Türkiye’deki Uygur Türklerine Çin takibi: Ankara'daki 100 milyon dolarlık hastane projesi, projeyi yürüten Uygur işadamlarının tutuklanmasıyla yarım kaldı

AFP
AFP
TT

Türkiye’deki Uygur Türklerine Çin takibi: Ankara'daki 100 milyon dolarlık hastane projesi, projeyi yürüten Uygur işadamlarının tutuklanmasıyla yarım kaldı

AFP
AFP

Üniversite eğitimi almak için 2011’de Çin’den Türkiye’ye gelen Jevlan Şirmehmet, 2018’den bu yana Çin güvenlik birimleri tarafından “toplama kampında”  tutulan annesinden bir haber arıyor.
Emekli devlet memuru olan annesinin 2018’de Türkiye’ye kendisini ziyarete geldiğini, Çin’e döndükten sonra tutuklandığını anlatan Şirmehmet, annesini bulmak için Çin diplomatik makamlarına başvurdu. Ancak talebine aylardır herhangi bir yanıt verilmediğini söylüyor. 
Independent Türkçe’nin geçtiğimiz aylarda hikayesini okuyucularla buluşturduğu Şirmehmet’in kullandığı sosyal medya hesapları, Çin devletinin resmi sosyal medya hesapları tarafından engellendi.
Şirmehmet, “Ben Çin vatandaşıyım, Çin pasaportum var. Resmi makamlar talebime cevap vermiyor. Konuyu sosyal medyada yazınca bu kez de Çin Dışişleri Bakanlığı ve İstanbul Başkonsolosluğu’nun resmi hesaplar beni engelledi” diyor.

Şirmehmet, annesini sürekli sorduğu için sosyal medya hesaplarının Çin'in resmi hesapları hesapları tarafından engellendiğini söylüyor
“Çin’e kayıtlı bir numara aradı ve…”
Geçtiğimiz günlerde kendisini Çin’e kayıtlı tanımadığı bir numaranın aradığını söyleyen Uygur genç, “Merakla telefonu açtım. Telefonun ucundaki ses babama aitti. Sesi stresli geliyordu ve annemi aramamı bırakmamı söylüyordu. Çin devletinin ağzıyla konuşuyordu. Bu görüşmenin babama zorla yaptırıldığına eminim” şeklinde konuştu.

Şirmehmet şunları söyledi:
"Annem toplama kampından çıkmadıkça, evine gitmedikçe, ailesiyle aynı sofrada yemek yemedikçe ben vazgeçmeyeceğim. Yasa dışı hiçbir şey yapmayan, emekli bir memur olan ve sadece beni ziyaret etmek için resmi yollarla Türkiye’ye gelen annemin o kamptan kurtulduğunu görmek istiyorum."

Ankara’daki dev hastane projesi neden durdu? 
Çin’in bu politikası Ankara’nın Kızılcahamam ilçesinde yapılacak, 100 milyon dolarlık dev yatırımın da yarıda kalmasına neden oldu.
Uygur işadamları Rozi ve Mehmet Hamdullah, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi ile dönemin Ankara Valiliği arasında imzalanan bir protokolle başlayan ve Çin merkezli bir şirket tarafından yapılmaya başlayan tıp projesini devraldı.
Independent Türkçe'nin haberine göre, termal sağlık turizmi ile tamamlayıcı tıbbın birleştirilmesinin amaçlandığı projenin müjdesinin Kızılcahamam Belediye Başkanı Muhittin Güney vermiş ve projenin çok önemli bir yatırım olduğunu, sadece Ankara’ya değil Türkiye’ye büyük katkı yapacağını söylemişti.
Ama büyük beklentilerle başlayan proje, işadamlarının yüz binlerce Uygur gibi tutuklanmasıyla durdu. Büyük bütçeli hastane inşaatı yarım kaldı. Çin, işadamlarının 100 milyon dolar değerindeki malvarlığına da el koydu.

Türkiye'ye yatırım yapan iki kardeş şimdi tutuklu. Ailesi tüm mavarlıklarını el konulduğunu söylüyor
İşadamlarının kardeşi Ömer Hamdullah Independent Türkçe’ye 60 yaşındaki engelli ve bakıma muhtaç anneleri Hansehan Hamdullah ile 37 yaşındaki kızkardeşleri Zeynigül Hamdullah’tan da hiçbir haber alamadıklarını söyledi. 

Çin, iade taleplerinin gizli kalmasını istiyor
Çin’in Türkiye ile bağlantılı Uygurlara takibi bu örneklerle sınırlı değil. Uygur kaynaklar, Çin makamlarının ülkede yaşayan Uygur Türklerini adım adım takip ederek çeşitli bahanelerle haklarında iade talebi dosyaları hazırladığını belirtiyor.
İadesi istenen son isimlerden biri Enver Turdi. Çin güvenlik birimlerinin Turdi’nin iadesini “terörizm” suçlamasıyla talep etti. Türk makamlarına iletilen dosyada ise davanın gizli kalması ve kamuoyu tarafından duyulmamasını istedi.  
Çin makamları, yüzbinlerce Uygur’un tutulduğu “toplama kamplarına” meslek edindirme kursu demeyi tercih ediyor. Birleşmiş Milletler raporlarına göre 1 milyondan fazla Uygur bu kamplarda zorunlu olarak eğitime tabi tutuluyor.



Lübnan asıllı eski Fox News sunucusunu Washington'un en üst düzey yargı makamına atandı

Eski Fox News sunucusu Jeanine Pirro, Columbia Bölgesi Başsavcısı olarak atandı (AP)
Eski Fox News sunucusu Jeanine Pirro, Columbia Bölgesi Başsavcısı olarak atandı (AP)
TT

Lübnan asıllı eski Fox News sunucusunu Washington'un en üst düzey yargı makamına atandı

Eski Fox News sunucusu Jeanine Pirro, Columbia Bölgesi Başsavcısı olarak atandı (AP)
Eski Fox News sunucusu Jeanine Pirro, Columbia Bölgesi Başsavcısı olarak atandı (AP)

ABD Senatosu Cumartesi günü eski yargıç ve TV sunucusu Jeanine Pirro'nun önde gelen bir yargı pozisyonuna atanmasını onayladı. Pirro, Donald Trump'ın yönetimine katılan en son TV figürü oldu.

Lübnan asıllı Pirro'nun Columbia Bölgesi Başsavcısı olarak atanması 50'ye karşı 45 oyla onaylanırken, Trump hafta sonu Cumhuriyetçilerin çoğunlukta olduğu Senato'dan adaylıklarını tamamlamasını istemişti.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığı habere göre birçok etkili hükümet pozisyonunu televizyon kanallarının sunucularına veren Trump Mayıs ayında Pirro'yu geçici olarak Washington DC baş savcısı olarak atamıştı.

Trump daha önce 74 yaşındaki eski New York Westchester County savcısını “eşsiz” bir kadın olarak tanımlamıştı.

Pirro  2008'den 2011'e kadar “Yargıç Jeanine Pirro” adlı televizyon programını ve ardından 11 yıl boyunca Fox News'te “Yargıç Jeanine ile Adalet” adlı programı sunmasıyla tanınıyor.

Pirro ayrıca ABD'nin en güçlü savcılarından biri olarak geçici görevini üstlenmeden önce Fox News'in “The Five” programının da sunuculuğunu yapmıştır.

Pirro, “Fox & Friends Weekend” programının sunuculuğunu yapan Savunma Bakanı Pete Hegseth ve Fox Business'ta reality TV türü bir programın sunuculuğunu yapan Ulaştırma Bakanı Sean Duffy gibi resmi görevlerde bulunan diğer medya çalışanları arasına katıldı.

Senato Yargı Komitesindeki en üst düzey Demokrat olan Dick Durbin, Pirro'nun “ABD'nin daimi başsavcısı olmaması gerektiğini” söyledi ve onun seçimini “Donald Trump'ın göstermelik bir onayı” olarak nitelendirdi.

Durbin bu tutumuna gerekçe olarak Pirro'nun Trump'ın Joe Biden'a karşı kaybettiği 2020 seçimlerine ilişkin komplo teorilerini desteklemesini gösterdi.

Pirro'nun, aralarında Washington Post tarafından “dalkavukça” olarak nitelendirilen Trump'a karşı komploları konu alan 2018 tarihli “Yalancılar, Sızdıranlar ve Liberaller” kitabının da bulunduğu çok sayıda kitabı bulunmaktadır.

Eski kocası Albert Perot, New York'ta savcı olduğu dönemde vergi kaçakçılığından hüküm giymiş, ancak Trump ilk başkanlık döneminde onu affetmişti.

Trump'ın hızlı onayının bir parçası olarak, Trump'ın eski avukatı Emil Bove geçen hafta federal temyiz yargıcı olarak atandı.