Hafter- Şoygu toplantısına katılan gizli oyuncu: Wagner grubu

Hafter- Şoygu toplantısına katılan gizli oyuncu: Wagner grubu
TT

Hafter- Şoygu toplantısına katılan gizli oyuncu: Wagner grubu

Hafter- Şoygu toplantısına katılan gizli oyuncu: Wagner grubu

Suriye’de olduğu gibi Rusya, Wagner grubunun Libya’da savaşa katılmasına dikkati çeken birçok rapora ilişkin tavrını açıkladı. İlk başlarda katılımını reddeden Rusya, medya savaşı için bu konuda bilgi servis edenleri de suçlayarak, "Rusya’yı itibarsızlaştırmaya yönelik yalan haberler yapıldığını" vurguladı. Rusya, bu varlığı kabul ederken, bu unsurların Rusya vatandaşı olduğunu, ancak askeri kurumlarla ya da düzenli orduyla ilgilerinin bulunmadığını vurguladı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de yaptığı açıklamada, Libya’da aktif olan Rus vatandaşlarının hükümet çerçevesi dışında olduğunu ve Rusya devletinden maaş almadığını ifade etti. Kremlin sözcüsü Dmitri Peskov da Libya’da savaşan Rus paralı askerlerin varlığını inkar etmezken, bu ülkede birçok ülkeden paralı askerin bulunduğuna dikkati çekti.
Özellikle de bazı bölgelerdeki belirleyici çatışmalar sırasında Wagner savaşçılarının oynadığı rol hakkındaki raporlar artış gösterirken, bu savaşçıların, Libya’nın başkenti Trablus yakınlarında ağır bir darbe almadan önce, konuşlandıkları bir havaalanı yakınlarındaki stratejik konumlarını kaybettikleri belirtildi. Raporlar, yaklaşık bin 500 Wagner savaşçısının bölgeden geri çekildiğine dikkati çekti. Bu savaşçıların, Rusya’ya geri dönüşlerine hazırlık olarak, Antonov uçakları tarafından başka ülkelere nakledildikleri belirtildi.
Bu raporların ardından Rusya’daki medya kaynaklarının sağladığı veriler, gerçekte Rus paralı askerlerin Libya’dan tahliye edilmediğini, aksine başkent çevresindeki mevcut savaş cephelerinden uzaklaştırılarak ülkenin güneyindeki bölgelere sevk edildiğini ortaya koydu. Tüm koşullarda Moskova, söz konusu raporlara ilişkin olarak sessizliğini korudu ve iddiaları ne kabul etti ne de yalanladı. Rusya Dışişleri Bakanlığı’na yakın bir kaynak, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Rusya’nın bu paralı askerleri transfer ettiği yönündeki haberler yanlıştır” dedi. Kaynak, Rusya hükümetinin bu unsurlarla bir ilgisi olmadığını belirtirken, yabancı kuruluşlarla yapılmış olduğu sözleşmeler uyarınca faaliyet gösteren özel paramiliter şirketlere atıfta bulunarak, “Onları gönderenler, onları transfer edenlerdir” dedi.
Moskova, Libya’daki Wagner grubunun Libya’daki mevcudiyetine değinen Birleşmiş Milletler (BM) raporu hakkında resmi bir düzeyde yorum yapmaktan kaçındı. Raporda, Libya’da bulunan Wagner savaşçılarının sayısının 800 ila bin arasında olduğu belirtildi. 57 sayfalık rapor, söz konusu savaşçıların 2018 yılından bu yana Libya’da faaliyet gösterdiğini, askeri araçları onarmak ve askeri operasyonlara katılmak için teknik yardımlar sağladığını ortaya koydu.
Wagner savaşçılarının, topçu birlikleri, takip unsurları ve keskin nişancılar olarak çalıştıkları belirtilirken, elektronik operasyonlarda teknik yardım sağladıkları vurgulandı. BM raporuna göre Wagner üyelerinin çoğunluğu Rusya’dan, ancak aralarında Belarus, Moldova, Sırbistan ve Ukrayna’dan unsurlar da var.
Öte yandan Rusya medya organları, bu grupların arkasında duran ve faaliyetlerini finanse edenlerin, Kremlin ve Savunma Bakanlığı’na yakın Rus iş adamı Yevgeny Prigozhin olduğunu gizlemiyor. Prigozhin ismi, bu savaş gruplarının Ukrayna, Suriye ve diğer ülkelere transferiyle ilgileniyor.
Prigozhin, Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu’nun 2018 yılında Moskova’ya ziyareti sırasında Libya Ulusal Ordusu (LUO) lideri Mareşal Halife Hafter ile görüşmesi sırasında gazetecilerin çektiği bazı fotoğraflarda göründü. Bazı taraflar, bu ziyaretin Wagner savaşçılarının Libya’ya gönderilmesinin ayağını oluşturduğu görüşünde.
O dönemden bu yana grup, Libya’da faaliyet gösteriyor. Bu yapı, BM’nin Libya’ya yönelik silah ambargosu hakkındaki kararlarına bağlı olduğunu defalarca ilan eden Rus ordusunun faaliyetlerine paralel olarak çalışıyor. Ancak Bakan Şoygu, ziyarette Libya ordusuna silahlarla değil teçhizat sağlamakla ilgili ‘eski sözleşmelerin’ de uygulandığına dikkati çekmişti.



Lübnan Ordusu: Güneyde bir UNIFIL devriyesine saldıran altı kişi yakalandı

Birleşmiş Milletler barış gücü güçleri, Marjeyoun'un Bouayda bölgesinde UNIFIL gücüne ait araçlarla devriye geziyor (AFP)
Birleşmiş Milletler barış gücü güçleri, Marjeyoun'un Bouayda bölgesinde UNIFIL gücüne ait araçlarla devriye geziyor (AFP)
TT

Lübnan Ordusu: Güneyde bir UNIFIL devriyesine saldıran altı kişi yakalandı

Birleşmiş Milletler barış gücü güçleri, Marjeyoun'un Bouayda bölgesinde UNIFIL gücüne ait araçlarla devriye geziyor (AFP)
Birleşmiş Milletler barış gücü güçleri, Marjeyoun'un Bouayda bölgesinde UNIFIL gücüne ait araçlarla devriye geziyor (AFP)

Lübnan Ordusu bugün, Lübnan'ın güneyindeki el-Tayri-Bint Cebeli yolunda Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü'ne (UNIFIL) ait bir devriyeye saldıran altı kişinin yakalandığını duyurdu.

Ordu "X" platformunda yayınlanan bir açıklamasında, UNIFIL gücüne yönelik saldırıda bir UNIFIL aracının hasar gördüğünü, ancak personel arasında herhangi bir yaralanma bildirilmediğini ifade etti.

Ordu, UNIFIL'e yönelik herhangi bir saldırının ciddiyetini vurgulayarak, olaya karışanların cezalandırılmasında hiçbir hoşgörü ve müsamaha gösterilmeyeceğini belirtti.

Ayrıca, UNIFIL'in Litani Nehri'nin güneyinde bulunan bölgedeki temel rolünü, ordu ile yakın koordinasyonunu ve istikrarın yeniden sağlanmasına aktif katkısını vurguladı.

UNIFIL dün yaptığı açıklamada, Güney Lübnan'daki devriyelerinden birine ateş açıldığını, ancak herhangi bir yaralanma bildirilmediğini duyurdu.

Bint Cubeyl yakınlarında devriye gezen üç motosikletli altı kişinin barış gücüne yaklaştığını ve içlerinden birinin aracın arkasına yaklaşık üç el ateş ettiğini açıkladı. Olayda yaralanan olmadı.


Arap ve İslam dünyası, İsrail'in Gazzelileri Mısır'a sürme niyetinden endişe duyuyor

Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)
Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)
TT

Arap ve İslam dünyası, İsrail'in Gazzelileri Mısır'a sürme niyetinden endişe duyuyor

Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)
Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)

Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri, Endonezya, Pakistan, Türkiye ve Katar, İsrail'in Gazze Şeridi sakinlerinin Mısır'a geçişine olanak sağlamak için Refah sınır kapısını tek yönlü açacağı yönündeki açıklamalarından derin endişe duyduklarını belirtti.

Sekiz ülkenin dışişleri bakanları yaptıkları açıklamada, Filistin halkını topraklarından çıkarma girişimlerini tamamen reddettiklerini vurgulayarak, ABD Başkanı Donald Trump'ın Refah sınır kapısının her iki yönde de açılması, bölge sakinlerine hareket özgürlüğünün garanti altına alınması, Gazze Şeridi halkından hiçbirinin ayrılmaya zorlanmaması, aksine topraklarında kalmaları ve vatanlarının inşasına katılmaları için uygun koşulların yaratılması, istikrarın yeniden sağlanması ve insani koşulların iyileştirilmesine yönelik bütünleşik bir vizyonun oluşturulması planına tam bağlılık gösterilmesi gerektiğini vurguladı.

Bakanlar, Başkan Trump'ın bölgede barışı sağlama konusundaki kararlılığına ilişkin takdirlerini yineleyerek, güvenlik ve barışın sağlanması ve bölgesel istikrarın temellerinin sağlamlaştırılması amacıyla, planının tüm yönleriyle, gecikme veya aksama olmaksızın uygulanmasının önemini vurguladılar.

Ateşkesin tam olarak sağlanması, sivillerin çektiği acılara son verilmesi, Gazze'ye insani yardımların kısıtlama veya engel olmaksızın ulaştırılmasının sağlanması, iyileştirme ve yeniden yapılanma çalışmalarına erken başlanması ve Filistin Yönetimi'nin sektördeki sorumluluklarını yeniden üstlenmesi için gerekli koşulların oluşturulması ve böylece bölgede yeni bir güvenlik ve istikrar aşamasının başlatılması gerektiğini vurguladılar.

Bakanlar, ülkelerinin, Güvenlik Konseyi'nin 2803 sayılı Kararı ve ilgili tüm Konsey kararlarının tam olarak uygulanmasını sağlamak ve uluslararası hukuk kararları ve iki devletli çözüm ilkesi uyarınca adil, kapsamlı ve sürdürülebilir bir barışa ulaşmak için elverişli bir ortam sağlamak amacıyla Amerika ve tüm ilgili bölgesel ve uluslararası taraflarla çalışmaya ve eşgüdüm sağlamaya hazır olduğunu teyit ettiler. Bu, işgal altındaki Gazze ve Batı Şeria toprakları da dahil olmak üzere 4 Haziran 1967 sınırlarında, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasıyla sonuçlanacaktır.


Katar: Gazze savaşını sona erdirme müzakereleri kritik bir aşamada

Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)
Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)
TT

Katar: Gazze savaşını sona erdirme müzakereleri kritik bir aşamada

Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)
Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)

Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani bugün yaptığı açıklamada, Gazze savaşıyla ilgili müzakerelerin kritik bir aşamada olduğunu açıkladı.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre Katar'daki Doha Forumu'nda düzenlenen bir panelde konuşan el Sani, arabulucuların ateşkesin bir sonraki aşamasına geçmek için birlikte çalıştıklarını ifade etti.

Başbakan, Gazze'de ateşkesin, İsrail'in Gazze Şeridi'nden tamamen çekilmesi olmadan tamamlanmayacağını açıkladı.

"Şu anda kritik bir noktadayız... Ateşkes olduğunu düşünemeyiz; ateşkes ancak İsrail'in tamamen çekilmesi ve Gazze'ye istikrarın geri dönmesiyle tamamlanır" ifadelerini kullandı.

Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Gazze'ye istikrar gücü kurulmasına ilişkin müzakerelerin sürdüğünü, gücün yetki ve angajman kurallarının da ele alındığını açıkladı.

Katar'daki Doha Forumu'nda konuşan Fidan, gücün temel amacının sınır boyunca İsrailliler ve Filistinliler arasında ayrım yapmak olduğunu belirtti.

Bugün Gazze'nin kuzeyinde, İsrail İHA'sının hedef alması sonucu bir Filistinli hayatını kaybetti, üç kişi de yaralandı. Filistin Bilgi Merkezi yerel kaynaklara dayanarak, "Gazze'nin kuzeyindeki el Atatra kavşağında İsrail'e ait bir İHA tarafından hedef alınanlardan bir şehit ve üç yaralının eş Şifa Hastanesi'ne getirildiğini" bildirdi.

Merkezden yapılan açıklamada, "10 Ekim'de ateşkes anlaşmasının başlamasından bu yana çoğunluğu çocuk, kadın ve yaşlılardan oluşan 369 vatandaşımız hayatını kaybetti, 920'den fazla kişi de yaralandı" denildi.