Zoom CEO’su: 'Uçtan uca şifreleme' koruması yalnızca parasını ödeyen kullanıcılar için geçerli olacak

Zoom video konferans uygulamasının kullanımı koronavirüs pandemisi sonrasında dünyanın birçok yerinde artmıştı (Reuters)
Zoom video konferans uygulamasının kullanımı koronavirüs pandemisi sonrasında dünyanın birçok yerinde artmıştı (Reuters)
TT

Zoom CEO’su: 'Uçtan uca şifreleme' koruması yalnızca parasını ödeyen kullanıcılar için geçerli olacak

Zoom video konferans uygulamasının kullanımı koronavirüs pandemisi sonrasında dünyanın birçok yerinde artmıştı (Reuters)
Zoom video konferans uygulamasının kullanımı koronavirüs pandemisi sonrasında dünyanın birçok yerinde artmıştı (Reuters)

İnsanların, eve kapandıktan sonra toplantıları ve yakınları ile görüşmelerini gerçekleştirmek için kullandığı Zoom uygulaması “uçtan uca şifreleme” yöntemine geçiyor. 
Şirketin CEO’su Eric Yuan, konuyla ilgili yaptığı açıklamada “uçtan uca şifreleme” korumasının yalnızca ücret ödeyerek programa üye olanlar için geçerli olduğunu duyurdu. 
Yuan, “Zoom’u ücretsiz kullananlar, bu uygulamadan faydalanamayacak çünkü kötü niyetli kişilerin belirlenmesi için FBI ve yerel güçlerle çalışacağız” dedi. 

“Güvenlik haktır, ayrıcalık değil”
Dijital haklar savuncusu inisiyatif “Fight for the Future”’un (Gelecek için Savaş) Başkan Yardımcısı Evan Greer ise temel güvenlik hakkının yalnızca zenginlere ve büyük kurumlara özgü “ayrıcalıklı bir özellik” olmaması gerektiğini savundu. 
Evan Greer, “Bu karar yalnızca, ‘Aramalarınızı koruyacağız, ekstra para öderseniz güvenlik altına alacağız’ demekten başka bir şey değil” ifadelerini kullandı. 
Uçtan uca şifreleme, mesaja ya da görüntüye yalnızca uç noktalardaki kullanıcıların erişebildiği bir sistem. İnternet sağlayıcıları, ağ yöneticileri gibi aradaki potansiyel gizli dinleyiciler, konuşmanın şifresini çözmek için gereken şifreleme anahtarlarına erişimden engelleniyor. 

“Güvenlik güçleri ile paylaşmıyoruz”
Zoom sözcüsünden yapılan açıklamada ise programın hâlihazırda temel bir şifreleme sistemine sahip olduğunu, proaktif olarak toplantı içeriklerinin gözlenmediğini söyledi. 
“Çocuk istismarı gibi bir durum olmadığı sürece güvenlik güçleri ile bilgi paylaşmıyoruz” diyen sözcü, “Toplantılara girilebilen bir arka kapımız yok ve bu durum değişmeyecek” ifadelerini kullandı. 
Independent Türkçe'de yer alan habere göre, 2011’de kurulan şirket bir süredir, bilgisayar korsanlarının toplantılara sızarak görüntü ve ses kaydı alabildiği, davetsiz misafirlerin bir anda Zoom toplantılarına girebildiği gibi birçok güvenlik açığı eleştirisinin hedefindeydi. 

“Yıl sonunda yaklaşık 2 milyar dolar ciro” 
Zoom CEO’su Eric Yuan ayrıca, şirketinin popülaritesinin son aylarda çok hızlı şekilde arttığını, yıl sonunda 1,8 milyar dolar ciro yapmayı beklediklerini duyurdu. 
Yuan’ın açıklamasına göre uygulamada gerçekleşen tüm toplantıların günlük katılımcı sayısı aralıkta 10 milyon iken nisan sonunda 300 milyona yükselmiş durumda. 
Geçtiğimiz günlerde ilk çeyrek bilançosunu da açıklayan Zoom, yılın ilk üç ayında 328,2 milyon dolar ciroya ulaştı. Bu, geçen yılın aynı döneminde elde edilen 122 milyon doların yüzde 169 daha fazlası. 
Zoom’un 4 Mart’taki aylık 14 milyon aktif kullanıcı sayısı ise 27 Mayıs itibariyle 173 milyona çıktı. 



Ortadoğu’daki kaos Çin’i endişelendiriyor: Rusya’yla boru hattı tekrar gündemde

Sibirya'nın Gücü hattı, Gazprom tarafından 2019'da faaliyete geçirilmişti (Reuters)
Sibirya'nın Gücü hattı, Gazprom tarafından 2019'da faaliyete geçirilmişti (Reuters)
TT

Ortadoğu’daki kaos Çin’i endişelendiriyor: Rusya’yla boru hattı tekrar gündemde

Sibirya'nın Gücü hattı, Gazprom tarafından 2019'da faaliyete geçirilmişti (Reuters)
Sibirya'nın Gücü hattı, Gazprom tarafından 2019'da faaliyete geçirilmişti (Reuters)

İsrail-İran çatışmaları, Çin’in uzun süredir duraklamış olan Sibirya’nın Gücü 2 boru hattı projesini yeniden gündeme almasına yol açtı.

Wall Street Journal’ın haberinde, Çin’in doğalgazının yüzde 30’unu Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi Ortadoğu ülkelerinden sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) halinde ithal ettiği belirtiliyor.

Çin’in özellikle İran’dan gönderilen düşük maliyetli ham petrole büyük ölçüde bağımlı hale geldiği aktarılıyor. İran’ın petrol ihracatının yüzde 90’ından fazlasının Çin’e gittiğine işaret ediliyor.

Ancak son gelişmelerle bölgede artan öngörülemezdik, Çin’i Hürmüz Boğazı üzerinden sevkıyatlara alternatif arayışına soktu. İsrail’le 12 gün süren çatışmalara ABD’nin de dahil olmasıyla Tahran yönetiminin boğazı kapatma tehlikesi doğmuştu. İran henüz bu yönde bir adım atmadı.

Berlin merkezli düşünce kurulu Carnegie Rusya Avrasya Merkezi’nden Alexander Gabuev, “Ortadoğu’daki askeri durumun öngörülemezliği, Çin liderliğine karasal boru hattı arzının jeopolitik faydalarını gösterdi” diyor.

Pekin yönetiminin, uzun süredir askıya alınmış Sibirya’nın Gücü 2 doğalgaz boru hattını yeniden değerlendirdiği belirtiliyor.

Çin’e yılda 50 milyar metreküp doğalgaz taşıma kapasitesine sahip olacak boru hattı projesi, fiyat anlaşmazlıkları başta olmak üzere bazı sorunlar nedeniyle ilerlememişti.

Pekin’in politikası kapsamında tek bir ülkeden yapılan petrol ve doğalgaz ithalatı yüzde 20’yle sınırlandırılıyor ancak Moskova bu oranın üstüne çıkılmasını talep ediyor.

İki ülke arasında kurulan Sibirya’nın Gücü hattı 2019’da devreye alınmıştı. İkinci hattın inşasının yaklaşık 5 yıl sürmesi öngörülüyor.

WSJ, Çin lideri Şi Cinping’in eylülde Rusya’yı ziyaret etmeyi planladığını, boru hattı projesinin detaylarının da gündeme geleceğini yazıyor.  

Diğer yandan Washington’ın, Pekin’le Moskova’nın yakınlaşmasını engellemek isteyeceğine dikkat çekiliyor. Ancak Trump dünkü açıklamasında Çin’in Amerikan ambargosuna rağmen İran’dan petrol almaya devam edebileceğini söyleyerek kafa karışıklığı yaratmıştı. Cumhuriyetçi lider, Pekin yönetimine ABD’den petrol alma çağrısında da bulunmuştu.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, Reuters