa’ karşı oldukları için gösterilere katıldıklarını söylerken, “Bu korkutucu, ama aynı zamanda kendinizi savunmak zorundasınız” dedi.
Tam bu esnada polis göz yaşartıcı gaz ile göstericilere müdahale etti. Yaşanan panik nedeniyle Simmons ailesi bir süre farklı yerlere dağılsa da, daha sonra bir araya geldi.
Çocukların anneleri Kenyatta Reid, ABD’de siyahi olmanın nasıl bir şey olduğunu şu ifadelerle anlattı;
“Sen güvende olduğunu ve her şeyin yolunda gittiğini düşünüyorsun. Sonra birden her şey değişiyor ve saldırılara maruz kalıyorsun.”
Bu hafta çok sayıda şehirde sokağa çıkan siyahi ABD’liler için George Floyd'un öldürülmesi adeta bir kırılma noktası oldu.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını, siyahileri beyazlardan daha fazla etkiledi.
Hastalık Kontrol Merkezleri'nden alınan verilere göre Afro-Amerikalılar nüfusun sadece yüzde 12'sini oluşturuyor.
Ancak yapılan bir çalışmaya göre toplam vakaların yaklaşık yüzde 50’si ve ölümlerin  yüzde 60’ı siyahilerin çoğunlukta olduğu bölgelerde görüldü.
Koronavirüsün siyahi toplumlar üzerinde orantısız bir ekonomik etkisi de oldu.
Siyahi ABD’lilerin yüzde 44'ü aile üyelerinden en az birinin salgın nedeniyle işini kaybettiğini veya maaş kesintisine uğradığını söylerken, yüzde 73’ü ise herhangi bir maddi yardım almadıklarını dile getirdi.
Bunun üzerine, son zamanlarda siyahi ABD’lilerin öldürülmesi ülkedeki yaygın ırk adaletsizliğini dayanılmaz hale getirdi.
Brooklyn’deki gösterilere katılan Priscilla Burker (31), “Bizi ya koronavirüs, ya polis ya da bozulan ekonomik durum öldürüyor” diyerek maruz kaldıkları zorlukları anlattı.
Kovid-19'un yayılmasını önlemek için aylarca süren sosyal mesafe kurallarının ardından patlak veren protestolar, sadece ırkçı polis şiddetiyle mücadelede değil, aynı zamanda hastalıkla mücadelede de bir kırılma noktası oldu. 
Sosyal mesafe şansının olmadığı protestolara gelenler, kendi sağlıklarını riske atma uğruna ırkçılığa karşı seslerini duyurmak istedi.
Göstericilerden Ozzie Lumpkin (30), “Kovid-19 kriziyle ilgili olarak buraya gelme riskini düşünürsek, evde kalsak da öldürülüyoruz. Bu yüzden bu riski göze almayı umursamıyoruz. Beni öldürme ihtimali olan bir polis memurundan Kovid-19'dan korktuğumdan daha korkuyorum” dedi.
Tanınmış bir etnik adalet organizatörü ve Black Futures Lab'ın kurucusu olan Alicia Black, “Gerçekten tam anlamıyla bir iç savaş yaşanıyor” yorumunda bulunarak,  “Beyazların üstünlüğünü savunan ırkçılar artık alenen çalışıyor. Başkanımız ve Beyaz Saray tarafından teşvik ediliyorlar” şeklinde konuştu.
Sivil haklar aktivisti olan Deray McKesson ise, “2014'te tüm ırklardan insanları ırkçılığın bir sorun olduğuna ikna etmeye çalışıyorduk. Şimdi ise insanlar doğru ve yanlışı biliyor ancak nasıl düzelteceklerini bilmiyorlar” ifadelerini kullandı.



Kremlin: ABD, Ukrayna ile mutabık kalınan planın kriterlerini Moskova’ya iletti

24 Kasım 2025'te Moskova'daki Kremlin'deki Spasskaya Kulesi ve Kızıl Meydan'daki Aziz Vasil Katedrali (EPA)
24 Kasım 2025'te Moskova'daki Kremlin'deki Spasskaya Kulesi ve Kızıl Meydan'daki Aziz Vasil Katedrali (EPA)
TT

Kremlin: ABD, Ukrayna ile mutabık kalınan planın kriterlerini Moskova’ya iletti

24 Kasım 2025'te Moskova'daki Kremlin'deki Spasskaya Kulesi ve Kızıl Meydan'daki Aziz Vasil Katedrali (EPA)
24 Kasım 2025'te Moskova'daki Kremlin'deki Spasskaya Kulesi ve Kızıl Meydan'daki Aziz Vasil Katedrali (EPA)

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, ABD’nin Cenevre’de Ukrayna ile üzerinde anlaşılan planın kriterlerini Rusya’ya teslim ettiğini açıkladı. Peskov, bu kriterlerin gelecek hafta Rus yetkililer tarafından değerlendirileceğini belirterek, Moskova’nın Ukrayna çözüm sürecine ilişkin görüşmeleri kamuoyu önünde yürütme niyetinde olmadığını söyledi.

Rusya’nın resmî kanalı RT’ye konuşan Peskov, ABD’nin özel elçisi Steve Whitkoff’un Rusya’yı ne zaman ziyaret edeceğine dair bilginin “uygun zamanda” açıklanacağını ifade etti ancak ayrıntıya girmedi.

ABD’li ve Ukraynalı müzakereciler geçtiğimiz pazar günü Cenevre’de, Washington’ın desteklediği yeni barış planı üzerine görüşmeler gerçekleştirmişti. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy de salı günü, plan metninin Cenevre’de ABD ile birlikte hazırlandığını ve müzakere ekibiyle üzerinde çalıştığını belirtmişti.

Rusya’nın TASS haber ajansı çarşamba günü, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in önümüzdeki hafta Whitkoff ile görüşeceğini bildirdi. ABD Başkanı Donald Trump ise salı günü yaptığı açıklamada, özel elçisini Moskova’ya göndererek barış planı üzerinde son düzenlemeleri yapma umudu taşıdığını söylemişti.

Putin, dün yaptığı açıklamada, Ukrayna konusunda ortada resmî bir barış anlaşması taslağının bulunmadığını, sadece tartışılmak üzere sunulmuş bir dizi başlık olduğunu ifade etti. Ancak Rusya’nın ABD’nin ilk taslak niteliğindeki planını incelediğini belirten Putin, bu planın “ileride yapılacak anlaşmalar için bir temel oluşturabileceğini” söyledi.


Ukrayna Ulusal Yolsuzlukla Mücadele Bürosu, Zelenskiy’nin özel kalem müdürünün konutunu bastı

Cumhurbaşkanlığı danışmanı Andrei Yermak (Reuters)
Cumhurbaşkanlığı danışmanı Andrei Yermak (Reuters)
TT

Ukrayna Ulusal Yolsuzlukla Mücadele Bürosu, Zelenskiy’nin özel kalem müdürünün konutunu bastı

Cumhurbaşkanlığı danışmanı Andrei Yermak (Reuters)
Cumhurbaşkanlığı danışmanı Andrei Yermak (Reuters)

Ukrayna Ulusal Yolsuzlukla Mücadele Bürosu (NABU), Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’nin özel kalem müdürü Andriy Yermak’ın konutunda arama gerçekleştirdiğini açıkladı.

Kuruma göre, cuma günü yapılan bu baskın devam eden bir soruşturmayla bağlantılı. Zelenskiy yönetimi son aylarda ciddi yolsuzluk iddialarıyla karşı karşıya kalmıştı.

Andriy Yermak, soruşturmayı yürüten müfettişlerle tam iş birliği içinde olduğunu söyleyerek, aramanın kendi dairesinde gerçekleştirildiğini ifade etti.

Yermak, Telegram hesabından yaptığı paylaşımda, “Müfettişlerin önünde herhangi bir engel bulunmuyor. Ben de kendileriyle tam iş birliği içindeyim” dedi


Muhammedi, İranlı yetkililerin kendisine ülkeyi terk etme konusunda "kalıcı yasak" getirdiğini söyledi

Nergis Muhammedi (Reuters)
Nergis Muhammedi (Reuters)
TT

Muhammedi, İranlı yetkililerin kendisine ülkeyi terk etme konusunda "kalıcı yasak" getirdiğini söyledi

Nergis Muhammedi (Reuters)
Nergis Muhammedi (Reuters)

İnsan hakları aktivisti ve Nobel Barış Ödülü sahibi Nergis Muhammedi, ikiz oğullarına gönderdiği doğum günü mesajında, dün İranlı yetkililerin kendisine ülkeyi terk etmesini kalıcı olarak yasakladığını duyurdu.

53 yaşındaki Muhammedi, geçen aralık ayında sınırlı sağlık izniyle serbest bırakılmadan önce üç yıldan fazla hapis yattı. Hukuk ekibi, Muhammedi'nin her an tekrar tutuklanıp cezaevine geri dönebileceği ve ülkeden ayrılamayacağı konusunda uyardı.

İkiz oğulları Kiana ve Ali Rahmani'ye 19. doğum günlerinde yazdığı mektupta, "Size gelebilmek için pasaport başvurusunda bulundum" diye yazmıştı. Ancak, on yıldan uzun süredir görmediği oğullarına yazdığı mektupta, "İslam Cumhuriyeti iki tür seyahat yasağı çıkardı ve uyguladı; bunlardan biri kalıcı seyahat yasağı" diye ilave etti.

Kiana ve Ali, hapiste uzun süre kalmış, tanınmış bir İranlı aktivist olan babaları Taghi Rahmani ile birlikte Paris'te yaşıyor.

Muhammedi, İslam Cumhuriyeti'nde insan hakları mücadelesi nedeniyle 2023 Nobel Barış Ödülü'ne layık görüldü. Ayrıca, genç kadın Mahsa Amini'nin ahlak polisi gözetiminde iken hayatını kaybetmesinin ardından patlak veren protestoları da güçlü bir şekilde destekledi.

Mektubunda, "İran yetkilileri belgelerimize 'kalıcı' damgasını vururken, kendileri her gün İran halkının eliyle gelecek kaçınılmaz çöküş korkusuyla yaşıyorlar" ifadelerini kullandı. Muhammedi'ye yönelik yasağın ne zaman ve hangi koşullar altında uygulandığı henüz netlik kazanmadı.

İki oğlu 2023'te Oslo'da onun adına Nobel Barış Ödülü'nü kabul etti ve çocuklarını 11 yıldır görmedi. En son Kasım 2021'de tutuklanan Muhammedi, son on yılın çoğunu parmaklıklar ardında geçirdi. Ancak serbest bırakıldıktan sonra da yetkililere meydan okumaya devam etti ve uluslararası etkinliklerde zorunlu başörtüsü takmayı reddetti.