WHO koronavirüse karşı gerekli koruyucu ekipman eksikliği konusunda uyardı

WHO Antimikrobiyal Dirençten Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Dr. Hanan Balhi (Şarku’l Avsat)
WHO Antimikrobiyal Dirençten Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Dr. Hanan Balhi (Şarku’l Avsat)
TT

WHO koronavirüse karşı gerekli koruyucu ekipman eksikliği konusunda uyardı

WHO Antimikrobiyal Dirençten Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Dr. Hanan Balhi (Şarku’l Avsat)
WHO Antimikrobiyal Dirençten Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Dr. Hanan Balhi (Şarku’l Avsat)

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), maskeler de dahil olmak üzere küresel salgını önleme kaynaklarında sıkıntısı olduğu konusunda uyarırken, hükümetlerin yeni tip koronavirüse (Kovid-19) karşı aldığı önlemlere uyulması gerektiğini vurguladı.
Şarku’l Avsat’a konuşan WHO Antimikrobiyal Dirençten Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Dr. Hanan Balhi, yaklaşık 126 ülkeye ihtiyaç duyulan 70 milyon maske, 3 milyon koruyucu elbise ve 28 milyon eldiven göndermeyi planladıklarını belirtti.
Sadece maske değil, salgına karşı koruyucu tüm ekipmanlarda küresel bir sıkıntı olduğunu dile getiren Dr. Hanan, bu nedenle ihtiyacı olan ülkelere milyonlarca kişisel koruyucu ekipman satın almak için küresel bir ortaklık destek girişimi başlattıklarını söyledi.
Maske kullanımının, başta sağlık personeli olmak üzere insanları virüsten korumakta büyük öneme sahip olduğuna dikkati çeken Dr. Hanan, yine de tek başına maskenin yeterli olmadığını hatırlattı.
Tıbbi özelliğe sahip olmayan çok sayıda kumaş maske olduğunu söyleyen Dr. Hanan, maskenin ağız ve burnu tamamen kapatması ve yıkanıp birkaç kez kullanılabilir olması gerektiğinin altını çizdi.
Kovid-19’a karşı antibiyotik kullanımına da değinen Dr. Hanan, “Ne yazık ki, bu önemli ölçüde arttı. Çoğu durumda antibiyotik kullanımı yanlış. Viral enfeksiyonlarda, özellikle hafif semptomları olanlarda veya bakteriyel enfeksiyonun varlığını gösteren klinik veya laboratuvar endikasyonlarının yokluğunda antibiyotik kullanmanın bir anlamı yoktur” yorumunda bulundu.
Dr. Hanan, koronavirüse karşı maske kullanımı, sosyal mesafe, sık sık el yıkama, yüze ve maskeye dokunmaktan kaçınma gibi önlemlerin önemine dikkati çekerek, maskenin çok dikkatli bir şekilde çıkarılıp çöpe atılması gerektiğini belirtti. Ayrıca toplu taşıma, mağazalar veya diğer kalabalık ortamlarda en az bir metre mesafeyi korumaya önem verilmesi konusunda da uyardı.
WHO yetkilisi Dr. Hanan, Kovid-19 salgınının taşıdığı özelliklerin ülkeden ülkeye göre değiştiğini hatırlatarak, bu nedenle ihtiyati tedbir amaçlı yerel politikaların geliştirilmesi için bir risk değerlendirmesi yapılması gerektiğini söyledi.
Dr. Hanan, bu değerlendirmenin, nüfus yoğunluğu, mülteci kamplarının mevcudiyeti, arzın yeterliliği ve kamu faaliyetlerine devam etme ihtiyacı gibi çeşitli özelliklere bağlı olduğunu da sözlerine ekledi.



5 bin yıl önce Avrasya'da yayılan vebanın arkasından koyunlar çıktı

Avrasya bozkırında bulunan 4 bin yıllık koyun kemiklerinde veba tespit edildi (Björn Reichhardt)
Avrasya bozkırında bulunan 4 bin yıllık koyun kemiklerinde veba tespit edildi (Björn Reichhardt)
TT

5 bin yıl önce Avrasya'da yayılan vebanın arkasından koyunlar çıktı

Avrasya bozkırında bulunan 4 bin yıllık koyun kemiklerinde veba tespit edildi (Björn Reichhardt)
Avrasya bozkırında bulunan 4 bin yıllık koyun kemiklerinde veba tespit edildi (Björn Reichhardt)

Tunç Çağı'nda Avrasya'da yaşanan veba salgının yayılmasında koyunların kritik bir rol oynamış olabileceği tespit edildi. 

İnsanlara bulaşan pek çok hastalık hayvansal kökenli. Hayvanlarda bulunan patojenler bir noktada insanlara geçerek onlar arasında yayılıyor. 

Tarihteki en ölümcül zoonotik hastalıklardan biri olan veba da sıçanların üzerinde yaşayan pireler yoluyla insanlara bulaşarak milyonlarca kişinin hayatını kaybetmesine yol açtı. 

Diğer yandan 14. yüzyıldaki Kara Ölüm diye bilinen salgından sorumlu patojen, yaklaşık 5 bin yıl önce yayılmaya başlayan patojenden genetik olarak farklı. İnsanlar arasında yayılan bu Yersinia pestis türünün yaklaşık 2 bin yıl önce ortadan kaybolduğu düşünülüyor.

Ancak uzmanlar bu patojenin insanlara nasıl sıçradığını bilmiyordu. Bilim insanları hayvanlardaki hastalıkların geçmişte insanlara nasıl bulaştığını öğrenerek gelecekte yaşanabilecek bu tür olaylara karşı hazırlıklı olabilir.

Aralarında Harvard Üniversitesi'nden isimlerin de yer aldığı bir araştırma ekibi, Tunç Çağı'ndaki Yersinia pestis'in kökenini saptamak için bugünkü Rusya'da bulunan Arkaim arkeolojik kazı alanındaki hayvanlarının kemiklerini ve dişlerini inceledi.

Araştırmacılar 4 bin yıllık bir koyunda, o dönemde insanlara bulaştığı bilinen Y. pestis türünü tespit etti.

Bilim insanları koyundan alınan Y. pestis genomunu diğer eski ve modern genomlarla karşılaştırdı. Koyundan alınan örnek, aynı zamanlarda yakın bir bölgede yaşayan bir insana bulaşan patojenin genomuna çok benziyordu. 

Bulguları hakemli dergi Cell'de dün (11 Ağustos) yayımlanan makalenin ortak yazarı Dr. Christina Warinner şöyle diyor:

Bir koyuna ait olduğunu bilmeseydik, herkes bunun başka bir insan enfeksiyonu olduğunu varsayardı; neredeyse ayırt edilemezler.

Ekip, patojenin henüz bilinmeyen bir yaban hayvanından koyunlara ve oradan da insanlara sıçradığını tahmin ediyor. Öte yandan hastalığın insanlardan koyunlara bulaşmış olması da muhtemel. 

Sözkonusu patojen, diğer veba salgınlarından farklı olarak pireler aracılığıyla bulaşmasını sağlayacak genetik materyalden yoksun. Araştırmacılar bu nedenle başka bir kaynaktan yayılmış olması gerektiğini söylüyor. 

Max Planck Enstitüsü'nden makalenin bir diğer yazarı Dr. Felix Key "Elimizdeki bulgular eski koyun ve insan enfeksiyonlarının, hâlâ bilinmeyen bir kaynaktan muhtemelen münferit olaylarla yayıldığını gösteriyor" diyerek ekliyor:

Sıradaki adım, o kaynağı bulmak.

Araştırmacılar o dönemde bölgede yaşayan Sintaşta-Petrovka halkının sığır, koyun ve at yetiştiriciliğiyle ilgilendiğine de dikkat çekiyor.

Çalışmanın yazarlarından Dr. Taylor Hermes "Bu erken dönem çoban topluluklarının tahıl depoları, fareleri ve pireleri çekmezdi ve daha önce Sintaşta bireylerinde Y. pestis enfeksiyonları bulunmuştu" diyerek soruyor: 

Kayıp halka çiftlik hayvanları olabilir mi?

Bu toplulukların kullandığı hayvanların yabandaki canlılarla temasa geçmesi hastalığın yayılmasını sağlamış olabilir.

Bilim insanları bunu ve patojenin kısa sürede nasıl geniş bir alana yayıldığını anlamak için çalışmalarına devam etmeyi planlıyor.

Independent Türkçe, Popular Science, Cosmos Magazine, Cell