Filistin Başbakanı İştiyye: İsrail’in ilhak planına karşı Filistin tanınmalı

Nablus'ta Batı Şeria’da İsrail ilhak planına karşı gösteriler düzenlendi (EPA)
Nablus'ta Batı Şeria’da İsrail ilhak planına karşı gösteriler düzenlendi (EPA)
TT

Filistin Başbakanı İştiyye: İsrail’in ilhak planına karşı Filistin tanınmalı

Nablus'ta Batı Şeria’da İsrail ilhak planına karşı gösteriler düzenlendi (EPA)
Nablus'ta Batı Şeria’da İsrail ilhak planına karşı gösteriler düzenlendi (EPA)

Filistin Başbakanı Muhammed İştiyye, İsrail’in Batı Şeria ve Ürdün Vadisi’ni ilhak planına yanıt olarak, Dünya ülkelerini Filistin'i tanımaya ve İsrail’in bu planlarını engellemeye çağırdı. 40’tan fazla ülke ve uluslararası kurumun yanısıra Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Josep Borrell’in de katıldığı “Filistin için Uluslararası Donör Grubu’ (AHLC) toplantısında konuşan İştiyye, şu açıklamalarda bulundu:
“İlhak planları, yalnızca bir açıklamadan ibaret değildir, nitekim İsrail bu planları uygulamaya başlamıştır. Ürdün Vadisi'ndeki belediye meclislerine doğrudan elektrik faturaları gönderilmesi ve buraların Filistin toprakları olduğunu gösteren işaretlerin kaldırılması, bunun kanıtıdır. İlhak, yalnızca uluslararası hukukun ihlali değil, Filistin devleti kurma olasılığının sistematik olarak yok edilmesidir; Siyasi projemiz, Filistin halkı ve toprakları aleyhinde tehlike ve bölge güvenliğine yönelik tehdit oluşturmaktadır. İsrail planları, ABD planında belirtilenlerle tam olarak uyumludur. Araplar, Avrupa Birliği ve tüm uluslararası topluluklar gibi bizim de reddettiğimiz bu plan, uluslararası hukukun ihlalidir ve İsrail ile imzalanan tüm anlaşmaların sona ermesi anlamına gelmektedir.”
İştiyye, AHLC’deki açıklamalarına şu sözlerle devam etti:
“İsrail’in bu prosedürleri karşılığında, ortaklarımızdan başkentin Kudüs olduğu 1967 sınırlarındaki Filistin'i tanımalarını bekliyoruz. Bu devletin kendi egemenliği olan, nefes alabilen, bağımsız bir devlet olması gerekiyor. İşgalin prosedürleri Filistin topraklarını paramparça etti: Gazze kuşatıldı, Kudüs ise duvarın arkasında kaldı. Filistinlilerin Kudüs'e özgürce erişemiyor. Batı Şeria; A, B ve C bölgelerine ayrıldı. Topraklarımız azalıyor. İnşaatları devam eden yerleşim yerleri sayısı ise 720 bine ulaştı. Diğer yandan, evlerin yıkılması ya da öldürme amacıyla ateş açma faaliyetleri de devam ediyor. En sonuncuları Kaad ve Haddad olmak üzere, bu şekilde birçok insan öldürüldü.”
İsrail’in anlaşmaları ihlallerinden yola çıkarak Filistin liderliğinin bu anlaşmaların feshine karar verdiğini vurgulayan İştiyye, “Topraklarımızın ilhakı, varlığımızın tehdidi ve ulusal projemizin yok edilmesi karşısında sessiz kalamayız; bu yüzden iki devletli çözüme, halkımızın saygınlığı ve özgürlüğüne ulaşmak için buradayız” dedi.
Ancak kapının tam olarak kapalı olmadığını da belirten İştiyye, “Hem zihinlerimiz, hem de kalplerimiz, Filistin-İsrail çatışmasını çözmek ve bunu başarısızlığı geçtiğimiz yıllarda kanıtlanan ikili müzakerelere taşımak yolunda uluslararası hukuk ve Birleşmiş Milletler kararlarına dayanan ciddi bir uluslararası çabaya açıktır” ifadelerini kullandı.
İştiyye’nin sunduğu siyasi vaziyeti, koronavirüs kriziyle çıkmaza giren ekonomik vaziyet izledi. Nitekim Filistin Otoritesi, İsrail'in Batı Şeria'nın bazı bölgelerini ilhak etmesiyle bu krizin daha da kötüleşmesini bekliyor. Filistin Maliye Bakanı Şükri Beşşara, “Hükümet, kemer sıkma acil durum planına göre çalışmak zorunda kaldı. Nitekim fon açığı, yaklaşık 1,4 milyar dolara çıktı” açıklamalarında bulundu.
İsrail, söylediği gibi önümüzdeki ayın başında Batı Şeria'yı ilhak ederse, Otorite ise anlaşmaları tüm tezahürleriyle durduracak. İsrail'in nasıl bir tepki vereceği, ya da Otoriteye aktarılan vergi gelirlerin kaderinin ne olacağı bilinmiyor.
Filistin Yönetimi, Mart ve Nisan aylarında yetecek kadar fon almıştı. Ancak önümüzdeki aylarda neler olacağı durumun gidişatına bağlı kalacak. Nitekim ayda yaklaşık 200 milyon doları bulan fonlar, Filistin Otoritesi gelirlerinin ciddi bir kısmını oluşturuyor.
Atama ve terfilerin durdurulup gidişatın gözlemlendiği mevcut olağanüstü hali koruma kararı alan otorite, çalışanlarını maaşların ödenemeyeceği ve beklenen mali duraksamaya hazırlamıştı. El Fetih Hareketi Merkezi İcra Komitesi üyesi Azzam el-Ahmed, önümüzdeki dönemde maaşların düzenli olarak verilemeyeceğini, seçimleri Hamas’ın kazandığı ya da Otorite’nin kurulduğu sırada yaşananların tekrarlanacağını belirtti. Nitekim bu dönemlerde maaşlar üç veya dört ayda bir verilmişti.
Ahmed, sözlerine “Filistin Otoritesi kurulduğunda, Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) çalışanları maaşları en az bir yıl süreyle durdurulmuştu. Her dört ayda bir maaş alıyorlardı. Diğer yandan, büyükelçilikleri finanse eden, yurtdışındaki Filistinli işadamlarıydı. Aynı şeyler yeniden yaşanabilir” ifadeleriyle devam etti.   
“Filistin Yönetimi kurulduğunda, Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) çalışanları maaşları en az bir yıl süreyle durdurulmuştu. Her dört ayda bir maaş alıyorlardı. Diğer yandan, büyükelçilikleri finanse eden, yurtdışındaki Filistinli işadamlarıydı. Aynı şeyler yeniden yaşanabilir” dedi. Aynı zamanda, Hamas seçimleri kazandığında tüm bağışçıların desteği kestiğini ve maaşların 18 ay ödenmediğini hatırlatarak “Maaşları ödemenin bir yolunu daha sonra bulduk. Bu zorluklarla yeniden karşılaşabiliriz” ifadelerini kullandı.
Dünyanın farklı ülkelerinden getirilerek İsrail yönetiminin işgal politikası çerçevesinde Batı Şeria ve Doğu Kudüs'e yerleştirilen Siyonist yerleşimcilerinin silah taşımaları ve Filistinli sivilleri zaman zaman sözlü ya da fiziksel olarak saldırmaları yerel halk ile yerleşimciler arasında sürtüşmelere neden oluyor.
İsrail resmi ideolojisi Siyonizm idealleri doğrultusunda Batı Şeria'yı Yahuda ve Samarya şeklinde adlandırarak kendi toprağı olarak görüyor.
Uluslararası hukuka göre, işgal altındaki Filistin topraklarında bulunan tüm Yahudi yerleşim birimleri yasa dışı sayılıyor. Bununla birlikte işgal altındaki Batı Şeria'da yaşayan Yahudi yerleşimci sayısı 220 bini Doğu Kudüs'te olmak üzere toplam 640 bin. Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te toplam 262 Yahudi yerleşim birimi bulunuyor.
İsrailli sivil toplum kuruluşu Barış Hemen Şimdi Hareketi, Yahudi yerleşim birimlerinin, Batı Şeria'nın yüzölçümünün yüzde 13'üne tekabül ettiğini belirtiyor. Netanyahu yönetimi fiilen işgal ettiği Batı Şeria’yı resmen ilhak edeceğini açıkladı.



Güney Lübnan'a hava saldırısı… İsrail bir Hizbullah üyesinin ‘ortadan kaldırıldığını’ duyurdu

Sayda yakınlarında İsrail saldırısının gerçekleştiği yerdeki Lübnan askerleri (AFP)
Sayda yakınlarında İsrail saldırısının gerçekleştiği yerdeki Lübnan askerleri (AFP)
TT

Güney Lübnan'a hava saldırısı… İsrail bir Hizbullah üyesinin ‘ortadan kaldırıldığını’ duyurdu

Sayda yakınlarında İsrail saldırısının gerçekleştiği yerdeki Lübnan askerleri (AFP)
Sayda yakınlarında İsrail saldırısının gerçekleştiği yerdeki Lübnan askerleri (AFP)

Lübnan Sağlık Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Sayda kenti yakınlarında bulunan el-Gaziye kasabasının girişinde bir aracı hedef alan hava saldırısında bir kişinin hayatını kaybettiğini belirtirken, İsrail ordusu da bir Hizbullah üyesinin ‘etkisiz hale getirildiğini’ duyurdu.

Halk Sağlığı Acil Durum Operasyon Merkezi'nden yapılan açıklamada, “Sayda-el-Gaziye yolunda bir araca İsrail tarafından yapılan saldırı bir kişinin ölümüyle sonuçlandı” denildi.

Bölge, Lübnan-İsrail sınırına yaklaşık 50 kilometre mesafede bulunuyor. El-Gaziye kasabası, İsrail ile Hizbullah arasında bir yılı aşkın süredir devam eden çatışmalar sırasında birçok kez vuruldu.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre, 27 Kasım'dan bu yana iki taraf arasında yürürlükte olan ateşkese rağmen İsrail, Hizbullah unsurlarını hedef almaya devam ederken, İsrail'in Güney Lübnan'da üst üste dördüncü kez ölümcül saldırılar gerçekleştirdiği kaydedildi.

İsrail ordusu dün yaptığı açıklamada, hava kuvvetlerinin ‘Sayda bölgesinde hassas bir saldırı gerçekleştirdiğini ve Hizbullah mensubu Muhammed Cafer Menah Esad Abdullah'ı öldürdüğünü’ bildirdi. Abdullah'ın ‘Hizbullah'ın iletişim sistemlerinin Lübnan genelinde, özellikle de İsrail sınırına yakın güney bölgelerinde konuşlandırılmasından sorumlu’ olduğu belirtildi.

AFP muhabiri, saldırının el-Gaziye ile Sayda arasındaki otoyolda dört çeker bir aracı hedef aldığını, aracın yanarak kül olduğunu ve araçtan siyah dumanlar yükseldiğini söyledi.

Olay yerinde onlarca kişi toplanırken, Lübnan askerleri aracın etrafında güvenlik kordonu oluşturdu. İtfaiyeciler yangını söndürerek bir vinçle aracı olay yerinden kaldırdı.

İsrail ordusu bu hafta başında, Lübnan'da Hizbullah üyelerini hedef alan operasyonlar başlattığını duyurdu.

Bir yılı aşkın süredir devam eden ve Eylül 2024'ten itibaren açık savaşa dönüşen çatışmaların ardından Hizbullah ile İsrail arasında ABD arabuluculuğunda varılan ateşkes anlaşmasına rağmen İsrail, özellikle güney ve doğuda olmak üzere Lübnan'ın çeşitli bölgelerine saldırılar düzenlemeye devam ediyor.

Sayda yakınlarındaki el-Gaziye'de İsrail hava saldırısında hedef alınan aracın önünde toplanan insanlar (AFP)Sayda yakınlarındaki el-Gaziye'de İsrail hava saldırısında hedef alınan aracın önünde toplanan insanlar (AFP)

İsrail, askeri yapı açısından ağır darbeler vurduğu ve başta eski genel sekreteri Hasan Nasrallah olmak üzere çok sayıda liderinin öldürüldüğü savaşın ardından Hizbullah’ın yeniden yapılanmasına izin vermeyeceğini vurguluyor.

Anlaşma, ordu ve Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Görev Gücü’nün (UNIFIL) İsrail sınırı yakınlarındaki konuşlanmalarını güçlendirmesi karşılığında Hizbullah savaşçılarının Lübnan'ın güneyindeki Litani Nehri'nin güneyinden  çekilmesini ve buradaki askeri yapılarının sökülmesini öngörüyordu.

Lübnan, uluslararası topluma, İsrail'e saldırılarını durdurması ve 18 Şubat'ta sona eren çekilme süresinin ardından kuvvetlerini tuttuğu beş tepeden çekmesi için baskı yapması çağrısında bulunuyor.