İran yeni parlamentosu, hükümete ekonomi konusunda baskı yapıyor

İran Bütçe ve Planlama Kurumu Başkanı Muhammed Bakır Nobaht, dün parlamentoda ekonomik durumdan bahsetti (Icana News Agency)
İran Bütçe ve Planlama Kurumu Başkanı Muhammed Bakır Nobaht, dün parlamentoda ekonomik durumdan bahsetti (Icana News Agency)
TT

İran yeni parlamentosu, hükümete ekonomi konusunda baskı yapıyor

İran Bütçe ve Planlama Kurumu Başkanı Muhammed Bakır Nobaht, dün parlamentoda ekonomik durumdan bahsetti (Icana News Agency)
İran Bütçe ve Planlama Kurumu Başkanı Muhammed Bakır Nobaht, dün parlamentoda ekonomik durumdan bahsetti (Icana News Agency)

İran Merkez Bankası Başkanı ve Bütçe ve Planlama Kurumu Başkanı’na seslenen İranlı muhafazakar milletvekilleri, ekonomi dosyası idaresi konusunda hükümete baskı yapmaya başladı. Bu, doların döviz piyasasında yükseldiği, bunun vatandaşların hayatlarına baskı oluşturacağından korkulduğu bir zamanda geldi.
Milletvekilleri, hükümetin ekonomiye yaklaşımını sert bir şekilde eleştirdi. Meclis Başkanı Muhammed Bekir Kalibaf, hükümetin İran lideri Ali Hamaney’in yaptırımlarla mücadelede uygulanması konusunda ısrar ettiği ‘direniş ekonomisi’ politikasını uygulama yönündeki hareketlerini eleştirdi. Ajanslar, Kalibaf’ın “Petrol, İran'a baskı yapma aracıdır. Yaptırımların varlığı ile beraber, ülkeyi petrol kaynakları olmadan yürütmeliyiz” dediğini aktardı.
Parlamento huzurunda performansını savunur şekilde konuşan İran Merkez Bankası Başkanı Abdunnasır Himmeti ise ABD yaptırımları ve koronavirüs salgınının döviz piyasası üzerindeki olumsuz etkisinden ve piyasalar üzerindeki yeni baskı dalgasından bahsetti. “Yaptırımların ekonomik büyüme endeksleri üzerinde ciddi bir etkisi oldu” diyen Himmeti, geçen yıl, 2018’deki 107 milyar dolar petrol kaynağının yüzde 20’sine denk gelecek şekilde yalnızca 18 milyar dolar gerçekleştirildiğini söyledi.
Güney Kore ve Irak gibi İran ile dostane ilişkileri olan ülkelerin ABD baskısı nedeniyle finansal stoklarına İran tarafından erişime izin vermediğini söyleyen Himmeti, şöyle söyledi:
“Finansal stoklarımızı almak için görüşmelerde bulunuyoruz. Geçen yıl, 1979 devrimi sonrasındaki en zor yıllardan biriydi. Son iki yıldaki yaptırımlar, daha önce görülmemiş şekilde ve kurnazcaydı. İran'ı dış kaynaklardan korumak için her türlü aracı kullanan ABD, tüm bankacılık pencerelerini ve İran ihracatını engelledi.”
Himmeti’nin söyledikleri, İran Bütçe ve Planlama Kurumu Başkanı Muhammed Bakır Nobaht’ın ifadeleriyle çelişti. Nobaht, İran’ın petrol ve gaz kaynaklarından, 2011’de 119 milyar dolara kıyasla, 8,9 milyar dolar elde ettiğini söyledi. Bu yılın kayıplarının ise kapalı bir oturumda açıklanması gerektiğini vurguladı.
Muhafazakar milletvekilleri ise hükümeti suçladı. Icana News Agency’nin haberine göre “İki yıl içerisinde dolar dövizden yaklaşık 40 milyar dolar yağmalandı” ifadelerini kullanan Parlamento Sözcüsü Muhammed Alipour, bundan Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı İshak Cihangiri’nin döviz yönetimi politikasını sorumlu tuttu. Alipour, bu politikanın İran ekonomisine zarar verdiğini söyledi.
Milletvekili Muhsin Zangana, hükümetten kayıt dışı döviz piyasalarının düzenlemesi talebinde bulunarak İranlıların Merkez Bankasına olan güvenlerini kaybedecekleri uyarısında bulundu.
Keşan Milletvekili Cevad Sadatinecad, “Ülke, döviz sağlama ve hammadde ithalatında sorun yaşıyor” ifadelerini kullanırken, Şahrud Temsilcisi Ali Asgar Hani ise döviz piyasasının hükümetin avcundan çıkışını eleştirdi. Fiyatların katlandığına, otomobil pazarı ve işgücü piyasasının kötüleştiğine dikkat çeken Hani, “Enflasyon sorunlarının çoğu, Merkez Bankasının yanlış politikalarından kaynaklanıyor” dedi.
Diğer yandan yargı ise, Ekonomik Yolsuzluk ve Piyasa Manipülasyonu Özel Mahkemesi çerçevesinde, döviz piyasasını ihlal etmekle suçlanan 21 kişiyi halka açık duruşmalarda yargıladı.
Donya-e-Eqtesad gazetesi, İran'ın para ve altın piyasasına çarpan yeni bir yüksek fiyat dalgasının üçüncü haftasında 1 ABD dolarının 17 bin 600 tümen sınırına ulaştığını söyledi.
Gazeteye göre, İran altın sikkesi 7 milyon 400 bin tümene ulaştı.
Doların önümüzdeki günlerde yükselişe devam edeceğini öne süren ekonomistler, 17 bin tümen üzerindeki doların istikrarı konusundaki endişelerini ve bunun temel fiyatlara etki edip hayat koşullarını zora sokabileceğini dile getirdi.



İran: Ülkeyi istikrarsızlaştıracak gösterilere "kararlı" bir şekilde karşılık vereceğiz

Tahran'da protestocular, ekonomik duruma ve İran para biriminin değer kaybına karşı protesto gösterisi düzenlemek için sokaklara çıktı (AFP)
Tahran'da protestocular, ekonomik duruma ve İran para biriminin değer kaybına karşı protesto gösterisi düzenlemek için sokaklara çıktı (AFP)
TT

İran: Ülkeyi istikrarsızlaştıracak gösterilere "kararlı" bir şekilde karşılık vereceğiz

Tahran'da protestocular, ekonomik duruma ve İran para biriminin değer kaybına karşı protesto gösterisi düzenlemek için sokaklara çıktı (AFP)
Tahran'da protestocular, ekonomik duruma ve İran para biriminin değer kaybına karşı protesto gösterisi düzenlemek için sokaklara çıktı (AFP)

İran Başsavcısı Muhammed Kazım Muvahhedi Azad bugün yaptığı açıklamada, yüksek yaşam maliyetine karşı yapılan protestoların ülkeyi "istikrarsızlaştırmak" için kullanılması halinde, yargının bu protestolara "kararlı bir şekilde" müdahale edeceği uyarısında bulundu.

Devlet televizyonunda yayınlanan açıklamalarında Muvahhedi Azad, “Yargı açısından bakıldığında, yaşam maliyetine ilişkin barışçıl gösteriler, anlaşılabilecek toplumsal gerçekliğin bir parçasıdır” dedi. Aynı zamanda, “ekonomik protestoları istikrarsızlaştırma, kamu malına zarar verme veya yurtdışında hazırlanan senaryoları uygulama aracı haline getirme girişimlerinin kaçınılmaz olarak orantılı ve kararlı bir hukuki yanıtla karşılanacağını” ifade etti.

sadfrg
ABD Dışişleri Bakanlığı'nın Farsça hesabından paylaşılan bir fotoğrafta, İran'da Tahran'ın merkezinde konuşlandırılmış çevik kuvvet polisleri görülüyor.

Bununla bağlantılı olarak, İran haber ajansı Mehr bugün, Devrim Muhafızları'nın ülkenin güneydoğusundaki Seravan bölgesinde, İran güvenlik güçlerine suikast düzenlemeyi planlayan "düşman terörist hücre" olarak adlandırdığı grubu tutukladığını bildirdi.

Ajans, İran İslam Devrim Muhafızları Kara Kuvvetleri'nin seçkin birimi olan Kudüs Gücü'nün halkla ilişkiler ofisinin şu açıklamasını aktardı: "Güvenlik Şehitleri 2 Operasyonu çerçevesinde, geçen yıl Seravan bölgesinde bir dizi terör eylemi gerçekleştiren bir terör hücresi istihbarat operasyonları yoluyla tespit edildi." Açıklamada, tutuklananların Seravan bölgesindeki güvenlik güçlerine "terörist ve düşman grupların emriyle" suikast düzenlemeyi planladıklarını itiraf ettikleri belirtildi. Ofis, hangi gruplardan bahsettiğini belirtmedi.


Hadramut Valisi Şarku’l Avsat'a konuştu: BAE geri çekilmeye başladı… Güney Geçiş Konseyi için kapı açık kalmaya devam ediyor

Hadramut Valisi Salim el-Hanbeşi (Şarku’l Avsat)
Hadramut Valisi Salim el-Hanbeşi (Şarku’l Avsat)
TT

Hadramut Valisi Şarku’l Avsat'a konuştu: BAE geri çekilmeye başladı… Güney Geçiş Konseyi için kapı açık kalmaya devam ediyor

Hadramut Valisi Salim el-Hanbeşi (Şarku’l Avsat)
Hadramut Valisi Salim el-Hanbeşi (Şarku’l Avsat)

Hadramut Valisi Salim el-Hanbeşi, vilayetin tüm gençlerini, Güney Geçiş Konseyi (GGK) ve güvenlik destek kuvvetleri ile birlikte görev yapanları, evlerine dönmeye veya Vatan Kalkanı Güçleri’ne katılmaya çağırdı. Hanbeşi, geri dönenlerin kabul edileceğini ve durumlarının düzenleneceğini taahhüt etti.

Hanbeşi, Şarku’l Avsat'a yaptığı özel açıklamada, Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) bağlı güçlerin Hadramut ve Şebve’de konuşlandıkları tüm noktalardan fiilen çekilmeye başladığını açıkladı.

Vali Hanbeşi, dün akşam Reyyan Havalimanı’nda sirenlerin çaldığını ve bunun, BAE’ye bağlı güçlerin buradan çekilmesinin hazırlığı olduğunu belirtti. Ayrıca Şebve’deki Belhaf bölgesinden de bazı birliklerin çekildiğini kaydetti.

Hanbeşi, BAE’nin Hadramut’taki er-Rubve ve ed-Dibbe bölgelerinde sınırlı sayıda varlık gösterdiğini, burada yalnızca uzmanlar ve güvenlik destek kuvvetlerini denetleyen liderlerin bulunduğunu söyledi.

Güvenilir kaynaklar, Şebve’deki Murre Kampı’nda konuşlu BAE güçlerinin dün itibarıyla iletişim cihazlarını sökmeye başladığını ve ülkeyi terk etmeye hazırlandığını, bunun Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Alimi’nin talebi doğrultusunda yapıldığını aktardı.

Hanbeşi, mevcut krizin çözümünün tek yolunun GGK’ye bağlı tüm güçlerin Hadramut ve el-Mehra’dan barışçıl bir şekilde çekilmesi olduğunu vurguladı. Hanbeşi, “Kapı hâlâ açık… GGK üyelerinin bu fırsatı değerlendirerek hem kendilerini hem Hadramut’u ve tüm ülkeyi olası çatışmalardan korumalarını umuyoruz. Geldikleri yere döndükten sonra, gelecekteki herhangi bir oluşum için siyasi diyalog başlatılabilir, ancak güç kullanarak dayatma olamaz” dedi.

Hanbeşi, el-Alimi’nin denetiminde olan Vatan Kalkanı Güçleri’nin Hadramut ve el-Mehra’da konuşlanmaya hazır olduğunu ve olağanüstü hâl ilanı doğrultusunda görev başında bulunduğunu belirtti.

Vali Hanbeşi ayrıca, Hadramutlu yaklaşık 3 bin askerin, Birinci Askeri Bölge’de hizmet etmiş olduklarını ve Vatan Kalkanı Güçleri’ne destek vermeye hazır olduklarını bildirdi.

Hanbeşi, Suudi Arabistan ile koordinasyonun en üst seviyede olduğunu vurguladı. Hanbeşi, Suudi Arabistan’ın Hadramut ve el-Mehra’yı ‘stratejik güvenlik derinliği’ olarak gördüğünü belirterek, “Bölgelerimiz 700 kilometreden uzun bir sınırla birleşiyor; bu nedenle Hadramut ve el-Mehra’nın güvenliği ve istikrarı, Suudi Arabistan için stratejik güvenliğin bir parçası” dedi. Vali, bu bölgelerin aynı zamanda ‘toplumsal derinlik’ taşıdığını ve iki taraf arasında ‘akrabalık ve kardeşlik bağları’ bulunduğunu vurguladı. Hanbeşi, Hadramut ve el-Mehra’nın Suudi Arabistan için bir güvenlik tehdidi oluşturacak merkezlere dönüşmemesi konusundaki hassasiyetini de dile getirdi.

Hanbeşi, el-Alimi ve Ulusal Savunma Konseyi tarafından alınan kararların, durumu fırsata çevirmek isteyenlere karşı önlem almak amacıyla zamanında alındığını ifade etti.


Washington, "Somali kökenli Amerikalılar"ın vatandaşlıklarını iptal etmek için bir inceleme yürütüyor

ABD Başkanı Donald Trump (EPA)
ABD Başkanı Donald Trump (EPA)
TT

Washington, "Somali kökenli Amerikalılar"ın vatandaşlıklarını iptal etmek için bir inceleme yürütüyor

ABD Başkanı Donald Trump (EPA)
ABD Başkanı Donald Trump (EPA)

Trump yönetimi dün yaptığı açıklamada, Somali kökenli Amerikalı vatandaşların vatandaşlıklarının iptaline yol açabilecek sahtekarlıkları ortaya çıkarmak için göçmenlik davalarını incelediğini belirtti.

Beyaz Saray'ın sosyal medya hesabından yayınlanan açıklamada, İç Güvenlik Bakan Yardımcısı Trisha McLaughlin, "ABD yasalarına göre, bir kişi vatandaşlığı sahtekarlıkla elde ettiyse, bu, vatandaşlığın iptali için gerekçe oluşturur" dedi.

ecvd
İnsanlar Miami'deki ABD Vatandaşlık ve Göçmenlik Hizmetleri ofisine giriyor (AP)

Vatandaşlık iptali davaları nadirdir ve yıllar sürebilir; Göçmen Hukuki Kaynak Merkezi'ne göre, 1990 ile 2017 yılları arasında yılda yaklaşık 11 böyle dava incelenmiştir.

Trump, ocak ayında göreve gelmesinden bu yana kapsamlı bir sınır dışı etme kampanyası, vize ve daimi oturma izinlerinin iptali ile göçmenlerin sosyal medya paylaşımlarının daha yakından incelenmesini içeren sert bir göçmenlik politikası izlemiştir.

İnsan hakları grupları, Trump'ın politikalarının adil yargılanma ve ifade özgürlüğü gibi hakları kısıtladığını söyleyerek onu kınadı. Trump ve müttefikleri ise bu politikaların iç güvenliği güçlendirmeyi amaçladığını savunuyor.

Son haftalarda, federal yetkililer Minnesota'daki Somali kökenli Amerikalıları, milyonlarca dolar federal sosyal hizmeti zimmete geçiren bir dolandırıcılık planının merkez üssü olarak gösterdiler.

Göçmen hakları savunucuları, yönetimin bu dolandırıcılık soruşturmasını, daha geniş anlamda Somali göçmenlerini hedef almak için bir bahane olarak kullandığını söylüyor.